
Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra varlıklı Yahudi soyluların ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.

Antisemitizm (anti-semitizm), Yahudi milletine karşı duyulan düşmanlık, nefret, ön yargı veya ayrımcılıktır. Bu tür pozisyonlara sahip bir kişiye antisemit denir. Antisemitizm bir ırkçılık olarak kabul edilir.

Arap-İsrail savaşları, Arap Birliği ülkeleri ve İsrail arasındaki politik gerilim ve askeri savaşlar dizisidir. Modern Arap-İsrail savaşlarının kökenleri, 19. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkan Siyonizm ve Arap milliyetçiliğine dayanır. Yahudiler tarafından tarihi anavatan olarak adlandırılan toprakları, Pan-Arap hareketi, Filistinli Araplara ait olarak görür ve Pan-İslamist bağlamda ise, bu toprakların, Müslümanlara ait olduğuna inanılır. Filistinli Yahudiler ve Araplar arasındaki savaş; 20. yüzyılın başlarındaki Nebi Musa ayaklanması (1920), Jaffa ayaklanması, 1929 yılında Filistin ayaklanması ve 1947 yılında büyük bir sivil savaşa dönüşen ve 1948 yılında İsrail Devleti'nin kurulmasıyla bütün Arap Ligi ülkelerine sıçrayan Arap başkaldırışıyla ortaya çıktı.

İsrail, resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: מְדִינַת יִשְׂרָאֵל,
Tarihte Yahudilik ile İslam arasındaki etkileşimin tarihi, İslamın Arap Yarımadası'nda doğup buradan yayılmaya başladığı 7. yüzyıla kadar uzanır. Gerek Yahudiliğin gerekse İslamın kökenleri Ortadoğu'da, İbrahim'e dayandığından, her ikisi de İbrahimi olarak kabul edilir. Yahudilik ile İslam'ın paylaştığı birçok ortak yön bulunmaktadır: temel dini görünümü, yapısı, hukuk felsefesi ve uygulaması ile İslam ile Yahudilik birbirine benzer. Gerek bu benzerliklerden ötürü, gerekse Müslüman kültürü ve felsefesinin İslam dünyası içinde yaşayan Yahudi cemaatleri üzerindeki etkisi yoluyla, geride kalan 1.400 yıl boyunca bu iki din arasında kesintisiz ve hatrı sayılır bir fiziki, teolojik ve siyasi örtüşme ortaya çıkmıştır.

Mizrahi Yahudileri veya İbranice -im eki kökenli Mizrahim, doğulu anlamına gelip Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya'daki Yahudilere verilen genel addır. İsrail'de ise "Mizrahi" terimi daha çok Arap dünyasındaki ve Arap dünyasına komşu ülkelerdeki Yahudilere denir. Irak, Suriye, Lübnan, Yemen, İran, Afganistan, Buhara, Mağrib Yahudileri, Berberi, Kürt, Azerbaycan, Dağıstan, Hindistan, Pakistan Yahudileri ve Çerkes Yahudileri başlıca Mizrahi Yahudileridir.

Yahudi tarihi, Yahudi halkının, inancının ve kültürünün tarihidir. Yahudi tarihi yaklaşık altı bin yıllık bir süreyi ve yüzlerce farklı topluluğu kapsadığından, burada ancak genel bir şekilde ele alınabilmektedir. Aşağıda sıralanan ana maddelerde ve bu maddede belirtilen her ülkedeki Yahudi topluluklarının ayrı tarihlerine ek bilgiye ulaşılabilir.
Arap dünyasında Antisemitizm, Yahudilere karşı uygulanan ayrımcılığa atıfta bulunur. Her ne kadar Araplar da Yahudiler gibi Sami ırkına mensup bir halk olsalar da, günümüzde bütün dillerde "Antisemitizm" kelimesi sadece Yahudilere yönelik ayrımcılığı tanımlamak için kullanılmaktadır.

Bahreyn Yahudileri dünyanın en küçük Yahudi cemaatlerinden biridir. Bir zamanlar nüfusu 1500'e kadar ulaşan cemaatte bugün geriye elliden az üye, bir sinagog ve bir de küçük mezarlık kalmıştır.
İslam ve antisemitizm, Yahudilere ve Yahudiliğe karşı İslami öğretiler ve İslam hakimiyeti altındaki Yahudilere yapılan muamelelerle ilgilidir.
İsrail ve Yahudiye toprakları dışında kalan Orta Doğu bölgelerinde Yahudiler en azından Babil Sürgünü'nden beri 2600 yıldır yaşamaktadır.

