Görsel sanat akımlar ve dönemler
Sanat tarihi, en yalın haliyle görsel sanatların tarihsel evrimini inceleyen bilim dalıdır. Bir başka tanım vermek gerekirse tarih koşullarından doğan maddi kültür eşyasını inceleyen bilimdir denebilir.

Bilgi, genellikle geçerliliği veya doğruluğu varsayılacak şekilde mümkün olan en yüksek kesinlik derecesi ile karakterize edilen, kişiler veya gruplar için mevcut olan bir dizi gerçek. Bilginin tanımı kullanıldığı alana ve bakış açılarına göre değişiklik göstermektedir. Epistemolojide subje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü ürüne denir. Bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala epistemoloji adı verilir.

Klasisizm, Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. "1660 ekolü" olarak da bilinir.

Grafik tasarım bir mesajı iletmek, bir görseli geliştirmek veya bir düşünceyi görselleştirmek için metnin ve görsellerin algılanabilir ve görülebilir bir düzlemde, iki boyutlu, üç boyut ve de dört boyut olarak organize edilmesini içeren yaratıcı bir süreçtir. Baskı, ekran, hareketli film, animasyon, iç mimari, ambalaj tasarımı gibi birçok ortamda dijital veya dijital olmayacak bir şekilde uygulanabilir. Grafik sanatı ve grafik tasarımlarda, görsel sanatların temel ilkeleri olan hizalama, denge, karşıtlık, vurgulama, hareket, görüntü, oran, yakınlık, tekrarlama, ritim ve birlik geçerlidir. Grafik tasarım için grafik tablet, grafik yazılımı, uygulama yazılımı ve programları kullanılır.

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.

Modern sanat, genellikle 1880'lerin izlenimcilerinden (empresyonistler) 1960-70'lere kadar devam ettiği kabul edilen sanat dönemidir.

Dışa vurumculuk (ekspresyonizm), doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı. Politik istikrarsızlık ve ekonomik çöküntü ortamında Almanya'da pozitivizm, naturalizm ve empresyonizm akımlarına karşı olarak ortaya çıkmıştır. 19. yüzyıl gerçekçilik ve idealizmine karşıt anti-natüralist öznelliğe sahip bir bakış açısı içerir. Ayrıca kuzeyli, Cermen halk sanatı biçimleri ve kabile sanatları da etkilendiği diğer kaynaklardır. Dışa vurumcu sanatın amacı, sanatçının duyguları ve iç dünyasını renk, çizgi, düzlem ve kütle aracılığıyla dışa vurmasıdır. Bu duyguları daha iyi yansıtabilmek için sanatçı geleneksel kuralların dışına çıkarak gerçeğin biçimini bozma yöntemini kullanır ve sanatçının öznel duygularına dayanmaktadır.

İzlenimcilik veya empresyonizm, ışık, renk ve an kavramını öne çıkartan, doğadaki görünümlerin sürekli değişim içinde olduğundan herhangi bir zamanın herhangi bir anına denk gelen görünümün bir daha aynı şekilde görünemeyeceğini fikrini temel alan sanat akımdır.

Sanatlar ve Zanaatler anlamına gelen Arts and Crafts hareketi, 19. yüzyılın sonuna doğru İngiltere'de ortaya çıkan büyük bir sanat akımıdır.
Art İzlenimcilik ya da Post-Empresyonizm, Fransa'da, izlenimciliğin kurallarına tepki olarak doğan sanatı ifade etmek için İngiliz eleştirmen Roger Fry tarafından 19. yüzyılın sonlarına doğru bulunan bir terimdir. Art izlenimciliğin temsilcileri olan sanatçılar, sanat yaşamlarına izlenimcilikle başlamışlardır. Ancak bu izlenimcilik akımının kimi sınırlamalarını aşmak ve resimlerine kendi kişiselliklerini katmak istiyorlardı.

Georges Seurat, Fransız ressam. Akademik resim geleneğine bağlı Ard İzlenimci ve Noktacı (Pointillist) ressam.

