İçeriğe atla

Yirminci Yüzyılın Efsanesi

Yirminci Yüzyılın Efsanesi. 1939 baskısı

Yirminci Yüzyılın Efsanesi (Almanca: Der Mythus des zwanzigsten Jahrhunderts) Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi, Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesinde insanlığa karşı suç işlediği için yargılanan ve 1946'da idam edilen bir Nasyonal sosyalizm teorisyeni [1] olan Nazi yetkilisi Alfred Rosenberg'in 1930 tarihli kitabıdır. Rosenberg, Nazi Partisi'nin başlıca ideologlarından biri olarak Nazi gazetesi Völkischer Beobachter'in editörü görevindeydi. Tarih profesörü Peter Viereck 1941'de şöyle yazmıştır: "Almanya'nın 'korku psikolojisini' şekillendirmede Rosenberg, kamuoyunda çok konuşulan Goebbels, çok korkulan Himmler ve gizli polisi kadar güçlü bir nüfuza sahiptir." [2]

Nazi desteği sayesinde kitap 1944 yılına kadar bir milyondan fazla satmıştır. Hitler 1937 yılında Rosenberg'e kitap için Sanat ve Bilim Devlet Ödülü takdim etmiştir. Ödüle eşlik eden belgede Rosenberg "bilimsel ve nüfuz edici bir şekilde Nasyonal Sosyalizmin ideolojik temellerinin anlaşılması için sağlam bir temel oluşturan kişi" olarak övülmektedir.[3] Kitabın içeriği, "İskandinav ırkının" Atlantis'te ortaya çıktığını ve soylularının Aryan olmayan ırkların köleleştirilmesini ve hatta toplu katliamını meşrulaştırdığı iddiasını öne süren ırkçı sözde bilim ve mistisizmin bir karışımından ortaya çıkmaktadır.[4]

Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi Duruşmaları sırasında Yargıç Robert H. Jackson kitaptan "yeni ve tuhaf bir Nazi dinini savunan kasvetli bir inceleme" olarak bahsetmiştir.[5] "Mythus" akademik bir kitabın taklidinden ibarettir ve Viereck'e göre "Rosenberg hem eğitimsizleri hem de iyi eğitimlileri sıkmaktadır, ancak yarı eğitimlilerin tanrısıdır; ciddi donukluk ve anlaşılmaz büyük laflar, onları akademik ve otoriter olarak etkilemektedir [6] İmha kampı komutanı Rudolf Höss, Nürnberg Duruşmalarında verdiği ifadede, bu kitabın kendi Yahudi karşıtlığının kaynaklarından biri olduğunu söylemiştir.[7]

Nazi liderliğinin bazı üyeleri bu materyallerden bazılarını utanç verici bulmuştur,[8] fakat aynı zamanda, genellikle özel hayatlarında bu çalışmaları küçümseyen aynı Nazi liderleri tarafından alenen övülmüştür.[9][10][11]

Rosenberg'in nüfuzu

Rosenberg , Arthur de Gobineau ( İnsan Irklarının Eşitsizliği Üzerine Bir Deneme kitabının yazarı) da dahil olmak üzere [12] Avrupalı ırkçı yazarlardan oluşan bir çizgiyi takip etti, ancak onun en önemli "kaynağı" İngiliz asıllı Alman filozof Houston Stewart Chamberlain olmuştur. Rosenberg, kitabını Chamberlain'in 1899 On Dokuzuncu Yüzyılın Temelleri kitabının bir devam kitabı olarak tasarlamıştır.[13]

"Irkçılık, gerçekliğin yerine efsaneyi yerleştirdi; klişeleri, erdemleri ve ahlaksızlıkları ile yarattığı dünya, modernitenin karmaşasından ve zamanın koşuşturmasından bir çıkış yolu arayanların gözleri önünde bir ütopyayı sallandıran bir masal dünyasıydı. Güneşi durağanlaştırdı ve değişimi ortadan kaldırdı. Tüm kötülüklerden, şeylerin yerleşik düzenini takdir etmekten yoksun huzursuz aşağı ırklar sorumlu tutuluyordu.

