İçeriğe atla

Yeni kurumsalcılık

Yeni kurumsalcılık veya neo-kurumsalcılık, resmi ve gayri resmi kuralların bireylerin ve grupların davranışları üzerindeki kısıtlayıcı ve teşvik edici etkilerine odaklanan kurumların incelenmesine yönelik bir yaklaşımdır.[1]

Tarihçe

Kurumların ve bunların etkileşimlerinin incelenmesi, uzun yıllardır akademik araştırmaların odak noktası olmuştur. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, sosyal teorisyenler bu alanda çalışmalara yoğunlaşmıştır. Bunun en belirgin örneklerinden biri Alman iktisatçı ve sosyal teorisyen Max Weber'in çalışmalarıdır. Weber, toplum içindeki örgütsel yapıya (bürokrasi) ve örgütsel bürokrasileri ifade eden demir kafes aracılığıyla oluşan kurumsallaşmayı ele almıştır. Britanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde, siyasal kurumların incelenmesi, 1950'lere kadar siyaset biliminin konusu olmuştur. Bazen 'eski' kurumsalcılık olarak adlandırılan bu yaklaşım, hükûmet ve devletin resmi kurumlarını karşılaştırmalı bir perspektifte analiz etmeye odaklanır. Bunu, siyaseti analiz etmek için pozitivizm, rasyonel seçim teorisi gibi davranışa odaklanan ve kurumlardan ziyade bireyleri analiz etmeye kayan bir yaklaşım takip etti.[2] Yeni Kurumsalcılık, 1960 ve 1970'lerde etkili olan bu davranışsal yaklaşıma bir "karşı tepki" olarak ortaya çıkmıştır.[3]

Kurumsalcılık, 1977'de Stanford Üniversitesi'nden John W. Meyer ve doktora öğrencisi Brian Rowan tarafından yayınlanan bir makaleyle önemli bir canlanma yaşadı ve bu makaleden sonra kurumsalcılığa ilişkin yaklaşımlar yeni kurumsalcılık kavramı altında incelenmeye başlandı.[4]

Sosyolojik Kurumsalcılık

Sosyolojik kurumsalcılık, "kurumların bireyler için anlam yaratması" ile ilgilenen yeni bir kurumsalcılık biçimidir.[5] Bazı sosyolojik kurumsalcılar, kurumların, farklı şekillerde evrimleşmiş olsalar bile, kuruluşlar arasında benzer hale gelecek şekilde (bir izomorfizm göstererek) geliştiğini iddia ederler. [6][7] Bu nedenle kurumlar, kültürel normların pekiştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında önemli görülmektedir.[8]

Rasyonel kurumsalcılık

Rasyonel kurumsalcılık, bireylerin kurumları kendi faydalarını maksimize etmek için kullandıklarını savunan teorik bir yaklaşımdır.[9][10] Başka bir deyişle, kurumlar, bireylerin kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalıştıkları davranışa yönelik kurallar ve teşvikler sistemleridir.

Feminist kurumsalcılık

Feminist kurumsalcılık, "toplumsal cinsiyet normlarının kurumlar içinde nasıl işlediğine ve kurumsal süreçlerin toplumsal cinsiyet dinamiklerini nasıl inşa ettiğine ve sürdürdüğüne" odaklanan yeni kurumsalcı bir yaklaşımdır.[5]

Kaynakça

  1. ^ DiMaggio (1998). "The New Institutionalisms : Avenues of Collaboration". Journal of Institutional and Theoretical Economics (JITE). 154 (4): 696-705. ISSN 0932-4569. 
  2. ^ Modern political science : Anglo-American exchanges since 1880. Princeton University Press. 2007. ISBN 978-0-691-12873-3. OCLC 475415787. 
  3. ^ Mete DİBO. "Yeni Kurumsalcı Bakış Açısından Düzenlemeler ve Düzenleyici Otoriteler". 27 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Haziran 2021. 
  4. ^ Meyer & Rowan 1977.
  5. ^ a b Stoker, G., (Ed.) (2010), "The Institutional Approach", Theories and Methods in Political Science, Basingstoke: Palgrave, s. 65  Birden fazla editör-name-list parameters kullanıldı (yardım); r eksik |soyadı1= (yardım)
  6. ^ DiMaggio & Powell 1991.
  7. ^ Meyer (1977). "Institutionalized Organizations: Formal Structure as Myth and Ceremony". American Journal of Sociology. 83 (2): 340-363. doi:10.1086/226550. ISSN 0002-9602. 
  8. ^ National Interests in International Society. Cornell University Press. 1996. s. 3. 1 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Haziran 2021. 
  9. ^ Knight, Jack, (Ed.) (1996). Explaining Social Institutions. Ann Arbor, MI: University of Michigan Press. ss. 95-120. doi:10.3998/mpub.14827. ISBN 978-0-472-10588-5. 
  10. ^ Voeten (2019). "Making Sense of the Design of International Institutions". Annual Review of Political Science. 22 (1): 147-163. doi:10.1146/annurev-polisci-041916-021108. ISSN 1094-2939. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

Siyaset bilimi, politika bilimi ya da politoloji, siyasi teorileri ve siyasi teorilerin pratiklerini inceleyen, siyasi sistemler ve siyasi davranışlar alanıyla ilgilenen bir sosyal bilim alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Max Weber</span> Alman sosyolog

Max Weber, Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanı. Modern antipozitivistik toplumbilimi incelemesinin öncüsü olduğu düşünülür. Sosyolojiyi yöntem bilimsel olgunluğa eriştirmiştir.

