İçeriğe atla

Yaylım ateşi

Yaylım ateşi, temel olarak verilen bir komut üstüne hafif veya ağır ateşli silahların aynı anda ateşlenmesi ile oluşan atış perdesidir. Bu atış şeklinin icrası ile amaç düşmanın taarruza kalmasını engellemek, hareket kabiliyetini en aza indirmek veya zaten taarruza geçmiş düşman unsurun taarruzunu kırmaktır. Uygulamanın ilk kullanılmaya başlaması Napolyon Savaşları dönemine tarihlenir. Bu ilk devirlerde amaç belirli bir hat üzerinde sabit duran piyadeyi en kısa sürede etkisiz hale getirmek ve süvari taarruzunu olabildiğince kırmaktır. En yaygın ve ağır sonuçları olan uygulamaları ise teknolojinin de gelişmesi ile I. ve II. Dünya Savaşları sırasında görülmektedir. Özellikle 1. Dünya Savaşı sırasında yenilikçi bir ordu olan Fransız ordusu tarafından, bu savaş taktiği uygulanmıştır.

Sanayi Devriminin ardından büyük bir hızla gelişen silah sanayisi tüm dünyada başlayan silahlanma yarışı ile birlikte otomatik silahların ve mitralyözlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu silah sistemleri atış yapıldıktan sonra tekrar elle doldurulmaya gerek olmadan kısa bir süre içinde olabildiğince çok merminin düşman üzerine atılması prensibi ile çalışıyordu. Böylece dünya savaşları sırasında pek çok cephede yaylım ateşi sonucu yüzbinlerce asker hayatını kaybetti. Bu tip siper savaşları sırasında yaylım ateşi uygulaması temel olarak iki amaca hizmet ederdi. Ya piyadeler düşman üstüne yoğun bir yaylım ateşi açtıktan sonra hücuma geçerler ya da üstüne taarruz edilen taraf yaylım ateşi sayedesin de süngülerini takarak kitle halinde üstüne koşan düşmanın durdurmaya çalışırdı. Atış gücünü arttıran teknolojilerden dolayı orduların siper savaşları süresince cepheden taarruz yapma istekleri büyük oranda kırılmış ve savaşın nihai sonucunu getirecek saldırılar seyrekleşerek savaşların süreleri oldukça uzamıştır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Savaşı</span> I. Dünya Savaşında, 1915–1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan savaş

Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Zırhlı personel taşıyıcı</span> Cepheye asker taşımak için kullanılan araç

Zırhlı personel taşıyıcı veya kısaca ZPT, piyadeleri cepheye taşımak için üretilen Zırhlı savaş aracıdır. Genellikle Makineli tüfek ile silahlandırılan araçlarda kimi zaman geri tepmesiz top, güdümlü tanksavar füzesi ya da havan topundan yararlanılmaktadır. Bu araçlar doğrudan cephe savaşları için tasarlanmayıp, taşıdıkları askerleri şarapnel ve düşman pusu ateşlerinden korumak içinde üretilmiştir. Yürüyen aksamlarında genellikle tekerlek ve palet kullanılmıştır. Örneğin Birleşik Devletler Ordusuna ait M113'de (palet), Birleşik Krallık Ordusuna ait FV 432'de (palet), Fransız VAB'da (tekerlek), Alman Ordusu GTK Boxerda (tekerlek) ve Sovyet BTR'de (tekerlek) kullanmaktadır. Bu araçlardan daha zırhlı olan Zırhlı Muharebe Araçları (ZMA) ise doğrudan cephede düşmanla çarpışmak için üretilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tanksavar</span> tank imha etmek üzere tasarlanan tahrip gücü yüksek silah

Tanksavar terimi her ne kadar tank türünü işaret etse de aslında tüm askeri amaçlı ZSA sınıf araçları kapsamaktadır. Bu terim bu türden araçların imhasını veya etkisiz hale getirilmesi için kullanılan tüm silah türlerini kapsar. Bunlar başlıca yüksek namlu çıkış hızına sahip topçu sistemleri, füzeler, değişik otomatik top ve tanksavar mayınlarını kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Kundağı motorlu topçu sistemi</span> Başka bir aracın çekişine ihtiyaç duymadan kendi başına hareket edebilen toplara denir

