İçeriğe atla

Yer İyesi

Yer İyesi (Tatarca: Җир иясе veya Cir İyäse, Çuvaşça: Ҫĕр Ийĕ, Yakutça: Сир Иччи) – Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde arazi ve toprağın koruyucu ruhu. Cer (Çer) İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi de denir. Eşanlamlı olarak Orun (Orın, Urun, Urın) İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi tabiri de kullanılır. Moğollar Gazar Ezen derler. Toprağın koruyucu ruhudur.

Özellikleri

Her arazinin, her tarlanın farklı bir İye’si vardır. Oldukça iri cüsseli, uzun boylu ve geniş adımlar atan orta yaşlı bir kadın olarak betimlenir. Ekili tarlaları korur. Tarla İyesi adlı başka bir iye de benzer niteliklere sahiptir. Her yıl hasattan önce kurban verilir. Toprağın her karışında yaşar. Yılan kılığında toprağı korur. İnanca göre ayı isminin söylendiğini topraktan işitir. Çünkü “Er Kulaktu”/“Çir Kulaktı” (Yer Kulağı) onu duyar. Anadolu'da yerin kulağı vardır deyimi de bunu ifade eder. Ayının yaşadığı yer de toprak ve yeraltıdır. Yer sadece ayı ile değil, kurt, yılan ve benzeri tabu oluşturmuş canlılar hatta insan ile de iletişim kurabilir. Bu inanç yılan, kurt ve benzerleri için de geçerlidir. Sümerlerde de fısıldanan sözü rüzgarın işittiği ve alıp götürdüğü inancı vardır. Toprağın içinde hiçbir şeyi gizli tutmayacağı yönünde bir andı bulunduğu söylenir, bu nedenle gizlice öldürülüp toprağa gömülen herkesin bir biçimde yerinin bulunmasını sağlayacağı da ifade edilir. Bosna Hersek’te 20. Yüzyılda Avrupa'nın göbeğinde yaşanan soykırımda saklanan toplu mezarlar, mavi kelebekler sayesinde bulunmuştur. Mavi kelebeklerin beklenmedik sayıda çok görüldüğü yerlerde kazı yapıldığında mutlaka mezarlar çıkmıştır. Çünkü bu kelebekler Yavşan otu üzerine konmakta ve ondan beslenmekte, Yavşan ise mezarların toprağa saldığı organik maddelerin bol bulunduğu yerlerde büyümektedir.

Yer Ana

Yer İyesi'nin dişi biçimidir.

Diğer Dillerde

  • Tuvaca: Чер Ава
  • Özbekçe: Yer Ona
  • Tatarca: Җир Әни / Ана veya Cir Ana
  • Kazakça: Жер Ана
  • Çuvaşça: Ҫĕр Анне veya Ҫĕр Абай
  • Başkurtça: Ер Апай
  • Yakutça: Сир Ий̃э
  • Türkmence: Ýer Ene veya Ýer Eje
  • Uygurca: يەر ئانا
  • Osmanlıca: ير آنا
  • Kırgızca: Жер Эне
  • Hakasça: Чир Ине veya Чир Иӌе
  • Balkarca: Джер Ана
  • Gagauzca: Yer Ana

Yer Ata

Yer İyesi'nin eril biçimidir.

Diğer Dillerde

  • Tuvaca: Чер Ата
  • Özbekçe: Yer Ota
  • Tatarca: Җир Әти / Ата veya Cir Ata
  • Kazakça: Жер Ата
  • Çuvaşça: Ҫĕр Атте veya Ҫĕр Ашшĕ
  • Başkurtça: Ер Атай
  • Yakutça: Сир Аҕа
  • Türkmence: Ýer Ata
  • Uygurca: يەر ئاتا
  • Osmanlıca: ير آتا
  • Kırgızca: Жер Ата
  • Hakasça: Чир Аба veya Чир Ада
  • Balkarca: Джер Ата
  • Gagauzca: Yer Ata

Kır İyesi

Kır İyesi (Tatarca: Qır İyäsi veya Qır Atası) benzer özellikleri nedeniyle Yer İyesi ile bağlantılı bir varlıktır. Türk, Tatar ve Altay halk inancında kır (veya bozkır) ruhudur. Gır İyesi veya Yazı (Cazı) İyesi olarak da söylenir. Moğollar Dala (Dele) Ezen derler. Uzun elli, uzun kollu, uzun parmaklı, yarı insan yarı yarı ağaç görünümlüdür. Tek ağaçlarda veya çalılarda yaşar. Kırları korur. Kırlarda başı derde giren insanlara yardım eder. Ona ekmek kırıntıları ve bir demet ekin saçı olarak verilir. Sözcük aynı zamanda boz, gri renk anlamına da gelir.

