İçeriğe atla

Yesevîlik

Yesevîlik, adını Nakşibend’îyye tarikâtı şeyhi Yusuf Hemedanî'nin müritlerinden Hoca Ahmed Yesevî'den alan, İslâm'da kadın-erkek denkliğini yaşatan, Anadolu Alevîliği üzerinde bir hayli tesirleri olan, Bektâşî Tarikâtı'nın da beslendiği tasavvufî yol ve Türk tarikatı.[1]

Ahmed Yesevî dönemi

Hoca Ahmed Yesevî, babası İbrahim Şeyh ve Arslan Baba'dan tasavvuf eğitimi aldı ve hocasının ölümünden sonra Yusuf Hemedani'nin yanında eğitimini tamamladı. Türkistan'da faaliyetlerini sürdüren Ahmed Yesevî'nin yolu zamanla Yesevîlik adını aldı. "Horasan Okulu" olarak da adlandırılan tasavvuf akımının en önemli temsilcisi olan Hoca Ahmed Yesevî'den adını alan Yesevîlik yolu, Türklere İslâm'ı ve dervişliğin yollarını öğretmeyi amaçlamıştır. Bunun için tevhit inancını, Türk gelenek, inanç ve yaşam tarzı ile sentezleme yolu seçilmiştir.

Hoca Ahmed Yesevî'nin ölümünden sonrası

Ahmed Yesevi'nin müridleri ve takipçileri ölümünden önce ve ölümünün sonrasında, 12. yy ortalarından itibaren diğer bölgeler gibi Anadolu'ya da gelerek görüşlerini yaymaya devam ettiler. Anadolu'nun Türkleşmesinde büyük emekleri geçmiş olan Yesevîlik, yetiştirdiği birçok alimi dağınık Türkmen aşiretlerine yollayıp, devlet ve millet olma kavramlarının içini doldurmak için çalışmışlardır. Ahmed Yesevi'nin ardından irşad alan halifeler sırasıyla şöyledir: Mansur Ata, Harezmli Said Ata, Süleyman Hakim Ata, Abdülmelik Ata, Tac Hace, Zengi Ata, Uzun Hasan Ata, Seyyid Ata, Sadr Ata ve Bedr Ata.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Ahmed Yesevî

Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, kendisinin Ahmed Yesevi’nin soyundan geldiğini seyahatnamesinde iddia etmiştir. Evliya Çelebi, ayrıca gezdiği yerlerde rastladığı Yesevî dervişlerine ait makamları da eserinde kaydetmiştir. Bu derviş ve gaziler arasında Rumeli'nin fethinin manevi öncüsü olan Sarı Saltuk, Deliorman'daki Demir Baba, Niyazabad'daki Avşar Baba, Merzifon’daki Pir Baba, Bulgaristan Varna-Batova'daki Akyazılı Baba, Filibe yolunda Kıdemli Baba Sultan, Bursa'daki Geyikli Baba, Abdal Musa, İstanbul Unkapanı'ndaki Horos Dede, Bozok Sancağı Yozgat'taki Emir Çin Osman, Tokat merkezindeki Gajgaj Dede ve Zile ilçesindeki Şeyh Nusret, Evliya Çelebi’nin tespit edebildikleri arasındadır. Ancak bunlardan hiçbiri Nevşehir'de yerleşen Hacı Bektaş-ı Veli kadar ün kazanmamıştır.

Yesevîliğin etkin olduğu yöreler

Yesevîlik, Türkistan'da yayıldıktan sonra, Türkistan'ın kuzeybatı bozkırlarından Kıpçak lehçesinin hakim olduğu İdil-Ural bölgesine, Horasan, Azerbaycan ve Anadolu'ya kadar ulaşmıştır. Tarihi gelişim sonucu Nakşibendi Tarikatının daha yaygın hale geldiği 16. yüzyıla kadar Türkistan ve Horasan'ın hemen her yerinde hatta Keşmir'de, Kâbil'de, İstanbul'da, Temeşvar'da ve Hicaz'da da Yesevî dervişlerine rastlanmaktaydı.

