İçeriğe atla

Yeşil ekonomi

Ekonomi

Ana hatlar
Genel sınıflandırma
Teknikler
Dalları ve alt dalları

Davranışsal · Kültürel · Çevresel
Büyüme · Gelişme · Tarih
Uluslararası · Ekonomiler
Monetarizm ve Finansal ekonomi
Kamu ve Refah ekonomisi
Sağlık · Çalışma · Yönetimsel
İşletme · Bilgi · Eğitim · Oyun kuramı
Endüstriyel organizasyon · Hukuk
Tarım · Yeşil · Ekolojik
Kent · Kırsal · Bölgesel
Ekonomik coğrafya

Listeler

Kategoriler · Başlıklar · Ekonomistler

Yeşil ekonomi, çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı hedefleyen ve çevreyi bozmadan sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomidir. Ekolojik ekonomi ile yakından ilişkilidir, ancak daha politik olarak uygulamalı bir odağı vardır.[1][2] 2011 UNEP Yeşil Ekonomi Raporunda, "Yeşil olmak için bir ekonominin sadece verimli değil, aynı zamanda adil olması gerekiyor. Adalet, özellikle düşük karbonlu, kaynakları verimli kullanan ve sosyal açıdan kapsayıcı bir ekonomiye Adil Geçişin sağlanmasında küresel ve ulusal düzeyde eşitlik boyutlarının tanınması anlamına gelir." ifadesi kullanıldı.[3]

Onu önceki ekonomik rejimlerden ayıran nokta, doğal kaynakların ve ekolojik hizmetlerin, ekonomik değere sahip olarak doğrudan değerlemesi ve maliyetlerin ekosistemler aracılığıyla topluma yansıtılan tam maliyet muhasebesi rejimidir. Bir doğal varlığa zarar veren veya onu ihmal eden işletme, güvenilir bir şekilde takip edilir ve işlenen zararlar bu işletmenin borçları olarak kabul edilir.[4]

Yeşil Etiket ve eko-etiket uygulamaları, çevreye duyarlılığın ve sürdürülebilir kalkınmanın tüketiciye dönük göstergeleri olarak ortaya çıktı. Birçok endüstri, küreselleşen ekonomide yeşillendirme uygulamalarını teşvik etmenin bir yolu olarak bu standartları benimsemeye başlıyor. Sürdürülebilirlik standartları olarak da bilinen bu standartlar, satın aldığınız ürünlerin çevreye zarar vermemesini sağlayan özel kurallardır. Bu standartların sayısı son yıllarda giderek artıyor. Bu standartlar genel olarak ormancılık, çiftçilik, madencilik veya balıkçılık gibi ekonomik sektörlere odaklanıp su kaynaklarını ve biyolojik çeşitliliği korumak veya sera gazı emisyonlarını azaltmak gibi çevreyi korumaya yönelik amaçlar güder ve sosyal haklarla işçi haklarını destekler[5]

Tanım

Karl Burkart yeşil ekonomiyi altı ana sektöre dayalı olarak tanımlar:[6]

EnvironmentEquitableSustainableBearable (Social ecology)Viable (Environmental economics)EconomicSocial
The three pillars of sustainability

Uluslararası Ticaret Odası (ICC), yeşil ekonomiyi "Ekonomik büyüme ve çevresel sorumluluğun, sosyal kalkınmadaki ilerlemeyi desteklerken, karşılıklı olarak pekiştirici bir şekilde birlikte çalıştığı bir ekonomi" olarak tanımlamaktadır.[7][8]

ICC, 2012 yılında iki yılda bir danışılan uluslararası uzmanların katkılarını içeren Yeşil Ekonomi Yol Haritası'nı yayınladı. Bu yol haritası, "yeşil ekonomi" kavramını netleştirmek için kapsamlı ve çok disiplinli bir çabayı temsil ederek küresel zorluklara çözüm getirmede işletmenin rolünü vurgular. Ayrıca yeşil ekonomiye geçiş için iş dünyası ve endüstri sektöründe işbirliğine dayalı eylemlerle ilgili aşağıdaki 10 koşulu ortaya koymaktadır:

