
Sfenks, kafası koç, kuş veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan biçimini alan heykel. İlk önce Antik Mısır'da rastlanan Sfenks, antik Yunan mitolojisinde büyük kültürel önem taşımıştır ve ismini buradan almıştır. Sözcüğün Mısırca’daki orijinal biçimi kepes ankh ya da “yaşayan heykel” anlamında şeşep (sheshep) ankh'tır. Sfenkslerin en tanınmışı Büyük Gize Sfenksi'dir.

Canavar; mitolojilerde, masallarda ve efsanelerde bahsedilen vahşi hayvan, olağanüstü, yırtıcı canlı. Türk kültüründe Guyuk (Güyük) veya Azman olarak da bahsedilir. Değişik biçimlerde tasvir edilir. Çoğu zaman her tür sıra dışı ve yırtıcı varlığı ifade etmekte kullanılır. Azerbaycan Türkçesinde canavar sözcüğünün yırtıcı hayvan manası daralarak, doğrudan "kurt" anlamını taşır hale gelmiştir.

Şahmeran ya da Şahmaran, Türk-İran-Irak-Kürt ve Anadolu mitolojilerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık.
Yek, Türk ve Altay halk inancında İblis. Yeg veya Yiğ olarak da bilinir. İnsanoğlunu yoldan çıkaran ve kötülüğün simgesi olan varlık. Tanrı'ya isyan etmiştir. Kısa boylu ve güçlü bir varlıktır. Alemin karanlık güçlerini temsil eder. Yerin altında yaşar. Yaka adlı kötü ruh ile de bağlantılıdır. Çak denilen yine Şeytan anlamını içeren sözcük ile de ilişkili görünmektedir. ayrıca bu sözcükle bağlantılı hastalık adları vardır. Yiğ verem, Yiğnik ise dizanteri demektir. Bulgar kültüründe Yaga adlı bir cadı figürü vardır. 'Kötü ruh, şeytanın yarattığı hastalık, zarar verme' gibi anlamları da vardır. Başka sözlüklerde 'ig' ve 'iklig' biçiminde geçen ve hastalık anlamı da bulunur. Maniheizm'de yine şeytan anlamında kullanılmıştır.

Griffon veya griffin, genellikle aslan vücutlu, kartal kanatlı ve kafalı mitolojik yaratıktır. Farklı betimlemelerinde hayvanın dört ayağı da aslan ayağı, yalnız arka ayakları aslan ayağı veya tüm ayakları kartal ayağı olabilir. Antik Yunancada "kıvrılmış", "kırık" anlamındaki "grýps veya gryphos" sözcüklerinden türediği düşünülür. Latinceye "grýphus" şeklinde geçmiştir. Grifonlar göğü, tan ağarışını, ilim, irfan ve kuvvet gibi kavramları ifade eder.
Tepegöz, Türk mitolojisinde de adı geçen tek gözlü devdir. Değişik Türk dillerinde Tübegöz, Töbököz, Töpekös olarak da söylenir.

Arçura - Türk ve Çuvaş mitolojisinde Orman İyesi. Arçuray olarak da söylenir.
Şürele, Türk mitolojisinde ve halk kültüründe bir orman ruhu yani bir iye ya da cindir. Değişik şivelerde Şüreli, Şurala, Çurala, Çürele olarak da bilinir. Şürele Kayum Nasıri tarafından bilim, Abdullah Tukay’ın yazdığı bir şiirle de edebiyat dünyasına tanıtılmıştır. Tataristan’da Şürele hakkındaki efsanelerin büyük bir kısmı derlenmiş ve hakkında birçok çalışma yapılmıştır. Türkiye’de ise Mustafa Öner’in, Abdullah Tukay’ın Şürele adlı şiiri hakkında bir makalesi mevcuttur.