Yesevîlik ile Nakşibendi Tarikatı arasındaki ilişkiler

Yesevîlik gibi Yusuf Hemedani'nin etkisiyle ortaya çıkan ve Maveraünnehir'in 15.-16. asırlardaki mutaassıp muhitin tesirini taşıyan Nakşbendiyye tarikatına mensup müellifler, Hoca Ahmed Yesevî hakkında bazı yazılar kaleme almışlardır ki, ona ait eski kaynaklar bunlardır. Bu müellifler, Yesevîliğin ilk şeklini ve Ahmet Yesevi'nin hakiki şahsiyetini tarihi gerçeklere aykırı tasvir etmişler, kendi arzu ve temayüllerine göre, hakikati tamamiyle değiştirmişlerdir. Yesevîliğin ilk yayıldığı göçebe Türk muhitlerinin icapları ve din değiştirme psikolojisinin umumi kaideleri göz önüne getirilince, buna olanak olmadığı anlaşılır.

Ahmet Yesevi'nin hayat görüşü ve düşüncelerini ortaya koyduğu en önemli eseri, "Hikmet" adı verilen şiirlerinden meydana gelen Divan-ı Hikmet'tir. Bu eser Yesevîlik düşüncesinin temellerini oluşturur.

Daha sonraları Yeseviler, Hacegan sufileri ve diğer tasavvufî gruplar ile birlikte çoğu zaman Nakşibendilik hiyerarşilerinin içerisine dahil edilmişlerdir.[2]

Bibliyografya

  • Abdülbaki Gölpınarlı, Menakıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli (Velâyet-Nâme), İstanbul 1958, İnkılâp Kitabevi, s.9-13
  • Ahmet Yaşar Ocak, Anadolu Türk Süfiliğinde Ahmed-i Yesevi Geleneğinin Teşekkülü, Milletler arası Ahmet Yesevi Sempozyumu Bildirileri (26-27 Eylül 1991), Ankara 1992, Kültür Bakanlığı Yayınları, s.79-80
  • Ahmet Yaşar Ocak, Anadolu Sofiliğinde Ahmed-İ Yesevi ve Yesevilik, Yesevilik Bilgisi, Ankara 1998, Ahmet Yesevi Vakfı Yay, s.325-331
  • Ali Aktan, Künhü'l-Ahbâr'a Göre Hoca Ahmet Yesevi Ve Anadolu'daki Yesevi Halifeleri, Yesevilik Bilgisi, Hz. Mustafa İsen-Cemal Kurnaz-Mustafa Tatçı, Ankara 1998, Ahmed Yesevi Vakfı Yayınları, Ankara 1998, s.338-349
  • Fuat Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, ö.Bsm, Ankara (6.Y.Y) Diyanet İşleri Bakanlığı Yayınları s.419-442
  • Fuat Köprülü, Ahmet Yesevi, İslam Ansiklopedisi, C. I, İstanbul 1940, s.210-215
  • Kemal Eraslan, Yesevi'nin Fakrnamesi, TDED.S.;XXII İstanbul 1977, s.45-120
  • Seyhatname'deki Yesevi Dervişleri İçin Bkz. H. Kamil Yılmaz, Anadolu Ve Balkanlarda Yesevi İzleri, İlim ve Sanat, S.35-36, Temmuz 1993, s.10-13
  • Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi kitabı 7.sınıf s.80-81

Kaynakça

  1. ^ TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 43, sayfa: 487
  2. ^ "Hacegan Nedir?". 6 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Nakşibendilik, 14. yüzyılda Orta Asya'da Buhara çevresinde gelişen ve adını kurucusu sufi alim Bahâeddin Nakşibend'den alan tasavvuf tarikatı.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bayrâm-ı Velî</span> Türk mutasavvıf ve şair

Hacı Bayrâm-ı Velî, Türk mutasavvıf ve şair. Safevî tarikatı büyüklerinden Hoca Alâ ad-Dîn Ali Erdebilî'nin öğrencilerinden olan Şeyh Hamid-i Veli'nin öğrencisi ve Bayramiyye tarikatının kurucusudur. Türbesi, Ankara'da Hacı Bayram Câmii'nin bitişiğinde bulunmaktadır.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Divan-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî'nin söylediği "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaptır.

