İçeriğe atla

Yonca

Yonca
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem:Plantae
Şube:Tracheophyta
Sınıf:Magnoliopsida
Takım:Fabales
Familya:Fabaceae
Oymak:Trifolieae
Cins:Medicago
Tür: M. sativa
İkili adlandırma
Medicago sativa
L., Sp. Pl.: 778 (1753).
Alt türler
  • Medicago sativa subsp. ambigua
  • Medicago sativa subsp. microcarpa
  • Medicago sativa subsp. sativa
  • Medicago sativa subsp. varia

Yonca (Medicago sativa), baklagiller (Fabaceae) familyasından uzun yıllar yaşayan, gerek yeşil ot gerekse kuru ot olarak değerlendirilebilen çok yıllık bir serin mevsim yem bitkisi türü.

Uluslararası terminolojide alfalfa (kelime kökeni Arapça البرسيم veya الحجازي, halk dilinde Şark yoncası veya Kaba yonca şeklinde de anılır.

Yonca çok yıllık otsu bir bitkidir. Boyu 50–80 santimetredir. Derin bir kök sistemi vardır. Uygun koşullarda 8-10 metre derine gider. Etkili kök derinliği 120–180 santimetredir. Bu nedenle, anavatanı olan Orta Doğu bölgesinin şartları ile birebir özelliklere sahip olup, kuraklığa dayanıklıdır. Yonca önemli bir yem bitkisidir. Otlatılmaya da oldukça dayanıklıdır. Bu nedenle meraların ıslahında diğer bitkilerle karışıma giren ve meranın kalitesini arttıran bir bitkidir. Ahır besiciliğinde et ve özellikle süt verimini % 30'lara kadar artıran ve yem bitkileri içerisinde en çok besleyicilik değeri olan yoncada, içerisinde 10 kadar vitamin de vardır. Tetraploid genetik yapıya sahip bir bitkidir.

Genelde hasat edilerek hayvanlara yedirilir, daha ender olarak mera ortamında hayvanlara otlatılır. Köklerinde, diğer hayvan yemlerinde olduğu gibi, bitki bünyesindeki azot değerlerini artıran rhizobia gibi proteobakteriler bulunmaktadır. Bu bakteriler topraktaki azot miktarı ile sınırlı kalınmaksızın yüksek protein değerli bir besi kaynağı oluştururlar. Bu özellikleri nedeniyle etkin üretiminin bilimsel yöntemlerle geliştirilmesinde önemli ilerlemeler sağlanmış, üretiminde en yüksek verim düzeylerine ulaşılmıştır.

Türkiye'de TÜİK verilerine göre 2004 yılında 320 bin hektar yonca ekilmiş ve 2 milyon 300 bin ton yeşil ot, 2 milyon ton kuru ot elde edilmiştir.

Tarihçe

Türkiye coğrafyası kökenli bir bitki olduğu ve ilk kez Tunç Çağı'nda Orta Asya bozkırlarından temin edilen atları besleme amacıyla bugünkü İran topraklarında tarımsal ortamda yetiştirildiği tahmin edilmektedir. Eski Yunan uygarlığı coğrafyasına Pers İmparatorluğu orduları ile birlikte at yemi olarak giriş yapmıştır. 17. yüzyıldan itibaren Avrupa'da düzenli olarak yetiştirilmeye başlanması Avrupa hayvancılığı açısından önemli bir ileri adım oluşturmuştur. 19. yüzyılda Amerika kıtasının özellikle iki ucunda (ABD ve Şili) geniş ölçekli olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. ABD'de özellikle Wisconsin ve Kaliforniya eyaletlerinde yetiştirilmektedir. Kaliforniya'daki üretimin büyük bölümü özel sulama düzenlemesi (California Aqueduct) altyapısına sahip Mojave Çölü'nde yapılmaktadır. Günümüzde dünyanın neredeyse bütün bölgelerinde büyükbaş hayvan yemi olarak üretilmektedir.

Ekolojik özellikleri

Yoncanın en iyi yetiştiği topraklar; tınlı, kumlu-tınlı, kumu çok fazla olmayan ve yeter derecede kireç içeren topraklardır. Taban suyu düşük ve pH'nın 6.5 dan aşağı olmaması gerekir. Yoncanın normal ürün verebilmesi için toprağın fosfor ve potas kapsamı bakımından iyi olması gerekir.

