İçeriğe atla

Yemen Seferi (1568-1570)

Yemen Seferi

Özdemiroğlu Osman Paşa Taiz'de Zeydîleri yenerken
Tarih1568-1570
Bölge
Aden, Taiz, San'a, Kevkeban, Yemen
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Osmanlı ordusu Yemen'i yeniden ele geçirdi
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Zeydî İmamlığı
Komutanlar ve liderler
Koca Sinan Paşa
Özdemiroğlu Osman Paşa
Lala Mustafa Paşa (başlangıçta)
Kurdoğlu Hızır Reis
İmam Mutahhar
Ali bin Şevi
Muhammed bin Şemseddin
Güçler
6.000 10-12.000
Kayıplar
Yaklaşık 1.000 ölü ve yaralı Ağır

Yemen Seferi, 1567 yılında İmam Mutahhar önderliğindeki Zeydî İmamlığının Osmanlı İmparatorluğu'nun Yemen Eyaleti'nde çıkardıkları isyanı bastırmak amacıyla Osmanlıların 1568-1570 arasında Koca Sinan Paşa ve Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki orduyla icra ettikleri askerî harekât.

Harekâtın sonunda Osmanlılar Yemen'i yeniden egemenlikleri altına aldılar.

Yemen İsyanı

Mahmud Paşa'nın 1565'te Yemen'den Mısır Beylerbeyiliğine atanmasının ardından, ardılı Rıdvan Paşa (1565-1567) onun aşırı vergi topladığına dair Divan'a bildirince, Mahmud Paşa da, Yemen'in çok geniş topraklara sahip olmasından dolayı ikiye bölünmesi gerektiği görüşüne Divan'ı ikna etti ve hakkındaki olası soruşturmayı engelledi. Karar uyarınca kurulan San'a Eyaleti Murad Paşa'ya, Zebîd merkezli Yemen Eyaleti ise Hasan Paşa’ya tevcih edildi ve Rıdvan Paşa görevden alındı. Yemen'deki bu idarî kargaşadan istifade eden Zeydî İmamı Mutahhar 1567 yılında halktan zorla vergi toplandığını ileri sürerek isyan etti.

İmam Mutahhar'ın San'a'yı kuşatması üzerine Murad Paşa buraya takviye gönderdiyse de bu birlik pusuya düşürülüp katledildi. Bu defa Murad Paşa bizzat San'a'ya gitmek istediyse de, birlikleri dağıldı ve Taiz'e çekilirken yakalanarak kafası kesildi (Temmuz 1567). Bunun üzerine San'a Kalesi de teslim oldu. Ardından ise yardım alamayan Taiz İmam Mutahhar'ın eline geçti (7 Ekim). Eski bir Osmanlı sancak beyi olmasına rağmen Mutahhar’ın yanına geçen Zeydîler’den Ali bin Şevi ise Aden'i işgal etti. Bu başarıların ardından Osmanlıların elinde kalan son önemli merkez olan Zebîd'e yürüyen İmam Mutahhar Hasan Paşa tarafından mağlup edildi.[1]

Sefer hazırlıkları

Yemen Serdarı Koca Sinan Paşa

Yemen'de ortaya çıkan buhranlı duruma karşı Osmanlı İmparatorluğu önce Mekke Şerifliği'ni uyardı. Ardından ise, Portekiz Krallığı'na karşı Açe Sultanlığı'nı desteklemek amacıyla hazırlanan donanmanın Sumatra Seferi'ni erteleyerek, İskenderiye Kaptanı Kurdoğlu Hızır Reis ve Süveyş Kaptanı Mahmud Reis'i Yemen'e yönlendirdi. Yemen'de Osmanlı egemenliğinin yeniden kurulması için ise Şam Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa Yemen Serdarı olarak görevlendirildi (31 Aralık 1567).[2]

Lala Mustafa Paşa'ya sefer için gerekli asker ve mühimmatı Mısır’dan sağlaması emredilirken, San'a ve Zebîd eyaletleri birleştirilerek yeniden Yemen Eyaleti'ne dönüştürüldü ve (bölgeyi de tanıyan) Özdemiroğlu Osman Paşa öldürülen Murad Paşa'nın yerine Beylerbeyi olarak atandı. Yemen'deki durumun giderek kötüleşmesi üzerine, Özdemiroğlu Osman Paşa 2.000 asker, kale kuşatması için gerekli toplar ve mühimmatla birlikte 20 kadırgayla Yemen'e gitmesi emri verildi.

