Yarhisar (muhrip)
Tarihçe | |
---|---|
Osmanlı İmparatorluğu | |
Adı | Yarhisar |
Adının geldiği yer/kişi | Yarhisar |
Sipariş | 1906 |
İnşa eden | SA Chantiers et Ateliers de la Gironde, Bordeaux |
Kızağa konuluşu | 1906 |
Denize indirilişi | 1907 |
Görevlendirme | 1907, İstanbul |
Akıbet | 3 Aralık 1915'te Yalova açıklarında Birleşik Krallık'ın E11 denizaltısı tarafından batırıldı |
Genel karakteristik | |
Sınıf ve tipi | Samsun sınıfı |
Deplasman | 284 t |
Uzunluk | 58,2 m LoA, 56,3 m LPP |
Genişlik | 6,3 m |
Su çekimi | 2,8 m |
İtme gücü | 2 adet SACAG üçlü genleşmeli buhar motoru 2 Normand SACAG kazan 5,950 indike beygir gücü |
Hız | 1907'de 28 knot, 1912'de 20 knot, 1915'te 17 knot |
Menzil | 60 ton kömür |
Kişi kapasitesi | 1907: 7 subay, 60 denizci 1915: 74 Türk, 17 Alman |
Silah donanımı |
|
Yarhisar, Osmanlı Devleti'nde Donanma Cemiyeti tarafından 1907 yılında Fransa'dan satın alınan, Durandal sınıfı temel alınarak tasarlanmış dört Samsun sınıfı muhripten biridir. 1907'de Osmanlı donanmasına katılan muhrip, 1911-1912'de gerçekleşen Trablusgarp Savaşı'nda Osmanlı filosunun geri kalanı gibi İtalyanlarla aktif bir çatışmada yer almadı. 1912-1913'te Balkan Savaşları esnasında Varna Deniz Muharebesi, İmroz Deniz Muharebesi ve Mondros Deniz Muharebesi gibi tüm önemli çatışmalarda yer aldı, ayrıca devriye görevlerinde bulundu. I. Dünya Savaşı'nda özellikle Marmara Denizi'nde eskort ve önleme görevlerinde yer aldı. Marmara'ya giren Müttefik Devletler denizaltılarıyla birçok çatışmaya girdi. 3 Aralık 1915'te tarihinde Yalova açıklarında Birleşik Krallık'ın E11 denizaltısı tarafından torpidolanarak batırıldı. Bu olayda 7 subay ve 33 er öldü. Birleşik Krallık denizaltısı geminin kalan mürettebatını denizden alarak bir Osmanlı yelkenlisine teslim etti.
Tasarım
SA Chantiers et Ateliers de la Gironde tarafından Bordeaux'da inşa edilen[1] Yarhisar dikler arasında 56,3 metre, tam boyda ise 58,2 metre uzunluğundaydı. 6,3 metre genişliğindeki geminin su çekimi 2,8 metreydi. Gövdesi çelikten yapılmıştı. Geminin deplasmanı 284 tondu. 1907'de inşa edildiği haliyle 7 subay ve 60 bahriyeliden oluşan mürettebatı, I. Dünya Savaşı esnasında 1915 itibarıyla 74 Türk ve 17 Almandan oluşuyordu.[2]
Gemi gücünü SA Chantiers et Ateliers de la Gironde yapımı iki su borulu kazanın buharla beslediği iki adet dikey üçlü genleşmeli buhar motorundan alıyordu. Motorlar 5.950 indike beygir gücüne sahipti ve gemiyi 1907'de saatte 28 deniz mili hıza ulaştırabiliyordu. Geminin hızı 1912'de 20 deniz mili, 1915'te ise 17 deniz miline düşmüştü. Gemi 60 ton kömür taşıyabiliyordu.[2][3]
Gemi inşa edildiği haliyle 1 adet 65 mm L/50 seri ateşli Creusot top ve 300 mermi, 6 adet 47 mm L/50 seri ateşli Creusot top ve 1.200 mermi ile 2 adet 450 mm torpido tüpü ve 6 torpido taşıyordu.[2]
Satın alınma ve inşa
20. yüzyılın başında gerçekleşen Osmanlı donanmasının güçlendirilmesi programı sırasında, Alman Krupp'tan 1904'te çok miktarda top, mühimmat ve malzeme sipariş edilmişti. Osmanlı hükûmeti diplomatik ve finansal denge sağlamak için daha sonraki siparişlerini Fransa'ya vermeyi kararlaştırdı. Bu amaçla donanmanın ihtiyaçlarını karşılamak için Schneider-Creusot'dan dört adet Sivrihisar sınıfı torpido botu siparişi verildi. Bu küçük siparişin Fransızlar açısından yeterli gelmemesi üzerine 200 tonluk Refahiye sınıfı gambotlar ve 420 tonluk Marmaris sipariş edildi. 1906'daki görüşmeler esnasında Fransızlar, Osmanlı hükûmetini dört muhrip daha satın almaya ikna etti; bu muhriplerin siparişi 22 Ocak 1906'da verildi. Fransız Durandal sınıfını temel alan bu muhriplerden Yarhisar, Samsun ve Basra Ateliers de la Gironde, Taşoz ise Scheider et Cie tarafından inşa edildi.[4]