Kundak Motorlu Topçu Sistemi (KMT) tekerlekli veya paletli bir şase üzerinde başka bir aracın çekme gücüne gereksinim duymadan manevra kabiliyeti olan topa denir. Bu terim hem kundağı motorlu obüsler hem de roket atan platformları kapsar. Bu araçları yüksek hareket kabiliyetine sahip genellikle paletli, üzerlerinde obüs, havan, roket veya güdümlü füze taşıyan araçlardır. Bu silahlar çatışma bölgesine uzun menzilli dolaylı ateş gücü sağlarlar.

<span class="mw-page-title-main">Tank</span> Ateş gücü ve mobilitesi yüksek, ağır zırhlı araç

Tank; ana görevi doğrudan ateş gücü kullanımıyla düşman kuvvetlerine saldırmak olan, paletli ve zırhlı savaş aracı veya bu araçlardan oluşan birlikleri kapsayan askeri sınıf. Tankı diğer savaş araçlarından ayıran özellikleri ağır bir zırha, yüksek ateş gücüne ve her türlü arazide hızlı gidecek şekilde tasarlanmış sürüş takımlarına sahip olmasıdır. Her ne kadar masraflı ve lojistik açıdan çaba gerektiren araçlar olsa da, yer hedeflerine saldırma yeteneği ve piyadelerin moralini çökertmesi nedeniyle modern orduların vazgeçilmez unsurlarındandır.

<i>Blitzkrieg</i> piyade ve hava desteğinin hızlı, ezici bir kuvvet yoğunluğunu kullanarak düşmanı kırmak, yerinden oynatmak ve dengesini bozmak için sürpriz saldırısı

Blitzkrieg ya da yıldırım harbi, II. Dünya Savaşı sırasında Almanların temel savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terk edilmeye başlanmış, daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Seddülbahir Cephesi</span> Çanakkale Savaşında bir cephe

Çanakkale Savaşı'nın bir parçası olan Seddülbahir Cephesi, 25 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesine beş ayrı noktadan yapılmıştır. Her iki tarafın da ağır kayıpları ile sonuçlanan saldırılar yapılmıştır. Sonuç olarak Haziran ayının sonlarında Osmanlı güçleri ilerlemeyi durdurmuş ve çıkarma başarısız olmuştur, daha sonra bu bölgede savaşın sonuna kadar kısıtlı ve etkisiz siper çatışmaları devam etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı Batı Cephesi</span>

Batı Cephesi, Almanya'nın batısında kalan Avrupa topraklarında, esas olarak Belçika, Hollanda ve Fransa'yı içine alan cephedir.

<span class="mw-page-title-main">Dara Muharebesi</span>

Dara Savaşı, MS 530 yılında Bizans İmparatorluğu ile Sasani İmparatorluğu arasında, Dara Kalesi gerçekleşen savaştır.

Askeri amaçlar için geliştirilen, zırhla korunan ve silahlı araçlara zırhlı savaş aracı (ZSA) denir.

<span class="mw-page-title-main">Sturmtiger</span> Alman tankı

Sturmtiger, II. Dünya Savaşı'nda kullanılan ve Tiger I şasesi üzerine inşa edilen ve büyük bir roket fırlatıcısı ile donatılan Alman taarruz topudur. Resmi tanımlaması Sturmmörserwagen 606/4 mit 38 cm RW 61'dir. Piyade birliklerine kentsel alan çatışmalarında destek vermek amacıyla üretildi. Üretiminde cephede ağır hasar görmüş Tiger tankları kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Kirte Muharebesi</span>

İkinci Kirte Muharebesi I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı’nda, İtilaf kuvvetleri’nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe’yi ele geçirmek için giriştikleri taarruzla 6 Mayıs - 8 Mayıs 1915 tarihleri arasında yaşanan muharebelerdir.