  • Açık ve rekabetçi pazarlar
  • Ölçümler, muhasebe ve raporlama
  • Finans ve yatırım
  • Farkındalık
  • Yaşam döngüsü yaklaşımı
  • Kaynak verimliliği ve ayrıştırma
  • İstihdam
  • Eğitim ve beceriler
  • Yönetim ve ortaklık
  • Entegre politika ve karar verme

Kaynakça

  1. ^ "United Nations Environment Programme (UNEP)". 27 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2016. 
  2. ^ Communicating Sustainability for the Green Economy. New York: M.E. Sharpe. 2014. ISBN 978-0-7656-3680-5. 
  3. ^ UNEP, 2011, Towards a Green Economy: Pathways to Sustainable Development and Poverty Eradication, www.unep.org/greeneconomy
  4. ^ "Runnals, D. (2011) "Environment and economy: joined at the hip or just strange bedfellows?". S.A.P.I.EN.S. 4 (1)". 29 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2021. 
  5. ^ "About UNFSS". UNFSS (İngilizce). 12 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2021. 
  6. ^ "How do you define the 'green' economy?". MNN - Mother Nature Network. 9 Ocak 2009. 17 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2013. 
  7. ^ "Green Economy Roadmap" (PDF). International Chamber of Commerce. 2012. s. 10. 5 Şubat 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2021. 
  8. ^ "UNDESA, (2012). A guidebook to the Green Economy" (PDF). 27 Ocak 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi</span> belirli bir alandaki farklı temsilciler tarafından sınırlanmış mal veya hizmetlerin üretimi, dağıtımı veya ticaretinden oluşan sistem

Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilirlik</span> insanların doğayla uyum içinde ve devamlı şekilde yaşayabilmesi durumu

Sürdürülebilirlik daimi olma yeteneği olarak adlandırılabilir. 21. yüzyılda genel olarak biyosfer ve uygarlığın bu yeteneğine atfen kullanılır. Aynı zamanda, kaynakların sömürülmesi, yatırımların yönü, teknolojik gelişmenin yönlendirilmesi ve kurumsal değişimin uyum içinde olduğu ve insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu dengeli bir ortamda değişimin sağlanması olarak tanımlanabilir. Bu alanda çalışanların birçoğu için, sürdürülebilirlik birbirine bağlı şu etki alanları ile tanımlanır: çevre, ekonomik ve sosyal; ve bunlar Fritjof Capra'ya göre Sistemsel Düşüncenin prensiplerine dayanmaktadır. Sürdürülebilir gelişmenin alt etki alanları kültürel, teknolojik ve politik olarak kabul edilir. Bazıları için sürdürülebilir gelişme sürdürülebilirlik için ana prensip olmasına karşın diğerleri için bu iki terim paradoksaldır. Sürdürülebilir gelişme gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılama yetisine zarar vermeden günümüzdeki ihtiyaçları karşılayabilen gelişmedir. Sürdürülebilir Gelişme terimi Çevre ve Gelişme Dünya Komisyonu için Brundtland Raporu (1987) tarafından ortaya atılmıştır.

Sürdürülebilir gelişme ya da Sürdürülebilir kalkınma, doğal sistemlerin, ekonominin ve toplumun dayandığı doğal kaynakları ve ekosistem hizmetlerini sağlama yeteneğini sürdürürken, insani gelişme hedeflerine ulaşmak için örgütlenme ilkesidir. Arzulanan sonuç, yaşam koşullarının ve kaynakların, doğal sistemin bütünlüğünü ve istikrarını baltalamaksızın insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için kullanıldığı bir toplumsal durumdur. Sürdürülebilir gelişme, gelecek nesillerin yeterliklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ekoturizm</span>

Ekoturizm çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahattir. Ekoturizm tipik olarak flora, fauna ve kültürel mirasın başlıca cazibe merkezleri olduğu yerlere seyahat etmeyi içerir. Ekoturizm, gezginleri koruma biyolojisine dikkat ederek yerel ve doğal çevre hakkında eğitmeye odaklanabilir.