— George L. Mosse, Nihai çözüme doğru: Avrupa Irkçılığının Tarihi (1978)[14]

Kitabın özeti

Rosenberg'in Nazi ırksal teorileri, Aryan ırkının aksine Yahudi ırkının varsayılan olumsuz etkisi hakkında uydurulmuş bir biyoloji ve icat edilmiş tarih karışımından oluşmaktadır. İkincisini kuzey Avrupa'nın İskandinav halklarıyla bir tutar ve Kuzey Afrika'daki Berberileri ve Eski Mısır'ın üst sınıflarını (hepsi muhtemelen Atlantis'ten göç etmiştir) da dahil etmektedir. Rosenberg modern kültür, ahlaki ve sosyal yozlaşmanın yanı sıra yozlaşmış modern sanata da yol açan Semitik etkiler tarafından yozlaştırıldığını iddia eder. Rosenberg, yüksek ırkların alt ırklara hükmetmesi ve onlarla çiftleşmemesi gerektiğini öne sürüyordu. Nazilerin, tıpkı bir cerrahın hastalıklı bir vücuttan kanseri kesip atması gibi, Aryan olmayan unsurları acımasız ve tavizsiz bir şekilde ortadan kaldırarak ırk ruhunu saflaştırması gerektiğini iddia etmektedir. Bu argümanlar Nazi savaş suçlarını, insanlığa karşı suçları ve Holokost'u meşrulaştırmak için kullanılmıştır.

Rosenberg'in dünya tarihine ilişkin bu mitolojik yaklaşımına göre, göç eden Aryanlar çeşitli antik uygarlıklar kurmuşlar ve bu uygarlıklar daha sonra daha düşük ırklarla evlilikler nedeniyle gerilemiş ve çökmüştür. Bu medeniyetler Aryanları, eski İslam öncesi Persleri, Yunanistan'ı, Hindistan'ı ve Roma'yı içeriyordu. Roma İmparatorluğu'nun eski Cermen istilalarını, hem ırk karışımı hem de Yahudileşmiş kozmopolit Hristiyanlık tarafından bozulmuş olan uygarlığını kurtarmak olarak görmüştür. Dahası, Fransa 'da ve diğer bölgelerde Protestanlara yapılan zulümlerin, bu bölgelerdeki Aryan unsurunun son kalıntılarının da yok edilmesini temsil ettiğini ve bu sürecin Fransız devrimi ile tamamlandığını iddia etmiştir. Çağdaş Avrupa'da Protestanlığı benimseyen kuzey bölgelerini Aryan ırksal ve ruhani idealine en yakın bölgeler olarak görmüş, fakat hem Katolikliği hem de Protestanlığı Negatif Hristiyanlık olarak adlandırmış ve Protestanlığı sadece yarım bir protesto olarak görmüştür. Hristiyanlık öncesi Almanlara ve daha önceki Aryan Hristiyan kilisesine çok daha fazla saygı duyuyordu.

Houston Stewart Chamberlain ve diğer völkisch teorisyenlerini takip eden Rosenberg, İsa'nın yarı Alman olduğunu ve bunu Aryanlara ve yarı Yahudilere kadar genişlettiğini ve orijinal Hristiyanlığın, Yahudi Yehova kültüyle karıştırılmış bir Alman-Aryan dini olduğunu, ancak Tarsuslu Pavlus'un takipçileri Yahudiler tarafından yozlaştırıldığını iddia etmiştir. Mitos hem Katolik hem de Protestan karşıtıdır; Kilise'nin kozmopolitliğini ve Hristiyanlığın Yahudileştirilmiş versiyonunu Almanya'nın ruhani gerilemesindeki faktörlerden biri olarak görmektedir. Rosenberg, sapkın Markionizm ve Aryo-Pers Maniheizmi'nin sözde Yahudi karşıtı öğretilerini, gerçek, Yahudi karşıtı İsa Mesih'i daha iyi temsil eden ve İskandinav dünya görüşüne daha uygun olan öğretiler olarak vurgulamaktadır. Rosenberg , Martin Luther ve Reformasyon'u Aryan ruhunun yeniden ortaya konmasına yönelik atılmış bir adım olarak görmekle birlikte, Protestanlığa karşı çıkarak, onu Alman ruhuna yakışmayan, istilacı bir Hristiyanlık biçimi olan Şarlman'a benzeterek, yeterince ileri gitmediğini düşünmektedir.