Jacob-Abraham-Camille Pissarro, izlenimci Fransız ressam. İzlenimcilik ve Art izlenimcilik akımlarına yaptığı katkıların dışında meslektaşlarına özellikle de Paul Cézanne ve Paul Gauguin'e verdiği destekle tanınır.

Feyhaman Duran, Türk ressam ve hattat. Türk Resim Sanatı'nda, portre sanatının ilk ve en önemli temsilcisi sayılır. 1914 Çallı Kuşağı ressamlarındandır. Özellikle Atatürk ve İnönü portreleriyle ünlenmiştir.
Çallı Kuşağı, 1914 Kuşağı veya Türk İzlenimciler, Sanayi-i Nefise Mektebi tarafından düzenlenen Avrupa sınavını kazanarak Paris'e gönderilen, İbrahim Çallı ve kendi olanakları ile giden Namık İsmail, Hüseyin Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran gibi ressamlar I. Dünya Savaşı'nın başlaması ile birlikte 1914'te ülkeye geri döndüler. Türk resim tarihinde "1914 Kuşağı", "Çallı Kuşağı" veya "Türk İzlenimcileri" diye adlandırılan bu grubun başlıca üyeleri, İbrahim Çallı, Ruhi Arel, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail, Sami Yetik ve Ali Sami Boyar ve Hasan Vecih Bereketoğlu'dur.

Julian Alden Weir, Amerikalı izlenimci ressam. Weir, Greenwich, Connecticut yakınlarında kurulu olan Cos Cob Art Colony'nin üyesiydi. Ayrıca, profesyonel sanat kurumlarına karşı çıkmak için 1898'de bir araya gelen "Ten American Painters" grubunda yer alıyordu.

Paul Durand-Ruel, İzlenimcilik sanat akımının içinde yer almış Fransız sanat simsarı. Durand-Ruel, ressamlarına maaş bağlayan ve kişisel sergiler düzenlemelerine destek veren ilk modern sanat tüccarlarındandır.
Bedia Güleryüz; Silistre'den İstanbul'a göç eden bir ayan ailesinin kızı olarak 1903 tarihinde İstanbul'da doğmuş ve 1991 yılında 88 yaşındayken ölmüştür. İlk Türk kadın ressamlardan olan Bedia Hanım; kuşaklardır hat sanatına ilgi duymuş ve icra etmiş olan bir aileden geliyor olmasına rağmen resim sanatına yönelmiş ve İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kayıt olarak Feyhaman Duran’dan desen ve pentür, Ahmet Haşim'den sanat tarihi ve Nurettin Ali Bey'den anatomi dersleri almıştır. Burada, izlenimcilik akımında uzmanlaşarak mezun olmuş ve okuldan sonra iki yılı Berlin'de, bir yılı da New York'ta olmak üzere toplam üç sene yurt dışında kalarak incelemelerde bulunmuştur. Berlin’de kaldığı süreç boyunca Arthur Kampf ile çalışan Güleryüz, Türkiye'de ise Güzel Sanatlar Birliği’nin son dönemlerinde Nazlı Ecevit'le beraber sergilere katılmıştır. Bir açık hava ressamı olan Bedia Hanım eserlerine doğada başlayıp ve doğada bitirmiş; Ankara Resim Sergisi'nin 49. yılındaki gösterimine " Boğaziçi Çubuklu", " Eski İstanbul - Zeyrek", " Natürmort" ve " Çiçekler" isimli eserleriyle katılmıştır.

Sanatsal akım, ortak sanatsal fikir, tutum ve eser verme özelliği gösteren sanatçı ya da sanat yapıtlarının içerisinde bulunduğu eğilimler. Sanatsal akımlar belirli çağ ve dönemlere özgü olarak meydana gelirler. Yalnızca birkaç ay sürebildikleri gibi, on yıllarca da devam edebilirler. Sanatsal akım kavramı, sanat eseri verirken birbirini takip eden her yeni tutumu avantgard olarak gören modern sanat kavramıyla ilişkilendirilmektedir.
Anna Rosalie Boch, Belçika'nın Hainaut şehrinde doğan ressam. 1936 yılında vefa etti ve Brüksel'de bulunan Ixelles mezarlığına defnedilmiştir.