İçeriğe atla

Yayılma sabiti

Bir elektromanyetik dalganın yayılma sabiti, verilen yönde yayılan dalganın genliğindeki değişimin bir ölçüsüdür. Ölçülen nicelik bir elektrik devresindeki gerilim veya akım olabileceği gibi elektrik alan veya akım yoğunluğu gibi bir alan vektörü de olabilir. Yayılma sabiti metre başına değişimin bir ölçüsü olmasının yanı sıra boyutsuz bir niceliktir.

Yayılma sabiti genellikle e tabanına göre logaritmik olarak ifade edilir. Ölçülen nicelik, örneğin gerilim, sinüzodial bir fazör cinsinden ifade edilir. Sinüzoidin fazının dalganın yol aldığı mesafe ile değişiklik göstermesi yayılma sabitinin sanal kısmı faz değişikliğine denk gelen bir karmaşık sayı olmasına neden olur.

Çeşitli adlandırmalar

Yayılma sabiti, ω ile sürekli değiştiğinden aslında yanlış bir adlandırmadır. En genel olarak bu isim kullanılmasına karşın çeşitli yazarlar aynı nicelik için farklı isimler kullanırlar. Bunlara örnek olarak iletim katsayısı, iletim fonksiyonu, yayılma parametresi, yayılma katsayısı ve iletim sabiti gösterilebilir. Sonuncusu iletim hattı teorisinde kullanılır. Bu hattın fiziksel özelliklerine karşılık gelen R,L,C ve G gibi fiziksel katsayılar yardımıyla diğer özellikler telegraf denkleminden çekilelebilir. Burada dikkat edilmesi gereken, en azından iletim hattı alanında iletim katsayısının farklı bir anlama sahip olmasıdır. Buradaki anlamı geçme katsayısına eşdeğerdir.

Tanım

Yayılma sabiti, γ, verilen dalganın x uzaklığındaki genliğinin kaynağındaki genliğine oranı olarak verilir,

Yayılma sabiti karmaşık bir sayıya karşılık geldiğinden:

burada

α, gerçel kısım, soğurma sabiti
β, sanal kısım, faz sabiti olarak adlandırılır.

Buradaki β Euler formülünden görülen faza karşılık gelir;

Genliğe değil sadece θ değişkenine bağlıdır çünkü;

Logaritmik baz olarak e kullanıldığında sanal faz sabiti, iβ, bir matematiksel operasyonla işlem yapabilmek için soğurma katsayısı α ya doğrudan eklenebilir. Radyan cinsinden ölçülen açılar için baz olarak e alındığında soğurma katsayısı için baz olarak e alınır.

Bakır için yayılma sabiti (veya başka bir iletken için) birincil hatlar için kullanılan ilişki yardımıyla hesaplanabilir;

burada;

, birim metredeki empedans serisi hattı;
, birim metredeki admittans hattı.

Soğurma katsayısı

İletişimde soğurma katsayısı terimi, soğurma parametresi veya katsayı, kaynaktan uzaklaşan bir elektromanyetik dalganın soğurulmasına karşılık gelir. Fiziksel olarak ölçülebilen kısım bu katsayının reel bileşenine karşılık gelir (neper /metre). Bir neper yaklaşık olarak 8.7dBdir. Soğurma sabiti genliklerin oranı cinsinden tanımlanabilir;

Birim uzunluk başına düşen yayılma sabiti akımın veya gerilimin genliğinin gönderildiği kaynaktaki genliğine doğal logaritmik oranı olarak tanımlanabilir.

Bakır hatlar

Bakır hatlar için soğurma sabiti (veya başka bir iletkenden yapılmış bir hat için) yukarıda gösterilen birincil hat katsayıları cinsinden hesaplanabilir. İdeal durumda, bir yalıtkan içindeki bir G iletkeniyle karşılaşan bir hat için soğurma sabiti;

öte yandan gerçek bir hattın bu durumla karşılaşması oldukça olasılık dışı olmakla beraber kaybın frekansa bağımlılığını oluşturan bazı "sabitler" vardır. Bu kayıpların başlıca 2 temel bileşeni vardır, metal kaybı ve dielektrik kaybı.

İletim hatlarının çoğunun kaybı ağırlıklı olarak metal kaybından kaynaklanır ki bu da metallerin sonlu iletkenliğinden ve deri kalınlığından kaynaklanan bir frekans bağımlılığını getirir. Deri kalınlığı iletken boyunca R nin frekansa bağlı olarak değişmesine sebep olur;

Dielektrikteki kayıplar malzemenin dalga boyu ile ters orantılı olan tanjant kaybına () bağlıdır.