Dinin geleceğini tartışırken, Pozitif Hıristiyanlık da dahil olmak üzere çok çeşitli biçimlere hoşgörü gösterilmesini önermiştir. Hem Yehova'nın Şahitleri hem de Wotan kültünün öldüğünü, ancak Wotan'a Alman olmasından dolayı saygı duyduğunu ve onu daha sonraki Alman filozoflarıyla eşitlediğini belirtmiştir. Bu, Rosenberg'in Cermen neopaganizmine geçtiğini hakkında yalan söyleyen Katolik Kilisesi'ni kızdırmıştır. Rosenberg bu iddiaları reddederek savunmasında Wotan'a yalnızca tarihsel bir figür olarak saygı duyduğunu belirtmiştir. Rosenberg, Hinduizm ile ilgili Hint karşıtı ırkçı yazılar yazması ile birlikte Dravid halkları ile ırksal olarak karıştırılmadığını gördüğü daha önceki biçimlerine saygı duymuştur.

Güvendiği bir diğer efsane ise eski bir Aryan vatanının anısını koruyabileceğini iddia ettiği Atlantis mitiydi:

Ve böylece bugün, uzun zamandır türetilmiş olan hipotez bir olasılık haline gelmektedir; yani, gerçek bir batık Atlantik kıtasını varsaymaksızın Atlantis olarak adlandırabileceğimiz kuzeydeki bir yaratılış merkezinden, savaşçı sürüleri bir zamanlar fethedilecek mesafe ve şekillendirilecek alan için sürekli yenilenen ve cisimleşen İskandinav özlemine itaat ederek yayılmışlardır.

Kitabın etkisi

Johannes Steizinger, "Rosenberg'in Nazi ideolojisinin oluşturulmasında önemli bir rol oynadığı aşikârdır" ve "İdeoloji, soykırıma katılım için zorunlu ancak yetersiz bir neden olarak kabul edilir" diye yazmaktadır.[15]

Nazilerin Yirminci Yüzyılın Efsanesi'ne verdiği desteğe ve Rosenberg'in Nazi ideolojisini desteklemedeki belirgin rolüne rağmen, bazı Nazi liderlerinin özelde onun mistisizmi konusunda şüpheleri bulunmaktaydı. Adolf Hitler, kitabın Nazi Partisi'nin resmi ideolojisi olarak kabul edilmemesi gerektiğini açıklamıştır [16] ve özel olarak kitabı "mistisizm" ve "saçmalık" olarak tanımlamıştır.[17] Albert Speer, Goebbels'in Alfred Rosenberg ile alay ettiğini öne sürmüştür.[18] Goebbels ayrıca kitabı "felsefi bir geğirme" olarak nitelendirmiştir.[9][19] Hermann Göring şunları söyledi: "Eğer Rosenberg karar verecek olsaydı... elimizde sadece ayin, şey, efsane ve bu türden bir dolandırıcılık olurdu." [20] Nürnberg Duruşmaları sırasında hapishane psikoloğu olan Gustave Gilbert, sorguladığı Nazi yöneticilerinden hiçbirinin Rosenberg'in eserlerini daha önce okumadığını ifade etmiştir.[21] Bununla birlikte Gilbert'in Nürnberg duruşmalarından aldığı notlar Rosenberg'in nüfuzunu tekrar tekrar ortaya koymaktadır.[22]

Öğle yemeğinde von Papen şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Dodd ona Auschwitz Komutanı Hoess'in onun eserlerini okuduğunu bilip bilmediğini sordu. Bu elbette her şeyin can alıcı noktasıydı. Rosenberg sadece geçiştirici bir cevap verdi."

