İçeriğe atla

Yunan canlandırmacılığı

Almanya’nın başkenti Berlin’de yer alan Brandenburg Kapısı Greek Revival üslubunun tanınmış örneklerindendir.

Yunan canlandırmacılığı (Grek Canlandırılması veya Grek Uyanışı veya Yunan Uyanışı) 18. yüzyılın sonları ile 19. yüzyılın başları arasındaki dönemde ağırlıklı olarak Kuzey Avrupa ve ABD’de yaygın olarak uygulanmış bir mimari üsluptur. Hellenizm kültürünün ürünü olarak çıkan bu üslubu Neoklasik mimarinin son aşaması olarak da nitelendirenler de olmuştur. Bu kavram ilk kez Kraliyet Sanat Akademisi’nde professor olan Charles Robert Cockerell’nin 1842 yılında verdiği bir sunumda kullanılmıştır.[1] Ağırlıklı olarak ABD’de etkili bir akım olduğunda genelde İngilizcesi olarak Greek Revival terimi kullanılmaktadır.

Resim galerisi

Kaynakça

  1. ^ J. Turner (ed.), Encyclopedia of American art before 1914, New York, sayfa 198

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Grev</span>

Grev; çalışanların, yaptıkları işi toplu reddedişinden kaynaklanan iş durdurma eylemidir. Grev genellikle çalışanların yaşadıkları memnuniyetsizliklere karşılık olarak meydana gelir. Grevler, fabrikalarda ve madenlerde toplu işgücünün öneminin arttığı Sanayi Devrimi sırasında önemli hale gelmiştir ancak fabrika sahiplerinin işçilerden çok daha fazla siyasi gücü olması nedeniyle çoğu ülkede grevler çabucak yasa dışı hale getirilmiştir. Çoğu batı ülkeleri 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında grevi kısmen yasallaştırmıştır.

Panteizm ya da tüm tanrıcılık, her şeyi kapsayan içkin bir Tanrı'nın, Evren'in ya da doğanın Tanrı ile aynı olduğu görüşüdür. Panteistler kişileştirilmiş ya da antropomorfik bir Tanrıya inanmazlar.

Gotik, kendine has özelliği olan bir sanat anlayışı ve yazı şekli. Gotik yazılar ilk baskı denemelerinde denenmiş, çoğunlukla Almanlar tarafından kullanılan bir yazı stilidir. Gotik sanatı 12. yüzyılın ikinci yarısında Romanesk sanatının değişmesiyle, Latin sanatına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Orta Çağı kapatan, Rönesansı başlatan akımdır. Gotik tarzı, yalnız mimarlıkta tesirli olmayıp; heykelcilik, resim, yazı, süs ve hatta gündelik eşyada da etkili olmuştur.

Helenistik Dönem, Büyük İskender'in istilalarıyla başlayan, Antik Dünya'da Grek etkisinin doruğa ulaştığı dönemdir. Dönem, Klasik Grek Dönemini izlemiştir ve Helenistik Dönem'in ardından, Klasik Grek egemenliğindeki bölge Roma Cumhuriyeti hakimiyetine geçmiştir. Bu dönemde dahi Klasik Grek kültürü hâlen Roma hakimiyetine sızmıştır. Öyle ki Latincenin yanı sıra Grekçe konuşulmaya ve yazılmaya devam edildi. Helenistik Dönem bazen, Klasik Grek Uygarlığı'nın gerileme ve çöküş dönemi olarak görülmektedir. Bir başka açıdan da Klasik Grek Uygarlığı ile Roma Uygarlığı arasında bir geçiş dönemi olarak görülür. Dönemin başlangıcı çoğu kez Büyük İskender'in ölüm tarihi olan MÖ 323 olarak alınır. Dönemin sonu ise Yunanistan Yarımadası'nın Roma Cumhuriyeti tarafından işgal edildiği MÖ 146 olarak kabul edilir. Bazı tarihçiler ise Büyük İskender'in imparatorluğu'ndan kalan son devlet olan Ptolemaios Hanedanlığı'nın Aktium Savaşı'nda yenilgiye uğrayıp yıkıldığı tarih olan MÖ 31-30 tarihini Dönem'in sonu olarak kabul ederler.

Neogotik mimari, Gotik uyanış mimarisi, Gotik uyanışı mimarisi, 19. yüzyılda gelişen bir sanat ve mimarî tarzıdır. Mimarî alanda başlayan üslup, daha sonra edebiyat ve diğer alanlara da yansıdı. Orta Çağ'ın Gotik mimarisini idealleştiren bu tarz, 1830-1900 yılları arasında altın çağını yaşadı. Mimarî dışında edebiyatta da etkisini gösterdi.