Bununla birlikte, Yemen Serdarı Lala Mustafa Paşa komutasına verilen askerlerin azlığını öne sürerek Yemen'e hareketini geciktirmiş, İstanbul'un baskısıyla 13 Mayıs 1568'de Şam'dan Mısır'a hareket etmişti. Lala Mustafa Paşa Mısır'a varınca Mısır Beylerbeyi Koca Sinan Paşa, Yemen Beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa ve İskenderiye Kaptanı Kurdoğlu Hızır Reis'inde katılımıyla Yemen Seferi için bir Divan düzenlendi. Bununla birlikte, aralarındaki kişisel husumet nedeniyle Lala Mustafa Paşa ve Koca Sinan Paşa Mısır'dan temin edilecek asker, zahire ve ulufe konusunda anlaşamadılar ve birbirlerini İstanbul'a şikayet ettiler. Bu anlaşmazlıkta Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa Koca Sinan Paşa'yı haklı bularak, Lala Mustafa Paşa'yı sefere çıkmadaki gecikmesini gerekçe göstererek Yemen Serdarlığından azletti ve yerine Koca Sinan Paşa görevlendirildi (21 Ağustos 1568). Sefere çıkmakta geciken Özdemiroğlu Osman Paşa'nın da idamına karar verilmişse de, idam emrini infaz etmek için gönderilen çavuşlar Mısır'a ulaştıklarında (Kasım 1568), Özdemiroğlu Osman Paşa Yemen'e doğru yola çıkmıştı.

Sefer

Taiz, Aden ve San'a'nın alınması (Ocak-Ağustos 1569)

Özdemiroğlu Osman Paşa Taiz'de Şabka geçidini geçerken
Taiz kentinin kalesi Kahire

Kurdoğlu Hızır Reis komutasındaki donanmayla ve beraberinde 3.000 askerle Süveyş'ten yola çıkan Özdemiroğlu Osman Paşa Cidde'ye ulaştı ve önceden uyarılan Mekke Şerifi tarafından ağırlandı. Mekke Şerifinin sağladığı at ve develer kara yoluyla Yemen'e gönderilirken, Osman Paşa ve askerleri donanmayla Cidde'den Zebîd’e vardı.

Osman Paşa 1-2 gün kaldığı Zebîd'de Beylerbeyi Hasan Paşa’yı teftiş etti ve halktan haksız yere mal topladığı anlaşılınca mallarını müsadere etti ve adıgeçeni Mısır'a gönderdi. Ardından ise 10 aydır Zeydî işgalindeki Taiz üzerine yürüdü. İmam Mutahhar ise; çevre Arap kabilelerinden asker toplayarak yeni savunma önlemleri aldıysa da, Taiz'in yardımına yetişemedi ve 1569 Ocak ayında anılan kale Osmanlı kuvvetlerinin eline geçti. Bu, Osmanlıların Yemen Seferinin ilk askerî başarısı oldu.

Bu esnada ise Koca Sinan Paşa Süveyş'te yeni kadırgalar ve büyük kalyonlar inşa ettirip, 5 Ocak 1569'da 3.000 askerlik bir kuvvetle Mısır'dan hareketle, (Cidde ve Mekke'ye uğradıktan sonra) 17 Şubat 1569'da Cizan'a ulaştı.

Kevkeban Kalesi

Özdemiroğlu Osman Paşa ise Taiz'in ardından Yemen'in en iyi berkitilmiş kalelerinden Kahire üzerine yürüdü. Burayı kuşatarak şiddetli top ateşine tuttu. Buna mukabil, İmam Mutahhar ise Ali b. Şevi komutasında büyük bir orduyu Kahire'ye destek amaçlı yollayınca Özdemiroğlu Osman Paşa komutasındaki Osmanlı birliği kalenin direnen garnizonu ve bu büyük ordu karşısında iki ateş arasında kaldıysa da, durumun iyice kritikleştiği bir aşamada Yemen Serdarı Koca Sinan Paşa Osmanlı birliğinin imdadına yetişti. Zeydî ordusunun püskürtülmesinin ardından Osmanlılar Kahire Kalesini de zaptetti (3 Mayıs 1569). Bu yenilgi üzerine İmam Mutahhar San'a taraflarına çekildi.

