
Arkeoloji, arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji, antropoloji, nümizmatik, filoloji, gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

Kültür toplumbilimi, sosyal hayatın yorumlanmasında kültür çözümlemesi kullanılmasına dayanan bir toplumbilim yöntemidir. Özellikle ABD toplumbiliminde yaygın olarak kullanılır.

Şarhöyük (Dorlion), Eskişehir ilinin kuzeybatısında, şehir merkezinin kuzeydoğusunda kalan antik yerleşimdir.
Kültürel antropoloji, etnolojik, etnografik, dilbilimsel, sosyal ve psikolojik analiz yöntemlerine dayanarak kültürlerin gelişimini inceleyen bilim dalı. Fiziksel antropoloji, arkeoloji ve dilbilimsel antropoloji ile birlikte antropolojinin geleneksel dört ana bölümünden biri olarak tanımlanır. Kültürel antropoloji, katılımcı gözlem, görüşme ve anketler dahil olmak üzere çeşitli metodolojilere sahiptir. Franz Boas ve pek çok öğrencisi kültüre difüzyonist, tarihsel bir yaklaşım getirmiş, daha sonra gelen Margaret Mead ve başkaları kültür ve kişilik arasındaki ilişkiyi ele alan bir yaklaşım geliştirmişlerdir. Ruth Benedict gibi bazı bilim insanlarına göre kültür bir bütün olup kapalı bir sistemdir; başkalarına göre ise, o daha çok tarihsel olaylardan etkilenen gevşek biçimde bütünleşmiş bir davranış dizisidir. Ne kadar değişirse değişsin, tüm bu yazarların görüşleri şu temel varsayımı paylaşmaktadır: Kültür, davranışların başlıca belirleyicisidir.

Azıh mağarası ,Azerbaycan'ın güneybatısındaki Küçük Kafkas Dağları'nın güneydoğu yamacında, Karabağ'ın Kuruçay vadisinde, Tuğ çöküntüsünde, Kuruçay nehrinin sol kıyısında, nehirden 3 km uzaklıkta, Kuruçay'ın modern yatağından 100-120 metre yukarıda yer almaktadır. Karabağ'ın Hocavend ilçesinde Azıh ve Salaketin köyleri arasında, Füzuli şehrinden 14 km kuzeybatıda, deniz seviyesinden 900 metre yükseklikte bulunan bir mağara kompleksidir. Azıh mağarasının alanı 800 km²'dir. Burada uzunluğu 600 metreye kadar uzanan 8 koridor bulunmaktadır. Koridorların bazıları 20-25 metre yüksekliğe kadar ulaşmaktadır.

Arkeolojik kazı ya da kısaca kazı, asırlarca toprak ya da su altında kalan ya da başka kültür kalıntılarınca örtülen her türlü arkeolojik yapı, belge ve diğer kalıntıları arkeolojik sit alanında arkeoloji bilimine uygun biçimde günyüzüne çıkarmak için yapılan kazma işlemidir. Arkeolojik kazılar alan arkeolojisi adı verilen özel bir çalışma alanına girer.
Asuroloji, Asurlular ve ilgili Mezopotamya uygarlıklarını arkeolojik, tarihsel ve dilbilimsel yönlerden inceleyen bilim dalıdır. Sümer ve Babil uygarlıkları da Asurolojinin konuları arasında sayılmaktadır. Dalın odaklandığı zaman dilimi ise MÖ 3. binyıl ile İslam'ın Arap Yarımadası sınırlarını aştığı 7. yüzyıldır.
Marksist arkeoloji, arkeolojik yaklaşımların marksizm düşüncesi ile bağlantılı ele alındığı bir kuramdır.

Süreçsel Arkeoloji ya da süreçselcilik, 1960'larda ortaya atılmış arkeolojik bir kuramdır. Lewis Binford ve David Leonard Clarke tarafından ortaya atılan kuramın başlangıcı, Lewis Binford'un 1962 yılında yayınladığı "antropoloji olarak arkeoloji" olarak gösterilmektedir. Kuramın ortaya çıkmasından önce Gordon Willey ve Phillip Phillips gibi isimler de arkeolojinin kültür tarihi çizgisinden ziyade bir antropolojik yaklaşımla ele alınması gerektiğini ifade etmişlerdir.

Toplumsal cinsiyet arkeolojisi, cinsiyetlerin sosyal anlamda inşasını arkeolojik buluşlar ışığında anlamlandırmayı amaçlayan arkeolojik bir metot ve araştırma alanıdır. Arkeolojinin cinsiyet araştırmaları ile birlikte ele alınması ile yorumsal arkeoloji kuramının bir sonucu olarak doğmuş bir alandır.

