Kaba Taş Devri, Yontma Taş Devri veya bilimsel adıyla Paleolitik Çağ olarak tanımlanan Eski Taş Çağı günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce başlamış ve 12.000 yıl önce son bulmuştur. Ancak verilen bu tarihlerin dünya geneli içinde geçerli olduğunu ve yerel olarak değişmeye açık bulunduğunu da belirtmek gerekir. İnsanlık tarihinin %99'u gibi çok büyük bir bölümünü kapsayan bu çağ, aynı zamanda ilk insan atalarının ortaya çıkışı ve ilk aletlerin üretimi yoluyla insanın kavrama yeteneği ve temsil etmesiyle de söz konusu tarihin gelişimi içinde çok önemli bir yer tutmaktadır.
İnsanın evrimi, modern insanın evrimsel kökenini ve ne tür evrimsel süreçlerle ortaya çıktığını incelediği gibi insanın en eski atalarını ve atasal kökenlerini de konu edinir. Bunun yanında insanla ortak ataları paylaşan ve insan ile yakın akraba olan türlerin evrimini ve kökenini de araştırır. İnsan evrimi, konu olarak 1863 yılında T. H. Huxley tarafından oluşturulan bilim dalı primatolojiyi ve günümüz maymunlarının tüm canlılar ile onların eski atalarının fosillerini de dikkate almaktadır. Bunun yanında insanın evrimsel tarihi üzerindeki çalışma ve araştırmalar fiziksel antropoloji, paleoantropoloji, primatoloji, arkeoloji, dilbilim, genetik ve embriyoloji dâhil olmak üzere birçok bilimsel alanı de içerir.
Homo erectus, en eski kalıntıları 2 milyon yıl öncesine tarihlendirilen, Pleistosen'de yaşamış soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. Örnekleri Homo (insan) cinsinin ilk tanınabilen üyeleri arasındadır.
Homo habilis, yaklaşık 2.3 ila 1.65 milyon yıl önce Doğu ve Güney Afrika'nın Erken Pleistosen'inden soyu tükenmiş bir arkaik insan türüdür. 1964'te türün tanımlaması üzerine, H. habilis oldukça tartışmalıydı ve birçok araştırmacı, o zamanlar bilinen diğer tek erken hominin olan Australopithecus africanus ile sinonim (eşdeğer) olmasını önerdi; ancak H. habilis, zaman geçtikçe ve ilişkili daha çok keşif yapıldıkça daha çok kabul gördü. 1980'lere gelindiğinde, H. habilis'in bir insan atası olduğu ve doğrudan modern insanlara yol açan Homo erectus'a evrimleştiği öne sürüldü. Bu bakış açısı şimdi tartışılıyor. Güvensiz tür tanımlamasına sahip birkaç örnek H. habilis'e atanmış, bu da türün bölünmesi için argümanlara, yani yalnızca ilkinin geniş destek aldığı "H. rudolfensis" ve "H. gautengensis" adlı yeni türlerin önerilmesine neden olmuştur.
Homo floresiensis ya da Flores insanı Pleyistosen'de Flores Adası'nda yaşamış bir arkaik insan türüdür. Bu türe ait ilk fosillerin 2003 yılında keşfedilmesi ve çok az olması nedeniyle bu insanlar hakkındaki bilgiler oldukça azdır. İlk aşamada bu insanların kretenizm hastalığına sahip olan bir Homo sapiens alt türü olduğu düşünülse de Homo erectus'un küçülmüş bir versiyonu olduğu da ortaya atılmıştır. Yeni incelemeler ışığında Homo floresiensis fosillerinin, Homo sapiens'lere ait olmadığı kesinleşmiştir.
Australopithecus garhi; 2,5 milyon yıl önce, Erken Pleyistosen sırasında, Etiyopya'nın Afar Bölgesi'nde yaşamış, Bouri Oluşumundan bir australopitesine türüdür.