Her ne kadar Nazi devleti içinde propaganda yönetimi, sanat eserlerinin yağmalanması ve Baltık ülkeleri ile Sovyet topraklarındaki Nazi yönetiminin denetlenmesi gibi çok üst düzey görevlerde bulunmuş olsa da, Rosenberg'in kitabındaki açık Hristiyanlık karşıtı duygular, Naziler iktidara geldiğinde Rosenberg'e önemli görevler verilmesini sakıncalı hale getirmiştir. Bu hareketin kalesi olan Hamburg'da bile 1937 yılında halkın sadece %0,49'u Hristiyanlık karşıtı neopagan inanç hareketine mensup olduğunu belirtmiştir, oysa Alman Hıristiyanları ve onların Pozitif Hıristiyanlığı güçlü bir duruşa sahipti. Kitabın 1930'da yayınlanmasından sonra kitaba yapılan eleştirilerin çoğu açık Hristiyanlık karşıtı mesajından kaynaklanıyordu. Rosenberg, Katolik ve Protestan eleştirmenlere yanıt vermek üzere esere iki ek yazmıştır. İlki olan Zamanımızın Karanlık Adamları Üzerine: Yirminci Yüzyıl Efsanesini Eleştirenlere Bir Yanıt, Katolikleri ülkenin Katolik bölgelerinde ayrılıkçılığı teşvik ederek ulusal karakteri yok etmeye çalışmakla suçlamıştır.[23] İkinci yanıtı, Roma'ya Protestan Hacılar: Luther'e İhanet ve Yirminci Yüzyıl Efsanesi, modern Lütercilikğin Katolikliğe çok yakınlaştığını savunmuştur.[23]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Silberklang, David. "Roots of Nazi Ideology". Yad Vashem. 31 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2022. 
  2. ^ Viereck, Peter (12 Temmuz 2017). Metapolitics: From Wagner and the German Romantics to Hitler. 2. London, England: Routledge (2017 tarihinde yayınlandı). s. 229. ISBN 9781351505598. Erişim tarihi: 6 Kasım 2021. [...] "In molding Germany's 'psychology of frightfulness' Rosenberg wields an influence as powerful as that of the much publicized Goebbels and the much feared Himmler and his secret police." 
  3. ^ The Persecution of the Catholic Church in the Third Reich: Facts and Documents. p. 402
  4. ^ Viereck, p. 233
  5. ^ Jackson, Robert. "Summation Nuremberg War Crimes Trial". Famous Trials. Douglas Linder. 10 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ocak 2023. 
  6. ^ Viereck, p 219
  7. ^ Gilbert p. 247
  8. ^ Hexham, Irving (January 2007). "Inventing 'Paganists': a Close Reading of Richard Steigmann-Gall's the Holy Reich". Journal of Contemporary History (42): 59-78. 
  9. ^ a b Goebbels, Ralf Georg Reuth; Piper; 3-492-03183-8, p. 304; Original: "philosophischer Rülpser".
  10. ^ Eatwell, 1995, p. 119.
  11. ^ Steigmann-Gall, Richard (21 Nisan 2003). The Holy Reich: Nazi Conceptions of Christianity, 1919–1945 (İngilizce). Cambridge, England: Cambridge University Press. s. 93. ISBN 978-1-107-39392-9. Goebbels was characteristically succinct, describing the book as an 'ideological belch.' 
  12. ^ Jackson, John; Weidman, Nadine (2005). "The Origins of Scientific Racism". The Journal of Blacks in Higher Education. 50 (Winter 2005/2006): 66-79. 3 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ocak 2023. 
  13. ^ Yahil, 1991, p. 41.
  14. ^ Mosse, George L. (1978). Toward the Final Solution. Madison, Wisconsin: University of Wisconsin Press. ss. xxxvi-xxxvii. ISBN 9780299330347. 
  15. ^ Steizinger, Johannes (2018). "The Significance of Dehumanization: Nazi Ideology and Its Psychological Consequences". Politics, Religion & Ideology. 19 (2): 139-157. doi:10.1080/21567689.2018.1425144. 
  16. ^ Hitler, Adolf; Hugh Trevor-Roper. Adolf Hitler's Secret Conversations 1941-1944, p. 400.
  17. ^ Steigmann-Gall, Richard (21 Nisan 2003). The Holy Reich: Nazi Conceptions of Christianity, 1919–1945 (İngilizce). Cambridge University Press. s. 130. ISBN 978-1-107-39392-9. 17 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Nisan 2024. As he told a circle of confidants, 'What nonsense! Here we have at last reached an age that has left all mysticism behind, and now he wants to start that all over again. To think that I may some day be turned into an SS saint! [...]' 
  18. ^ Albert Speer, Erinnerungen, Frankfurt am Main / Berlin / Wien 1969, p. 139
  19. ^ Steigmann-Gall, Richard (21 Nisan 2003). The Holy Reich: Nazi Conceptions of Christianity, 1919–1945 (İngilizce). Cambridge University Press. s. 93. ISBN 978-1-107-39392-9. Goebbels was characteristically succinct, describing the book as an 'ideological belch.' 
  20. ^ Goebbels, Ralf Georg Reuth; Piper; 3-492-03183-8, p. 304; Original: "... [wenn Rosenberg das Sagen hätte] ... gäbe es nur noch Kult, Thing, Mythos und ähnlichen Schwindel".
  21. ^ Michael, Robert. Holy Hatred: Christianity, Antisemitism, and the Holocaust. New York: Palgrave Macmillan, 2006, p. 177. 0230601987
  22. ^ Gilbert, G. M., Nuremberg diary, New American Library, 1961, p. 250.
  23. ^ a b Richard Steigmann-Gall, The Holy Reich: Nazi Conceptions of Christianity, 1919-1945, p. 128.
  • Gilbert, GM (1961) . "Nürnberg günlüğü". New York : Yeni Amerikan Kütüphanesi, 1961, c1947 430 s.
  • Top, Terence ve Bellamy, Richard (2003). Yirminci Yüzyıl Siyasi Düşüncesinin Cambridge Tarihi . Cambridge: Cambridge Üniversitesi Yayınları.0-521-56354-2ISBN 0-521-56354-2
  • Eatwell, Roger (1995). Faşizm: Bir Tarih (1995). Londra: Chatto ve Windus.0 7011 6188 4ISBN 0 7011 6188 4
  • Lukacs, John (1998). "Adolf Hitler'in Mein Kampf'ına Giriş". Houghton Mifflin Kitapları.0-395-92503-7ISBN 0-395-92503-7
  • McIver, Tom (1992). Anti-Evrim: Darwin'den Önce ve Sonra Yazılara İlişkin Bir Okuyucu Kılavuzu . Baltimore, MD: Johns Hopkins Üniversitesi Yayınları.0-8018-4520-3ISBN 0-8018-4520-3
  • Snyder, Louis L. (1998). Üçüncü Reich Crown Quarto Ansiklopedisi . Wordsworth Basımları.1-85326-684-1ISBN 1-85326-684-1
  • Viereck, Peter Robert Edwin (2003; ilk olarak 1941'de yayınlandı). Metapolitika: Wagner ve Alman Romantiklerinden Hitler'e . İşlem Yayıncıları.0-7658-0510-3ISBN 0-7658-0510-3
  • Yahil, Leni (1991). Holokost: Avrupalı Yahudilerin Kaderi, 1932-1945 . New York, NY: Oxford University Press.0-19-504523-8ISBN 0-19-504523-8