Optik fiber

Bir optik fiber içerisindeki belirli bir yayılma modu için soğurma sabiti, eksensel yayılma sabitinin gerçel kısmıdır.

Faz sabiti

Genel olarak Elektromanyetik teoride faz sabiti veya faz değişim sabiti, düzlemsel bir dalganın yayılma sabitinin sanal kısmına karşılık gelir. Dalganın izlediği yol boyunca birim metredeki faz değişikliğine karşılık gelir ve dalga sayısının reel bileşenine karşılık gelir. β ile gösterilir ve birimi rad/m dir.

Dalga sayısının (açısal) tanımından;

Bir iletim hattı için telegraf denklemlerinin Heaviside şartı bize dalga iletiminin zaman bölgesinde bozulmaması için dalga sayısının frekans ile doğru orantılı olması gerektiğini söyler. Bu şart kaybın olmadığı ideal durumu da kapsar. Bu durumun altında yatan neden, genelde bir sinyalin çeşitli dalga byouna sahip dalgalardan oluştuğu göz önüne alınırsa anlaşılabilir. Dolayısıyla dalga cephesinin bozulmaması için tüm bu dalgalar aynı hızda (grup hızı) hareket etmelidir.Faz hızı;

dolayısıyla β ω ile doğru orantılıdır. Dolayısıyla telegraf denklemlerinden bozulmama şartı;

Tabii ki gerçekte bu hatların bu şartı sadece belirli bir frekans aralığında sağlaması beklenebilir.

Filtreler

Yayılma sabiti terimi veya yayılma fonksiyonu filtreler veya sinyal işleme gibi başka çeşitli kavramlara uygulanabilir. Bu durumlarda soğurma sabiti ve faz sabitleri neber ve radian cinsinden ifade edilir. Bazı yazarlar[1] metre başına yapılan ölçümler ("sabit" teriminin kullanıldığı yerler) ve bölüm başına yapılan ölçümler ("fonksiyon" teriminin kullanıldığı yerler) için bir ayrım gözetirler. Yayılma sabiti filtre tasarımında topoloji konusunda oldukça kullanışlı bir kavramdır. Kademeli topolojide yayılma sabiti, soğurma sabiti ve faz sabiti doğrudan birbirlerine eklenerek toplam yayılma sabiti bulunabilir.

Kademeli ağlar

Kademeli bağlanmış 3 ağ. Zi terimleri sanal empedansa karşılık geliyor.

Her ağdaki giriş ve çıkış voltajlarının birbirlerine oranı,[2]

terimleri bağımsız skala terimleridir[3] ve kullanım amaçları makale içerisinde açıklanmıştır.

Toplam voltaj oranı,

Böylece n kademeli bölümler için toplam yayılma sabiti,

Ayrıca bakınız

Deri kalınlığı kavramı elektromanyetik dalgaların soğrulmasının anlaşılmasında büyük önem taşır. Diğer kavramlar ve birbirleri arasındaki ilişkileri için: Opaklığın matematiksel tanımları.

Notlar

  1. ^ Matthaei et al, p49
  2. ^ Matthaei et al pp51-52
  3. ^ Matthaei et al pp37-38

Kaynakça

  •   Bu madde ABD Genel Hizmetler Yönetimi kamu malı materyali içermektedir. Materyalin kaynağı "Federal Standard 1037C" dokümanıdır. Kaynağa bu web sayfasından ulaşabilirsiniz.  .
  • Matthaei, Young, Jones Microwave Filters, Impedance-Matching Networks, and Coupling Structures McGraw-Hill 1964.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Öz empedans</span>

Öz direnç (Empedans), maddenin kimyasal özelliğinden dolayı direncinin artması ya da azalmasına neden olan her maddeye özgü ayırt edici bir özelliktir. Farklı maddelerin empedansları aynı olabilir ama öz dirençleri aynı olamaz. R= Lq/Q dur. (Rezistif Direnç= Uzunluk*öz direnç/kesit, Alternatif akım'a karşı koyan zorluk olarak adlandırılır. İçinde kondansatör ve endüktans gibi zamanla değişen değerlere sahip olan elemanlar olan devrelerde direnç yerine öz direnç kullanılmaktadır. Öz direnç gerilim ve akımın sadece görünür genliğini açıklamakla kalmaz, ayrıca görünür fazını da açıklar. DA devrelerinde öz direnç ile direnç arasında hiçbir fark yoktur. Direnç sıfır faz açısına sahip öz direnç olarak adlandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Navier-Stokes denklemleri</span> Akışkanların hareketini tanımlamaya yarayan denklemler dizisi

Navier-Stokes denklemleri, ismini Claude-Louis Navier ve George Gabriel Stokes'tan almış olan, sıvılar ve gazlar gibi akışkanların hareketini tanımlamaya yarayan bir dizi denklemden oluşmaktadır.