Turkana Çocuğu veya Nariokotome Çocuğu, KNM-WT 15000 ile etiketlenmiş, Pleistosen döneminin erken dönemlerinde, 1.5-1.6 milyon yıl önce yaşamış 11-13 yaşlarında bir çocuğa ait fosillerdir. İskelet Richard Leakey'in önderliğindeki takımın üyesi olan Kamoya Kimeu tarafından 1984 yılında, Kenya Nariokotome'daki Turkana Gölü'nün yakınında bulunmuştur.
Homo georgicus, Dmanisi'de, 2002 yılında tanımlanan hominin türü. Homo georgicus, Homo ergaster ile Homo erectus arasındaki insan türü olarak kabul edilir.
Homo, modern insanı ve yakın akrabalarını içeren insansı cinsine verilen ad. Cinsin üyeleri genelde "insan" adıyla birlikte anılır. En erken üyesi, en eski kalıntıları 2.3 milyon yıl öncesine tarihlenen Homo habilis olup modern insan dışındaki yaşayan son türü olan Homo neanderthalensis'in (Neandertal) yaklaşık 40.000 yıl öncesine kadar yaşadığı düşünülmektedir. Homo floresiensis türünün ise 50.000 yıl öncesine kadar var olduğu düşünülüyor. Homo, Paranthropus cinsi ile birlikte, muhtemelen Australopithecus africanus ile kardeştir ve kendisi de Pan soyundan, şempanzelerden ayrılmıştır.
Homo ergaster, Erken Pleyistosen'de Afrika'da yaşamış arkaik insanların nesli tükenmiş bir türü veya alt türüdür. H. ergaster'in kendine ait bir tür olup olmadığı veya H. erectus kapsamına alınması, paleoantropoloji içinde devam eden ve çözülmemiş bir tartışmadır. Eşanlamlılığı savunanlar, H. ergaster'i tipik olarak Afrikalı Homo erectus olarak ya da Homo erectus ergaster olarak tanımlar.
Homo gautengensis, biyolojik antropolog Darren Curnoe tarafından 2010 yılında tanımlanmış hominin türü. Güney Afrika'da, daha önceden Homo habilis, Homo ergaster veya Australopithecus'a ait olduğu sanılan fosillerin ayrı bir tür olduğu öne sürülmüştür.
Homo heidelbergensis, Pleyistosen'de yaşamış, soyu tükenmiş insan (Homo) türü. Kalıntıları ilk kez 1907 yılında Heidelberg yakınlarında bir taş ocağındaki çene kemikleri ile keşfedilmiştir. Bulunan çene, modern insanlar gibi küçük dişli olsa da modern insanın aksine çene kemikleri fazlasıysa geniş ve ağırdır.
Cava insanı ya da Cava adamı, 1891'de Endonezya'nın Java Adası'nda bulunan insan (Homo) fosillerine verilen isim. Eugène Dubois'in öncülük ettiği kazı grubu; diş, kafatası parçası ve uyluk kemiği keşfetti. Fosillerin, insanlar ve insansı maymunlar arasındaki "kayıp halka" olduğunu savunan Dubois, türe "Anthropopithecus erectus" ismini verdi, fakat sonra "Pithecanthropus erectus" olarak değiştirdi.
Denisova insanları, Homo cinsinden bir insansı olup Neandertaller ve anatomik olarak modern insanın yakın akrabası olmakla birlikte genetik olarak her iki türden ayırt edilebilir. İngiliz literatüründe Denisova hominins ya da kısaca Denisovans olarak adlandırılırlar
Dmanisi 3 kafatası olarak da bilinen D2700, 2001 yılında Gürcistan'ın Dmanisi kentinde bulunan ve erken Homo erectus olarak sınıflandırılan beş kafatasından biridir. Neredeyse bütün bir kafatasıdır ve son derece iyi durumdadır. Stratigrafik olarak yaklaşık 1.8 milyon yıl olarak tarihlendirildi.
