İçeriğe atla

Yerçekimi için Gauss yasası

Fizikte -ayrıca yer çekimi için Gauss akı teoremi olarak bilinen- Gauss yer çekimi yasası, Newton'un evrensel çekim yasasına temelde eşdeğer olan fizik yasasıdır. Her ne kadar Yer çekimi için Gauss yasası Newton'un yasasına denk olsa da, pek çok durumda Gauss yer çekimi yasası hesaplama yapmak için Newton'un yasasından çok daha basit ve uygundur.

Gauss yer çekimi yasası, Maxwell denklemlerinden biri olan Gauss elektrostatik kanununa matematiksel olarak benzer. Gauss yer çekimi yasası ile Newton'un yasasında, Gauss elektrik yasası ile Coulomb kanunu arasında bulunan aynı matematiksel bir ilişki vardır.

Yasanın niteliksel açıklaması

Yer çekimi alanı (gravitasyonel alan) “g” -yanı sıra yer çekimi ivmesi olarak adlandırılır- bir vektör alanıdır ve her uzay-zaman noktasına etki eder. Birim kütle başına etki eden gravitasyonel kuvvet olarak da tanımlanır ve bir cisme gravitasyonel alanın herhangi bir uzay-zaman noktasında etkiyen kütleçekim kuvvetini gravitasyonel alan vektörü ile cismin gravitasyonel kütlesi çarpılarak bulunabilir.

Yer çekimi akısı kapalı bir yüzey üzerinde çekim alanı olan bir yüzey integralidir, benzer şekilde manyetik akı, manyetik alanında yer alan bir yüzey integralidir.

Yer çekimi dereceleri için Gauss yasası:

Herhangi bir kapalı yüzeydeki yer çekimi akı kapalı kütle ile doğru orantılıdır.

İntegral Formu

Gauss yer çekimi yasasının açıklamasının integral (tamamlayıcı) modeli;

\oiint (olarak yazılır ) kapalı yüzeydeki integrali simgeler,
V, hacmin çok küçük bir parçasıdır ( V hacminin sınırı),
dA, alanın çok küçük bir parçasını temsil eden bir vektördür ve yönü dışarı doğru bakar ( yüzey normali ile aynı yöndedir) (daha fazla detay için bkz: [./Https://en.wikipedia.org/wiki/Surface%20integral yüzey integrali]),
g, Kütleçekim alanı büyüklüğü
G, evrensel çekim sabiti, ve
M kapalı yüzeydeki total ağırlık ∂V.

Eşitliğin sol tarafı yer çekimi alanının akısıdır. Yasaya göre bu akı her zaman negatif ya da sıfırdır ve asla pozitif olamaz. Bu Gauss’un elektrik kanununun tam tersidir, diğer kanunda akı negatif veya pozitiftir. Aradaki farkın sebebi yük hem pozitif hem negatif değer alabilirken, kütlenin sadece pozitif değer alabilmesidir.

Diferansiyel formu

Gauss yer çekimi yasasının açıklamasının diferansiyel modeli;

türevi (diverjans operatörünü) simgeler, G evrensel çekim sabiti ve ρ her noktadaki kütle yoğunluğu

İntegral Modelle İlişkisi

Gauss yer çekimi yasasının iki formu matematiksel olarak eşdeğerdir. Diverjans teoremi

V ve dV kapalı odaklı yüzeyi tarafında sınırlandırılan kapalı bölgeyi ve dV hacminin sonsuz küçük bir parçasıdır. Yer çekimi alanı (g) V hacime komşu türevlenebilir sürekli bir vektör alanıdır.

ayrıca bakınız

Diverjans teoremini, Gauss yer çekimi kanunun integral formuna(modeline) eklersek

şu şekilde yazılabilir;

Bu aynı anda her olası hacimleri V; için tutar, bunu olmasının tek yolu integrali alınan fonksiyonların eşit olmasıdır.

sonucuna ulaşıyoruz, Gauss yerçekimi kanunun diferansiyel modeline. Bu yöntemin ters kullanılarak integral formundan diferansiyel formu elde etmek mümkündür. İki tür(model) eşdeğer olsa da, belirli bir hesaplamada birini ya da diğerini kullanmak daha uygun olabilir.