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Adolf Hitler</span> Nazi Almanyası diktatörü (1933–1945)

Adolf Hitler (Almanca telaffuz: [ˈadɔlf ˈhɪtlɐ],

<span class="mw-page-title-main">Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi</span> Almanyada 1920 ila 1945 arasında var olmuş aşırı sağ siyasi parti

Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi veya yaygın kısa adıyla Nazi Partisi, Weimar Cumhuriyeti döneminde kurulmuş ve Weimar Cumhuriyeti'ni Nazi Almanyası'na dönüştürüp 1933-1945 yılları arasında yönetmiş olan bir Alman siyasi partisidir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında Alman siyasetinde önemli bir yere sahip olmuş partinin programı ve ideolojisi olan nasyonal sosyalizm, radikal antisemitizm ile birlikte etnik milliyetçiliğe dayanan antiliberal ve antikomünist bir görüşteydi. 1921 senesinden itibaren parti başkanlığını sürdürmüş Adolf Hitler'in 1933 senesinde şansölye olmasının ardından 1945 senesine kadar nasyonal sosyalizm döneminde Almanya'nın tek yasal partisi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Joachim von Ribbentrop</span> Alman politikacı

Joachim von Ribbentrop, Nazi Almanyası Dışişleri Bakanı ve diplomat.

<span class="mw-page-title-main">Joseph Goebbels</span> Alman siyasetçi

Dr. Paul Joseph Goebbels, 1933-1945 yılları arasında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış Alman politikacı ve Nazi Almanyası'nın ikinci şansölyesi. Adolf Hitler'in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşıydı. Kendisi coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, topluluk önünde konuşma becerisi, sert anti-semitik görüşleri ve kitlesel propagandanın Büyük Yalan olarak bilinen tekniğini kullanmadaki ustalığıyla bilinirdi. Hitler'in intihar ettiği 30 Nisan 1945 tarihinden, kendisinin intihar ettiği 1 Mayıs 1945 tarihine kadar Almanya Şansölyesi olarak görev yapmıştır.