Davranışçılık veya behaviorizm, I. Dünya Savaşı sıralarında bir grup Amerikalı psikoloğun, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmaları ve bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile bakmaları sonucu ortaya çıkan, bilinç hallerinin değil, davranışların, gözlenebilir durumların incelenmesi gerekliliğini savunan psikoloji kuramı akımıdır.

Kurumsal iktisat, ekonomik davranışı şekillendirmede evrimsel sürecin ve kurumların rolünü anlamaya odaklanmaktadır. Asıl odak noktası Thorstein Veblen'in bir tarafta teknoloji, diğer tarafta toplumun "törensel" alanı arasındaki içgüdü odaklı dikotomisinde yatmaktadır. İsmi ve temel unsurları Walton Hale Hamilton'un 1919 tarihli American Economic Review makalesine dayanmaktadır. Kurumsal ekonomi, kurumların daha geniş bir şekilde incelenmesini vurgular ve piyasaları bu çeşitli kurumların karmaşık etkileşiminin bir sonucu olarak görür. Daha önceki gelenek, günümüzde ekonomiye önde gelen Heterodoks bir yaklaşım olarak devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yapısal işlevselcilik</span>

Yapısal-işlevselcilik : Öncelikle yapısal işlevselcilik ontolojik olarak Holistik paradigma içerisinde değerlendirilebilir. Esas itibarıyla metodolojik bir araç olarak sosyoloji disiplini içerisinde kullanılmakta olan bu yaklaşım; siyaset bilimi, antropoloji, psikoloji, sosyobiyoloji, sosyal psikoloji gibi disiplinler ve alt disiplinler bünyesinde sosyal bilimler alanında önemli bir hareket noktası konumundadır. 19. yy.da Herbert Spencer'ın organizmacı toplum yapısı yaklaşımı ile bağlantılı olarak gelişen, ama asıl olarak işlevselci yaklaşımın devamı niteliğindeki bu metodolojik yaklaşım, özellikle 20. yüzyılda Talcott Parsons ile şekillenmiştir. Kuramsal çerçeve açısından antropoloji disiplinindeki en önemli kuramcıları Bronislaw Malinowski ve Alfred Radcliffe-Brown'dır. Sosyolojik gelişim çizgisinde bu yaklaşımın en önemli kuramcıları Herbert Spencer, Auguste Comte, Emile Durkheim, Talcott Parsons, Robert K. Merton ve David Keen'dir.

<span class="mw-page-title-main">İşlevselcilik</span>

İşlevselcilik (İngilizce:Functionalism), Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde esas olarak en derinde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine; özellikle istikrarlı, kararlı toplum yapısı üzerine odaklanır. İşlevselcilik, yaklaşımın diğer öğretileri ile beraber ana sosyolojik yaklaşımdır. Tıpkı çatışmacı kuram ve etkileşimcilik gibi. İşlevselcilik, önce Emile Durkheim ile şekillenmiş daha sonra ise yakın yüzyılda Talcott Parsons tarafından geliştirilmiştir. Aynı zamanda 20. yy. sosyologları tarafından da kurama çok önemli katkılar yapılmıştır ve bu yaklaşım 1970'lere kadar, yani yeni ve eleştirel argümanlarla karşılaşıncaya kadar popüler etkinliğini sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji teorileri</span> Sosyoloji kuramları ve açıklamaları

Genel kuramlar olarak, başlıca genel toplum bilimi kuramlarından bazılarını içerecek şekilde;

<span class="mw-page-title-main">Siyasi ekonomi</span> üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen ad

Siyasi iktisat aslen üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen addır. Siyasi iktisat kavramı ahlak felsefesinde ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda devletlerin ("polities") iktisatlarının çalışılması olarak gelişmiş dolayısıyla da "siyasi" iktisat (ekonomi) adını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Elinor Ostrom</span> Amerikalı ekonomist (1933 – 2012)

Elinor Ostrom, Amerikalı politika bilimci ve ekonomist. "Özellikle toplumsal malların, iktisadî bakımdan kontrol ve işletilemesi analizi" konusunda yaptığı orijinal katkılarıyla 2009 yılında Oliver E. Williamson ile birlikte Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmıştır. Nobel Ekonomi Ödülü kazanan ilk kadın bilimcidir.