Newton yasası ile ilişkisi

Newton'un yasasından Gauss yasasını türetilmesi

Gauss yer çekimi kanun Newton'un evrensel çekim yasasından türetilebilir, bir noktanın kütlesinden yer çekimi alanına ulaşılır:

er ışınsal birim vektör (merkezden dışarı yönde),
r yarıçap, |r|.
M parçacığın kütlesi, noktasal kütle olarak varsayılan merkezde yer aldığı varsayılan kütlesidir.

Yapılan kanıt vektör hesaplamaları şemasının altındadır. Elektrostatikte bu işlem Coulomb kuralından başlayarak gauss kuralıyla birleşerek aynı varsayımı oluşturmaktadır.[1]

Gauss yasasından Newton kanunun çıkarımı ve İrrasyonelite

Matematiksel açıdan gauss kuralından Newton yasasını çıkarmak tek başına imkânsızdır..Çünkü Gauss kuralı g nin farklılığını g nin oluşturduğu eğimime bakarak hesaba katmaz. Gauss kuralına ek olarak yer çekimi korunumlu bir kuvvet olduğundan g irrasyonel yani sıfır olarak Kabul edilir. (bkz Helmholtz decomposition).

Bu varsayımlardan Newton kanunun kanıtı aşağıdaki gibidir:

Poisson denklemi ve Çekimsel potansiyel

Çekimsel alanın alan sıfır eğimi olduğundan yukarıda da bahsedildiği üzere,bu alan skaler potansiyelin eğimle çarpımı olarak Kabul edilebilir. (çekimsel alan): Gauss kanunun differansiyel versiyonu yer çekimi için şu şekilde uygulanır. Poisson's equation:

Bu formül çekimsel potansiyelin ve çekimsel alanine farklı yollardan hesaplanması için alternatifler sunar.g nin poisson denklemiyle hesaplanması matematiksel açıdan g nin gauss kuralı üzerinden direct olarak çıkmasıyla aynı olsa da, verilen duruma göre başka yaklaşımlar daha kolay hesaplamara yardımcı olabilir.

Radial açıdan simetrik sistemlerde,çekimsel potansiyel sadece bir değişkenin fonksyonudur.ayrıca poisson denklemi şu şekle döner (bkz kutupsal ve silindirik koordinatlar)(see Del in cylindrical and spherical coordinates):

while the gravitational field is:

Denklem çözülürken sınırlı yoğunlukların sınırlar içerisinde devamlı olması gerektiği ve ∂ϕ/∂r da iken sınırlarınr= 0 olduğu hesaba katılmalıdır.

Uygulalamalar

Gauss kuralı çekimsel alanine bulunması için belirli durumlarda örneğin newton yasasının kullanılmasının zorlaştığı durumlarda (imkânsız olmamakla beraber) rahatlıkla kullanılabilir.ayrıca detaylı bilgiler için ve daha ayrıntılı ortaya çıkarılışı için pek çok makale vardır (bkz). Bununla ilgili olarak üç farklı uygulama bulunmaktadır.

Bouger plakası

Şablon:Ana metin;

Gaussian hap kutusunu kullanarak çekimsel alan dışındaki plakanın (bouger plakası) herhangi bir kalınlığı o plakaya diktir. Buna göre 2πG çarpımı ile birim alandaki ağırlık büyüklüğü plakanın uzaklığından bağımsızdır.[2] (see also gravity anomalies).

Daha genel olarak, bir ağırlık için yoğunlukla birlikte dağılım sadece karetezyen koordinat eksenindeki z ye bağlıdır.herhangi bir z için 2πG çarpım (yukaıdaki alan başına düşen alan z nin üstünde, ağırlık başına düşen alan z nin altında eksi ağırlıktır.)

Simetrik silindirik ağırlık dağılımı

Herhangi bir sonsuz silindirik ağırlık dağılımı durumunda (silindirik bir Gauss yüzey alanı oluşturarak)alanine kuvveti r uzaklığından birim alandaki total ağırlığın merkezden 2G/r kadar içeri eksenden uzak mesafelerdeki çarpımı ile bulunur.

