Sinema veya Sinema sanatı, kamera aracılığı ile elde edilmiş görüntülerin bir ışık aracılığı ile beyaz renkte bir perdeye yansıtılarak film adı verilen sesli veya sessiz hareketli videolar elde edilmesi işidir. Üretilen bu filmler, sinema salonu adı verilen özel binalarda gösterilmektedir. Sinema sanatı genel olarak diyalog, kurgu, sahnenin düzeni, ışık, ses ve dekor gibi şeyleri yapılan filme uygun sekilde dizayn edilir. Bu işlemlerin tamamına ise sinema endüstrisi adı verilmektedir. İtalyan asıllı Fransız film kuramcısı Ricciotto Canudo sinemayı, "yedinci sanat" olarak tanımlamış ve ilk sinema 1895 yılında çekilmiştir.
Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.
Fransızca, Hint-Avrupa dil ailesinin bir Romen dilidir. Tüm Romen dillerinde olduğu gibi, Roma İmparatorluğu'nun Halk Latincesinden türemiştir. Fransızca, Gallo-Romen dillerinden, Galya'da konuşulan Latinceden ve özellikle Kuzey Galya'da gelişmiştir. En yakın akrabası Oïl dilleridir. Fransızca, Gallia Belgica gibi Kuzey Roma Galyası'nın yerli Kelt dillerinden ve Roma sonrası Frank işgalcilerin (Cermen) Frank dilinden de etkilenmiştir. Bugün, Fransız sömürge imparatorluğu sayesinde, en önemlisi Haiti Kreolü olmak üzere, Fransız kökenli çok sayıda kreol dili vardır. Fransızca konuşan bir kişi veya ulus, Frankofon olarak anılır.
François Marie Arouet ya da Voltaire takma adıyla tanınan Fransız yazar ve filozof. Fransız Aydınlanması'nın en önemli filozoflarının başına gelir hatta Aydınlanma hareketinin babası sayılabilir. Zamanının toplumsal, dinî, politik ve kültürel konularını radikal bir biçimde eleştirmiştir.
Vize, bir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gereken izin.
Hoparlör, elektrik akımı değişimlerini ses titreşimlerine çeviren alettir. Türkçe eş anlamlısı sesucaltan sözcüğüdür.
Şair ya da ozan, şiir yazan veya söyleyen kimsedir. Şair kelimesi Arapçadan gelir; doğaüstü güçlere sahip, deli, kâhin gibi anlamlar da yüklenmiştir.
Deneme, yazarın belli bir konuya ilişkin kişisel duygu ve düşüncelerini anlattığı metinlere denir. Bu türde ilk yazıları 16. yüzyılda Fransız yazar Michel de Montaigne yazdı ve Essais (Denemeler) adıyla yayımladı. Bugün birçok ülkede ilgiyle okunan edebiyat türünün de adını koymuş oldu. Son biçimine ulaşmamış taslaklar olarak da tanımlanmaktadır.
Otobiyografi ya da öz yaşam öyküsü, yazarın kendi yaşam öyküsünü anlattığı edebiyat türüdür. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Yazarın kendinden söz ederken nesnel olması zor olduğundan otobiyografi yazmak güçtür. Otobiyografilerde yazar kendine ait sanat eserleri, düşünceleri ve yaptığı ya da katkısının olduğu önemli işleri okuyucuya aktarır. Bu yazılı anlatım türü aynı zamanda iyi bir belgeseldir. Bu alanda çalışacaklara ve yazarın yaşadığı dönemin özelliklerine kaynaklık eder.
Ademimerkeziyetçilik veya adem-i merkeziyetçilik ya da ademi merkeziyetçilik, devlet merkezinin gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılmasını savunan siyasi görüş. Özellikle planlama ve karar alma ile ilgili faaliyetlerin bir merkezden dağıtıldığı veya devredildiği süreçtir. Yetki, grup veya içindeki daha küçük gruplara verilir. Ademimerkeziyet kelimesi, Arapça "merkezin yokluğu" anlamına gelir. Liberal ideolojinin savunduğu görüşlerden biridir.