Pozitif psikoloji, 1990'lı yılların sonlarında başlayan bir akımdır ve günümüze geldikçe önem kazanan bir araştırma alanı haline gelmiştir. Pozitif psikoloji hakkındaki araştırmalar ve kuram geliştirme çabaları sayıları gittikçe artan bir psikolog grubunun dikkatini çekmektedir ve hümanistik psikoloji hareketinin en uzun soluklu mirasını temsil edebilir. Ancak bazı psikologlar, hakkını teslim etseler de, pozitif psikolojiyi hümanistik psikolojinin ‘’ yeniden paketlenmesi’’ olarak görüyorlar. Pozitif psikoloji, “bireylerin, grupların ve kurumların uygun bir şekilde işlev görmesine yardımcı olan ve onların gelişmelerine katkı sağlayan durumlar ve koşulların bir çalışması” olarak tanımlanmıştır.

Ayrı bir alan olarak "siyaset bilimi" terimi sosyal bilimler açısından oldukça geç kavramlaşmış bir alan olsa da siyasal iktidarı ve tarih üzerindeki etkilerini analiz etmek yüzyıllardır var olan bir olgudur. Bununla birlikte, "siyaset bilimi" terimi her zaman siyaset felsefesinden ayırt edilmemiştir modern disiplinin içinde ahlakî felsefe, siyasi ekonomi, siyasi teoloji, tarih, olması gerekenlerin normatif olarak belirlenmesi ile ideal devletin özelliklerinin ve işlevlerinin tümdengelimiyle uğraşan diğer alanlar olmak üzere bir dizi öncüler vardır. Siyaset bilimi bir bütün olarak belirli disiplinlerde tüm dünyada vuku bulur, ancak terimin diğer belirli yönlerinde de eksik olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset sosyolojisi</span>

Siyaset sosyolojisi, devlet ve sivil toplumdan aileye kadar uzanan politik fenomenlerin sosyolojik analizi, araştırması vatandaşlık, toplumsal hareketler ve sosyal güç kaynakları gibi konuları araştırmakla ilgilenen bir bilim disiplinidir. Siyaset sosyolojisinin konusu toplumsal bağlamı içinde iktidardır. 19. yüzyıl ile beraber genel olarak toplumsal ve özel olarak siyasal düşüncenin bilimselleşmeye başladığı görülmüştür. Teknoloji, sanayileşme gibi unsurlar kalabalıklaşmayı beraberinde getirmiş, kalabalıklaşma ise siyasal düşünceye yönelim sağlamıştır.

Endüstri ve örgüt psikolojisi, psikoloji içinde uygulamalı bir disiplindir. Endüstri, iş ve örgütsel psikoloji (IWO), uluslararası alanda daha geniş bir küresel terimdir.

Organizasyon(Örgüt) Sosyolojisi veya Örgütsel davranış (ÖD) : "örgütsel ortamlarda insan davranışının incelenmesi, insan davranışı ile organizasyon arasındaki arayüz ve organizasyonun kendisi"dir. ÖD araştırması en az üç şekilde kategorize edilebilir:

Karşılaştırmalı siyaset, hem bir ülke içindeki hem de ülkeler arasındaki siyasal etkileşimi analiz etmek için karşılaştırmalı yöntemi kullanan siyaset biliminin bir alt alanıdır. Diğer ampirik yöntemleri de kullanarak bu alanda özellikle, siyasi kurumlar, siyasi davranış, çatışma ve ekonomik gelişme gibi konulardaki sorunların sebepleri ve sonuçları incelenir. Belirgin çalışma alanlarına uygulandığında, karşılaştırmalı siyaset, karşılaştırmalı yönetim gibi başka isimlerle de anılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Heterodoks ekonomi</span>

Heterodoks iktisat, ortodoks iktisadi düşünce okullarıyla çelişen veya neoklasik iktisadın ötesinde olabilecek herhangi bir iktisadi düşünce veya teoridir. Bunlar arasında kurumsal, evrimci, feminist, sosyal, post-Keynesyen, ekolojik, Avusturyacı, Marksist, sosyalist ve anarşist iktisat sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal hareket teorisi</span>

Sosyal hareket teorisi, sosyal bilimler içinde, genellikle sosyal mobilizasyonun neden meydana geldiğini, ortaya çıkardığı biçimleri açıklamaya çalışan disiplinler arası bir düşünceler bütünüdür. Sosyal hareketlerin oluşumu ve işleyişinin potansiyel sosyal, kültürel ve politik sonuçları üzerine incelemeler içerir.

Liberal kurumsalcılık, devletler arasında uluslararası işbirliğinin mümkün ve sürdürülebilir olduğunu ve bu işbirliğinin çatışma ve rekabeti azaltabileceğini savunan bir uluslararası ilişkiler teorisidir. Neoliberalizm, liberalizmin gözden geçirilmiş bir versiyonudur. Neorealizm ile birlikte liberal kurumsalcılık, uluslararası ilişkilere yönelik en etkili iki çağdaş yaklaşımdan biridir.