Küresel simetrik dağılım

Küresel simetrik ağırlık dağılımı durumunda (küresel Gauss yüzeyini kullanarak) ağırlık kuvveti, r mesafesinden çarpımı ile toplam ağırlığın r den daha küçük mesafelerde büyüklüğündedir. Merkezden r'den daha uzak mesafelerde tüm ağırlıklar göz ardı edilebilir. G/r2

Örneğin, boş bir küre içinde hiçbir net çekim oluşturmaz. Çekimsel alan eğer içi dolu olan bir küre içerisinde düşünülürse eşit olarak dağılmış olarak düşünülebilir. (çıkan alan içerideki alandan ya da dışardaki küresel cisimden ötürüdür.)

Gauss kanunu ile ulaşılan sonuçlar sadece birkaç satır sürse de Newton yasasından yer çekimi ile ortaya çıkarmak için yapılan hesaplamalar ve çözümler pek çok sayfa tutar. Direkt çözüm için bakınız: Kabuk teorisi.

Lagrangian formunda formülleri türetme

Newtonsal çekim için : Hamilton kuralını uygulamak için Gauss kuralı ve yer çekimi ilşkisi

Lagranian (Newtonsal çekim) detaylar için

Kurgu

Arthur C. Clarke'ın Odyssey Two adlı romanında(2010 yılı basım), Jupiter yörüngesinde uzaylı araştırırken Leonov un baş bilim adamı, VAsili orlov 'un mühendisi Curnow park Bauger ın anormalisini Gauss kuralından çıkartmışır. Söylediğine göre kendisi sadece bir astronomi dersinden çekimsel kuvvetin sonsuz yüzeyde bir örneği hatırlamış ancak günlük hayatta kullab hayal bile edememiştir.

Ayrıca bakınız

Kaynaklar

  1. ^ a b bkz, örneğin, Griffiths, David J. (1998). Introduction to Electrodynamics (3.3 yayıncı=Prentice Hall bas.). s. 50. ISBN 0-13-805326-X. 
  2. ^ "The mechanics problem solver, by Fogiel, pp 535–536". 29 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Maxwell denklemleri</span>

Maxwell denklemleri Lorentz kuvveti yasası ile birlikte klasik elektrodinamik, klasik optik ve elektrik devrelerine kaynak oluşturan bir dizi kısmi türevli (diferansiyel) denklemlerden oluşur. Bu alanlar modern elektrik ve haberleşme teknolojilerinin temelini oluşturmaktadır. Maxwell denklemleri elektrik ve manyetik alanların birbirileri, yükler ve akımlar tarafından nasıl değiştirildiği ve üretildiğini açıklamaktadır. Bu denklemler sonra İskoç fizikçi ve matematikçi olan ve 1861-1862 yıllarında bu denklemlerin ilk biçimini yayımlayan James Clerk Maxwell' in ismi ile adlandırılmıştır.

Laplasyen , skaler bir alanının gradyanı alınarak elde edilen vektörün diverjansıdır. Fizikteki birçok diferansiyel denklem laplasyen içerir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik alanı</span>

Elektriksel alan, kıvıl alan, elektrik alan veya elektrik alanı, elektriksel yükü veya manyetik alanı çevreleyen uzayın bir özelliği olup, içerisinde bulunan yüklü nesnelere elektriksel güç aracılığı ile etki eder. Kavram fiziğe Michael Faraday tarafından kazandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Küresel koordinat sistemi</span>

Küresel koordinat sistemi, üç boyutlu uzayda nokta belirtmenin bir yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Akışkanlar dinamiği</span> hareket halindeki akışkanların (sıvılar ve gazlar) doğal bilimi

Fizik, fiziksel kimya ve mühendislikte akışkanlar dinamiği, akışkanların akışını tanımlayan akışkanlar mekaniğinin bir alt disiplinidir. Aerodinamik ve hidrodinamik dahil olmak üzere çeşitli alt disiplinleri vardır. Akışkanlar dinamiğinin, uçaklardaki kuvvetlerin ve momentlerin hesaplanması, boru hatları boyunca petrolün Kütle akış hızının belirlenmesi, hava durumu modellerinin tahmin edilmesi, uzaydaki bulutsuların anlaşılması ve fisyon silahı patlamasının modellenmesi dahil olmak üzere geniş bir uygulama yelpazesi vardır.