Arap Yahudileri Arap dünyasında doğan Yahudileri veya onların torunlarını ifade eder. Salim Tamari'ye göre, dünyanın birçok yerinde "Arap Yahudisi" terimi bir oksimorondur.
İsrail’de laiklik, din ve devlet işlerinin birbiriyle nasıl alakalandığını gösterir. Laiklik, devlet kurumlarının, dini kurumlardan ve kurallardan ayrıl tutulması ilkesidir. Ayrıca laiklik dini kabul etmemeye karşı devletin tutum geliştirmemesidir. İsrail’de laiklik, herhangi bir dine mensup olmayan kesim ile Yahudi toplumu içinde kendini herhangi bir mezheple tanımlamayanlar olarak kendini gösterir. 1948’de, İsrail’in yeni bir devlet olarak kurulmasıyla birlikte, yeni İsrailli nüfus için yeni ve farklı bir Yahudi kimliği ortaya çıktı. Bu nüfus, İsrail kültürü ve İbranice’yle tanımlandı ve Holokost ile yaşananlar toplum için bir bağ oluşturdu.

Yahudiler veya Yahudi milleti, tarihî İsrail ve Yehuda'nın İsrailoğulları ve İbranilerinden köken alan bir etno-dinî grup ve millettir. Yahudilik, Yahudi milletine özel etnik bir din olduğundan Yahudi etnisitesi, milleti ve inancı birbiriyle güçlü bir şekilde ilişki içerisindedir.

Fas'taki ana din, resmî devlet dini olarak kabul edilen İslam'dır. Resmi olarak nüfusun %99'u Müslüman ve bunların da neredeyse tamamı Sünni'dir. Fas'taki Müslümanların çoğu Sünniliğin Mâlikî mezhebindendir. Yapılan anketler, nüfusunun %80-95'inin en azından bir şekilde dindar olduğunu ortaya çıkarmıştır.
İsrail'de din, ülkenin merkezi bir özelliğidir ve İsrail kültürünü ve yaşam tarzını şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır. Din İsrail tarihinin merkezinde rol oynamıştır. İsrail, aynı zamanda, vatandaşların çoğunluğunun Yahudi olduğu dünyanın tek ülkesidir. İsrail nüfusunun 2016 yılı itibarıyla %74'ü Yahudi, %18'i Müslüman, %2'si Hristiyan ve %1.5'i Dürzi ve geriye kalan'ı Samiriler ve Bahâîlik gibi küçük inançlardan insanları kapsar.

Suriye'de din, Suriye vatandaşları tarafından uygulanan çeşitli dinleri ifade etmektedir. Tarihsel olarak bölge, bu dini toplulukların her biri içinde bir dizi farklı mezhebin bulunduğu çeşitli inançların bir mozaiği olmuştur. Suriyelilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır; bunların arasında en kalabalık grubu Sünniler oluştururken, onları Şii gruplar ve Dürziler takip etmektedir. Ayrıca, çeşitli Hristiyan azınlıklar bulunmaktadır. Ayrıca küçük bir Yahudi ve Yezidi topluluğu da bulunmaktadır.

Yemen'de İslam, İslam peygamberi Muhammed hala hayattayken damadı Ali tarafından bölgeye tanıtıldığı için MS 630 yılına kadar uzanır. Anketlere göre Yemen'deki Müslümanların %65'ini Sünniler oluştururken, Şii kesimin genel nüfusa oranı %30'dur. Sünnilerin %65'i Şafii'dir. Sünniler ağırlıklı olarak güney ve güneydoğu Yemen'de Şiiler ise mezheplerine göre kuzey ya da kuzeybatı Yemen'de yaşamaktadır.

Yemen'de Hristiyanlık İslam ve Hinduizm'den sonra en yaygın olan bir azınlık dinidir. Yemen seküler bir devlet değildir. İslam'dan ayrılmak, başka bir dine geçmek, farklı bir dinin ibadethanesini inşa etmek anayasa ve kanunlarda tanınan bir hak değildir. Bu yüzden Hristiyanların sayısı çok da artmamaktadır. Ölüm cezalarına rağmen 2015 yılında yapılmış bir araştırmaya göre 400'e yakın Yemenli Müslümanın Hristiyanlığa geçtiği belirtilmektedir. Yemenlilerin kaynaklarına göre Yemen'de 25.000 Hristiyan bulunmaktadır fakat BBC, Birleşmiş Milletler ve Dünya Hristiyanlık Veritabanı'nın kaynaklarına göre Yemen'de 41.000 civarında Hristiyan bulunduğunu iddia etmiştir. Aden kentinde 3 tane kilise bulunmaktadır.

Yemenliler, Yemen Arapçasını konuşan ve ortak tarih ve kültürü paylaşan bir topluluk olarak Yemen'de ortaya çıkmış millettir. Tarih boyunca Yemen'de ikamet etmiş olan farklı grupların karışımıyla yeni bir kimlik oluşturmuşlardır; Araplar, Yemenli kimliğini oluşturan en büyük gruptur.