İçeriğe atla

Yeşil altyapı

Çevreden gelen yüzeysel akış bitişikteki bir biyosifona akmaktadır.

Yeşil altyapı, kentsel ve iklimsel zorlukları doğayla birlikte inşa ederek çözmek için "bileşenler" sağlayan bir ağ anlamına gelmektedir.[1] Bu yaklaşımın ana bileşenleri arasında yağmur suyu yönetimi, iklim adaptasyonu, ısı stresinin azaltılması, biyoçeşitliliğin artırılması, gıda üretimi, daha iyi hava kalitesi, sürdürülebilir enerji üretimi, temiz su ve sağlıklı toprakların yanı sıra rekreasyon yoluyla yaşam kalitesinin artırılması ve kasaba ve şehirlerde ve çevresinde gölge ve barınak sağlanması gibi daha insan odaklı fonksiyonlar yer almaktadır.[2][3] Yeşil altyapı aynı zamanda çevrenin sosyal, ekonomik ve çevresel sağlığı için ekolojik bir çerçeve sağlamaya da hizmet etmektedir.[4] Son zamanlarda akademisyenler ve aktivistler, mevcut yapıları güçlendirmek yerine sosyal kapsayıcılığı ve eşitliği teşvik eden yeşil altyapı projelerine çağrıda bulunmaktadırlar.[5]

Yeşil altyapı, "Sürdürülebilir ve Dirençli Altyapı" standartları gibi belirli standartlarda tanımlanan bir alt küme olarak kabul edilir. Ancak yeşil altyapı aynı zamanda, yenilenebilir enerji altyapısı ve toplu taşıma sistemleri gibi "düşük karbonlu altyapı"yı da içeren geniş bir kavramdır.[6] Yeşil altyapı, su miktarını ve kalitesini yönetmek için tasarlanan "sürdürülebilir drenaj sistemleri" veya "sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri"nin bir bileşeni olabilir. Aynı zamanda biyoçeşitliliği ve çevreyi iyileştirmek için de katkıda bulunabilir.[7]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Hiltrud Pötz & Pierre Bleuze (2011). Urban green-blue grids for sustainable and dynamic cities. Delft: Coop for life. 978-90-818804-0-4.
  2. ^ Chiesura, Anna (2004). "The role of urban parks for the sustainable city". Landscape and Urban Planning. 68 (1): 129-138. doi:10.1016/j.landurbplan.2003.08.003. 
  3. ^ "Sustainable trade infrastructure in Africa: A key element for growth and prosperity?". International Centre for Trade and Sustainable Development. 6 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2024. 
  4. ^ "Nachhaltigesinvestment 2016". 23 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2022. 
  5. ^ Staddon, Chad; Ward, Sarah; De Vito, Laura; Zuniga-Teran, Adriana; Gerlak, Andrea K.; Schoeman, Yolandi; Hart, Aimee; Booth, Giles (September 2018). "Contributions of green infrastructure to enhancing urban resilience". Environment Systems and Decisions. 38 (3): 330-338. doi:10.1007/s10669-018-9702-9. 
  6. ^ "Institutional Investors and Green Infrastructure Investments". OECD Working Papers on Finance, Insurance and Private Pensions. 2013. doi:10.1787/5k3xr8k6jb0n-en. 
  7. ^ Woods-Ballard; ve diğerleri. (2015). "The SuDS Manual". www.ciria.org. 2 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilirlik</span> insanların doğayla uyum içinde ve devamlı şekilde yaşayabilmesi durumu