Kevkeban'daki dağlık arazi

Koca Sinan Paşa; Özdemiroğlu Osman Paşa'yı Taiz ve Kahiriyye kalelerinin muhafazasıyla görevlendirdi, Kurdoğlu Hızır Reis'i Aden üzerine sevketti, kendisi ise doğrudan San'a'da mevzilenmiş olan İmam Mutahhar'ın üzerine yürüdü. Bununla birlikte sarp geçitlerden ikmal güçlükleri karşısında Osman Paşa'dan yardım istediyse de, bu defa bu iki Paşa arasında anlaşmazlık başgösterdi. Bunun üzerine, Koca Sinan Paşa; Özdemiroğlu Osman Paşa'yı İstanbul'a geri gönderdi (Osman Paşa II. Selim tarafından Basra Beylerbeyliğine atandıysa da Sokullu Mehmed Paşa'nın müdahalesiyle Lahsa Beylerbeyliğine gönderildi).

Bu sırada Kurdoğlu Hızır Reis denizden Aden’e hücum için harekete geçince Zeydîlerin Aden Muhafızı Hint Okyanusu'ndaki Portekiz donanmasından yardım istedi. Portekiz donanması 20 gemiyle Aden limanına geldiyse de, Kurdoğlu Hızır Reis'in 12 parçalık filosunun yaklaşması üzerine çatışmadan kaçınarak geri çekildi. Karadan gönderilen Mimâyi Bey komutasındaki Osmanlı birliği de yetişince, hem karadan hem denizden kuşatılan Aden Osmanlılarca ele geçirildi (15 Mayıs 1569).

Aden'in alınmasından sonra yaklaşık 1.000-1.200 kişiden oluşan ordusunun başında kara seferine devam eden Koca Sinan Paşa, Temmuz ortalarında kuzeyin dağlık bölgelerine geçitleri kontrol eden Samara vadisini ele geçirdikten sonra, Ağustos aylarında güzergahı üzerindeki Yemenli başıbozuklukları dağıtarak İb'i ve Zamar yakınındaki Habb'ı kuşatarak aldı.[3] Osmanlı ordusu San'a yakınlarına ulaştığında (26 Temmuz), İmam Mutahhar kenti terkederek (1.000'i atlı) yaklaşık 10.000 askeriyle Sula kalesine kapandı. Osmanlılar ise San'a yakınındaki Havlan kalesini ve Kevkeban yakınındaki Şibam kasabasını ele geçirdi (17 Ağustos).

Kevkeban kuşatması (22 Ağustos 1569-16 Mayıs 1570)

İmam Mutahhar'ın elçisi Koca Sinan Paşa'ya barış teklif ederken (1570)

Bunun ardından Kevkaban kalesi üzerine yürünmeye çalışıldıysa da Yeniçeriler sarp geçitleri tutan Zeydî birliklerine karşı ilerleyemediği gibi, Osmanlıların meydan savaşları için uygun olan silahları da İmam Mutahhar'ın yürüttüğü vurkaç harekâtlarına karşı yetersiz kaldı. Buna mukabil Hasan Paşa ile (Kahire Kalesini Osmanlılara teslim eden Hamdânî Dayısı Abdullah yaklaşık 1.500 askerle Kevkeban'a çıkan üç geçitten biri olan Beyt İzz'i 26-27 Ekim'de ele geçirmeyi başardılar. İmam Mutahhar ise 10.000 askeriyle kaleyi kuşatan Osmanlı birliğine taarruz ettiyse de mağlup olarak çekildi.[4]

Bununla birlikte, kale kuşatılsa da kalenin kurulu olduğu kayalık ile kuşatmacıların mevzileri arasındaki uçurum halatlarla taşınabilen topların (ağırlıklı olarak darbzen topları vardı) etkili olmasını engellediği gibi, tünel kazma ya da lağım patlatmayı da imkansız kılıyordu. San'a'dan getirtilen kerestelerle kurulmaya çalışılan köprüler de çöktü. Uçurumu taşlar ve kayalarla doldurma çabası ise sonuç getirmekten uzak kaldı. Öte yandan, Kevkeban'daki Zeydî garnizonu da (1567'de başlayan isyanda ele geçirilen) Osmanlı toplarıyla ateşle karşılık veriyordu. Bu tehdit dolayısıyla Osmanlı askerleri en çok ilerleme kaydettikleri kuzey yönünden dahi top menziline girdikleri için 300 metreden fazla yaklaşamadılar.