Yetiştirme tekniği

Yonca balyaları

İlkbaharda veya sonbaharda hasat edilebilir. Çok yüksek potas düzeylerine sahip, çoğu kez suni gübre kullanılarak zenginleştirilmiş toprağa ihtiyaç duyar. Üretiminde çoğu kez, toprağı yabancı otlardan arındırmak için bir ön ürün, örneğin yulaf veya arpa, ekilir veya herbisit kullanılır. Herbisitlere dayanıklılık sorunu genetik yapısı değiştirilmiş alfalfanın piyasaya sürülerek ekilmesini gündeme getirmiş olup, bu konunun biyogüvenlik açısından doğurduğu tartışmalar sürmektedir.

Ototoksisite özelliği bulunan ender bitkilerdendir. Bu nedenle mevcut tarhları içinde yeni tohumları yetişmez. Yeni tohum ekmeden önce zeminin temizlenmesi gerekmektedir.

Toprak hazırlığı

Yoncanın derin köklü bir bitki olması nedeniyle sonbaharda derin işlenmesi gerekir. İlkbaharda ise kültivatör ve diskaro çekildikten sonra tapan geçirilerek iyi bir tohum yatağı hazırlanmalıdır.

Ekim

Nisan ayının ilk yarısında ve toprakta iyi bir tav mevcut iken ekim yapılmalıdır. Ekim elle serpme olarak yapılacak ise 5-5.5 kg/da, mibzerle ekim yapılacak ise 3.5–4 kg dekara tohum kullanılmalıdır. Elle serpme ekimde tohum ince elenmiş kumla 1/1 Kışların çok sert geçmediği bölgelerde sonbahar ekimi en uygun zamandır.

Gübreleme

Yoncaya ekimle birlikte 4 kg N ve 23 kg P2O5 verilmelidir. Yani 15 kg %26'lık Amonyum nitrat veya 20 kg %21'lik Amonyum sülfat ile 50 kg %42-44'lük triple süper fosfat gübresi diskarfo çekilmeden önce toprağa serpme olarak atılır. Azotlu gübre yalnız ilk yıl verilir. Fosforlu gübre ise her yıl sıra arasına banta verilerek çapa ile toprağa karıştırılmalıdır.

Sulama

Bir yılda 6-8 kez biçim yapılabilmekte ve yıllık su tüketimi sıcak yörelerde 2500 milimetreye kadar varmaktadır. Nisan, Mayıs ve Eylül aylarında 15 gün arayla, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında ise 10 günde bir sulanmalıdır. Her sulamada toprağın 0–120 cm'si tarla kapasitesine getirilecek şekilde su verilmelidir. Yonca sulamasında dikkat edilecek önemli bir husus her biçimden sonra mutlaka sulanmalıdır. Sulamalar uzun tava veya yağmurlama metoduyla yapılmalıdır.

Bakım

Temiz bir yonca tarlasına sahip olmanın en doğru yolu temiz ve küskütsüz tohum ekmek ve tarlayı ekimden önce yabancı otlardan temizlemektir. İlk yıl yoncanın gelişmesi için gerektikçe çapa yapılmalıdır. Diğer yıllarda ise tarlanın yabancı otlardan temizlenmesine özen gösterilmelidir.

Hastalıkları, zararlıları ve mücadelesi

Yoncanın en önemli hastalık etmeni virüstür. Virüsten sakınmak için en etkili önlem, sertifikalı tohum, daha önceden virüsle bulaşık olmayan toprak ve temiz sulama suyu kullanılmalıdır. Yoncanın en önemli iki zararlısı yaprak biti (Püseron) ve yonca hortumlu böceğidir. Yoncanın en büyük düşmanı küsküt otudur. Küsküt, ince sarı sülükleri ile yoncanın gövdesini sararak besinini alır, zayıf düşmesine yol açar. Küsküt görüldüğü zaman tohum bağlamadan yonca biraz dipten biçilmeli veya küsküt az ise elle toplanıp yakılmalıdır.

Hasat, harman ve depolanması

Otu için yetiştirilen yoncanın en uygun biçim zamanı %10 çiçeklenme devresidir. Biçim yüksekliği 8–10 cm olmalıdır. Son biçim daha yüksekten yapılmalıdır. Biçimden sonra yoncanın hayvanlarda şişkinlik yapmaması için güneşte 1-2 gün soldurularak verilmesi gerekir.

Yoncanın depolanıp saklanacak ise fazla kurutulmadan ve balyalanarak saklanmalıdır. Yonca fazla kurutulursa hem yaprakların dökülmesi hem de A vitamini kaybına yol açar. Yonca silajı da yapılabilir. %25-50 çiçeklenme döneminde biçilip depolanmalıdır.