Ari ırk, 19. yüzyılın sonlarında Proto-Hint-Avrupa mirasına sahip insanları ırksal gruplarla tanımlamak için ortaya çıkmış ve artık kullanılmayan bir tarihsel ırk kavramıdır. Antropolojik, tarihi ve arkeolojik kanıtlar bu kavramın geçerliliğini desteklememektedir. Kavram, Proto-Hint-Avrupa dilini ilk konuşanların insanlığın üstün bir örneğinin belirgin ataları olduğu ve günümüze kadar onların soyundan gelenlerin Sami ve Hamitik ırklarının yanı sıra Kafkas ırkının bir alt ırkını ya da kendine özgü başka bir ırkı oluşturduğu düşüncesinden türemiştir. Günümüzde, bu gruplar arasındaki yakın genetik benzerlik ve karmaşık karşılıklı ilişkiler nedeniyle, insan popülasyon gruplarını kategorize etmeye yönelik bu taksonomik yaklaşımın yanlış yönlendirilmiş ve biyolojik olarak anlamsız olduğu düşünülmektedir. Irk, kültür ve dilin izomorfizmi, modern akademisyenler tarafından hatalı bir anlayış olarak reddedilmiştir. Ari ırk kavramı 19. yüzyıl boyunca Arthur de Gobineau, Richard Wagner ve bilimsel ırkçılığı daha sonra Nazi ırkçı ideolojisini etkileyen Houston Stewart Chamberlain gibi çeşitli ırkçı ve antisemitik yazarlar tarafından benimsenmiştir. 1930'lara gelindiğinde, kavram hem Nazizm hem de Nordizm ile ilişkilendirilmiş ve Aryan ırkını "üstün ırk" olarak tasvir eden, Aryan olmayanları ırksal olarak aşağı ve yok edilmesi gereken varoluşsal bir tehdit olarak gören beyaz üstünlükçü Aryanizm ideolojisini desteklemek için kullanılmıştır. Bu fikirler Nazi Almanyası'nda Holokost'a yol açan devlet ideolojisinin önemli bir parçasını oluşturmuştur.

<i>Völkischer Beobachter</i>

Völkischer Beobachter, Rudolf von Sebottendorf tarafından önce Münchener Beobachter adıyla, daha sonra Alman milliyetçiliği temasını içeren bu adla yayımlanan ve akabinde Sebottendorf'un Hitler'e hibe ettiği Alman gazetesi. 1920 yılında Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin (NSDAP) propaganda organı niteliği kazanarak haftalık olarak yayımlanmaya devam etti. 8 Şubat 1923 tarihinden itibaren günlük olarak yayımlanmaya başlanmıştı. 25 yıl boyunca nasyonal sosyalistlerin resmî yayın organı olarak çıkarılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Rosenberg</span> Alman mimar ve Nazi Partisi mensubu siyasetçi (1893-1946)

Alfred Rosenberg, Nazi Partisi'nin ideoloğu olarak bilinen Alman siyasetçidir.

<span class="mw-page-title-main">Nürnberg Yasaları</span>

Nürnberg Yasaları, 15 Eylül 1935'te Nürnberg'de yıllık Nazi Partisi toplantısında kararlaştırılan Nazi Almanyası'nda antisemitik yasalardı. Yasalar, Alman ve Yahudi insanlarını sınıflandırdı. Bu kanuna göre, ari ırktan olmayanlar alt sınıf insanlardır ve ari ırkına ait insanlar ile evlenmeleri yasaklanmıştır. Kanunlar 26 Kasım 1935'te Romanları ve Siyahileri da kapsayacak şekilde genişletildi.

<span class="mw-page-title-main">Üstün ırk</span>

Üstün ırk, Nazi Düşüncesinde İskandinav Irk'ından -19. yüzyılın sonları 20. yüzyılın başlangıcında patlak vermiş ve Aryan Irkı olarak adlandırılmıştır- onların oluşturduğu bir kavramdır. Saf Irk düşüncesini ileri sürer. Nazi düşüncesinde İskandinav Irkı, Kuzey Almanya ovalarında milattan önce yaşadığına inanılan ve Proto-Aryanlar olarak adlandırılan ırkçı düşüncedeki bazı kişilerin en saf ırk olarak açıkladığı ırktır. {bknz. Proto-Aryans} Bu ırkın kayıp kıta Atlantis'in en üstün saf ırkı olduğuna inanılır. Naziler, İskandinavların gerçek Aryanlar olduğunu çünkü onların diğer -yöresel olmayan- Slav Irkı, Roman Irkı ve Hint-İranlı olan Hint-Avrupalı ırklar ile en az karışan ırk olduğunu iddia ederler. Bu iddialarını, İskandinav insanların diğer tüm ırklardan üstün olduğuna dayandırırlar. Naziler onların otoritelerini genişletmeye hakkı olduğuna inanırlar. Bu kavram aynı zamanda İskandinavcılık olarak da bilinir. Bu ırkçılıktaki uygulanan asıl politika ise Nazilerin Aryan olduklarını kanıtlamaya çalışmalarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nazi Almanyası'nda propaganda</span>

Nazi Almanyası'nda propaganda, NSDAP'nin iktidara gelmeden önce çoğunlukla Joseph Goebbels'in ve Adolf Hitler'in yürüttüğü II. Dünya Savaşı'nın öncesinde ve savaştaki zaman zarfını teşkil eden dönemde nasyonal sosyalizm öğütleri doğrultusunda yapılan antisemitik, antikapitalist ve antikomünist konuşmalar ve propagandalardır.