İye - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde koruyucu ruh. Değişik Türk dillerinde Yiye, Eğe, İçi, Is, Ez şeklinde de söylenir. Moğolcada Ezen, Ejen, Eçen, Edin olarak bilinir. Genel ve özel olmak üzere iki anlamı vardır.
- Genel Anlam: Sahip. Koruyucu. Bir şeyin maliki.
- Özel Anlam: Bir şeyin koruyucu ruhu. Bir varlığın içindeki gizli güç.
Arboğa - Türk mitolojisinde yarı insan, yarı boğa olan yaratık. “Yarboğa” veya "Erboğa" bazen de Arbuğa olarak adlandırılır. Dişi olanları için “Işboğa” denilir. Boğa ve Buğu sözcüğü pek çok Türk lehçesinde Geyik anlamında da kullanılır, bu nedenle bazen yarı insan yarı geyik olarak görülebilir. Yarı insan ve yarı hayvan olan varlıklara dünyada pek çok kültürde rastlanır. Kimilerinde alt kısım hayvan, belden yukarısı insandır, bazılarında ise kafa, hayvan başı biçimindeyken alt taraf insan şeklindedir. Türk mitolojisine Yunan kültürünün etkisiyle girmiş olması muhtemeldir.
Bayçura, Türk ve Tatar mitolojisinde kiler cini, Biçura olarak da bilinir. Evlerde ve bodrumlarda yaşar. Kadın kılığına girer. Kırmızı giysili olarak betimlenirler. Genelde evde, ocağın arkasında veya kilerde veya çatı altında yaşar. Hiç çekinmeden gürültü patırtı yapar. "Küves" denen içkiyi çok sever. Tatar Türklerinde, “Ocak başında Bıçura belini boğmuş oturur.” şeklindeki bilmecenin yanıtı Küves Fıçısı'dır. Yemeğe çok düşkündür. İnsanların yiyip bitiremediği bütün yemeği o yer. Kızdığı zaman tabakları kırar ve yemeği de döküp evi uzun süre için terk eder. Biçura, çok pis bir yaratık olarak da bilinir, temiz yerlerden nefret eder. Bu yüzden ondan kurtulmak için ilk şart evi temiz tutmaktır. Aniden bağırır, güler, oynar, şaka yapar, uyuyan insanı yatağından alıp başka yere taşır. Çoğu zaman evdeki eşyaların yerini de değiştirir veya gizler. En sevdiği eşyalar, anahtar, iğne, bıçak, makastır. Geceleyin kilitlenen kapıları açar veya tersine açık kapıyı kilitler. Bazen yangın çıkarır. Uzun süre ocak yapılmayan evleri severmiş. Bu yüzden Tatar Türkleri, yeni ev yapar yapmaz her şeyden önce ocağını yaparlar.

Ekin İyesi - Türk ve Tatar mitolojilerinde ekinin koruyucu ruhu. Arış İyesi de denir. Çavdar İyesi, Arpa İyesi, Buğday İyesi, Yulaf İyesi, Yonca İyesi, Ot İyesi, Çayır İyesi, Çimen İyesi gibi türleri vardır. Hatta hasat sonrası biçilmiş ot ve ekinler için Kes İyesi, Saman İyesi gibi iyeler de mevcuttur. Ayrıca dirgen, tırmık, yaba, döven, kosa, orak, bel, kürek, kazma gibi tarım araçlarının her birinin dahi iyeleri olduğu düşünülür. Zayıf kalmış ekinlerin bulunduğu yerlere Ekin Anasının ayak izleri denir. Ekin Anası ekinlerde yangın çıktığında ters tarafa üfleyerek söndürür, ekinlerin içinde yuvarlanmayı sever. Bir demet ekin onun için biçilmeden bırakılır ve buna bırakılan ekin demetine Kır Sakalı denir.
Su Ana - Türk, Tatar ve Altay mitolojilerinde Su Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Suv Ana olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Ece olarak adlandırırlar.
Su Ata - Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde Su Tanrısı. Değişik Türk dillerinde Suv Ata olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Etseg olarak adlandırırlar.
Yılan Ana – Türk ve Altay mitolojisinde Yılan Tanrıça. Çılan Ana da denir. Yılanların kendisinden türediği efsanevi yaratık.
Yılan Ata – Türk ve Altay mitolojisinde Yılan Tanrı. Çılan Ata da denir. Yılanların kendisinden türediği efsanevi yaratık.

Ev İyesi – Türk halk kültüründe evin koruyucu ruhu. Üy İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da tanınır. Moğollar Ger (Ker) Ezen derler.
Diren - Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde Şeytan Piri. Tiren de denir. Şeytani İnsan. Kur'an’daki “Şeytan Evliyası” tabiri ile benzerlik gösterir. İnsanların her tür isteklerini yerine getiren kötücül ruhlara da bu ad verilir. Fakat bu ruhun karşısındaki insan o kadar kötüdür ki, onun tarafından kandırılır. İşte bu kişilere Diren denilir. Eren kavramının karşıtı olarak algılanır.

Tarla İyesi – Türk, Tatar ve Altay halk inancında Tarla Ruhu. Tarıg İyesi veya Tala (Tele) İyesi olarak da bilinir. Eşanlamlı olarak Basu İyesi veya Etiz İyesi ifadeleri de kullanılır. “Tarla Bekçisi” olarak da adlandırılır. Tarlanın koruyucu ruhudur. Kır saçlı bir kocakarıdır ve Uruk adlı bir ağaçta oturur. Uzun kollu olduğu için göğe uzanıp bulutları sıkarak yağmur yağdırır. Bu yüzden komşu tarlaların iyeleri arasında kavga çıkar.
Ker – Türk ve Altay mitolojilerinde kötü varlık anlamına gelen genel bir kavramdır. Ger olarak da söylenir.