Karma ekonomi, kamu hizmetleri, güvenlik, askeriye, refah ve eğitim gibi hem özel işletmeleri hem de kamulaştırılmış devlet hizmetlerini kabul eden bir ekonomik sistemdir. Karma ekonomi aynı zamanda halkı, çevreyi veya devletin çıkarlarını korumaya yönelik bir tür düzenlemeyi de teşvik eder.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal girişimcilik</span>

Sosyal girişimcilik, öncelikli toplumsal sorunları, maddi fayda ve kâr ön planda olmaksızın ortadan kaldırmaya ve sistemleri dönüştürmeye yönelik yapılan girişimcilik faaliyetleridir.

<span class="mw-page-title-main">Peyzaj mimarlığı</span>

Peyzaj mimarlığı, doğal ve kültürel kaynakları ve fiziksel çevreyi insan yararı, mutluluğu, güvenliği, sağlığı ve konforu için estetik ve bilimsel ilkeler çerçevesinde ele alan, mekan ve yaşam ortamı oluşturan, biyoçeşitliliği destekleyen arazi planlaması, tasarımı, yönetimi, korunması, onarılması ve denetlenmesi konularını kapsayan eğitim, araştırmalar yapan ve ülkesel, bölgesel, kentsel ve kırsal ölçekte fiziksel planlar içerisinde yer alarak kültürel ve doğal değerlerin korunması ve sürdürülebilirlik adına ekolojik öncelikli projeler üretilmesini sağlayan bir planlama ve tasarım dalıdır.

Mor ekonomi, mal ve hizmetlerin kültürel potansiyelini değerlendirerek sürdürülebilir gelişmeye katkıda bulunur.

Ekolojik sosyalizm Sosyalizmin yönlerini yeşil politika, ekoloji ve alternatif küreselleşme veya küreselleşme karşıtlığı ile birleştiren bir ideolojidir. Eko-sosyalistler genel olarak kapitalist sistemin genişlemesinin, baskıcı devletler ve ulusötesi yapıların gözetimi altında küreselleşme ve emperyalizm yoluyla sosyal dışlanma, yoksulluk, savaş ve çevresel bozulmanın nedeni olduğuna inanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları</span> 2030 için Birleşmiş Milletlerin 17 küresel hedefi

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çevresel kaynak yönetimi</span> insan toplumlarının çevre ile etkileşiminin ve üzerindeki etkisinin yönetimi

Çevresel kaynak yönetimi, insan toplumlarının çevre ile etkileşiminin ve üzerindeki etkisinin yönetimidir. Terimin ifade etmiş olabileceği gibi, çevrenin kendisinin yönetimi değildir. Çevre kaynakları yönetimi, ekosistem hizmetlerinin gelecek insan nesilleri için korunmasını ve sürdürülmesini ve ayrıca etik, ekonomik ve bilimsel (ekolojik) değişkenleri göz önünde bulundurarak ekosistem bütünlüğünün korunmasını amaçlamaktadır. Çevresel kaynak yönetimi, ihtiyaçların karşılanması ile kaynakların korunması arasında ortaya çıkan çatışmalardan etkilenen faktörleri belirlemeye çalışır. Bu nedenle çevre koruma, sürdürülebilirlik ve entegre peyzaj yönetimi ile bağlantılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kentsel tarım</span>

Kentsel tarım, kent içinde ve çeperindeki tarımsal faaliyetleri kapsayan tarımdır. Endüstriyel tarıma karşı bir alternatif üretim modelidir. Kentsel tarım, sürdürülebilir kentsel gelişmenin zorunlu bir parçası olup, kendine yetebilen kentler için bir gerekliliktir. Kentsel tarım, gıda üretimini belirli sayıdaki tarım işletmesinden, fazla sayıdaki kent sakinlerine devretmeyi hedefler.

Brundtland Raporu olarak da bilinen Ortak Geleceğimiz, Ekim 1987'de Birleşmiş Milletler tarafından Oxford University Press aracılığıyla yayınlandı. Bu yayın, eski Norveç Başbakanı Gro Harlem Brundtland'ın Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (WCED) Başkanı rolünün tanınması adına düzenlendi.

Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim veya güncel kısaltmasıyla ESG, bir yatırımın performansı üzerinde önemli etkileri bulunabilecek çevresel, sosyal ve yönetişimsel uygulamaları ifade eder. ESG uygulaması, geleneksel finansal analizin yanı sıra finansal olmayan potansiyel risk ve fırsatları da inceleyerek yatırımcılara daha kapsamlı bir analiz yapma imkânı sunan bir uygulamadır.