Şifa özellikleri

Kurutulmuş yonca yaprağı, kapsül, toz veya tisan şeklinde standardize edilmiş halde diyet katkı maddesi olarak yaygın surette kullanılmaktadır. Yüksek fiber düzeyi nedeniyle kolesterol düzeyleri üzerinde dengeleyici etki yaptığını, kötü kolesterolü düşürdüğünü gösterir bulgular bilimsel literatürde yer almaktadır. Baklagiller familyasındaki diğer bitkiler gibi protein, vitaminler ve mineraller açısından zengin bir kaynak oluşturan yüksek genel gıda değeri nedeniyle bünyede enerji eksikliğini önleyici, ayrıca içerdiği saponinler nedeniyle kanı ve karaciğeri temizleyici edici özellikleri bulunduğu üzerinde durulmaktadır. Besin değeri yüksek bir besin olduğu için kansızlık çekenlere faydalıdır.

Özellikle ABD ve Avustralya mutfağında salatalarda yeri olan bir bitkidir. Bazı ülkelerde genç yaprakları çiğ olarak tüketilmektedir. Daha olgun yoncanın tüketimi çok yüksek diyet lifi içeriği nedeniyle kısıtlıdır.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Yer fıstığı</i>

Yer fıstığı, baklagiller (Fabaceae) familyasından Arachis cinsinin bir türüdür. Tohumlarında %45-60 oranında yağ, %20-30 oranında protein, %18 oranında karbonhidrat, vitaminler ve madensel maddeler içeren, özellikle yağ sanayi ve çerez yapımı başta olmak üzere, sapı kuru ot ve kabuğu da çeşitli şekillerde değerlendirilen değerli bir bitkidir.

<span class="mw-page-title-main">Gübre</span> verimi artırmak için toprağa dökülen hayvansal dışkı.

Gübre, bitkinin beslenmesinde gerekli olan kimyasal elementleri sağlamak için toprağa ilave edilen herhangi bir madde.

<span class="mw-page-title-main">Yulaf</span>

Yulaf (Avena), bol nişastalı taneleri (tohumları) için yetiştirilen bir tarım bitkisi. Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan bu tahıldan insanların beslenmesinde de yararlanılır. Bir yulaf tarlası, buğday ya da arpa başaklarına benzemeyen, salkım biçimindeki dağınık başakları sayesinde öbürlerinden kolayca ayırt edilebilir. Sapçıkların ucunda bulunan başakcıkların her biri iki ya da üç tohum içerir. Dışları kılıfta örtülü olan bu tohumların ikisini birden yeniden zarsı iki yaprak kuşatır.

<span class="mw-page-title-main">Ayçiçeği</span> bitki türü

Ayçiçeği, Günebakan, Gündoğdu veya Günçiçeği, papatyagiller (Asteraceae) familyasından çekirdekleri ve yağı için yetiştirilen sarı çiçekli bir tarım bitkisidir.

<span class="mw-page-title-main">Şalgam</span>

Şalgam, yaprakları da yenebilen geniş köklü bir bitki.

<span class="mw-page-title-main">Darı</span>

Darı, Buğdaygiller (Poaceae) familyasından, tohumları buğday gibi besin maddesi olarak kullanılabilen, bir veya çok yıllık bitki. Türkiye'de Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Ege, Marmara ve Doğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilip; insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.

Yapraklı kara yosunları (Bryopsida), Bryophyta bölümünün bir sınıfı.

<span class="mw-page-title-main">Flamingo çiçeği</span>

Flamingo çiçeği, yılanyastığıgiller (Araceae) familyasından uzun sapları ve belirgin damarlı koyu yeşil yaprakları ile kırmızı, turuncu ve beyaz renkli büyük çiçek tablaları olan bitki türü.