Homo bodoensis, önerilmiş bir arkaik insan türüdür. 2021 yılında, eskiden H. heidelbergensis/H. rhodesiensis'e veya H. erectus'a atanan Bodo Kafatası'nın yeniden analizi ile tanımlanmıştır. Tanımlayanlar H. bodoensis'in, H. sapiens için atasal olabilecek özelliklere sahip olması ve türün diğer olası örneklerinin coğrafik dağılımı nedeniyle H. sapiens'e yol açmış olabileceğini önerdiler.
Solo insanı, Geç Pleistosen'de, yaklaşık 117 ila 108 bin yıl önce, Endonezya'nın Cava Adası'nda Solo Nehri boyunca yaşamış, H. erectus'un bir alt türüdür. Bu popülasyon, türün bilinen son popülasyonudur. Ngandong köyü yakınlarında kazılan 14 üst kafatası parçası, iki kaval kemiği ve bir pelvis parçasından ve sınıflandırmaya bağlı olarak muhtemelen Sambungmacan'dan üç kafatası ve Ngawi'den bir kafatasından bilinmektedir. Ngandong sahası ilk olarak 1931'den 1933'e Willem Frederik Florus Oppenoorth, Carel ter Haar ve Gustav Heinrich Ralph von Koenigswald başkanlığında kazıldı. Ancak daha fazla çalışma, Büyük Buhran, 2. Dünya Savaşı ve Endonezya Bağımsızlık Savaşı nedeniyle ertelendi. Tarihsel ırk kavramlarına uygun olarak, Endonezyalı Homo erectus alt türü başlangıçta Avustralyalı Aborijinlerin doğrudan ataları olarak sınıflandırılmıştı. Ancak Solo insanının artık yaşayan bir torunu olmadığı düşünülmüyor, çünkü kalıntılar, kabaca 50.000 ila 55.000 yıl önce başlayan bölgeye modern insan göçünden çok öncesine tarihlenir.
Lantiyen insanı, 1963'te Lantian County, Loess Platosu'ndaki Chenchiawo Köyü'nden neredeyse tam bir çene kemiğinden ve 1964'te keşfedilen Gongwangling Köyü'nden kısmi bir kafatasından bilinen, bir Homo erectus alt türüdür. Kalıntıların ilki yaklaşık 710-684 bin yıl öncesine, ikincisi ise 1.65-1.59 milyon yıl öncesine dayanıyor. Bu, Lantiyen insanını Afrika'nın ötesinde keşfedilmiş ikinci en yaşlı H. erectus ve Doğu Asya'nın en yaşısı yapar. Fosilleri ilk olarak 1964 yılında Woo Ju-Kan tarafından tanımlandı ve bir diğer H. erectus olan Pekin insanının atası olarak kabul edildi.
Nankin insanı, Çin'de bulunmuş bir Homo erectus alt türüdür. Bir erkek ve bir dişi kafatasının büyük parçaları ve H. e. nankinensis, 1993 yılında Nankin yakınlarında, Tangshan (汤山) tepelerindeki Hulu mağarasında keşfedildi. Nanjing/Nankin insanı terimi, Homo erectus'un bir alt türünü tanımlamak için kullanılır, ancak aynı zamanda üç fosile atıfta bulunulurken de kullanılır. Örnekler yerel bir işçi olan Liu Luhong tarafından, Hulu kireçtaşı mağarasında 60–97 cm derinlikte bulundu. Fosillerin tarihlendirmesi, 580.000 ila 620.000 yıllık tahmini bir yaş verdi.
Tarih öncesi Asya, yazı sistemlerinin icadından veya kayıtlı tarihin belgelenmesinden önceki dönemlerde Asya'daki insan varlığını ifade eder. Buna, şu anda veya geleneksel olarak Asya kıtası olarak kabul edilen Avrasya kara kütlesinin bazı kısımları da dahildir. Kıta genel olarak Ural Dağları, Kafkas Dağları, Hazar Denizi, Karadeniz ve Kızıldeniz'in doğusunda yer alan Büyük ve Hint okyanusları ile Kuzey Buz Denizi arasında sınırlanan bölge olarak tanımlanmaktadır.