Sürdürülebilirlik daimi olma yeteneği olarak adlandırılabilir. 21. yüzyılda genel olarak biyosfer ve uygarlığın bu yeteneğine atfen kullanılır. Aynı zamanda, kaynakların sömürülmesi, yatırımların yönü, teknolojik gelişmenin yönlendirilmesi ve kurumsal değişimin uyum içinde olduğu ve insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu dengeli bir ortamda değişimin sağlanması olarak tanımlanabilir. Bu alanda çalışanların birçoğu için, sürdürülebilirlik birbirine bağlı şu etki alanları ile tanımlanır: çevre, ekonomik ve sosyal; ve bunlar Fritjof Capra'ya göre Sistemsel Düşüncenin prensiplerine dayanmaktadır. Sürdürülebilir gelişmenin alt etki alanları kültürel, teknolojik ve politik olarak kabul edilir. Bazıları için sürdürülebilir gelişme sürdürülebilirlik için ana prensip olmasına karşın diğerleri için bu iki terim paradoksaldır. Sürdürülebilir gelişme gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılama yetisine zarar vermeden günümüzdeki ihtiyaçları karşılayabilen gelişmedir. Sürdürülebilir Gelişme terimi Çevre ve Gelişme Dünya Komisyonu için Brundtland Raporu (1987) tarafından ortaya atılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sel</span> su taşkını

Sel, genellikle kuru olan araziyi sular altında bırakan bir su taşkını olayıdır. "Akma halinde olan su" anlamına gelen kelime, gelgitin içeri akışına da uygulanabilmektedir. Taşkınlar hidroloji disiplinin bir çalışma alanıdır. Tarım, inşaat mühendisliği ve halk sağlığı gibi alanlarda önemli bir endişe kaynağıdır. Genellikle insanların çevreye verdiği değişiklikler, sellerin yoğunluğunu ve sıklığını arttırır. Örneğin; ormansızlaşma ve sulak alanların kaldırılması gibi arazi kullanımı değişiklikleri, su seti akışındaki değişikliklere ve iklim değişikliğine yol açar. Aynı zamanda deniz seviyesinin yükselmesi gibi daha büyük çevresel sorunlara da yol açmaktadır.

Sürdürülebilir gelişme ya da Sürdürülebilir kalkınma, doğal sistemlerin, ekonominin ve toplumun dayandığı doğal kaynakları ve ekosistem hizmetlerini sağlama yeteneğini sürdürürken, insani gelişme hedeflerine ulaşmak için örgütlenme ilkesidir. Arzulanan sonuç, yaşam koşullarının ve kaynakların, doğal sistemin bütünlüğünü ve istikrarını baltalamaksızın insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için kullanıldığı bir toplumsal durumdur. Sürdürülebilir gelişme, gelecek nesillerin yeterliklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme olarak tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Peyzaj mimarlığı</span>

Peyzaj mimarlığı, doğal ve kültürel kaynakları ve fiziksel çevreyi insan yararı, mutluluğu, güvenliği, sağlığı ve konforu için estetik ve bilimsel ilkeler çerçevesinde ele alan, mekan ve yaşam ortamı oluşturan, biyoçeşitliliği destekleyen arazi planlaması, tasarımı, yönetimi, korunması, onarılması ve denetlenmesi konularını kapsayan eğitim, araştırmalar yapan ve ülkesel, bölgesel, kentsel ve kırsal ölçekte fiziksel planlar içerisinde yer alarak kültürel ve doğal değerlerin korunması ve sürdürülebilirlik adına ekolojik öncelikli projeler üretilmesini sağlayan bir planlama ve tasarım dalıdır.

Peyzaj mühendisliği, ekolojik ölçütler doğrultusunda araziyi ve suyu şekillendirmek için matematik ve bilimin uygulamasıdır. Ayrıca yeşil mühendislik diye tariflenebilir ama peyzaj mühendisliği için bilinen en iyi tasarım profesyonelleri peyzaj mimarıdır. Peyzaj mühendisliği, antropojenik peyzajın yaratılması ve tasarlanması için mühendislik ve diğer bilimlerin disiplinler arası uygulamasıdır. Bu farklılık geleneksel olarak alanın, arazinin yeniden ıslahı, iyileştirilmesi, yeniden kullanımını ve geri kazanımını kapsamaktadır. Bunu yaparken Peyzaj mühendisliği;