Kutb’ûd-Dîn Haydar ya da Baba Haydar (Haydar Gazi veya Haydar Sultan da denir). Hoca Ahmed Yesevî’nin dervişlerinden olup Tarikât el-Aleviyye'nin Haydarîlik veya "Haydarîlik Tarikâtı" kurucusudur.

Kalenderîlik ya da Kalender'îyye 10. yüzyılda İran'da, Horasan Melametiliği'nden kaynaklanan bir sufilik akımı olarak ortaya çıkan 12. yüzyılın sonunda Cemaleddin-i Savi adlı Safevi Devletinden bir sufinin gayretiyle teşkilatlanarak Orta Doğu'da ve Orta Asya'da geniş taraftarlar toplayan bir tasavvuf akımıdır. Kalenderîler, mala, mülke ve şöhrete önem vermeyen, toplumdan önemli ölçüde kendilerini tecrid etmiş, kanaat anlayışına sahip bir topluluktu. Kalenderilik, yaşadığı toplumun nizamına karşı çıkararak dünyayı kaale almaya değer görmeyen ve bu düşünce tarzının günlük hayat ve davranışlarıyla da açığa vuran tasavvuf akımıdır. Kalenderîlik söz konusu mistik temelini ve sosyal niteliğini tarihî akış içinde İslâm dünyasının çeşitli yerlerinde ve değişik zamanlarda yeni unsurlarla zenginleştirerek geliştirmiş ve hep muhalif bir çevre olarak süregelmiştir.

Babâ'îyye ya da Babâîlik, Horasan doğumlu olan Ebû'l-Bekâ Baba İlyâs bin Ali el-Horasânî ve müridi Baba İshâk Kefersudî'nin ayaklanması ile tanınan Vefâî Tarikatı çevrelerine verilen addır. Gerçek Ehl-i Beyt sevgisini ön planda tutan ve Irak'ta yaşayan Seyyid Ebu'l Vefâ'ya nisbetle anılan bu tarikât Anadolu'ya Dede Karkğın ve hâlifeleri ile yayılmış ve "Babâîlik" olarak tanınmıştır. Şiîlik ile doğrudan ilgisi yoktur. Ancak o dönemdeki benzer tasavvufî çevreler Sünnî ve Şiî yorumları içinde birleştirip meczettiği için daha sonraki yorumların farklılaşmasına zemin hazırlamış ve çoğunlukla hadiselerin çok farklı bir mahiyet arzettiği sanılmıştır. Hareketin temelinde o zamanlarda Anadolu'da fa'al olan Baba İshak gibi Şîʿa-i Bâtın’îyye dâ’îlerinin getirdiği fikirler yatmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Yesevî</span> Türk mutasavvıf ve şair

Ahmed Yesevî ya da Ata Yesevî (Kazakistan Türkçesi: Қожа Ахмед Яссауи; Özbekistan Türkçesi: Xoja Ahmad Yassaviy; 1093, Sayram - 1166, Türkistan, kendi gibi Türk asıllı olan Arslan Baba'nın talebesidir. "Pîr-i Türkistan" lakabıyla bilinen bir mutasavvıf ve şairdir.