1570'in ilk aylarına gelindiğinde Kevkeban'ı kuşatan Osmanlı birliği barut sıkıntısı çekmeye başladığı gibi, güneyden gelen ikmal hatları da zaman zaman kesilme tehlikesi yaşadı. Nitekim, 4 Mart 1570'te San'a yeniden Zaydîlerin eline geçerken, vur-kaç taktiklerine devam eden İmam Mutahhar birlikleri 5 Mart 1570'te Habb civarında bir Osmanlı birliğine kaydadeğer bir kayıp (75 ölü) verdirmeyi başardı. Kalenin güç kullanılarak alınmasının mümkün olmadığının görülmesi ve Mısır'dan takviye alınamayacağının anlaşılması üzerine, Koca Sinan Paşa, 19 Nisan 1570'ten itibaren garnizon komutanı Muhammed bin Şemseddin ateşkes koşullarını müzakere etti.[5]

İmam Mutahhar'ın Osmanlıların Kevkeban Kuşatması boyunca mevzilendiği Sula Kalesi

16 Mayıs 1570 tarihinde akdedilen sulh uyarınca; (1) esirler teati edildi, (2) Kevkeban’ın muhafazası Muhammed bin Şemseddin'e 6.000 akçe tahsisat karşılığı verildi. Kevkeban'ın bu şekilde teslim olduğunu ve Muhammed bin Şemseddin'in Osmanlılarla anlaştığını öğrenen İmam Mutahhar da direncini yitirerek 21 Mayıs 1570 tarihinde Koca Sinan Paşa'yla sulhname imzaladı. Sözkonusu anlaşma uyarınca; İmam Mutahhar (1) Yemen'de hutbenin Osmanlı Padişahı adına okunup sikkenin Osmanlı padişahı adına basılmasını kabul etti, (2) 1567'den önce Osmanlı idaresinde olan yerleri iade etti ve (3) Osmanlılara isyan halinde bulunan Yemen kabilelerine destek olmayacağını taahhüt etti. Buna karşılık; Koca Sinan Paşa (1) İmam Mutahhar’a Ben Ovası’nı ve Amran vilayetini arpalık olarak verdi ve (2) San'a'da ikamet etmesine muvafakat gösterdi.[6]

Bu esnada ise (Özdemiroğlu Osman Paşa'nın yerine) Yemen Beylerbeyliği'ne atanan Behram Paşa, Zebîd'e gelmiş, oradan Taiz-Beyda üzerinden Habb kalesine yürüyerek İmam Mutahhar kardeşi Ali tarafından savunulan kaleyi ele geçirmeyi başarmıştı. 21 Mayıs 1570'teki sulhnamenin ardından irili ufaklı 200 kale ve hisarın Osmanlılara teslim olmasının ardından Osmanlıların Yemen'e yönelik harekâtı 1570 yazında fiilen sona erdi.

Sefer sonrası

Seferi başarıyla sonlandırarak Yemen'i yeniden Osmanlı İmparatorluğu'na katan Koca Sinan Paşa idareyi tamamen yeni Beylerbeyi Behram Paşa'ya bırakarak 1 Mart 1571'de Muha limanından ayrıldı. O esnada Osmanlı İmparatorluğu'nun asıl dikkati Doğu Akdeniz'e kaymış, 27 Temmuz 1570'te Venedik'e savaş açarak Kıbrıs'ın fethini hedeflemişti.