Yeşil Avrupa Başkenti, 2010 yılından beri düzenli olarak her yıl çevreye duyarlılıklarınca değerlendirilen Avrupa şehirleri arasında birinci gelen belediyeye verilen onursal başkent unvanı. İlk adaylık süreci resmi olarak 22 Mayıs 2008 tarihinde başlamış ve ilk ödül 2010 yılında verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları</span> 2030 için Birleşmiş Milletlerin 17 küresel hedefi

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir mimari</span> sürdürülebilir mimari

Sürdürülebilir mimarlık, binaların çevresi ve insanlarla olan ilişkisidir. Sürdürebilir mimarinin amacı minimum enerji tüketimi olan, çevreye minimum zarar veren binalar üretmektir. Sürdürülebilir mimarlığın en önemli özelliklerinden biri yenilebilir enerji kaynaklarına öncelik vermesi ve bulunduğu alandaki enerjiyi etkin biçimde kullanmasıdır. Sürdürülebilir mimari, malzeme, enerji, geliştirme alanı ve genel olarak ekosistem kullanımında, binaların çevresel etkilerini en aza indirgemeyi amaçlayan mimaridir. Sürdürülebilir mimari, inşa edilen çevrenin tasarımında enerji ve ekolojik korumaya bilinçli bir yaklaşım kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Kentsel tarım</span>

Kentsel tarım, kent içinde ve çeperindeki tarımsal faaliyetleri kapsayan tarımdır. Endüstriyel tarıma karşı bir alternatif üretim modelidir. Kentsel tarım, sürdürülebilir kentsel gelişmenin zorunlu bir parçası olup, kendine yetebilen kentler için bir gerekliliktir. Kentsel tarım, gıda üretimini belirli sayıdaki tarım işletmesinden, fazla sayıdaki kent sakinlerine devretmeyi hedefler.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tarım</span> Mümkün olduğunca yenilenebilir kaynaklara dayalı tarım

Sürdürülebilir tarım, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden toplumun mevcut gıda ve tekstil ihtiyaçlarını karşılayacak sürdürülebilir yollarla yapılan tarım anlamına gelir. Ekosistem hizmetleri anlayışına dayanabilir. Tarımın sürdürülebilirliğini artırmanın birçok yöntemi vardır. Sürdürülebilir gıda sistemleri içinde tarım geliştirirken, esnek iş süreci ve tarım uygulamalarının geliştirilmesi önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil çatı</span> Bitki örtüsü ve büyüyen bir alt tabaka ile kaplı çatı

Yeşil çatı, düz veya hafif eğimli bir çatının üstüne yerleştirilen bir su yalıtım sistemi üzerine ekilen bir bitki örtüsü tabakasıdır. Yeşil çatılar, ilave donanım olmaksızın binanın enerji performansını, hava kalitesini ve kent ekolojisini iyileştirir, yağmur suyunun yarattığı problemlere yenilikçi çözümler üretir. Yeşil çatılar, bu özellikleri ile sürdürülebilir binalarda yer alan önemli sistemlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil ekonomi</span>

Yeşil ekonomi, çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltmayı hedefleyen ve çevreyi bozmadan sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir ekonomidir. Ekolojik ekonomi ile yakından ilişkilidir, ancak daha politik olarak uygulamalı bir odağı vardır. 2011 UNEP Yeşil Ekonomi Raporunda, "Yeşil olmak için bir ekonominin sadece verimli değil, aynı zamanda adil olması gerekiyor. Adalet, özellikle düşük karbonlu, kaynakları verimli kullanan ve sosyal açıdan kapsayıcı bir ekonomiye Adil Geçişin sağlanmasında küresel ve ulusal düzeyde eşitlik boyutlarının tanınması anlamına gelir." ifadesi kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir ulaşım</span>

Sürdürülebilir ulaşım, sosyal, çevresel ve iklimsel etkiler bakımından sürdürülebilir olan geniş bir ulaşım konusunu ifade eder. Sürdürülebilirliği değerlendirmeye yönelik bileşenler kara, su veya hava taşımacılığı için kullanılan araçları ve onların enerji kaynakları ile altyapıları kapsar. Ulaşımın sürdürülebilirliği, büyük ölçüde ulaşım sisteminin etkinliği ve verimliliği ile sistemin çevresel ve iklim etkileri ile ölçülmektedir.