Taşıt, ulaşım aracı veya vasıta, yük ve yolcu taşımaya yarayan araçların genel adıdır.
Sansür, çeşitli kavramların çeşitli yollarla kontrol altına alınmasıdır. Genelde hükûmet tarafından uygulanır. En somut amacı toplumu korumak ve devletin üzerinde kontrol sağlayacağı şekilde geliştirmektir. Genellikle toplumu etkileyen durumlarda/eylemlerde uygulanır ve ifade özgürlüğünü bastırma amacı güdebilir. Ayrıca, sansür, toplu iletişimden kimi düşünceleri ve konseptleri çıkarma yoluyla algıyı kontrol etme eylemi olarak da nitelendirilebilir. Sansüre uğrayan şeyler tek bir kelimeden başlı başına bir kavrama kadar değişebilir ve değer sisteminden, ahlâkî yargılardan etkilenebilir.
Maurice Blondel, Fransız katolik düşünür.
Sahne veyahut oyunluk, tiyatro, müzik gibi eserlerin sergilenmesi için ayrılmış olan alanı veya bir tiyatro oyununun ve filmin bölümlerinden her birini ifade eder.
Gerçek veya hakikat, felsefi bir kavram olarak, genel anlamda, düşüncede var olan şeylere karşıt anlamda var olan, düşünülmüşün dışında olan anlamındadır.
Avrupa komünizmi ya da Avrokomünizm, 1970'li yıllarda kimi Batı Avrupa ülkelerindeki komünist partilerin izledikleri, politik ve kuramsal yenilenme hareketi. Hareketin arka planını Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin (SBKP) 1956 yılında yaptığı 20. Kongre ve sonrasında gündeme gelen Destalinizasyon süreci ile Doğu Avrupa'daki ayaklanmalar, Çin-Sovyet ayrılığı gibi uluslararası komünist hareketi geniş çaplı etkileyen tarihsel olaylar belirliyordu.
Sohbet ya da muhabbet; dostça, arkadaşça konuşmak, hasbihal, söyleşi, yârenlik, hasbihal etmek anlamına gelir. Türkçeye Arapçadan geçmiştir.
Samuel Johnson, İngiliz yazar ve leksikograf. En önemli çalışması İngiliz Dili Sözlüğü 1755 yılında yayınlanmıştır. Samuel Johnson aynı zamanda döneminin etkili şairlerindendir. Bunun yanı sıra biyografi ve deneme yazıları da bulunmaktadır. Yazmış olduğu sözlüğün, günümüz modern sözlüklerden farklı tarafı ise yazarın kendi düşüncelerini de içeriyor olmasıydı. James Boswell'in yazmış olduğu 1344 sayfadan oluşan Samuel Johnson'ın biyografisi de, bugüne kadar İngilizce yazılmış en büyük biyografi olma özelliğini taşımaktadır.
İsviçre Tarihsel Sözlüğü, bir İsviçre tarih ansiklopedisidir. Ansiklopedi 1998 yılında kurulmuş olup İsviçre tarihi hakkında modern tarihsel araştırmanın sonuçlarını daha geniş bir izleyici kitlesinin erişebileceği bir şekilde dikkate almayı amaçlamaktadır.
Özgür düşünce, inançların otorite, gelenek, vahiy veya dogma temelinde oluşturulmaması gerektiğini ve bunun yerine inançlara mantık, akıl ve ampirik gözlem gibi diğer yöntemlerle ulaşılması gerektiğini savunan epistemolojik bir bakış açısıdır. Oxford İngilizce Sözlüğü'ne göre, özgür düşünen kişi "diğer insanların fikirlerini ve kanaatlerini kabul etmek yerine kendi fikir ve kanaatlerini oluşturan kişidir." Özellikle bazı çağdaş düşüncelerde, özgür düşünce; geleneksel toplumsal veya dini inanç sistemlerinin reddedilmesiyle güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Özgür düşüncenin bilişsel uygulamasına "özgür düşünme" ve özgür düşünce uygulayıcılarına "özgür düşünen" denir.