Farz ya da “fariza”; Fıkıh bilginleri tarafından oluşturulmuş ve tanımlaması yapılmış olan bir İslâm dinî terimidir. Yine fıkıhçılar tarafından tanımlanan efâl-i mükellefînden sayılır. İslâmî anlayışta Allah'ın sözü sayılan Kur’an’da Müslümanlara yapılmasının açık bir şekilde emredildiği kurallar veya ibadetler olarak kabul edilir. Kur’an’da yapılması açık emir ve gereklilik ifade etmeyen fiiller ise vacip gibi başka kavramlar ile tanımlanır.

Namaz, İslâm'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde abdestle birlikte duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an'a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrâhim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.

Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.
Terâvih namazı, Kutsal Ramazan ayında her gece kılınan bir nafile namazdır.
Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

İslam'ın beş şartı, İslâm Dini'nin Ehl-i Sünnet ve Ca'feriyye mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ibadeti. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Şehâdet etmek dışındaki şartlar itîkâdî yani dininin inanç esaslarına dâir olmayıp, âmeli yani davranışsal, ibâdetsel şartlardır. Çoğu İslam âlimi dini inanç esaslarına dâir kurallar benimsendiğinde kişinin Müslüman kabul edileceğini, davranışsal ve ibâdetsel yönlerin en azından inanan olmak açısından bağlayıcı olmadığını öne sürmüşlerdir. Bazı İslam âlimleri ise imanın yani inancın ancak davranış ve ibadetlerle tamam olacağını bu nedenle şehadet getirip Müslüman olduğunu iddia eden kişinin ibadetlerini yerine getirmemesi halinde Müslüman kabul edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.
Vâcip, Efâl-i mükellefinden sayılan İslam dini terimi. Arapça kökenli bir sözcük olan vâcip, İslam'da yapılması gereklilik ifade eden eylemleri tanımlamak için kullanılır. Türkçede dini bir mana içermeden sadece "yapılması gereken" manasında da kullanılır.
Mekruh, İslam fıkıhında haram gibi kesin ve bağlayıcı olmamakla birlikte- yapılmaması istenen şeydir. Efâl-i mükellefindendir. Sözcük anlamı olarak "hoş görülmeyen, beğenilmeyen şey" manasına gelir.
Müstehap, "sevilen, beğenilen" anlamına gelen İslam dini terimi. Edeb ve mendub da denir. Efâl-i mükellefin'dendir.
Vitir namazı, İslâm dininde namaz ibadetinin bir türüdür.
Kerahat vakti, güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakte denir. İslam dinine göre kerahat vakitlerinde namaz kılınması mekruh'tur.

İftitah Tekbiri, namaza giriş tekbirine iftitah veya tahrime tekbiri denir. Bu tekbirin "Allahü Ekber" diye alınması, tekbir alacak kişinin, dilsizlik gibi bir engeli yoksa, kendisi işitecek kadar sesli alması, farz ve vâcip olan namazlarda bu tekbiri ayakta alacak kadar gücü olanların iftitah tekbirini ayakta almaları farzdır. İmama rükû'da yetişen bir kişi, iftitah tekbirini ayakta alır ve sonra rükû'a gider. Eğer iftitah tekbirini rükû'a giderken alırsa, namaza girmemiş olur ve o namazın iâdesi gerekir. İftitah tekbirini alırken avuç içinin kıbleye dönük olması gerekir.
Sübhaneke, İslam dininde, Sünni mezheplerde namazın başlangıcında, iftitah tekbirinden hemen sonra okunan dualardan biridir. Şia mezhebinde namazda okunmaz. Çünkü Şia inanışına göre Muhammed'den hadislerle aktarıldığı üzere namazda sadece Kur'an'da geçen sureler ve dualar okunur.
Bayram namazı, Ramazan Bayramı veya Kurban Bayramı'nın ilk günü Güneş'in doğmasından yaklaşık 50 dakika geçtikten sonra cemaatle birlikte kılınan namaz. Bayram namazı, Hanefi mezhebine göre vacip diğer mezheplere göre sünnettir.

Nafile (tatavvu) namazlar, herhangi bir yükümlülüğü olmadan, içten gelerek kılınan namazlardır. Beş vakit namaza bağlı olan sünnetler, ramazan geceleri kılınan teravih namazları, kuşluk namazları, gece namazları başlıca nafile namazlardır.
Müfsid (Arapça:مفسد), bir İslam dini terimi. Efâl-i mükellefin'dendir. Arapça fsd kökünden gelen müfsid "fesat sokan" sözcüğünden alıntıdır. Lügâtte bozucu veya fesad eden gibi mânâlara gelir. Müfsid kelimesi, İslam kelâmında imanı (inanç), İslam fıkıhında ise başlanmış bir ibâdeti bozarak geçersiz kılan durumlar için kullanılan bir terimdir. Yani müfsid İslam'da meşru olan bir akideyi veya başlanmış olan bir ibadeti bozan şeylerdir. Örneğin; İmanı ve namazı, nikâhı ve haccı, zekatı, alış ve satışı bozmak gibi. Mesela, Allah'a ve kitaba sövmek küfür olup, imanı bozar. Namazda gülmek, abdesti ve namazı bozar. Oruçlu iken bilerek yemek, içmek orucu bozar. Müfsid, kasıtlı olarak yapıldığında ibâdeti bozduğundan ibâdetin tekrarlanmasını gerektirir. Müfsidin özürsüz, bilerek yapılması günâhtır. Hatâ ile yanlışlıkla meydana gelmesinde ise günâh ve azap olmadığı gibi ibadet de bozulmaz. Örneğin oruçluyken bilmeden, unutarak yiyip içmek; namaz içinde kendini alamayıp gülmek gibi.
Efâl-i mükellefin, mükellefiyet çağı olarak tanımlanan buluğ'a eren her akıllı Müslümanın yapabileceği fiillerle ilgili dini etiketleme veya sınıflama ifade eden bir terimdir. Etiketler 8'e ayrılır. Bu 8 sınıftan ilk 5'i yapılması; son 3'ü ise yapılmaması istenen eylemlerdir.

Sabah namazı , beş farz namazdan biridir. Şafak başlangıcından gün doğumu gerçekleşene kadar kılınabilir.
Öğle Namazı Güneş tam ortadan geçtikten sonra kılınan bir farz namazdır.
Akşam namazı, Müslümanlar tarafından her gün güneşin batışından sonra kılınan beş vakit namazdan biridir. İslam dininde günün ilk namazı sayılır.