Ecocity Builders tarafından tanımlanan bir eko-kent veya eko kentin, "doğal ekosistemlerin kendi kendini idame ettiren esnek yapısı ve işlevi üzerine modellenen bir insan yerleşimidir". Basitçe ifade etmek gerekirse, bir eko-kent ekolojik anlamda sağlıklı bir kenttir. Dünya Bankası, ekolojik şehirleri "ekolojik sistemlerin faydalarından yararlanan ve bu varlıkları gelecek nesiller için koruyan ve besleyen entegre kentsel planlama ve yönetim yoluyla vatandaşların ve toplumların refahını artıran kentler" olarak tanımlamaktadır. Mevcut tanımlar arasında evrensel olarak kabul edilmiş bir 'eko-kent' tanımı olmamasına rağmen, bir eko-kentin temel özellikleri üzerinde bazı fikir birlikleri vardır.

Sürdürülebilir kimya olarak da adlandırılan yeşil kimya, tehlikeli maddelerin kullanımını ve üretimini en aza indirecek veya ortadan kaldıracak ürün ve süreçlerin tasarımına odaklanan bir kimya ve kimya mühendisliği alanıdır. Çevre kimyası kirletici kimyasalların doğa üzerindeki etkilerine odaklanırken, yeşil kimya yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltma yollarını araştırır, kirliliği önlemek için teknolojik yaklaşımlar geliştirir ve kimyanın çevresel etkisine odaklanır.

Biyofilik tasarım , doğal malzemeler, doğal havalandırma, doğal aydınlatma doğadan ilham alan şekil ve formları modern yapılı çevreye dahil etmeyi içeren yapı tasarım ilkeleridir. Bu unsurların, sağlıklı olma özellikleri ile bireysel ve toplumsal yaşanabilirliği artırdığı görüşüne dayanır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 9</span> Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı

Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 9, "sanayi, inovasyon ve altyapı" ile ilgilidir ve 2015 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacından biridir SDG 9, dayanıklı altyapı oluşturmayı, sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik etmeyi ve yenilikçiliği teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 12</span> Sorumlu Üretim ve Tüketim

"Sorumlu tüketim ve üretim" başlıklı Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 12, Birleşmiş Milletler tarafından 2015 yılında oluşturulan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından biridir. Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 12'nin resmi ifadesi " Sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarının sağlanması" şeklindedir. SKA 12, kaynakların iyi kullanımını sağlamak, enerji verimliliğini ve sürdürülebilir altyapıyı geliştirmek, temel hizmetlere erişim sağlamak, yeşil ve insana yakışır işler yaratmak ve herkes için daha iyi bir yaşam kalitesi sağlamak anlamına geliyor. SKA 12'nin en az 2030 yılına kadar ulaşılması gereken 11 hedefi bulunuyor ve bu hedeflere doğru ilerleme 13 gösterge kullanılarak ölçülüyor.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir tasarım</span>

Çevresel açıdan sürdürülebilir tasarım, fiziksel nesnelerin, yapılı çevrenin ve hizmetlerin ekolojik sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak tasarlanması felsefesinden doğmuştur ve aynı zamanda bir binada bina sakinlerinin sağlık ve konforunu iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir tasarım, çevre, bina sakinlerinin sağlığı ve refahı üzerindeki olumsuz etkileri azaltmayı ve böylece bina performansını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilirliğin temel hedefleri, yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltmak, atıkları en aza indirmek ve sağlıklı, üretken ortamlar yaratmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürebilir dağıtım</span>

Sürdürülebilir dağıtım, ürünlerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini en aza indirerek, tedarik zinciri boyunca taşınması ve dağıtılması sürecidir. Lojistik ve tedarik zinciri yönetimi içinde, çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen uygulamaları içerir. Bu, karbon emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, atık yönetiminin iyileştirilmesi ve sosyal sorumluluk ilkelerinin benimsenmesini kapsar.