Hizmet geçmişi
1907'de Osmanlı donanmasına katılan Yarhisar, Mayıs 1909'da İstanbul'daki Birleşik Krallık donanma görevinin komutanı Amiral Douglas Gamble'ın reform programının bir parçası olan eğitimlerde yer aldı. Bu eğitimde amiral gemisi Mesudiye, Asar-ı Tevfik ve Mecidiye Büyükada ile Maltepe arasında konumlanmış, Peyk-i Şevket, Berk-i Satvet, Yarhisar ve Samsun ise Prens Adaları arasındaki geçişleri korumaktaydı. Draç, Musul, Kütahya, Alpagot, Hamidiye, Demirhisar ve Sivrihisar torpido botları Sivriada'dan yola çıkarak filoya katıldı ve daha büyük gemilere karşı torpido saldırısı eğitimi yaptı. Birleşik Krallık temsilcileri, tatbikatı Tirimüjgan'dan gözlemledi. Tatbikat her ne kadar gerçekçi savaş şartlarında olmasa da Osmanlı donanmasının yirmi yıldan beri yaptığı ilk donanma tatbikatıydı. Tatbikatın sonunda tüm gemiler Sarayburnu açığında bekleyen saltanat yatı Ertuğrul'un önünden geçiş yaptı.[5]
Trablusgarp Savaşı
Trablusgarp Savaşı öncesinde Yarhisar, filonun önemli bir kısmı ile birlikte Akdeniz'de sancak gösterme ve eğitim gezisindeydi. Temmuz ayından itibaren manevra ve eğitimler yapan filo, artan siyasi gerilime rağmen yıllık Beyrut ziyareti görevine çıkmıştı.[6] Albay Tahir (Burak) komutasında iki zırhlı, iki kruvazör, sekiz muhrip ve bir onarım gemisinden oluşan[7] filo, 6 Temmuz 1911'de İstanbul'dan ayrılarak Beyrut'a kadar sayretmiş, bu esnada Midilli, Ayvalık, İzmir, Antalya, İskenderun ve Lazkiye gibi önemli limanlara uğramıştı. Filo dönüş esnasında 2 Ekim'de Sakız Adası'na vardığında, İstanbul'dan gönderilen İzzettin yatının getirdiği haber ile savaşın başladığını öğrenmiş ve donanmanın Marmara'ya dönmesi emrini almıştı.[8] 5 Ekim'de İstanbul'a varan Yarhisar ve diğer gemiler buradaki tamir, bakım ve hazırlıklarını tamamladı. 16 Ekim 1911'de Yarhisar, Osmanlı filosunun geri kalanı ile birlikte Nara Burnu'na demirledi.[9][6] Savaş boyunca İtalyan gemileriyle doğrudan çatışmaya girmedi.[6]
Balkan Savaşları
Yarhisar, Birinci Balkan Savaşı başlangıcında, 16 Ekim 1912'de tersanede onarımdaydı.[10] 29 Ekim'de Mecidiye ile Varna'ya bir harekâta çıkmışlardı, ancak seyir esnasında Midye'ye asker sevkiyatını korumakla görevlendirildiler. Yarhisar ertesi gün görevini Numune-i Hamiyet'e devrederek Mecidiye ile Varna'ya gitti.[11]
Kasım ayı başında donanma, Lüleburgaz Muharebesi ardından geri çekilmekte olan Osmanlı ordusuna destek vermekle görevlendirildi. 3 Kasım'da Barbaros Hayreddin ve Numune-i Hamiyet ile Silivri'ye yol aldı. Ertesi gün tek başına Tekirdağ'a gitti, 7 Kasım'da Silivri'ye döndü. Ordunun çekilmesi 8 Kasım'da sona erdi.[12]
