
Hinduizm, çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır. Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.

Zerdüşt, Zerdüştlük olarak bilinen dinin kurucusu kabul edilen Antik İranlı düşünürdür. Bilgelik tanrısı Ahura Mazda'nın kendisine göründüğünü ve ondan doğruluğu yaymak görevini aldığını iddia eden Zerdüşt, Ahura Mazda'nın en büyük tanrı olduğunu, öteki birçok tanrı arasında, yalnız ona tapmak gerektiğini savundu. Antik İran'ın doğusunda doğduğuna dair genel bir düşünce hakimdir. Zerdüşt'ün Avesta'da toplanan ve Zerdüştlük ile ilgili günümüze ulaşan tek belge olan kutsal Gatalar ve Yasna Haptanghaiti ilahilerinin yazarı olduğuna inanılır. Günümüzde Hindistan'daki yandaşlarına, Parsi adı verilir.

İsis, Osiris'in, Seth ve Nephthys'in kardeşidir, Nut ve Geb'in kızları ve çocuk Horus'un annesidir. Bazı kaynaklara göre Anubis de İsis ile Osiris'in oğludur.

İlahi, Allah'ı veya çeşitli kutsal kişi ya da varlıkları övmek amacıyla bestelenen sözlü dinî şarkılar. İlahi kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve "Ey Tanrım!" anlamına gelmektedir.

Vedalar, Aryan din edebiyatının tamamını içine alan bir terimdir. Hinduizm dinine inananlar için kutsaldırlar ve yine bu dine inananlar için açığa çıkmış bilgidirler. Veda kelimesi bilgi manasına gelir ve İngilizce farkında olmak manasına gelen wit sözcüğüyle aynı kökene sahiptir.
Kutsal metin, herhangi bir din veya mezhepte kutsal kabul edilen ve genellikle merkezî bir önemi haiz olan yazı.
Avesta, eski Orta Doğu inancı olan Zerdüştlüğün kutsal kitabıdır. Bu inancın kurucusu Zerdüşt'ün yazdığı Gatalar denen dörtlükler Avesta'da toplanır. Avesta, Zerdüşt'ün neye inandığını ve Zerdüştlüğün temellerini anlatan tek belgedir. Avesta dili artık konuşulmayan bir Hint-İran dilidir ve diğer Hint-İran dilleriyle benzerlikler taşır. Günümüzde Zerdüştlüğü benimseyen az sayıda Fars bulunmaktadır.

Zerdüştçülük, Zerdüştîlik ya da Mecûsîlik, günümüzden 3.500 yıl önce Zerdüşt tarafından İran'da kurulan, yaklaşık M.Ö. 6. yüzyıldan M.S. 7. yüzyıla kadar Pers, Med ve Sasani İmparatorluğu’nun dini olan, içerisinde düalist ve eskatolojik inanışın ilk örneklerini barındıran, dünyanın en eski tek tanrıcı vahiy dini. Bu dine inananlar Zerdüştçü, Mazdaist ve Zerdüştî olarak adlandırılıyor olup bedenen öldükten sonra dirilip Ahura Mazda'nın huzuruna çıkacaklarına ve orada sorgulanacaklarına inanırlar. Zamanla Zerdüştlüğün Zurvanizm gibi alt dalları ortaya çıkmıştır. Zurvanizm inancı, Zurvan olarak bilinen zaman ve kader tanrısını baş tanrı konumuna yükseltmiştir.

Böyle Buyurdu Zerdüşt: Herkes ve Hiçbiri için Bir Kitap, Friedrich Nietzsche tarafından kaleme alınmış bir kitaptır (1883–1885). Kitabı belirli bir kategori içerisinde tanımlamak genelde zor olmuştur: Bir edebiyat eseri ve aynı zamanda felsefi bir çalışmadır. Nietzsche kendisi kitabı "yazılmış en derin" eser olarak tanımlamıştır. Eser, birçok farklı konu ve tarz barındırmaktadır. Nietzsche'nin felsefi görüşleri açısından önemli bir yer tutan kitap, birçok eleştiriye maruz kalmıştır.
Gürcü alfabesi, Güney Kafkas dillerinin, özellikle Gürcücenin yazımında kullanılan alfabedir. 1940'larda Osetçe ve 1937-1954 arasında Abhazcanın yazımında da kullanılmıştır. Gürcü alfabesi Dağıstan'da Avarlar tarafından da yüzyıllarca Avar dilini yazmak için kullanılmıştır. Avarlar Gürcü krallıkları ile Alazan vadisi yüzünden çatışmaya başlayınca Gürcü alfabesi, 16. yüzyıldan itibaren yerini Avar dili için düzenlenmiş Arap harflerinden oluşan Ajam alfabesine bıraktı.

Gagavuzca veya Gagauzca, çoğunluğu Moldova'daki Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi'nde yaşayan Gagavuzların konuştuğu Batı Oğuz grubuna bağlı bir Türk dili. Gagavuzca, Balkan Gagavuzcasından bir dereceye kadar farklı bir dildir. Kimi Türkologlar ise Gagavuzca'yı ayrı bir dil veya lehçe saymayarak Türkiye Türkçesinin Rumeli ağızlarına dahil etmişlerdir. Yaklaşık 300.000 kişi tarafından konuşulur.