<span class="mw-page-title-main">Navier-Stokes denklemleri</span> Akışkanların hareketini tanımlamaya yarayan denklemler dizisi

Navier-Stokes denklemleri, ismini Claude-Louis Navier ve George Gabriel Stokes'tan almış olan, sıvılar ve gazlar gibi akışkanların hareketini tanımlamaya yarayan bir dizi denklemden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İş (fizik)</span>

Fizikte, bir kuvvet bir cisim üzerine etki ettiğinde ve kuvvetin uygulama yönünde konum değişikliği olduğunda iş yaptığı söylenir. Örneğin, bir valizi yerden kaldırdığınızda, valiz üzerine yapılan iş kaldırıldığı yükseklik süresince ağırlığını kaldırmak için aldığı kuvvettir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrostatik</span> durağan elektrik yüklerinin incelenmesi

Elektrostatik, duran veya çok yavaş hareket eden elektrik yüklerini inceleyen bir bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Gauss yasası</span>

Fizikte Gauss'un akı teoremi olarak da bilinen Gauss yasası, elektrik yükünün ortaya çıkan elektrik alanına dağılımına ilişkilendiren matematiksel bir yasadır. Söz konusu yüzey küresel yüzey gibi bir hacmi çevreleyen kapalı bir yüzey olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kütle merkezi</span>

Fizikte, uzaydaki ağırlığın dağılımının ağırlık merkezi, birbirlerine göre olan ağırlıkların toplamlarının sıfır olduğu noktadır. Ağırlık dağılımı, ağırlık merkezi etrafında dengelenir ve dağılan ağırlığın kütle pozisyon koordinatlarının ortalaması onun koordinatlarını tanımlar. Ağırlık merkezine göre formüle edildiği zaman mekanikte hesaplamalar basitleşir.

Akım yoğunluğu elektrik devresinde yoğunluğun bir ölçüsüdür. Vektör olarak tanımlanır ve elektrik akımının kesit alana oranıdır. SI'de akım yoğunluğu amper/metrekare veya coulomb/saniye/metrekare cinsinden ifade edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Laplace denklemi</span>

Matematikte Laplace denklemi, özellikleri ilk defa Pierre-Simon Laplace tarafından çalışılmış bir kısmi diferansiyel denklemdir. Laplace denkleminin çözümleri, elektromanyetizma, astronomi ve akışkanlar dinamiği gibi birçok bilim alanında önemlidir çünkü çözümler bilhassa elektrik ve yerçekim potansiyeli ile akışkan potansiyelinin davranışını açıklar. Laplace denkleminin çözümlerinin genel teorisi aynı zamanda potansiyel teorisi olarak da bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Liénard-Wiechert potansiyelleri</span>

Liénard-Wiechert potansiyelleri yüklü bir noktasal parçacığın hareketi esnasında oluşan klasik elektromanyetik etkiyi bir vektör potansiyeli ve bir skaler potansiyel cinsinden ifade eder. Maxwell denklemlerinin doğrudan bir sonucu olarak bu potansiyel relativistik olarak doğru, tam, zamana bağlı etkileri de içeren, noktasal parçacığın hareketine herhangi bir sınır konulmaksızın en genel durum için geçerli olan fakat kuantum mekaniğinin öngördüğü etkileri açıklayamayan elektromanyetik bir alan tanımlar. Dalga hareketi formunda yayılan elektromanyetik ışıma bu potansiyellerden elde edilebilir.