1572 yılında ise İmam Mutahhar idrarından kan gelmek suretiyle öldü ve Yemen'de Osmanlı idaresine direnecek bir önder uzun süre çıkmadı.[7]

Kaynakça

  1. ^ "The Collapse of Ottoman Authority in Yemen, 968/1560-976/1568", J. R. Blackburn, WI, XIX/1-4 (1979), s.148-171
  2. ^ "Yemen'de Osmanlı-Zeydî Mücadelelerinin Sebep ve Sonuçları", Sadettin Baştürk, Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Dergisi, Elazığı (2013), c.9, sy.1, s.16
  3. ^ "Lightning Over Yemen: A History of the Ottoman Campaign (1569-71)" Ḥamad Al-Jāsir, Riyad (1967)
  4. ^ "Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.6, s.263
  5. ^ "Kawkabān, the key to Sinān Pasha's campaign in the Yemen (March 1569 - March 1571)", Clive Smith, Proceedings of the Seminar for Arabian Studies, c.32, Papers from the 35th meeting of the Seminar for Arabian Studies, Edinburgh (2002), s.287-294
  6. ^ "Yemen'de Osmanlı-Zeydî Mücadelelerinin Sebep ve Sonuçları", Sadettin Baştürk, Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Dergisi, Elazığ (2013), c.9, sy.1, s.18
  7. ^ "San'a'; An Arabian Islamic City", R.B. Serjeant & R. Lewcock, Londra (1983), s. 70

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">II. Selim</span> 11. Osmanlı padişahı (1566–1574)

II. Selim, Sarı Selim veya Sarhoş Selim, 11. Osmanlı padişahı ve 90. İslâm halîfesidir. Kânûnî Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın oğludur. Kardeşi Bayezid’e karşı Konya’da yapılan ve tarihte Konya Şehzâdeler Muharebesi olarak yer edinen savaşı kazanarak, babasının desteğini aldı. Babasının ölümü üzerine, hayattaki tek oğlu olarak 24 Eylül 1566 tarihinde on birinci padişah olarak tahta geçti. Padişahlığı sırasındaki ilk sefer batı yönlü yapıldı. Ülke sınırları Orta Avrupa’ya kadar genişledi. Kıbrıs, Tunus, Yemen ve Fas kayıtsız şartsız teslim olanlar arasındaydı. Ülkesinin denizlerde de egemenliğini genişleterek, deniz egemenliğine önem verdi.

<span class="mw-page-title-main">Koca Sinan Paşa</span> 39. Osmanlı sadrazamı

Koca Sinan Paşa, Osmanlı padişahları III. Murad ve III. Mehmed'in saltanat dönemlerinde 5 defa olmak üzere toplam 8 yıl 5 ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Kanijeli Siyavuş Paşa III. Murad saltanatı döneminde 1582-1584, 1586-1589 ve 1592-1593 yıllarında üç dönem sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Özdemiroğlu Osman Paşa</span> 41. Osmanlı sadrazamı

Özdemiroğlu Osman Paşa, III. Murad saltanatı döneminde, 1584-1585 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı. Kızıl Deniz çevresinde beylerbeyi olmuştur. Kafkasya'da elde ettiği başarılar ile Kafkas Fatihi unvanını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gelibolulu Mustafa Âlî</span> Osmanlı şair, yazar ve tarihçi

Gelibolulu Mustafa Âlî, Osmanlı bir şair, yazar ve tarihçidir.

Kurdoğlu Muslihiddin Reis, Osmanlı denizcidir. Kurdoğlu Hızır Reis'in babasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Lala Mustafa Paşa</span> 38. Osmanlı sadrazamı

Lala Mustafa Paşa, III. Murad saltanatında 28 Nisan 1580 ile 7 Ağustos 1580 tarihleri arasında üç ay dokuz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Behram Paşa, Osmanlı devlet adamıdır. Babası Kara Şahin Mustafa Paşa ve kardeşi Rıdvan Paşa, Yemen vilâyetin eski valilerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Açe Seferi</span>

Açe Seferi ya da Sumatra Seferi, Portekizliler karşısında zor durumda kalan Sumatra adasındaki Müslüman Açe Sultanlığı'nın, Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi üzerine, Osmanlı Donanması tarafından gerçekleştirilen deniz aşırı seferdir.

<span class="mw-page-title-main">Hint deniz seferleri</span>

Hint seferleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun Hint Okyanusu'nda yaptığı bir dizi seferlere verilen addır.