Fazör, sinüzoidal bir ifadenin genlik ve faz açısı bileşenleri kullanılarak oluşturulmuş formülasyonudur.

<span class="mw-page-title-main">Gamma dağılımı</span>

Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında gamma dağılımı iki parametreli bir sürekli olasılık dağılımıdır. Bu parametrelerden biri ölçek parametresi θ; diğeri ise şekil parametresi k olarak anılır. Eğer k tam sayı ise, gamma dağılımı k tane üstel dağılım gösteren rassal değişkenlerin toplamını temsil eder; rassal değişkenlerin her biri nin üstel dağılımı için parametre olur.

Genlik, periyodik harekette maksimum düzey olarak tanımlanabilir. Genlik, bir dalganın tepesinden çukuruna kadar olan düşey uzaklığın yarısıdır. Genlik kavramı ışık, elektrik, radyo dalgaları gibi konuları da kapsayan fen bilimleri alanında kullanılır.

Açısal hız, bir objenin birim zamandaki açısal olarak yer değiştirme miktarına verilen isimdir. Açısal hız vektörel olup bir cismin bir eksen üzerindeki dönüş yönünü ve hızını verir. Açısal hızın SI birimi radyan/saniyedir, ancak başka birimlerde de ölçülebilir. Açısal hız genellikle omega sembolü ile gösterilir. Açısal hızın yönü genellikle dönüş düzlemine diktir ve sağ el kuralı ile bulunabilir.

Fizikte doğrusal olmayan rezonans doğrusal olmayan bir sistemde rezonansın meydana gelmesidir. Bu rezonansta sistem davranışı- rezonans frekans ve modları- salınımın genliğine bağlıdır, fakat doğrusal sistemlerde bu genlikten bağımsızdır.

<span class="mw-page-title-main">İletim hattı</span>

İletim hattı, elektronik ve haberleşme mühendisliğinde, akımın dalga karakteristiğinin hesaba katılmasını gerektirecek kadar yüksek frekanslarda, radyo frekansı, alternatif akımın iletimi için tasarlanmış özel kablo. İletim hatları radyo vericisi, alıcısı ve bunların anten bağlantıları, kablolu televizyon yayınlarının dağıtımı ve bilgisayar ağları gibi yerlerde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Karakteristik empedans</span> bir düzgün iletim hattında, yansımasız durumda, hat üzerinde ilerleyen gerilim dalgası ile akım dalgasının genlikleri oranı

Karakteristik empedans, bir düzgün iletim hattında, yansımasız durumda, hat üzerinde ilerleyen gerilim dalgası ile akım dalgasının genlikleri oranı. Genellikle ile gösterilir. SI'da empedans birimi ohmdur. Kayıpsız iletim hatlarında karakteristik empedans sadece reel kısımdan oluşur; bir başka deyişle imajiner kısım içermez. Karakteristik empedansın dirence benzediği bu durumda, hatta bağlı kaynaktan gelen güç, sonsuz uzunluktaki hattın diğer ucuna iletilir ama iletim sırasında hatta herhangi bir güç harcanması söz konusu değildir. Karakteristik empedansına eşit büyüklükte bir yükle sonlandırılmış, sonlu uzunluktaki bir iletim hattı sonsuz uzunluktaymış gibi davranır.