Matematikte, Poisson denklemi elektrostatik, makine mühendisliği ve teorik fizik'de geniş kullanım alanına sahip eliptik türdeki Kısmi diferansiyel denklemlerdir. Fransız matematikçi, geometrici ve fizikçi olan Siméon Denis Poisson'dan sonra isimlendirilmiştir. Poisson denklemi

Görüntü yük yöntemi, elektrostatikte kullanılan bir soru çözüm tekniğidir. İsimlendirmenin kökeni problemdeki sınır koşullarını bazı sanal yükler ile değiştirme yönteminden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Gauss yüzeyi</span>

Gauss yüzeyi, üç boyutlu uzayda içinden bir vektör alanın akısı geçen kapalı bir yüzeydir; genellikle elektrik alanı, yerçekim alanı ve manyetik alanı bulmak için kullanılır. rastgele seçilmiş bu kapalı yüzey S = ∂V Gauss yasasıyla ilişkili alan için conjuction olarak bir yüzey integrali sergilenerek kullanılır. Elektrostatik alanın kaynağı olarak elektrik yükünün miktarı ya da yerçekimi alanını kaynağı olarak yerçekimi ağırlığını kapalı alanda hesaplamak için kullanılır. Maddesel olması için, elektrik alan bu metinde, alanın en sık bilinen yüzey şekli olarak tanımlandırıldı. Gauss yüzeyleri genellikle, yüzey integralinin simetrisini basitçe hesaplayabilmek için dikkatle seçildi. Bir Gauss yüzeyi, yüzey üzerindeki her noktanın elektrik alan bileşenleri için, sabit bir normal vektörüne doğru seçilmiş ise, hesaplama zor bir integral gerektirmeyecektir.

Kütleçekimi alanı, ağırlıklı bir kütlenin başka ağırlıklı bir kütle üzerinde oluşturduğu kuvveti açıklamak için kullanılan bir modeldir. Yerçekim alanı, yer çekim mucizesini açıklamak için kullanılır. Birimi newton bölü kilogram (N/kg) ’dır. Orijinal kavramında, yerçekimi noktasal iki ağırlık arasındaki kuvvettir. Newton’u takip ederek Laplace yerçekimi modelini bir çeşit radyasyon alanı olarak tanımladı ve yerçekimi için 19. yüzyılda yapılan açıklamalarda, bir noktasal çekimden çok alan modeli olduğu düşünülmüştür. Bir alan modelinde, iki parçacığın birbirini çekmesinden çok, bu parçacıklar ağırlıklarını yer ve zaman kavramı olarak bozmuştur ve kuvvet olarak ölçülen ve algılanan bu bozulmadır. Yerçekimi kuvveti yoktur veya bu yerçekimi bir uydurma bir kuvvettir.

<span class="mw-page-title-main">Magnetostatik</span>

Magnetostatik, Akımın sabit olduğu sistemlerdeki Manyetik alanlar üzerine çalışan bir alandır. Yüklerin sabit olduğu Elektrostatikin bir manyetik analoğudur. Mıknatıslanma, statik olmak zorunda değildir. Magnetostatik eşitlikleri, nanosaniyede ya da daha kısa sürede manyetik cereyanları tahmin etmek için kullanılabilir. Magnetostatik, akımlar sabit olmadığında bile yeterince iyi bir yaklaşımdır. Akımların sürekli değişmemesi gerekir. Magnetostatik, mikro manyetiğin çok kullanılan bir uygulamasıdır. Manyetik kayıt cihazları gibi.

Teorik fzikte, Nordstrom kütleçekim kanunu genel göreliliğin bir öncülüdür. Açıkçası, Fin’li teorik fizikçi Gunnar Nordström tarafından 1912 de ve 1913 te önerilen iki ayrı teori vardır. Bunlardan ilki, hızla geçerliliğini yitirmiş, ancak ikinci, yerçekimi etkileri kavisli uzay-zaman geometrisi bakımından tamamen kabul eden. kütleçekim metrik teorisinin bilinen ilk örneği olmuştur. Nordstrom teorilerinin hiçbiri gözlem ve deney ile uyum içinde değildir. Bununla birlikte, ilkinin kısa sürede üzerindeki ilgiyi kaybetmesi, ikinciyi de etkilemiştir. İkinciden geriye kalan, kütleçekim kendine yeten relativistik teorisi. Genel görelilik ve kütleçekim teorileri için temel taşı niteliği görevi görmektedir. Bir örnek olarak, bu teori, pedagojik tartışmalar kapsamında özellikle yararlıdır.

Bu madde Vektör Analizi'ndeki önemli özdeşlikleri içermektedir.