Sürdürülebilir kimya olarak da adlandırılan yeşil kimya, tehlikeli maddelerin kullanımını ve üretimini en aza indirecek veya ortadan kaldıracak ürün ve süreçlerin tasarımına odaklanan bir kimya ve kimya mühendisliği alanıdır. Çevre kimyası kirletici kimyasalların doğa üzerindeki etkilerine odaklanırken, yeşil kimya yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltma yollarını araştırır, kirliliği önlemek için teknolojik yaklaşımlar geliştirir ve kimyanın çevresel etkisine odaklanır.

<span class="mw-page-title-main">BM Küresel İlkeler Sözleşmesi</span>

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, tüm dünyada sürdürülebilir, ortak bir küresel kalkınma kültürünü yaymak üzere; şirketleri sürdürülebilir ve sosyal sorumluluklarına uygun uygulamalar geliştirmeye teşvik eden, bağlayıcılığı olmayan bir Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesi ve bu sözleşmenin imzacılarını kapsayan bir oluşumdur.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tasarım</span>

Çevresel açıdan sürdürülebilir tasarım, fiziksel nesnelerin, yapılı çevrenin ve hizmetlerin ekolojik sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak tasarlanması felsefesinden doğmuştur ve aynı zamanda bir binada bina sakinlerinin sağlık ve konforunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir tasarım, çevre, bina sakinlerinin sağlığı ve refahı üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı ve böylece bina performansını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilirliğin temel hedefleri, yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltmak, atıkları en aza indirmek ve sağlıklı, üretken ortamlar yaratmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil altyapı</span>

Yeşil altyapı, kentsel ve iklimsel zorlukları doğayla birlikte inşa ederek çözmek için "bileşenler" sağlayan bir ağ anlamına gelmektedir. Bu yaklaşımın ana bileşenleri arasında yağmur suyu yönetimi, iklim adaptasyonu, ısı stresinin azaltılması, biyoçeşitliliğin artırılması, gıda üretimi, daha iyi hava kalitesi, sürdürülebilir enerji üretimi, temiz su ve sağlıklı toprakların yanı sıra rekreasyon yoluyla yaşam kalitesinin artırılması ve kasaba ve şehirlerde ve çevresinde gölge ve barınak sağlanması gibi daha insan odaklı fonksiyonlar yer almaktadır. Yeşil altyapı aynı zamanda çevrenin sosyal, ekonomik ve çevresel sağlığı için ekolojik bir çerçeve sağlamaya da hizmet etmektedir. Son zamanlarda akademisyenler ve aktivistler, mevcut yapıları güçlendirmek yerine sosyal kapsayıcılığı ve eşitliği teşvik eden yeşil altyapı projelerine çağrıda bulunmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir yaşam</span>

Sürdürülebilir yaşam, bir birey veya toplum tarafından Dünya'nın doğal kaynaklarının kullanımını azaltmaya çalışan bir yaşam tarzını tanımlamaktadır. Uygulayıcıları genellikle ev tasarımlarını, ulaşım yöntemlerini, enerji tüketimlerini ve beslenme biçimlerini değiştirerek ekolojik ayak izlerini azaltmaya çalışmaktadır. Ekolojik yaşamı savunanlar, yaşamlarını sürdürülebilirlikle tutarlı, doğal dengeyi koruyan ve insanlığın Dünya'nın doğal ekolojisiyle simbiyotikilişkisine saygılı bir şekilde sürdürmeyi amaçlamaktadır. Ekolojik yaşamın uygulaması ve genel felsefesi, sürdürülebilir kalkınmanın temel ilkelerini yakından takip etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürebilir dağıtım</span>

Sürdürülebilir dağıtım, ürünlerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini en aza indirerek, tedarik zinciri boyunca taşınması ve dağıtılması sürecidir. Lojistik ve tedarik zinciri yönetimi içinde, çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen uygulamaları içerir. Bu, karbon emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve sosyal sorumluluk ilkelerinin benimsenmesini kapsar.