<span class="mw-page-title-main">Adolf Hitler'in dinî inancı</span>

Adolf Hitler'in dinî inancı tartışma konusu olmuştur. Tarihçiler Hitler'i Hristiyanlık karşıtı görüşlere sahip olarak görmüşler ve onu seküler bir teist olarak nitelendirmişlerdir. Albert Speer'e göre Hitler, Japon dinî inançlarının veya İslamın Almanlar için Hristiyanlıktan daha uygun bir din olacağına inanıyordu. Hitler, Hristiyanlığın yanı sıra ateizmi de eleştirdi.

<span class="mw-page-title-main">Adolf Hitler'in siyasi görüşleri</span> Hitlerin politik düşünceleri

Adolf Hitler'in siyasi görüşleri tarihçilere ve biyografilere bir miktar zorluk çıkarmıştır. Antisemitizm, anti-komünizm, anti-parlamentarizm, Alman Lebensraum gibi bazı sabit temalar olmasına rağmen, yazıları ve yöntemleri, Ari ırkının üstünlüğüne ve aşırı bir Alman milliyetçiliğine olan inancı genellikle ihtiyaca ve o dönemin koşullarına göre uyarlanmıştır. Hitler, kişisel olarak "Yahudi Bolşevizmi"ne karşı savaştığını iddia etmiştir.

Völkisch Hareketi, 19. yüzyılın sonlarından Nazi dönemine kadar aktif olan ve daha sonra Federal Almanya Cumhuriyeti'nde kalıntıları olan bir Alman etno-milliyetçi hareketiydi. Tek beden metaforundan esinlenerek "kan ve toprak" fikri üzerine inşa edildi ve birlik içinde doğal olarak yetişen topluluklar fikriyle karakterize edildi. 1900'lerden itibaren organikçilik, ırkçılık, popülizm, tarımcılık, romantik milliyetçilik ve antisemitizm ile karakterize edildi. Völkisch milliyetçileri genellikle Yahudileri Almanlardan farklı bir Volk'a ait olan "yabancı bir ırk" olarak görüyorlardı.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Düzen (Nazizm)</span>

Avrupa'nın Yeni Düzeni, Nazi Almanyası'nın egemenliği altındaki fethedilmiş bölgelere empoze etmek istediği siyasi düzendi. Bu düzen, II. Dünya Savaşı'nın başlamasından çok önce uygulanmaya başlamıştı, ancak 1941'de Adolf Hitler tarafından açıkça ilan edildi: "1941 yılı, inanıyorum ki, büyük bir Avrupa Yeni Düzeni'nin tarihi yılı olacaktır!"

<span class="mw-page-title-main">Adolf Hitler'in kişilik kültü</span>

Adolf Hitler'in kişilik kültü, Nazi Almanyası'nın (1933–1945) öne çıkan bir özelliğiydi, ve 1920'lerde Nazi Partisi'nin ilk günlerinde başladı. Führerprinzip'e dayanarak, aralıksız Nazi propagandasının her zaman öne sürerek, liderin her zaman haklı olduğu ve Hitler'in Almanya'nın ekonomik sorunlarını çözmedeki bariz başarısıyla, İkinci Dünya Savaşı öncesinde dış politikadaki kan dökmeden elde ettiği zaferleriyle pekiştirildi ve savaşın başlarında Polonya ve Fransa'daki hızlı askeri başarıları, sonunda Alman halkının Nazi kontrolünün merkezi bir yönü haline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Pozitif Hristiyanlık</span>