Arkeolojik kültür, belirli bir dönem ve yerde yaşamış belirli bir insan topluluğuna ait, çömlek, eşya ve mimari yapılar gibi eserleri içeren maddi kültür kalıntıları esas alınarak oluşturulan bir kavram. Eserler arasındaki bağlantı, arkeologların anlayış ve yorumlarına dayanmaktadır ve geçmişteki gerçek insan grupları ile ilgili olmak zorunda değildir.

Yüzey araştırması, arkeolojide belirli bir bölge üzerinde ekip halinde ve sistematik bir biçimde yürüyerek ve yüzeydekileri gözlemleyerek yapılan alan araştırmalarının tümüne verilen isimdir. Bu çalışmalar günümüzde sıklıkla jeofiziksel yöntemler ve araçlardan da yararlanmaktadır.

Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ; Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan ve Türkiye'deki arkeolojik kazılara yardım eden bir yabancı kuruluştur. Cumhuriyet'in ilk yıllarında ağırlıklı olarak Almanlar tarafından yürütülen arkeolojik çalışmalar, BIAA'nın kuruluşunun ardından daha çok İngiliz merkezli olarak sürdürülmeye başlamıştır. Enstitünün temel amacı, başta Karadeniz Bölgesi ile Bizans İmparatorluğu olmak üzere Türkiye'nin sahip olduğu kültürel ve tarihi değerleri uluslararası arenaya taşımak ve dünya kamuoyu ile paylaşmaktır.
Lewis Roberts Binford bilhassa etnoarkeoloji ve arkeolojik kuramlar üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Amerikalı arkeolog. Süreçsel arkeoloji akımının 1960'larda onun tarafından başlatıldığı kabul edilmektedir.
Çevresel arkeoloji, 1970'lerde ortaya çıkan, geçmiş toplumlar ile içinde yaşadıkları ortamlar arasındaki ilişkileri inceleyen arkeolojinin bir alt dalıdır. Bu alan, paleo-çevreyi anlamak üzere arkeolojik-paleoekolojik bir yaklaşımı benimsemektedir. Geçmiş çevreleri ve insanların içinde yaşadıkları doğa ile ilişki ve etkileşimlerini ortaya çıkarmak, arkeologlara antropojenik ortamların kökeni ve evrimi ile tarih öncesi uyum süreçleri hakkında fikir vermektedir.

Kitâb-ı Mukaddes arkeolojisi akademik bir ekol ve Kitâb-ı Mukaddes çalışmaları ve Levanten arkeolojisinin bir alt kümesidir. Kitâb-ı Mukaddes arkeolojisi, Eski Yakın Doğu ve özellikle Kutsal Topraklar, Kitâb-ı Mukaddes zamanlarından itibaren arkeolojik alanları inceler.
Çoğu akademik disiplinde olduğu gibi, tipik olarak belirli bir yöntem veya malzeme türüne, coğrafi veya kronolojik odağa veya diğer tematik kaygılara odaklanarak betimlenen bir dizi arkeolojik alt disiplin vardır.
Orta Çağ arkeolojisi, Avrupa Orta çağ döneminde uzmanlaşan, maddi kültür aracılığıyla insanoğlunun incelenmesidir. En geniş anlamıyla bu dönem 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar uzanır ve Roma sonrası ancak modern öncesi kalıntıları ifade eder. Dönem, Batı Roma İmparatorluğu'nun Çöküşü ve Vikingler, Saksonlar ve Franklar gibi kültürlerin neden olduğu kargaşayı kapsar. Birçok proje ve profesyonel bu kronolojik sınırları aşsa da Arkeologlar genellikle Erken Orta Çağ ya da Yüksek Orta Çağ ve Geç Orta Çağ dönemlerini incelemekte uzmanlaşmıştır. Orta Çağ yazılı kayıtlarının zengin doğası, özellikle Geç Orta Çağ'da arkeolojinin sıklıkla "tarihin hizmetçisi" olarak görüldüğü anlamına gelir. Maddi kültürün analizi Orta Çağ dönemine ait yazılı kanıtları zenginleştirebilir ya da sorgulanmasına neden olabilir ve bu iki kanıt kaynağının birlikte kullanılması gerekir. Orta Çağ arkeolojisi, Orta Çağ yerleşimlerinin, özellikle de Orta Çağ kasabalarının, manastırlarının ve Orta çağ kalelerinin gelişimini incelemiştir. Orta Çağ döneminde Hristiyan manastırcılığının yayılması ve gelişmesinin anlaşılmasına da katkıda bulunmuştur.
Arkeoloji felsefesi, insanlığın geçmişini ve bugününü daha iyi anlamak için arkeoloji disiplininin temellerini, yöntemlerini ve sonuçlarını araştırmayı amaçlar.
Kuir arkeolojisi, geçmişe dair normatif ve özellikle heteronormatif görüşlere meydan okumak için kuir teoriyi kullanan bir arkeoloji yaklaşımıdır.