
Engizisyon, Katolik Kilisesi'ne bağlı bir mahkeme sistemi idi. Gerek kararları, gerek siyasi ve dini görüşleri nedeniyle dört büyük engizisyon adından çok söz ettirdi.

İskenderiye Kütüphanesi, MÖ 3. yüzyılın başlarında Mısır'ın İskenderiye kentinde Yunan Hellenistik Kralı I. Ptolemaios Soter tarafından kurulmuş olan antik kütüphanedir. İskenderiye Müzesi olarak bilinen araştırma enstitüsünün bir bölümü olarak inşa edildi. İnsanlık tarihinde meydana getirilmiş önemli eserlerden biridir. Eski kaynaklar, burada 150 bin cilt el yazması eserin toplandığını kaydeder.

Reconquista, Endülüs döneminde İber Yarımadasındaki Hristiyanların, yarımadadaki Müslümanların varlıklarını ortadan kaldırma amaçları ve çabalarına verilen addır. 1492 yılında son Endülüs devletinin yıkılmasıyla başarıya ulaşan Reconquista, İspanyolcada "Yeniden fetih" anlamına gelir.
Gayrimüslim, İslam hukuku ve dünya görüşünde Müslüman olmayanları tanımlamak için kullanılan terimdir. İslam esasıyla yönetilen devletlerin idaresi altında yaşayan ve İslam'dan başka bir inanca sahip kişi ve topluluklar ayrıca zimmî olarak sınıflanmaktadır.

Elhamra Kararnamesi, Kastilya ve Leon Kraliçesi I. Isabel ile Aragon Kralı II. Fernando tarafından 31 Mart 1492'de Elhamra Sarayı'nda imzalanarak ilan edilen ve İspanya'da yaşayan Yahudilerin kovulması kararını, gerekçeleriyle birlikte ifade eden belgedir. Bu kararnameye göre Yahudi dinine mensup veya biyolojik olarak Yahudi olan herkes İspanya'yı terk edecek; yanına altın, para vb. ziynet eşyası almayacaktır. Kararnamenin muhataplarına ülkeyi terk etmek için 31 Temmuz tarihine kadar süre tanınmış ve bu süre sonunda da ülkeyi terk etmeyenlerin idam edileceği belirtilmiştir. Bu tarihten bir yıl sonra yine II. Fernando'a ait olan Sicilya (1493'te), beş yıl sonra da Portekiz (1497'de) aynı uygulamayı gerçekleştirecektir.
Lusitanik Portekiz Yahudilerinin konuştuğu nesli tehlike altında olan bir dildir.

Yahudilere yönelik zulüm, farklı zamanlarda ve geniş bir coğrafya içindeki farklı yerlerde meydana gelmiştir. Yahudilerin tarihinde önemli bir yere sahip olmasının yanı sıra, zulüm gören Yahudilerin içinde yaşadığı ülke ve toplumların genel tarihi ve sosyal gelişimini de kayda değer ölçüde etkilemiştir.
İspanya’daki Yahudi kültürünün altın çağı ya da İberya’daki Arap hakimiyetinin altın çağı olarak bilinen dönem, İber Yarımadası’ndaki Yahudilerin toplumda yaygın kabul gördüğü ve Yahudi dini, kültürel ve ekonomik yaşamının canlandığı İslam hakimiyeti altındaki tarihi döneme atıfta bulunmaktadır.
Meksika Yahudileri ülkede engizisyonlardan beri yaşamaktadır. Çoğu Meksika şehrinde olmak üzere cemaatin 50,000 üyesi vardır. Diğer Yahudiler Jalisco eyaletinin Guadalajara ve çevre şehirlerinde ve Monterrey, Veracruz, Culiacán ve Tijuana'da yaşamaktadır.
Din savaşları, farklı dini görüşlerin çıkar çakışmaları yüzünden çıkan savaşlardır. Bir dine mensup grubun diğer dinden olan insanları bastırmayı amaçlaması veya kendi dinini yaymak istemesi savaşların genel nedenidir. İslam fetihleri, Fransız Din Savaşları, Haçlı Seferleri, Reconquista tarihte görülen din savaşlarına örnektir.

Kripto-Yahudilik veya Gizli Yahudilik, gizlice Yahudiliği uygulamak fakat topluma karşı farklı bir dini uyguluyormuş gibi görünmektir; bu dinin takipçilerine, "gizli" anlamına gelen Yunanca κρυπτός (kriptos) sözcükten gelir "kripto Yahudiler" denir. Kripto Yahudi terimi atalarının bazı Yahudi geleneklerini takip eden fakat genelde Katoliklik gibi farklı bir dinden gözükenlere de denir. Bu fenomen Orta Çağ'da Yahudilerin 1492'de İspanya'dan kovulmasıyla başladı.