<span class="mw-page-title-main">Işıktan hızlı hareket</span>

Astronomide, ışıktan hızlı hareket bazı radyo galaksilerin, kuasarların ve yakın zamanda bazı galaktik kaynaklarda denilen mikrokuasarlarda görülen görünüşte ışıktan daha hızlı hareket olduğudur Bu kaynakların hepsi yüksek hızlarda kütlesinin fırlamasından sorumlu bir kara delik içerdiği düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Küresel harmonikler</span>

Matematikte, küresel harmonikler Laplace denkleminin çözüm kümesinin açısal kısmıdır. Küresel koordinatların bir sistemi içinde küre yüzeyinde tanımlanır, Fourier serisi ise çember üzerinde tanımlanır. Laplace'ın küresel harmonikleri Pierre Simon de Laplace tarafından ilk 1782 yılında tanıtılan bir ortogonal sistemin küresel harmonik formlarının özel bir kümesidir. Küresel harmoniklerden birkaçının kökleri sağda gösterimlenmiştir. Küresel harmonikler pek çok yerde teorik önem taşımaktadır ve özellikle atomik yörünge elektron konfigürasyonları, yerçekimi alanları, geoitleri ve gezegen ve yıldızların manyetik alanlarının temsili ve kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu karakterizasyonu hesaplanmasında kullanılan pratik uygulamaları vardır. Küresel harmonikler 3D Bilgisayar grafiklerinde, dolaylı aydınlatma ve 3D şekillerin tanınması gibi konularda geniş bir yelpazede özel bir rol oynamaktadır.

Foton polarizasyonu klasik polarize sinüsoidal düzlem elektromanyetik dalgasının kuantum mekaniksel açıklamasıdır. Bireysel foton özdurumları ya sağ ya da sol dairesel polarizasyona sahiptir. Süperpozisyon özdurumu içinde olan bir foton lineer, dairesel veya eliptik polarizasyona sahip olabilir.

Modern kuantum (nicem) mekaniğinden önce gelen eski kuantum (nicem) kuramı, 1900 ile 1925 yılları arasında elde edilen sonuçların birikimidir. Bu kuramın, klasik mekaniğin ilk doğrulamaları olduğunu günümüzde anladığımız bu kuram, ilk zamanlar tamamlanmış veya istikrarlı değildi. Bohr modeli çalışmaların odak noktasıydı. Eski kuantum döneminde, Arnold Sommerfield, uzay nicemlenimi olarak anılan açısal momentumun (devinimin) z-bileşkesinde nicemlenim yaparak önemli katkılarda bulunmuştur. Bu katkı, electron yörüngelerinin dairesel yerine eliptik olduğunu ortaya çıkarmıştır ve kuantum çakışıklık kavramını ortaya atmıştır. Bu kuram, electron dönüsü hariç Zeeman etkisini açıklamaktadır.

Dalga vektörü, fizikte dalgayı ifade etmemize yardımcı olan vektördür. Herhangi bir vektör gibi, yöne ve büyüklüğe sahiptir. Büyüklüğü dalga sayısı ve açısal dalga sayısıdır. Yönü ise genellikle dalga yayılımının yönüdür. İzafiyet kuramında, dalga vektörü, aynı zamanda dört vektör olarak tanımlanabilir.

Fizikte, dairesel hareket bir nesnenin dairesel bir yörünge boyunca bir rotasyon ya da çemberin çevresinde yaptığı harekettir. Rotasyonun sürekli açısal değeriyle birlikte düzgün ya da değişen rotasyon değeriyle düzensiz olabilir. 3 boyutlu bir cismin sabit ekseni etrafındaki rotasyon parçalarının dairesel hareketini içerir. Hareketin denkliği bir cisim kütlesinin merkezini tanımlar.

Fizikte, Kuantum mekaniğinde, eşevreli hal klasik harmonik salıngaca benzeyen kuantum harmonik salıngacının nicel hareketidir. Kuantum dinamiğinin Erwin Schrödinger tarafından Scrödinger denklemlerine çözüm ararken 1926 yılında türetilen ilk örneğidir. Örneğin, eşevre hali parçacığın salınımsal hareketini açıkları. Bu haller, John R. Klauderin ilk makalelerinde alçalma operatörü ve fazla tamamlanmış aile teşkili olarak özvektör adında tanımlanmıştır. Eşevre halleri,[ışığın kuantum kuramında ve diğer bozonik kuantum alanlarında Roy J. Glauber’in 1963 yılındaki çalışmaları tarafından geliştirilmiştir. Salınan alanın eşevre hali, klasik sinüs dalga hareketine benzeyen, devamlı lazer dalgası gibi olan kuantum halidir. Ancak, eşevre hali kavramı kayda değer biçimde genellenmiş ve sinyal sürecini niceleme, görüntü işleme alanlarında matematiksel fizikte ve uygulamalı matematik oldukça geniş ve önemli bir konu olmuştır. Bu hususta, kuantum harmonik salıngacı ile bağlantılı eşevreli haller genel olarak standart eşevreli haller ya da Gauss işlevi halleri olarak anılır.