21 Kasım 1912'de gerçekleşen Varna Deniz Muharebesi'nde yer aldı. Bulgarların cephane yüklü Osmanlı ticaret gemilerine saldırmasını önleme ve mümkün olursa Bulgar torpido botlarını imha etme göreviyle Varna'ya gönderilen Osmanlı kuvveti Hamidiye, Basra ve Yarhisar'dan oluşuyordu; ancak Basra muhribinin arızalanması sebebiyle yerini Berkefşan torpido botu aldı.[13][14][15] Gemiler 20 Kasım sabah saat 09.00'da Karadeniz'e açıldı. Arızalanan Berkefşan onarımının ardından saat 13.00'te bu iki gemiye katıldı.[16][17] Saat 16.50'de Hamidiye'de yapılan toplantıda Yarhisar'a Varna'nın 8 mil güneyinde, Berkefşan'a ise 8 mil kuzeyinde pozisyon almasını, Bulgar torpido botlarının limana giriş-çıkışını gözlemlemesini ve torpido botlara hücum etmesini emretti.[18] Düşmanı gören gemi hiçbir sebeple görev yerini terk etmeyecek,[19] Hamidiye'ye kırmızı veri atarak rapor verecekti.[18][19] Toplantının ardından gemiler 17.50'de Varna'ya doğru hareket etti ve saat 20.00'de dağılarak görev bölgelerine doğru yola çıktı.[19] Yarhisar 21.30'da, Berkefşan 00.00'da yerini almıştı. Hamidiye de Varna'ya doğru seyrediyordu.[20] Bu esnada dört Bulgar torpido botu Varna Limanı dışında, saat 22.20'den beri toplu şekilde devriyedeydi.[20] Saat 00.40'ta Bulgar torpido botları ile Hamidiye arasında başlayan çatışmada Hamidiye isabet aldı. Bu esnada kuzeyindeki çatışmadaki topçu atışlarını gören Yarhisar, aldığı emirlere sadık kalarak 05.30'a dek görev bölgesinde kaldı, daha sonra Hamidiye'nin yardımına gitti.[21][22] Hamidiye aldığı hasara rağmen mürettebatın başarılı çalışması sayesinde batmadı,[23] ancak Varna'yı gözetlemeye devam edemeyek durumdaydı ve İstanbul'a dönmeye karar verdi, Yarhisar ve Berkefşan'ın görev için yetersiz kalacağı düşüncesiyle Berk-i Satvet muhribini bölgeye çağırdı. Berk-i Satvet bu mesaj üzerine Köstence'deki görevini terk edip hemen yola çıktı.[23][24] Berkefşan ve Berk-i Satvet sabaha dek burun önünde devriye gezdi.[25] Yarhisar 21 Kasım 08.00'de randevu noktasına geldiğinde Hamidiye ve Berkefşan'ı bulamadı, gemi komutanı Varna'yı gözetlemeye karar verdi. Şehre dört mil mesafeden dört geçiş yaptı; kıyıdan veya Bulgar torpido botlarından ateşe maruz kalmadı. Çıkan fırtına sebebiyle saat 17.00'de İstanbul'a doğru yola çıktı.[26][25] Bu esnada Berk-i Satvet komutanı da Varna'yı gözetleme görevi bittiği düşüncesiyle Köstence'ye doğru yola çıktı ve Berkefşan'ı İstanbul'a gönderdi.[25]
Yarhisar, 16 Aralık'ta İmroz Deniz Muharebesi'nde Yarbay Hakkı Eşref komutasındaki 2. Muhrip Tümeni'nde yer aldı. Saat 07.05'te hareket eden tümen, ana filoyu takip etmeyerek Çanakkale Boğazı girişinde kaldı ve doğrudan çatışmaya girmedi.[27]
İmroz Muharebesi'nin sonrasında Osmanlı donanması, Bozcaada'ya yapılacak bir çıkarma planlamıştı. Aralarında Yarhisar'ın da yer aldığı muhripler ve kruvazörlerden oluşan bir kuvvetle Çanakkale Boğazı dışına çıkılacak, bu kuvvetler Bozcaada'nın kuzey ve güneyinde düşman güçleriyle çatışacak, bu esnada Plevne vapuru ise kara birliklerini Bozcaada kasabasına çıkartacaktı. Harekât 4 Ocak sabahı başladı; donanma boğazdan dışarı çıkarak Yunan güçlerini gözlemledi. Ancak kara birlikleri henüz intikallerini tamamlayamadıkları için Plevne vapuruna binmemişlerdi, donanma komutanının bu gecikmeden haberi olmamıştı. Donanma saat 06.00'da hareket etti; 07.31'de Yunan muhripleriyle karşılaştılar. Yunan muhripleri top menzili dışında kalarak Osmanlı gücünü ana Yunan kuvveti üzerine çekmeye çalıştı, Osmanlı gemileri ise Yunanları takip etmeyerek Bozcaada çevresinde yerlerini aldılar. Birinci