<span class="mw-page-title-main">Fransa mimarisi</span>

Fransız mimarisi veya Fransa mimarisi, Fransız ve yabancı asıllı mimarların Fransa Cumhuriyeti coğrafi sınırları içinde tasarladığı veya inşa ettiği mimari eserlere verilen genel isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Roma mimarisi</span> Antik Roma mimarisine genel bakış

Antik Roma mimarisi, MÖ 1. ve MS 4. yüzyıllar arasında merkezi İtalya olmak üzere Roma İmparatorluğu'nun egemen olduğu Akdeniz havzası ve çevresini etkileyen bir mimaridir. Kökeni Etrüsk mimarisine dayanan bu mimari tür, MS 4. yüzyılda Hristiyanlığın resmen kabulü ile bir "Hristiyan mimarisi" halini almış, Roma İmparatoluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra 15. yüzyıla kadar yaşayan Doğu Roma mimarisi ise Bizans mimarisi adı ile tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Pilaster</span> duvara yapışık sütun şeklinde kullanılan bir inşaat tekniği

Pilaster, sütunce ya da sütunçe, mimaride duvara yapışık sütun şeklinde kullanılan bir inşaat tekniğidir. Yapılarda süs öğesi olarak kullanılır. Dört köşeli sütun, duvara yapışık sütun şeklinde dikey olarak sütunun yarısının duvara gömme haliyle uygulanmasıdır. Bazı durumlarda pilaster yarı yuvarlak şekilde de uygulanabilir.

Greko-Romen, İlk Çağ sonlarında Akdeniz havzasına egemen olan kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Gordon Bunshaft</span> Amerikalı mimar (1909 – 1990)

Gordon Bunshaft 20. yüzyılda ağırlıklı olarak ABD’de eserler vermiş bir mimardır.

Richard Meier, yapılarını rasyonel tarzda ve ağırlıklı olarak beyaz cepheler ile tasarlayan Amerikalı bir mimar.

<span class="mw-page-title-main">Mimarlık tarihi</span>

Mimarlık tarihi farklı uygarlıklar, ülkeler ve zamanlardaki mimarlık tarihininin gelişimini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Ulusal Mimarlık Akımı</span> Türkiyede mimari akım

Birinci ulusal mimarlık akımı, neoklasik Türk üslûbu veya millî mimarî rönesansı; ağırlıklı olarak 1908 ile 1930 yılları arasında yaygın olan mimarî üslûptur. Her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamış bir üslûp olsa da esas etkisini cumhuriyet döneminde göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Trani</span> Barletta-Andria-Trani iline bağlı komün (Apulia, İtalya)

Trani, güney İtalya'da Puglia Bölgesi'nde, 2009'dan itibaren Barletta-Andria-Trani ilinin Barletta ve Andria kentleri ile ortaklasa merkezi olan bir kent ve bir komün.

<span class="mw-page-title-main">Neoklasik mimari</span>

Neoklasik mimari 18. yüzyıl ortalarından itibaren İtalya ve Fransa'daki Neoklasik hareket ile birlikte oluşmuş mimarî akım. Avrupa'da önceki iki yüzyılın en yaygın akımları olan Rönesans ve Barok halihazırda antik Roma ve Yunan mimarisine yönelik bazı öğelerin tekrar canlandırılmasına önayak olmuşsa da Neoklasik mimari bu dönemlerin fazla mimari unsurlarını eleyip modern amaçlara hizmet eden ancak daha saf ve otantik bir klasik tür yaratmış ve batı dünyasında en yaygın akımlardan birine dönüşmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Henry Bacon</span> Amerikalı mimar (1866 – 1924)

Henry Bacon ağırlıklı olarak Beaux-Arts mimari üsluba uygun eserler tasarlamış ve uygulamış Amerikalı mimar. Tanınmış eserleri arasında, en son tasarladığı projesi olan, ABD'nin başkenti Washington'da yer alan Lincoln Anıtı yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Tırhala Sancağı</span>

Tırhala Sancağı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sancaklarından biriydi.

<span class="mw-page-title-main">900 Stewart Avenue (Ithaca, New York)</span>

900 Stewart Avenue, Ithaca, New York'ta benzersiz Mısır Uyanış mimarisi ile, bir uçurumun aşağısında dramatik yerleşimi ve gök bilimci Carl Sagan'ın ikametgâhı olmasıyla dikkat çeken bir binadır. Bina, Fall Creek ve Ithaca Şelaleleri'ne bakan, sokak seviyesinden yaklaşık 15 metre (49 ft) aşağıda bir çıkıntı üzerinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Bizans mimarisi</span> Uyanış mimarisi akımı

Bizans Uyanış çoğunlukla dini, kurumsal ve kamu binalarında görülen bir mimari uyanış hareketidir. Özellikle İstanbul ve Ravenna Eksarhlığı olmak üzere 5. ila 11. yüzyıllardan kalma Doğu ve Ortodoks Hristiyan mimarisiyle ilişkili Bizans stilinin unsurlarını içerir. Yeni Bizans mimarisi 1840'larda Batı Avrupa'da ortaya çıktı ve 19. yüzyılın son çeyreğinde Rusya İmparatorluğu'nda ve daha sonra Bulgaristan'da zirveye ulaştı. Yeni Bizans ekolü Yugoslavya'da I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşı arasında etkindi.

<span class="mw-page-title-main">Richardsonian Romanesque</span>

Richardsonian Romanesk, adını Amerikan mimar Henry Hobson Richardson'dan (1838–1886) alan Romanesk Uyanış mimarisi bir tarzı’dır. Canlanma tarzı, 11. ve 12. yüzyıl güney Fransız, İspanyol ve İtalyan Romanesk özelliklerini birleştirir. Richardson, tarzın unsurlarını ilk olarak 1870'te Buffalo, New York'ta tasarlanan Richardson Olmsted Complex'te kullandı. 19. yüzyılın sonlarında bu tarzı birçok mimar takip etti; Richardsonian Romanesk daha sonra modern mimari tarzlarını da etkiledi.