Avestaca, Zentçe veya Zendce, İran'ın en eski dillerinden biri. Zerdüşt'ün kitabı Avrupa'da Anquetil Duperron'dan beri -yanlış olarak- «Zent Avesta»dır. Zent yorum demektir. Hintçeyle birlikte Farsça, Ari dilleri grubunu oluşturur ve Hint-Avrupa dil ailesinin Hint kolunda yer alır. Soğdca da arkaik bir İran dilidir. Medler ve Persler, Arya denilen kavimleri oluşturmaktaydı ve muhtemelen müşterek bir Avesta dili konuşuyorlardı. Orta Farsçaya ise Pehlevice denir yılları arasında konuşulan bu dil Sasanilerin resmî diliydi. MS 900'lü yıllara kadar Pehlevice konuşuldu ve yazıldı. Bu yıllarda İranlılar Müslüman oldular. Arapçanın etkisiyle gelişimini sürdüren Pehlevice biraz daha değişerek yerini Çağdaş Farsçaya bıraktı.

Om, Hinduizm ve çoğu Hindistan'a özgü inanç sistemlerinde dinsel ya da mistik etkisi olduğuna inanılan sözcüklerin (mantra) en kutsalı sayılan hece. Sanskrit dilinde birlikte o sesini veren a ve u ünlüleriyle m sesinden oluşur. Bu üç ses yeryüzü, gökyüzü ve gök katlarından oluşan üç dünyayı; Brahma, Vişnu ve Şiva'dan oluşan üç büyük Hindu tanrısını; Rig, Yacur ve Sama adlı üç kutsal veda metnini simgeler. Böylece Om hecesi gizemli biçimde bütün evrenin özünü temsil eder. Hindu ayinlerinde dua, ilahi ve meditasyonların başında ve sonunda söylenir. Belli bir kurala bağlı olmaksızın Budacı ve Caynacı ayinlerinde de kullanılır. Om hecesinin yazılı biçimi, 6. yy.dan sonraki yazma ve yazıt metinlerinin başını belirtmek için kullanılmıştır.
Sic, "böyle" veya "bu şekilde" ve uzun hali ile "böylece yazılmış" anlamına gelen Latince bir sözcük. Yazımda genellikle köşeli parantez içinde eğik yazı ile [sic] şeklinde gösterilir ve kendisinden önce gelen kelimenin, deyimin ya da imlâ işaretinin okunan metinde hatalı yazılmadığını; orijinal metne sadık kalındığını belirtir.

Ateşgah, dünyadaki 3 Zerdüşt tapınağından biridir. Azerbaycan topraklarında, Abşeron Yarımadası'nda, Bakü şehrinden 30 km uzakta, Surahanı ilçesindeki Surahanı köyü yakınlarında bulunan, çeşitli dönemlerde Zerdüştler, Hinduistler ve Sihler tarafından ibadetgâh olarak kullanılmış bir ateş tapınağıdır. XVII–XVIII yüzyıllarda doğal gaz çıkışı olan sönmez ateşlerin bulunduğu yerde inşa edilen tapınağın adı "Ateş Evi" veya "Ateş Yeri" anlamına gelmektedir. "Ateşgah" sözcüğü ateş mabedi anlamına gelir. 16-18. yüzyılda doğal gazın çıktığı, bir zamanlar ebedi sönmez ateşlerin yandığına inanılan bir ateş mabedidir. Mabedin en erken yapısı 1713 yılına aittir. Merkezi secdegahı ise 1810 yılında tacir olan Kançanagaran tarafından yaptırılmıştır.
Eski Uygurca veya Eski Uygur Türkçesi, 9. yüzyıl ila 14. yüzyıl aralığında çeşitli devletlerde konuşulmuş ve yazılmış olan, Türki diller ailesinin Sibirya koluna mensup bir dil. Eski Türkçenin Göktürkçeden sonraki ikinci bölümünü oluşturmuştur.
Visperad Zerdüştlük dininin kutsal kitabı olan Avesta'nın dördüncü bölümünün adı. Visperad, kereti adı verilen 24 bölüme ayrılır ve ek dualar, övgüler ve Ahura Mazda'ya, diğer kutsal varlıklara saygı adakları ve özel törenlerde okunan metinlerden ve dini şarkılardan oluşur.

İyinin ve Kötünün Ötesinde: Gelecekteki bir Felsefeye Giriş, Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından yazılmış, 1886 yılında yayınlanmış kitaptır. Nietzsche, fikirlerini bu kitap ile daha geniş bir şekilde ele almış, Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabından daha eleştirel bir dil kullanmıştır.
İran dinleri, Antik İran'da ortaya çıkan dinlerdir.

İran felsefesi veya Fars felsefesi, Doğu felsefesinin bir parçası olup, oldukça zengin ve eski bir tarihe sahiptir. İran felsefesi'nin kökeni eski İran'da Hint-İran kökleriyle ortaya çıkan ve Zerdüşt öğretilerinden büyük ölçüde etkilenen, felsefi gelenek ve düşünceler zamanına kadar uzanmaktadır. Pers bölgesinde bağımsız felsefi düşüncenin ortaya çıkışını, M.Ö. 1500’ler de Avesta metinleri aracılığı ile tarihleyen Hint-İranlılar’dan öğrenmekteyiz. Zerdüşt'ün görüşlerinin, Yahudilik ve Orta Platonizm dönemi fikirleri aracılığıyla, Batı Avrupa kültürlerini de etkilediğini görmekteyiz.