Pozitif Hristiyanlık Nazi Almanyası içinde, Alman halkının ırksal saflığının, ırkçı Nazi ideolojisini İznik Hristiyanlığının temel veya önemli unsurlarıyla karıştırarak korunması gerektiği inancını destekleyen bir hareketti. Adolf Hitler bu terimi 1920 Nasyonal Sosyalist Program'ın 24. maddesinde kullandı ve "Parti, kendisini herhangi bir mezhebe bağlamadan Pozitif Hıristiyanlığın bakış açısını temsil ediyor" dedi. Nazi hareketi Almanya'nın yerleşik kiliselerine düşmandı. Yeni Nazi düşüncesi olan Pozitif Hristiyanlık, Nazi hareketinin Hristiyan karşıtı olmadığını ima ederek Almanya'nın Hristiyan çoğunluğunun korkularını yatıştırdı. Bununla birlikte, 1937'de Nazi Kilise İşleri Bakanı Hanns Kerrl, "Pozitif Hıristiyanlığın" "Havari İmanına bağlı" olmadığı ve Hristiyanlığın dayandığı "Tanrı'nın oğlu olarak Mesih'e imana" bağlı olmadığı, bunun yerine Nazi Partisi tarafından temsil edildiği açıklandı: "Führer yeni bir vahyin müjdecisidir" dedi. Hitler'in Pozitif Hristiyanlığı geleneksel bir Hristiyan inancı olarak kamuya sunması farklıydı. Hitler'in Nazi antisemitizmiyle uyum için Kiliselerle birleşik bir barışta ısrar etmesine rağmen, pozitif Hristiyanlık savunucuları da kendilerini Mesih'in Yahudi kökenlerinden ve Hristiyan İncil'inden uzaklaştırmaya çalıştılar. Bu tür unsurlara dayanarak, pozitif Hristiyanlığın çoğu kendisini geleneksel İznik Hristiyanlığından ayırdı ve sonuç olarak, Katolik, Doğu Ortodoks veya Protestan olmalarına bakılmaksızın genel olarak tüm ana Trinitarian Hristiyan kiliseleri tarafından mürted olarak kabul edildi.

<span class="mw-page-title-main">Nasyonal Sosyalist Halkın Refahı</span>

Nasyonal Sosyalist Halkın Refahı, Üçüncü Reich döneminde bir sosyal yardım kuruluşuydu. NSV ilk olarak 1931'de Berlin şehrinde yerel olarak faaliyet gösteren küçük bir Nazi Partisi'ne bağlı yardım kuruluşu olarak kuruldu. 3 Mayıs 1933'te, Nazi Partisi Almanya'da iktidara geldikten kısa bir süre sonra, Adolf Hitler onu ülke çapında faaliyet gösterecek bir parti örgütüne dönüştürdü. NSV'nin yapısı, yerel, ilçe (Kreis) ve ilçe (Gau) yönetimleriyle Nazi Partisi modeline dayanıyordu.

Nazi ırksal teorileri, nazi ırkçılığını meşrulaştırmak amaçlı ortaya atılmış teorilerdir. Nazi Partisi, ırksal olarak aşağı gördüğü insan gruplarının soykırımını meşrulaştırmak için ideolojisinin bir parçası olarak çeşitli sözdebilimsel ırk sınıflandırmalarını benimsemiş ve geliştirmiştir. Naziler, varsayılan "Aryan ırkı"nı üstün bir "Üstün Irk" olarak görüyorlardı ve Siyahileri, Slavları, Çingeneleri, Yahudileri ve diğer etnik grupları ırksal olarak aşağı "insan altı" olarak kabul ediyorlardı. Bu inançlar, 19. yüzyıl antropolojisi, bilimsel ırkçılık ve anti-semitizmin bir karışımından kaynaklandı.

Mischling Nazi Almanyası'nda, 1935'teki Nürnberg ırk yasalarında kodlandığı şekliyle, Yahudi gibi soydan gelen karışık "Aryan" ve Aryan olmayan kişileri belirtmek için kullanılmış aşağılayıcı bir yasal terim. Almancada, kelime genel olarak melez anlamına gelir. Resmi Nazi terminolojisindeki kullanımının dışında, Mischlingskinder terimi daha sonra II. Dünya Savaşı sonrasında beyaz olmayan askerler ve Alman annelerden doğan savaş bebeklerini ifade etmek için kullanıldı.

<i>Yahudiler ve Yalanları Üzerine</i> Martin Lutherin antisemitik kitabı

Yahudiler ve Yalanları Üzerine, Alman Reform lideri Martin Luther (1483-1546) tarafından 1543'te yazılmış 65.000 kelimelik Yahudi karşıtı ve antisemitik bir incelemedir.