Bağlantılı Varlıklar

  1. Kır Anası: Kır İyesinin yaşlı bir kadın görünümünde olan dişil biçimidir.
  2. Kır Atası: Kır İyesinin ihtiyar bir adam görünümündeki eril biçimidir.

Etimoloji

(Yer/Cer/Çer) kökünden türemiştir. Toprak. Yeryüzü, dünya. Yerleşmek fiili ile düşünüldüğünde, üzerinde yaşanan alan demektir. Yerçi/Yirçi rehber anlamına gelir.

Kaynakça

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sarımsak</span> Bir bitki

Sarımsak ya da sarmısak, Amaryllidaceae familyasına dahil olan Allium cinsinden, soğanlı bir bitki türüdür. Yakın akrabaları arasında soğan, arpacık soğanı, pırasa, Frenk soğanı ve Çin soğanı bulunur. Orta Asya'ya ve İran'ın kuzeydoğusuna özgüdür ancak birkaç bin yıllık insan tüketimi ve kullanımı geçmişi sebebiyle dünya çapında yaygın bir baharattır. Sarımsak, Antik Mısırlılar tarafından da bilinmekteydi ve hem gıda aroması hem de geleneksel ilaç olarak kullanılmıştı. Günümüzde Çin, tek başına dünyadaki sarımsak ihtiyacının yaklaşık % 80'ini karşılamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türk dilleri</span> Çinin batısından, Sibirya ve Doğu Avrupaya dek uzanan bir alana yayılmış dil ailesi

Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Leylek</span> Büyük ve uzun bacaklı bir tür kuş

Leylek, leylekgiller (Ciconiidae) familyasından büyük ve uzun bacaklı bir kuş türü. Siyah kanat uçuş tüylerinin dışında tamamen beyazdır, gagası ve bacakları erişkinlerde kırmızı, yavrularda ise siyahtır. Büyük bir kuş olup 100–115 cm uzunluğunda, 2,3 ila 4,5 kg ağırlığındadır, kanat açıklığı ise 155–215 cm'dir. Cüssesi biraz farklı olan iki alt türü ise Avrupa'da, kuzeybatı Afrika'da ve güneybatı Asya'da bulunur. Leylekler uzun mesafelere göç ederler. Çoğunlukla tropikal Sahraaltı Afrika'dan Güney Afrika'nın güneyine ve hatta Hindistan alt kıtasının güneyine kadar olan bölgede kışı geçirirler. Avrupa'dan Afrika'ya göç ederken Akdeniz üzerinden değil, doğuda Levant üzerinden, batıda da Cebelitarık Boğazı'ndan geçerler. Bunun nedeni uçmak için gereksinim duydukları hava termallerinin deniz üzerinde oluşmamasıdır. Yerde yürürken durmadan, yavaşça hareket ederler. Leylekgiller ailesinin diğer üyeleri gibi boynu tamamen gerilmiş şekilde uçarlar.

<span class="mw-page-title-main">İye</span>

İye - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde koruyucu ruh. Değişik Türk dillerinde Yiye, Eğe, İçi, Is, Ez şeklinde de söylenir. Moğolcada Ezen, Ejen, Eçen, Edin olarak bilinir. Genel ve özel olmak üzere iki anlamı vardır.

  1. Genel Anlam: Sahip. Koruyucu. Bir şeyin maliki.
  2. Özel Anlam: Bir şeyin koruyucu ruhu. Bir varlığın içindeki gizli güç.
<span class="mw-page-title-main">Od Ana</span>

Od Ana - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde ateş tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Vot Ana olarak da bilinir. Moğollar Gal Eçe derler.