Anusim Halaha'da Yahudilerin zorla din değiştirdiğini veya istekleri dışında Yahudilikten çıkarılmalarını belirten yasal kategoridir. Bu terimin birebir tercümesi "zorlananlar"dır.

Konversolar özellikle 14. ve 15. yüzyıllarda İspanya ve Portekiz hakimiyeti altında, Katolisizme geçen Yahudi ve Müslümanlara veya onların torunlarına denir. Hükûmet baskısı sebebiyle topluca din değiştirme olayları gerçekleşmiştir. Endülüs'ün yaptığı 1491 Granada Antlaşmasıyla dini haklar korunmasına rağmen 1492'de Elhamra Kararnamesiyle bu haklar geri alındı.
- Morisko, Fas kökenli Yeni Hristiyanlardır. Bu terim aynı zamanda, İslamı gizlice idame ettiren Kripto Müslümanlar için de kullanılır.
- Marrano, Yahudi kökenli Yeni Hristiyanlardır. Bu terim aynı zamanda, Yahudiliği gizlice idame ettiren Kripto Yahudiler için de kullanılır.
Latin Amerika'daki Yahudilerin tarihi, bazı bakış açılarına göre Christopher Columbus'un İspanya'dan yola çıkıp Atlantik Okyanusu'nu geçtiği tarih olan 3 Ağustos 1492'de başlar. Onun yola çıktığı tarih, Katolik Monarklar olan I. Isabel ve II. Fernando'nun İspanya'daki Yahudilere ya Katolisizm'e geçmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini emreden bildirgeyi yayınladığı tarihe denk gelir.

Marranolar, İber Yarımadası'ndan kovulmamak için Hristiyanlığa geçen fakat gizlice Rabbani Yahudiliklerini devam ettiren Yahudilerdir. Bu terim, 1491 Gırnata Antlaşması'yla verilen hakların Elhamra Kararnamesiyle geri alındığı 1492 yılında kullanılmaya başlanmıştır.
Moriskolar, 1500'lerde Endülüs tamamen yok edildikten sonra Müslümanların ve Yahudilerin İber Yarımadası'ndan sürülmesi üzerine vatanları İspanya ve Portekiz'den ayrılmamak için Hristiyanlığa dönen Müslümanlardır. Daha sonraları bu ünvan, Katolik olarak bilinen fakat gizlice Müslümanlığı yaşamaya devam ettiğinden şüphelenilenlere karşı kötüleyici bir anlamda kullanılmaya başlandı. Morisko sürgününden sonra bazı Moriskolara ise din adamları tarafından verilen fetvalarla; gayrimüslimlere faiz verme, Hristiyan gibi giyinip yaşama, gizlice ibadet yapabilme ve zorunluluk halinde içki tüketme gibi olanaklar ile Hristiyanların baskıları karşısında yaşamlarını idame ettirme olanakları verilmiştir.
Hristiyan Yahudiler, Hristiyanlık dinini benimsemiş, etnik olarak Yahudi olan insanlardır. Özellikle İkinci Tapınak döneminde Yahudiye'de ortaya çıkan Yahudi dinî mezhebi Hristiyanlığın ilk takipçileriydi. Başlangıç döneminde bu topluluk, İsa'yı Mesih olarak kabul eden Yahudilerden oluşuyordu. Hristiyanlığın yayılması ve değişime uğramasından sonra Hristiyan Yahudiler, bu dinin sadece bir kolunu oluşturur duruma geldiler.
Limpieza de sangre, İspanyolca kanın ariliği anlamına gelen ve 19. yüzyıla değin yürürlükte kalan erken ırkçı bir konsepttir. İspanya'da 1547'den itibaren herhangi bir kamu görevine atanmak, manastıra girmek, üniversiteye kaydolmak ve hatta Amerika'ya göç etmek isteyenlerden talep edilen "eski Hristiyan"lık kriteridir. 1865'e kadar yürürlükte kalan bu uygulamaya göre bu haklardan yararlanmak isteyenler atalarının arasında Müslüman ya da Yahudi olmadığını ispatlamakla yükümlüydü.

İspanya, Hristiyan çoğunluklu bir ülke olup, İslam, çoğunlukla Müslüman çoğunluklu ülkelerden gelen göçmenler ve onların soyundan gelenler tarafından uygulanan azınlık bir dindir.

auto-da-fé, 15. ve 19. yüzyılları arasında İspanyol, Portekiz ve Meksika Engizisyonu tarafından dinden dönenleri ve sapkın olarak görülenleri cezalandırmak için uygulanan cezalardır. Cezalar arasındaki en aşırı uygulama yakarak öldürmedir.