Kurdoğlu Hızır Reis, Osmanlı denizcidir. Osmanlı amirali Kurdoğlu Muslihiddin Reis'in oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Kılıç Ali Paşa</span> Kapudan Paşa

Kılıç Ali Paşa, Uluç Ali ya da Uluç Ali Reis olarak da bilinen, 1571 ile 1587 yılları arasında 16 yıl kaptan-ı derya olarak görev yapmış Osmanlı denizcisidir. İtalyan asıllı olup, Müslüman olmadan önceki adı "Giovanni Dionigi Galeni"dir. İtalyan kaynaklarında Occhiali adıyla geçer. Müslüman olduktan sonra hızla yükselmiş ve Osmanlı donanmasının önemli komutanlarından biri olmuştur. Özellikle, İnebahtı Savaşı sırasında gösterdiği başarı ile bilinir. Karısının adı Selime Hatun'du ve hiç çocukları olmamıştı.

<span class="mw-page-title-main">1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı</span> Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında 1578-1590 yılları arasında yapılmış savaş

1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında tüm Kafkaslar ile Güney Azerbaycan'da cereyan eden ve Osmanlıların zaferiyle sonuçlanan savaş.

<span class="mw-page-title-main">Tunus'un Fethi (1574)</span>

Tunus'un Fethi, 1515-1577 Osmanlı-İspanya Savaşı'nda evre.

Yemen İsyanı, II. Selim döneminde 1567'de Yemen'de çıkan bir isyandır. Zeydiler'in İmam Mutahhar önderliğinde ayaklanmasıyla başlayan isyan sonucunda Osmanlı Devleti, Aden, Taiz, San'a ve bunlara bağlı bölgeleri kaybetmiş ve Yemen üzerindeki hakimiyetini hemen hemen kaybetmiştir. 31 Aralık 1567'de isyanı bastırmak için o dönem Şam Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa vezir rütbesiyle sefer serdarı, Özdemiroğlu Osman Paşa ise San'a Beylerbeyi olarak atanmıştır. İki paşanın anlaşmazlığa düşmesi üzerine 15 Ağustos 1568'de serdarlıktan azledilerek yerine Koca Sinan Paşa atanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şenbigazan Muharebesi</span>

Şenbigazan Muharebesi ya da Şenb-i Gazan Muharebesi, 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı esnasında 28 Ekim 1585'te Osmanlı ve Safevî güçleri arasında yaşanan muharebedir.

<span class="mw-page-title-main">Yemen imamları</span> Yemeni yönetmiş Zeydi imamlar

Yemen imamları ve daha sonra Yemen kralları, Yemen'de Zeydi Şii İslam'ının kutsanmış dini ve siyasi liderleridir. Tarihçi İbn Haldun imamlardan başa gelmelerini sağlayan kabileden, Banu Rassi veya Rassiler, telaffuza göre Banu Ressî veya Ressîler olarak bahseder. Orijinal Arap kaynaklarında Rassi terimi pek kullanılmaz. El-Mansur el-Kasım bin Muhammed'in kurduğu Rassidilerin alt kolu olan Kasımîler olarak da bilinir. 897'den itibaren Yemen'in bazı bölgelerinde dini ve siyasi yönetimini ellerinde tuttular. Bazen yönetim gücü imamlara değil, Memlûklerin, Osmanlıların valilerine aitti. İmamların; dini ilimler konusunda bilgili olması, savaşlarda Yemen'in reisi olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. İmamlık iddiasında bulunanlar İslam'a çağrıda bulunurlardı. Bazen aynı anda iki imam olabiliyordu fakat bu durum çok nadirdir. Birçok İmami'nin aksine, Zeydiler İmamlarına ilahi veya insanüstü nitelikler atfetmezler. Zeydîler’in, kendine özgü bir sosyokültürel yapısı olan Yemen bölgesine intikal edip devlet kurmalarından itibaren günümüze kadar devam eden varlığı, siyasî bakımdan dönem dönem muğlak ve istikrarsız bir seyir izleyerek kesintilere uğramıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yanıkkale Kuşatması (1594)</span>

Yanıkkale Kuşatması ya da Györ Kuşatması, 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı'nda evre.

İmam Mutahhar,, XVI. yüzyılda Yemen'de hüküm süren Zeydîlerin 1547-1572 dönemindeki idarecisi.

Kevkeban Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'nun, 1568-1570 arasındaki Yemen Seferi'nde evre.