<span class="mw-page-title-main">Od iyesi</span>

Od İyesi, Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde ateşin koruyucu ruhudur. Vot İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi veya Yalgın (Yalkın) İyesi ve Alev (Alav) İyesi olarak da bilinir. Moğollar Gal Ezen Yakutlar Ot İççite adıyla bilmektedirler. Yeni evliler yağ, içki içenler ise içtikleri içeceğin bir kısmını ateşe atarak bu tanrıyı onurlandırırken şamanlar gelecekten haber almak için Od iyesi için koyun veya kısrak kurban etmekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Dağ İyesi</span> Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde dağın koruyucu ruhu

Dağ İyesi - Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde dağın koruyucu ruhudur. Değişik Türk dillerinde Tav İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi ve Moğolcada Uğul (Ula) Ezen olarak bilinir.

Su Ana - Türk, Tatar ve Altay mitolojilerinde Su Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Suv Ana olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Ece olarak adlandırırlar.

<span class="mw-page-title-main">Su İyesi</span>

Su İyesi - Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde suyun koruyucu ruhu. Değişik Türk dillerinde Suv İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Ezen olarak adlandırırlar.

<span class="mw-page-title-main">Yel İyesi</span> mana

Yel İyesi - Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde Rüzgâr Ruhu. Çel İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da bilinir. Moğollar Salhın (Halhın) Ezen derler.

<span class="mw-page-title-main">Ev iyesi</span> inanç

Ev İyesi – Türk halk kültüründe evin koruyucu ruhu. Üy İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da tanınır. Moğollar Ger (Ker) Ezen derler.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Türkmenleri</span> Anadoluda yaşamını sürdüren çoğunlukla Oğuz kökenli Türk halkları

Türkiye Türkmenleri ya da Anadolu Türkmenleri, Anadolu Oğuzları veya kısa söylenişiyle Türkmenler, Selçuklular döneminde Anadolu ve çevresinde Türkmeneli denen bölgelerde yerleşmeye başlayan, dilleri Türkiye Türkçesine bağlı Anadolu ağızları içinde ele alınan ve Türkiye Türklerini oluşturan Oğuz oymakları Müslüman olup, Hanefi Sünni ve Anadolu Aleviliği olarak görülür. Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde etkili olmuşlardır. Türkmen (تركمنلر) ve Yörük (يوروك) kelimeleri tarihî belgelerde eş anlamlı olarak da kullanılmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinde, yerleşim durumuna ve şekline bağlı olarak köylü «Türk» olarak adlandırılırken, göçer veya yarı-göçer topluluklar «Türkmen» ya da «Yörük» tabiriyle anılmışlardır. Aşiretler, yerleşik veya konar-göçer olma durumlarına ve bulundukları bölgelere göre «Türkmen» ya da «Yörük» adını almışlardır. Kimilerine göre Kızılırmak'ın doğusundakilere Türkmen batısındakilere ise Yörük denir. Maraş ve çevresinde yaşayan Dulkadirli Türkmenleri için Osmanlı kaynaklarında hem Türkmen hem de Yörük tabiri birlikte kullanılmıştır. Etnik olarak akraba oldukları Türkmenistan Türkmenleri ile aynı adı taşıdıkları gibi kimi uruğ/oymak adları da ortaktır.

Türk dili tarihi, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimeler şeklinde bilinen ilk örneklerine rastlanan, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Murad Adji</span>

Murad Eskenderoviç Adjiev, Sovyet ve Rus bilim insanı, türkolog, araştırmacı yazar. Kadim Türklerin ana vatanı Altay'dan başlayan Büyük Kavimler Göçü tezinin müellifi. Coğrafyacı, Doktorasını iktisat alanında yapmıştır. Doçent. Kumuk kökenli.

<span class="mw-page-title-main">Civanperçemi</span> papatyagiller familyasının üyesi olan çiçekli bitki

Civanperçemi, Papatyagiller familyasının üyesi olan çiçekli bir bitkidir. Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerine özgüdür. Yol kenarları, çayırlar, tarlalar ve kıyı kesimleri gibi hem nemli hem de kuru bölgeler için ortak olan civanperçemi, hayvancılıkta yem olarak kullanılması amacıyla Yeni Zelanda ve Avustralya gibi yerlere de götürülmüştür.