Muhrip Tümeni Tavşan Adası'nın batısında, Yarhisar'ın bağlı bulunduğu İkinci Muhrip Tümeni ise doğusunda pozisyon aldı. Mecidiye ve Berk-i Satvet adanın kuzeyi, Hamidiye ise güneyini korumak üzere pozisyon aldı. Bu esnada adaya kara birliklerini getirecek olan Plevne vapuru hala hazır değildi; bu haberi alan Hamidiye komutanı 1. ve 2. muhrip tümenlerine Çanakkale'ye geri dönme emri verdi. Bu esnada Donanma Komutan Vekili Albay Ramiz komutasındaki 3. muhrip tümeni ve zırhlılar da hareket etti; muhripler denizaltı emniyeti alırken zırhlılar Bozcaada'ya seyre başladı. Geri dönmekte olan 1. ve 2. muhrip tümenleri zırhlılara katıldı. Ana kuvvet saat 11.30'da Tavşan Adaları istikametinde 11 Yunan muhribini gördü; iki kruvazör hattan ayrılarak hücuma geçince Yunan muhripleri geri dönerek uzaklaştı. Taraflar arasındaki muharebe 11.35'ten 12.30'a dek devam etti, donanma komutanı bu saatte geri dönüş emri verdi. Gemiler 15.27'de Nara'ya demirlediler. Kara birliğinin Plevne vapuruna yüklenememesi sebebiyle harekât başarısız oldu.[28]
Ocak 1913'te Mondros Limanı'ndaki Yunan kuvvetlerini ablukaya almak ve limana hapsetmek için bir harekât planlanmaya başlandı. 11 Ocak'ta Hamidiye, Mecidiye, Basra ve Yarhisar'ın da bulunduğu filo bölgeye vararak ikmale başladı, ertesi akşam bu dört gemi harekâta hazırdı, Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis de bölgedeydi. 13 Ocak'ta Barbarosvta yapılan harp meclisinde planlar hazırlandı. 14 Ocak'ta ilk şaşırtma operasyonu başladı. Hamidiye, Yarhisar ve Basra kendilerini İmroz'da gözetleme yapan Yunan kuvvetlerine gösterdikten sonra Dardanos sahili yakınına demirledi. Hamidiye güvertesine yığılmış yanmaya hazır maddeleri ateşe vererek kara duman içinde kaldı; ardından telsizden Barbaros'a gemiden bir yangın çıktığı ve yaralılar olduğunu raporladı, ardından Erenköy sahilinde Mecidiye''nin yanına demirledi. Bu şaşırtma harekâtı ile Yunan muhripleri aldatıldı. Hamidiye daha sonra gece karanlığında boğazın karşı yakasına geçti. Hamidiye bu şaşırtmanın ardından 15 Ocak'ta gizlice akın harekatına başladı.[29]
18 Ocak sabahı Osmanlı filosu yeniden harekâta başladı. Mondros Deniz Muharebesi olarak anılacak bu muharebe öncesinde Osmanlı donanmasından üç zırhlı, iki kruvazör ve aralarında Yarhisar'ın da olduğu altı muhrip ile destek gemileri sabah 07.15'te seyre başladı. Yunan kuvveti de 09.10'da Mondros'tan demir aldı ve denize açıldı. 11.35'te kuvvetler arasında çatışma başladı. Osmanlı zırhlılarının aldığı isabetler sebebiyle filo 12.15'te Çanakkale'ye doğru dönüşe geçti. Saat 14.30'a dek süren muharebede muhripler destek görevinde bulundular. 14.55'te Osmanlı filosu boğaza geri dönmüş, 17.40'ta Nara'da demirlemişti. Muharebe sonucunda Barbaros ve Turgut Reis'te 4 subay ve 37 bahriyeli ölmüş, 7 subay ve 97 bahriyeli yaralanmıştı. Yarhisar muharebede herhangi bir hasar almadı.[30]
Yarhisar 8 Şubat'ta Şarköy Çıkarması öncesinde donanma irtibat subayı Teğmen Hamdi Bey'i Şarköy'deki cephe hattına götürdü.[31] Ertesi gün gelecek kafileleri Karabiga limanına sevk etmekle görevlendirildi.[32] 26 Mart'ta Berk-i Satvet ve Demirhisar ile birlikte, Kumburgaz'dan Bulgar mevzilerini top ateşine tutan Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis zırhlılarına eşlik etti.[33]
I. Dünya Savaşı