'Arslan Baba, Yeseviyye tarikatının kurucusu Ahmet Yesevî'nin mürşîdi olduğu söylenen mutasavvıf. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Mehmed Fuad Köprülü'ye göre, Arslan Baba Ahmed Yesevî'nin babası Şeyh İbrâhimin kardeşi, yani amcası olabilir. Sefîne-î Evliya müellifi Osmanzâde Hüseyin Vassâf, Arslan Baba'dan bahsetmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Hemedanî</span> Din bilgini

Yusuf Hemedani, (1048-1140) önde gelen din bilginlerindendir. Rey ile Hamedan arasında Bûzencird adlı bir köyde doğmuştur. Merv şehrinde türbesi bulunmaktadır. Ebû Yakûb Yusuf Hemedanî, Hoca Ahmed Yesevî ile Abdülhâlik Gucdüvânî'nin hocasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bektaş-ı Veli</span> Anadolu ermişi

Hacı Bektâş Velî ; mistik, seyyid, mutasavvıf, âlim ve İslam filozofu. Alevi-Bektâşiliğin fikir ve isim öncülerindendir. Kendisinin yolunu takip edenlere Bektâşi adı verilir.

Şücâ'ed-Dîn Ebû'l-Bekâ Baba İlyâs bin Ali el-Horasânî, 13. yüzyılda Bâbâ'îyye Tarikâtı'nın Anadolu'daki önderlerindendir.

Dede, Alevilikte Ehl-i Beyt soyundan geldiğine inanılan şerif ve seyyidlere, içtimai ve dinî liderlere, yani önderlere verilen addır.

İmâmet ya da İmâmîlik İslam'ın bir kolu olan Şiiliğin temel ilkelerinden birisidir. Sünnilik imâmeti imanın esaslarından biri olarak saymaz.

<span class="mw-page-title-main">Sayram</span>

Sayram,, Saryam, Saryom, İsbicâb veya Beyza şu anda Şımkent eyaletinin merkezi olan Şımkent şehri sınırları içinde kalan Siri Derya (Seyhun) havzasında Kazakistan'nın güney doğusunda Sayram Su nehri kıyısında ve aynı isimdeki Sayram Su dağlarının yamaçında yerleşik olan ülkenin en eski bir tarihi şehridir. Kazakistan'da ilk Cami burada yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Evliya Çelebi</span> Osmanlı Türk gezgini ve yazar (1611–1682)

Derviş Mehmed Zıllî veya bilinen adıyla Evliyâ Çelebi, 17. yüzyılın önde gelen bir Osmanlı seyyahı ve nesir yazarıdır. Evliyâ Çelebi, imparatorluk kültürel zirvesinde iken, elli yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını ve komşu toprakları gezmiş, gördüklerini ve yaşadıklarını Seyahatnâme adlı 10 ciltlik ünlü eserinde toplamıştır. Hayatı boyunca gezdiği şehir sayısı 257'dir.

<span class="mw-page-title-main">Bâtınîlik</span> İslam dininin kutsal kitabı olan Kuranın bâtıni tevillere dayanan ezoterik yorumu

Bâtınîlik ya da Bâtınîyye ; İslamda Kur'an ayetlerinin görünür anlamlarının dışında, daha derinde gerçek anlamları bulunduğu inancı, ayetleri buna göre yorumlayan akıma Bâtınîlik, bu düşünceyi benimseyen kişiye de Bâtınî denir. Şiîlikte bu anlamları ancak Tanrı ile ilişki kurabilen ve Ali'nin soyundan gelen masum On İki İmam'ın bilebileceğine inanılır.

Menâkıbnâme ; velilerin, tarikat büyüklerinin ve şeyhlerin kerametlerini konu alan eserlere verilen addır.

Rum Abdalları ya da Abdâlân-ı Rûm, Ahmed Yesevî sûfilik geleneğinin temsilcileri olan dervişlerinin adıdır. 1240 yılındaki Babaî İsyanı'na destek veren sofular, bu hareketin ve Osmanlı'nın kuruluşunun öncülüdür. Babaî isyanı denilen büyük halk hareketiyle sımsıkı bağlantılı olan ve Kalenderiyye ağırlıklı popüler sûfilik olarak da tanımlanabilir. Bunlar, 16. yüzyılda Balım Sultan tarafından düzenlenerek Osmanlı Imparatorluğu'nun en büyük popüler tarikatı olacak olan Bektaşîliğin ilk temsilcileriydi. Horasan Erenleri olarak da anılmış, Osmanlı'nın erken döneminde gazaya katılmışlardır.