İçeriğe atla

Yeniköy Antlaşması

Yeniköy Antlaşması
TürDüzenleme Antlaşması
İmzalanma8 Şubat, 1914
Yerİstanbul

Yeniköy Antlaşması, 8 Şubat 1914 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu arasında imzalanmış bir düzenleme antlaşmasıdır. Bu mukavele, Gulkeviç ve Said Halim arasında 8 Şubat 1914 tarihinde İstanbul'da imza edilmiştir. Bu antlaşmayla Osmanlı doğudaki Ermeni illerinin yönetimini fiilen yabancı müfettişlerin idaresine bırakmıştır. Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'na girmesinin ardından 31 Aralık 1914'te yayınlanan bir fermanla müfettişlikler lâğvedilmiştir. Antlaşma Baskın Oran'a göre Ermeni Kırımı'nın en önemli sebebidir.[1]

Maddeleri

Antlaşmanın, André Mandelstam'ın Paris'te 1917'de yayınladığı "Le Sort de l'Empire Ottoman" yani "Osmanlı İmparatorluğu'nun Kaderi" isimli eserinde yayınladığı maddeleri şöyledir:[2]

  1. Doğu Anadolu'da iki bölgenin başına Avrupalı iki genel müfettiş getirilecektir. İlk bölgeyi Erzurum, Trabzon ve Sivas, ikinci bölgeyi de Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır teşkil edecektir.
  2. Genel müfettişler başında bulundukları vilâyetlerin mülkîye ve adliye mensupları ile polis ve jandarma teşkilâtını kontrol edeceklerdir. Güvenlik kuvvetlerinin yetersiz kalması hâlinde, bu vilâyetlerdeki askerî birlikler de müfettişlerin emrine verilecektir.
  3. Müfettişler, ehliyetsiz olduklarına karar verecekleri memurları azletme, suç işledikleri takdirde mahkemelere sevk etme ve yerlerine yenilerini tayin hakkına sahiptirler. Önemli görevlere getirilecek olan yüksek bürokratları da yine müfettişler seçecek ve atamalar hükûmet tarafından yapılacaktır.
  4. Memurların gerektiği durumda işten el çektirilmeleri yetkisi müfettişlere aittir. Müfettişler lüzum gördükleri takdirde valilerin azledilmelerini de isteyebilecekler, azil talebi İçişleri Bakanlığı'na gönderilecek, bakanlık tarafından derhal bakanlar kuruluna götürülecek ve dört gün içerisinde karara bağlanacaktır.
  5. Kanunlar, emirler ve resmî duyurular her bölgede o bölgenin yerel dili ile yayınlanacak, mahkemelere yapılacak başvurular da müfettişlerin uygun görmeleri halinde bu dillerde olabilecek, kararlar Türkçe yazılacak ve gerektiğinde tarafların anadillerine tercüme edilecektir.
  6. Başında genel müfettişlerin bulunduğu vilâyetlerin eğitim bütçeleri halkın genel eğitim bütçesine ve vergilere katılmaları oranında belirlenecek ve hükûmet cemaatlerin okullarını kendilerinin idare etmelerine engel olmayacaktır.
  7. Müfettişlik mıntıkasında yaşayan her Osmanlı, askerlik hizmetini barış veya savaş zamanında kendi bölgesinde yapacaktır. Ancak, hükûmet Yemen, Asir ve Necid gibi uzak bölgelere gerektiği durumda diğer bölgelerin nüfusuna göre alınacak askerlerin oranına uygun şekilde müfettişlik bölgelerinden de asker sevk edebilecek, deniz birlikleri için de yine bu bölgelerden asker alabilecektir.
  8. Hamidiye Alayları yedek süvari birlikleri haline getirilecek, silâhları depolara kaldırılacak, ancak seferberlik yahut manevra dönemlerinde dağıtılacaktır.
  9. Müfettişlik bölgelerinde bir sene içerisinde nüfus sayımı yapılacak, bölge halkının dini, mezhebi, milliyeti ve anadilleri doğru şekilde belirlenecektir. Van ve Bitlis'teki yerel meclisler ile encümen üyeleri şimdilik Müslümanlar ile gayrimüslimlerden ve yarı yarıya teşekkül edecektir.
  10. Meclislerde ve encümenlerde Müslümanlar ve gayrimüslimler arasında uygulanacak olan yarı yarıya teşkil kuralı, müfettişler bir mahzur görmedikleri takdirde öncelikle polis ve jandarmada, daha sonra diğer bütün kamu görevlerinde tatbik edilecektir.