<span class="mw-page-title-main">Bezelye</span> baklagiller familyasından bir bitki türü

Bezelye, baklagillerden (Fabaceae) taze, yeşil kabuğu ile taneleri ya da yalnız taneleri yenilen bir bitki türü. Ayrı taç yapraklı iki çenekli baklagiller familyasından tırmanıcı bir bitkidir. Bezelye adlı lezzetli ve çok besleyici sebzeyi ilkbaharda ve yazın verir. Gövdesi çok uzundur, bitkinin ağırlığını çekemeyecek inceliktedir. Beyaz çiçek açar. Yuvarlak tanelidir. Meyvesi bakla veya fasulyeye benzer, tohumları bir kılıf içerisinde dizilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Saman</span>

Saman, baklagiller veya buğdaygillerin kurutulmuş halidir, hayvan yemi olarak, özellikle inek, at, koyun ve keçi gibi otlanarak beslenen hayvanlar için kullanılır. Yaz aylarında büyüyüp yeşillenen otlar çiftçiler tarafından kesilip kışın için depolanır. Kış aylarında yeterli çimen olmadığı zaman veya taze çimen doğrudan sindirilemiyecek kadar zengin olduğu zaman ona karıştırılarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Çayır</span>

Çayır, genellikle düzlük ve taban suyu yüksek otça zengin yer.

<span class="mw-page-title-main">Bozkır</span>

Bozkır veya step, fiziki coğrafyada kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız ekolojik bölge.

<i>Centaurea cyanus</i>

Centaurea cyanus, papatyagiller (Asteraceae) familyasından özellikle Orta Avrupa'da bulunan mavi mor yapraklı çiçekleri olan bir bitki türü. Bitki 40–90 cm uzunluğundadır. Mavi renkler protosiyanin pigmentinden kaynaklanır. Estonya'nın ulusal çiçeği olan peygamber çiçeği, Avrupa kültürü ve folklorunda önemli yer tutar.

<span class="mw-page-title-main">Mera</span> hayvanların otlatılması için kullanılan kısa boylu buğdaygil ve baklagil bitkileriyle kaplı arazi

Mera, otlak, meyilli, engebeli ve taban suyunun derinde olduğu yem bitkilerinin bulunduğu alanlara ve hayvancılık amacı ile kullanılan alanlara verilen addır. Çayırlara göre daha kısa boylu, seyrek otların bulunduğu meralar kaba yem alanlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kültürel mücadele (tarım)</span>

Kültürel mücadele, tarım sürecinde zararlı canlıların meydana gelmesini önleyecek üretim sistemlerinin kullanıldığı tarımsal mücadele yöntemleridir. Tarla yeri ve tohum seçimi, ekim-dikim zamanı ve şekli, besleme, bakım, hasat ve saklama şartlarının en az zararlı ve hastalık oluşacak şekilde ayarlanmasıdır. İnsan sağlığında koruyucu hekimlik yöntemine benzemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Siklamen</span>

Siklamen veya tavşan kulağı, Primulaceae familyasından Cyclamen cinsini oluşturan yaşam alanı orman açıklıkları ve kayalık alanlar olan çok yıllık yumrulu bir bitki türlerini ortak adı.Tavşankulağı, buhurumeryem, Mormilik şeklinde de adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Eğrelti</span> Damarlı bitkiler sınıfı

Eğrelti ya da Eğrelti otu (Pteridophyta), 12.000 türü bulunan bitki bölümü. Atkuyrukları da bu bölümde olmasına karşın eğrelti adıyla anılmazlar. Karbonifer döneminde 360 milyon yıl öncesine tarihlenen fosil kayıtları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Nadas</span>

Nadas, araziye bir yılda düşen yağışın, her yıl ürün almaya yetmeyecek kadar az olduğu yerlerde toprağın bir yıl boş bırakma işlemidir. Kuru tarım bölgelerinde uygulanır. Nadas işlemesi, tarla yüzeyini işleyerek bırakmaya, yapılan işleme nadas işlemesi denilir. Nadas tarlanın belli bir zaman boş bırakılması ve bu süre içinde yapılan işlemleri ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Ekim nöbeti</span>

Ekim nöbeti (münavebe), bir tarlaya aynı ürünleri arka arkaya ekilmemesi, farklı bitkilerin bir düzen içinde birbirinin peşi sıra ekilmesini ifade eden tarım yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan gübresi</span> çoğunlukla canlılar tarafından üretilen/üreyen organik madde

Gübre, tarımda organik gübre olarak kullanılan organik bir maddedir. Çoğu gübre hayvan dışkısından oluşur; diğer kaynaklar kompost ve yeşil gübre içerir. Gübreler, topraktaki bakteri, mantar ve diğer organizmalar tarafından kullanılan azot gibi organik madde ve besinleri ekleyerek toprağın verimliliğine katkıda bulunur. Daha yüksek organizmalar, daha sonra toprak besin ağını içeren bir yaşam zincirinde mantarlar ve bakterilerle beslenir.