Üçüncü Kirte Muharebesi I. Dünya Savaşı sırasındaki Çanakkale Savaşı’nda, İtilaf kuvvetleri’nin Kirte Köyü ve hemen gerisindeki Alçıtepe’yi ele geçirmek için giriştikleri üçüncü taarruzlarıdır. Seddülbahir Cephesi'ne 25 Nisan 1915 tarihinde çıkartılan kuvvetlerin hedefi, Alçıtepe'nin ele geçirilmesiydi. Bu hedef için girişilen birinci ve İkinci taarruzlarının başarılı olmaması üzerine uygulamaya konmuştur.

Birinci Kerevizdere Muharebesi veya 83 Rakımlı Tepe Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nın Seddülbahir Cephesi'nde Fransız Kolordusu'nun 21 Haziran 1915 tarihinde başlayan saldırısı ve iki gün süren çatışmalardır.

Zığındere Muharebeleri, Çanakkale Savaşları'nın Seddülbahir Cephesi'nin sağ kanadında İngiliz taarruzlarıyla 28 Haziran 1915 tarihinde başlayan, 5 Temmuz 1915 günü sonlanan muharebelerdir. Müttefik taarruzu, Zığındere'nin doğu ve batı yakalarındaki sırtlardaki Osmanlı mevzilerini ele geçirmeyi hedeflemiştir. Batı kesimde Osmanlı mevzileri ele geçirilmiş ancak, doğu yakadaki sırtlardaki hedeflerin gerisinde kalınmıştır.

İkinci Kerevizdere Muharebesi veya Kanlı Dere Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nda, Seddülbahir Cephesi'nin merkez ve sağ kanadında İngiliz ve Fransız birliklerince girişilen taarruzlarla birlikte 12 Temmuz 1915 tarihinde başlayan, 13 Temmuz 1915 günü sonlanan muharebedir. İngilizler tarafından "Kanlı Dere Muharebesi," Fransızlar tarafından ise "5. Kerevizdere Muharebesi" olarak adlandırılır. Müttefik taarruzu, daha önce Zığındere Muharebesi ile ileri çıkan sol kanat ile geride kalan sağ kanadı ve orta kesimi aynı hizaya getirmek amacıyla, Osmanlı mevzilerini ele geçirmeyi hedeflemiştir. Cephenin sağ kanadını oluşturan Fransız bölgesinde hedeflere ulaşılmış, İngiliz kesiminde ise ufak bir alanda başarı sağlanabilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Conk Bayırı Muharebesi</span>

Conkbayırı Muharebesi, 7 Ağustos 1915 tarihinde Anzak ve İngiliz birliklerinin Conk Bayırı Osmanlı mevzilerine taarruzlarıyla başlayan ve 10 Ağustos 1915 tarihine kadar süren çarpışmalardır.

Sarı Bayır Harekâtı veya Ağustos Taarruzları, Çanakkale Savaşı sırasında müttefikler tarafından Arıburnu Cephesi’ndeki çıkmazı sonlandırmak için yapılan son büyük girişim. Taarruzlar, Arıburnu Cephesi’nin kuzey (sol) bölümünden, takviyeli bir Anzak tümeni tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda güneyden de (sağ) bir Avustralya tümeni bir şaşırtma taarruzu gerçekleştirmiştir. Harekâtın stratejik hedefi, müttefiklerin "Sarı Bayır" olarak adlandırdığı Kılıçbayırı, Düztepe, Conkbayırı ve Kocaçimen Tepe hattının işgal edilmesidir.

İkinci Anafartalar Muharebesi, Çanakkale Savaşı'nda son müttefik taarruzudur. Türk resmi tarihinde 21 Ağustos günü müttefik kuvvetlerce girişilen ve Çanakkale Savaşı’nın son büyük çatışması olan muharebeler, İkinci Anafartalar Muharebesi olarak geçer. İngiliz resmi tarihinde ise iki ayrı stratejik hedefe, iki ayrı cephe kuvvetlerince girişilen iki ayrı muharebedir. Her iki operasyon da Osmanlı tarafı açısından Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal’in mevzilerine yönelmiştir.

Siper savaşı ya da mevzi harbi, büyük bölümü askerî birliklerin, düşmanın hafif silahlarla açtığı ateşle yüz yüze kaldığı ve toplarından korunduğu siperlerde geçen savaş türüdür. Hareket harbinin tersine, düşman güçlerinin zamanla eridiği yıpratma savaşının temel ögesidir.