Kaynakça

  1. ^ "Baskın Oran: Ermeni Tehcirinin En Önemli Sebebi Yeniköy Anlaşması". 14 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2015. 
  2. ^ "Yeniköy'de imzalanan uğursuz bir anlaşmanın unutulan yıldönümü". 14 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tehcir Kanunu</span>

Tehcir Kanunu veya resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu, 27 Mayıs 1915'te Osmanlı Hükûmeti tarafından I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan göç kanunudur. 1 Haziran 1915 tarihinde Takvim-i Vekâyi'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İçeriğinde Osmanlı Ermenilerinden bahsetmemesine rağmen doğrudan imparatorlukta yaşayan Ermeni halkı hedef alarak Ermenilerin yaşadığı şehirlerden başka yerlere sürülmesine yol açtı ve böylece Ermeni Tehciri'nin bir parçasını oluşturdu.

<span class="mw-page-title-main">Sevr Antlaşması</span> Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve Ankara Hükûmetince fiilen ve hukuken geçersiz kılınan barış antlaşması

Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalanmış antlaşmadır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp uygulamaya konulduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Bitlis</span> Bitlis ilinin merkezi olan şehir

Bitlis, Bitlis ilinin merkezi olan şehirdir. Merkez ilçeye bağlı üç bucak vardır. Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Bitlis'i, güneyden Siirt, batıdan Muş, kuzeyden Ağrı illeri ve doğudan Van Gölü çevreler. Bitlis, Kaleleri ve İslam eserleriyle önemli bir ildir. Bitlis merkez ilçe Sosyo-ekonomik gelişmişlik indeksinde Türkiye genelinde 359, il genelinde 1. sıradadır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni isyanları</span> Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni ayaklanmaları

I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.

Süleyman Efendi, Türk nâib ve asker.

<span class="mw-page-title-main">Kafkasya Cephesi</span> Osmanlı Cephesi

Kafkasya Cephesi, I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun 2. ve 3. orduları ile Rus İmparatorluğu Kafkas Ordusu'nun karşı karşıya geldikleri cephe. Kafkasya Cephesi, savaş sırasında Doğu Anadolu Bölgesi içlerine kadar genişlemiş, Trabzon, Bitlis, Muş ve Van şehirlerine kadar yayılmıştır. Kara harbi, Karadeniz Bölgesinde bulunan Osmanlı İmparatorluğu deniz gücü ve Rus donanması tarafından desteklenmiştir.

Alman-Osmanlı ittifak antlaşması, I. Dünya Savaşı'na girerken Osmanlı yönetimi üzerinde artan Alman etkisini ittifakla sonuçlandıran ve Osmanlı Devleti'ni resmen İttifak Devletleri safında savaşa sokan gizli ittifak antlaşmasıdır. 2 Ağustos 1914'te İstanbul'da imzalanmıştır. Osmanlı tarafından antlaşmayı Sait Halim Paşa, Almanya adına ise Alman Büyükelçisi Baron von Wangenheim imzalamıştır. Bu antlaşmaya Said Halim Paşa'nın Yeniköy'deki yalısı ev sahipliği yapmıştır. Aynı gün ülke çapında seferberlik ve sıkıyönetim ilan edilmiştir.

Şebinkârahisar İsyanı, 2 Haziran 1915 tarihinde Osmanlı askerî birliklerinin Ermeni mahallesine asker kaçaklarını toplamak maksadıyla girdikleri esnada mevzilenmiş Ermeni çetecilerinin açtıkları ateşle başlayan ve yaklaşık yirmi beş gün süren Ermeni isyan hareketidir.

<span class="mw-page-title-main">İran Cephesi</span>

İran Cephesi veya İran'ın İşgali ya da Osmanlı'nın İran ile yaptığı son savaş olan 1914-18 Osmanlı-İran Savaşı, Osmanlı, Britanya ve Rusya ve Kaçar Devleti'nin arasında Kuzey Azerbaycan'da yaşanan bir dizi askeri çatışmadır. Cephenin, İran için yıkıcı olduğu aşikârdı. Çatışmalarda, İngiliz ve Rus faaliyetlerinin etkisiyle 1917-1919 yılları arasında yaşanan İran kıtlığı nedeniyle 2 milyondan fazla İranlı sivil öldü. Kaçar hükûmetinin I. Dünya Savaşı ve sonrasında ülkenin egemenliğini koruyamaması, 1921'de bir darbeyle Rıza Şah Pehlevi'nin ülkenin başına geçmesine ön ayak oldu.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Vilâyat-ı Sitte</span> Vilayet-i Sitte; Osmanlı Devletinin Erzurum, Van, Harput(Elazığ), Diyarbakır, Sivas ve Bitlis şehirlerinden oluşan altı vilayetin genel adıdır

Vilayat-ı Sitte, 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Antlaşması'na göre Osmanlı Devleti'nin Erzurum, Van, Harput, Diyarbekir, Sivas, Bitlis olmak üzere altı vilayetin adı.