Matematiksel fizikte, hareket denklemleri, fiziksel sistemin hareket sürecindeki davranışını, zamanın bir fonksiyonu olarak tanımlar. Daha detaya girmek gerekirse; hareket denklemleri, fiziksel sistemin davranışını devinimsel değişkenler üzerinde tanımlanmış bir matematiksel fonksiyon takımı olarak izah eder. Bu değişkenler genellikle uzay koordinatları ve zamandan ibarettir, ama gerektiğinde momentum bileşenleri de kullanılır. En yaygın değişken seçeneği, fiziksel sistemin özelliklerini uygun şekilde tanımlayan değişkenlerden oluşan genelleştirilmiş koordinatlardır. Klasik mekanikte bu fonksiyonlar öklid uzayında tanımlanmıştır ama görelilikte eğilmiş uzay üzerindeki fonksiyon daha uygundur. Eğer sistemin dinamikleri biliniyor ise, bu fonksiyonları tanımlayan denklemler dinamiğin hareketini izah eden diferansiyel denklemlerin çözümleri olacaktır.

<span class="mw-page-title-main">Göreli Doppler etkisi</span>

Relativistik Doppler Etkisi ya da Göreli Doppler etkisi, adını ünlü bilim insanı ve matematikçi Christian Andreas Doppler'dan almakta olup, kısaca dalga özelliği gösteren herhangi bir fiziksel varlığın frekans dalga boyu Dalga boyu, bir dalga görüntüsünün tekrarlanan birimleri arasındaki mesafedir. Yaygın olarak Yunanca lamda (λ) harfi ile gösterilmektedir. hareketli bir gözlemci tarafından farklı zaman ve/veya konumlarda farklı algılanması olayıdır. Bu da göreli olduğunu belirtir. Herhangi bir A konumundan B konumuna gitmek icin fiziksel bir dalga ortamı'na ihtiyaç duyan dalgalar icin Doppler Etkisi hesaplamaları yapılırken, dalga kaynağı ve gözlemcinin birbirine göre konum, yön ve hızlarının yanında dalganın içinde veya üzerinde hareket ettiği dalga ortamının da fiziksel yapısı dikkate alınmak zorundadır. Eğer söz konusu dalga herhangi bir A konumundan B konumuna gitmek için fiziksel bir dalga ortamına ihtiyaç duymuyor ise Doppler Etkisi hesaplamalarında sadece dalga kaynağının ve gözlemcinin birbirine göre birim zamandaki konumlarının değerlendirilmesi yeterlidir. Göreli doppler olayı değişikliği olduğu frekansa ışık kaynağının göreceli hareketine göredir ve, Göreli Doppler etkisi relativistik olmayan farklı Doppler etkisi denklemleri dahil olarak zaman genişlemesi etkisini özel görelilik ve referans noktası olarak yayılma ortamı dahil değildir. Lorentz simetri gözlenen frekanslar için toplam farkı anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Smith abağı</span> Grafik türü

Smith abağı veya Smith diyagramı, radyo ve mikrodalga frekanslarındaki iletim hatlarının tasarımı ve empedans eşlemesinde kullanılan bir grafiktir. Elektrik-elektronik ve haberleşme mühendisleri tarafından kullanılan bu abak Phillip H. Smith (1905–1987) tarafından icat edilmiştir. Smith abağı aynı anda empedans, admitans, yansıma ile saçılma katsayıları, kazanç konturu ve stabilite gibi çok sayıda parametreyi aynı anda gösterebilmektedir; bu yüksek frekans devreleri dışında mekanik titreşim analizinde de kullanılmasını sağlamıştır. Smith abağı genelde birim yarıçap içinde kullanılır; buna karşın abağın geri kalanı da elektronik osilatör ve stabilite analizinde kullanılmaktadır.

Trigonometride, trigonometrik özdeşlikler trigonometrik fonksiyonları içeren ve eşitliğin her iki tarafının da tanımlandığı değişkenlerin her değeri için doğru olan eşitliklerdir. Geometrik olarak, bunlar bir veya daha fazla açının belirli fonksiyonlarını içeren özdeşliklerdir. Bunlar üçgen özdeşliklerinden farklıdır, bunlar potansiyel olarak açıları içeren ama aynı zamanda kenar uzunluklarını veya bir üçgenin diğer uzunluklarını da içeren özdeşliklerdir.