<span class="mw-page-title-main">Van İsyanı (1915)</span>

1915 Van İsyanı ya da İkinci Van İsyanı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Van Vilayeti sınırları içindeki Ermenilerin çıkardıkları isyandır. Olayların süresi, Van Vilayeti'nin diğer bölgelerinde daha önce başlamış olmalarıyla birlikte, Van merkezine yayıldıkları süreyi esas alarak 19 Nisan-6 Mayıs 1915 arası olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Musa Dağ İsyanı</span>

Musa Dağ İsyanı (1915), I. Dünya Savaşı zamanında Osmanlı Devleti'nin İskenderun Bölgesi Samandağ Bucağına bağlı yedi Ermeni köyü halkının Musa Dağı'nda toplanıp yolların kontrol altına alındığı hâlde İskenderun kıyılarında bulunan bir Fransız harp gemisinin Ermeni milisleri ve diğer isyancıları gemiye aldıkları olay.

Umumî Müfettişlikler Türkiye'de kuruldukları bölgede sivil, asker ve yargı üzerinde kesin otoriteye sahip olan bölgesel valiliklerdir. Doğrudan Türkiye Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olan bu müfettişlikler 1927-1952 yılları arasında görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Mehmed Reşid</span> Türk doktor, asker ve vali

Mehmed Reşid, Daha sonraları İttihat ve Terakki Fırkası adını alacak olan İttihad-ı Osmani Cemiyeti’nin ilk 5 kurucu üyesinden biri ve I. Dünya Savaşı sırasında Diyarbekir Valisi olan Çerkes asıllı Osmanlı doktor, asker ve politikacıdır. Diyarbekir'de Ermeni Kırımı'nın yanı sıra Arami Soykırımı'nı da yürütmekle görevlendirildi.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni-Kürt ilişkileri</span> Irklararası tarihsel ilişki

Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Wilson Ermenistanı</span>

Wilson Ermenistanı ABD Başkanı Woodrow Wilson Dışişleri Bakanlığı tarafından çizildiği üzere Sevr Antlaşması'ndaki Birinci Ermenistan Cumhuriyeti'nin sınır yapılandırmasını ifade eder. Sevr Antlaşması, Ağustos 1920'de Batı Müttefik Güçleri ile Osmanlı İmparatorluğu'nun mağlup hükûmeti arasında hazırlanmış ve imzalanmış bir barış antlaşmasıydı. Anlaşma Amerika Birleşik Devletleri tarafından asla imzalanmadı. Antlaşmanın imzalanmasına rağmen Osmanlı İmparatorluğu tarafından hiçbir zaman onaylanmadı.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Sason İsyanı</span> Ermenilerin, 1904 yılı içerisinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı başlattığı ayaklanma olayı

İkinci Sason İsyanı veya 1904 Sason İsyanı, Ermeni komiteciler'in Osmanlı İmparatorluğu'na karşı 1904 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Sason'da gerçekleştirdikleri bir ayaklanmadır.

Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan Fransız Ordusu ile yapılan antlaşma. Lejyonun asıl adı "La Légion d'Orient" idi. Adı 1 Şubat 1919'da "La Légion Arménienne" olarak değiştirildi. Bu lejyondaki askerlere gayri resmi olarak Ermeniler arasında Gamavor (Gönüllü) adı verildi.

<span class="mw-page-title-main">Bitlis Ayaklanması (1914)</span> Osmanlı İmparatorluğunda çıkmış bir Kürt isyanı

Bitlis Ayaklanması, 1914 başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nda bir Kürt ayaklanmasıydı. Ayaklanma, Rus İmparatorluğu tarafından desteklendi. Musul Vilayeti'ndeki Barzan'da da Rusya tarafından desteklenen birbirleriyle ilgisiz bir Kürt ayaklanmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Daha sonra Kürt milliyetçi tarihçiliği, ayaklanmayı Kürt milliyetçi mücadelesinin bir parçası olarak tasvir etti, ancak asıl nedenleri zorunlu askerlik ve vergilendirmeye karşı çıkıştı. Ayaklanma Mart ayı başlarında Kürt savaşçılarla Osmanlı jandarmaları arasında bir çatışmayla başladı ve Osmanlı jandarması geri çekilmek zorunda kaldı. Kürtler daha sonra Bitlis şehrini kuşattı ve 2 Nisan'da şehri ele geçirdi. Ardından Muş ve Van'dan sevk edilen Osmanlı kuvvetleri isyanı bastırdı. Ayaklanmanın 4 Nisan'daki başarısızlığından sonra, isyancı liderlerden Molla Selim Rusya'ya sığındı.