Gemi I. Dünya Savaşı'nda aktif hizmete devam etti. 29 Ekim 1914'te gerçekleşen ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesine sebep olan Karadeniz Baskını esnasında Basra ile birlikte İstanbul Boğazı çıkışında devriyede kaldı.[34]
Şubat 1915 ortalarından itibaren Yarhisar, Donanma İkinci Komutanı Yarbay Arif Bey'in komutasında Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı emrine verildi.[35] 27 Nisan 1915'te Yarbay H.G.Stoker komutasındaki Avustralya denizaltısı AE 2 Gelibolu'da gemiye saldırdı ancak isabet sağlayamayınca Marmara Adası bölgesine kaçtı.[36][37] 28 Mayıs'ta Birleşik Krallık'ın E11 denizaltısı, Draç ve Yarhisar eşliğinde ilerleyen Barbaros Hayreddin'i saat 02.00 civarında periskopuyle tespit etse de, gecenin bulutsuz ve Ay ışığının parlak olması sebebiyle tespit edilme riski yüzünden saldırı yapmadı.[38] 17 Haziran'da Samsun ve Yarhisar, İstanbul Boğazı yakınlarında Birleşik Krallık denizaltısı E14'ü tespit edip kovaladılar ancak denizaltı kaçmayı başardı.[39] 7 Ağustos'ta Yarhisar, Gayret-i Vataniye ve Musul İstanbul'dan yola çıkarak bir gün önce E11 ve E14 denizaltılarının Selimpaşa-Celaliye arasında, Güvercinlik'te sığ suda torpidoladığı ve batırdığı[40] Peyk-i Şevket'i kurtarma çalışmalarında devriye görevi yaptılar. Peyk-i Şevket iki gün sonra yüzdürüldü ve İstanbul'a götürülerek tamire alındı.[41] 22 Ağustos sabahı Dofen römorkörü ve dört yelkenli mavnaya eşlik eden Yarhisar, Marmara Adası yakınlarında E11 ile karşılaştı. Denizaltı ile çatışmanın ardından Yarhisar dönerek uzaklaştı, denizaltı ise römorkör ile bir mavnayı batırarak 20 mürettebatı esir aldı. Esirler daha sonra bir Osmanlı gemisine verildi.[41] 5 Ekim'de Yarhisar, Mudanya'da üç küçük yelkeniyi batıran ve Edremit gemisine hasar veren H1 denizaltısına saldırdı; denizaltı muhrip ve kıyı bataryalarının ateşi altında kaçmayı başardı.[42]
6 Kasım 1915'te Marmara Denizi'ndeki üçüncü ve son sortisine başlayan Birleşik Krallık'ın E11 denizaltısı, 3 Aralık 1915'te saat 12.30'da Tuzla-Yalova arasında seyreden Yarhisar'ı torpidoladı.[43][44] Torpido, muhribin arka kazan dairesine isabet etti, gerçekleşen patlama ile gemi ikiye bölünerek battı.[45] Yarhisar mürettebatından 7 subay ve 33 er öldü.[46] E11 yüzeye çıkarak, kurtulan Osmanlı mürettebatını denizaltıya aldı.[45] Denizaltının kurtardığı 3 subay, 42 er ve 3 Alman eri daha sonra mürettebat bölgeden geçen bir yelkenliye aktarıldı ve Heybeliada'ya götürüldü.[45][46]
Kaynakça
- Özel
- ^ Noppen, s. 10.
- ^ a b c Langensiepen & Güleryüz 1995, s. 158.
- ^ Gardiner, s. 391.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, ss. 12-13.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 14.
- ^ a b c Langensiepen & Güleryüz, ss. 15-16.
- ^ Büyüktuğrul, ss. 26-27.
- ^ Hergüner, s. 3.
- ^ Hergüner, s. 4.
- ^ Büyüktuğrul, ss. 169-171.
- ^ Büyüktuğrul, ss. 185-187.
- ^ Büyüktuğrul, ss. 197-199.
- ^ Büyüktuğrul, s. 211.
- ^ Emir, ss. 109-112.
- ^ Langensiepen & Güleryüz 1995, s. 195.
- ^ Büyüktuğrul, s. 212.
- ^ Emir, s. 112.
- ^ a b Büyüktuğrul, s. 213.
- ^ a b c Emir, s. 113.
- ^ a b Büyüktuğrul, s. 214.
- ^ Emir, s. 116.
- ^ Büyüktuğrul, s. 215.
- ^ a b Langensiepen & Güleryüz 1995, s. 21.
- ^ Büyüktuğrul, ss. 216-217.
- ^ a b c Büyüktuğrul, s. 217.
- ^ Emir, s. 120.
- ^ Büyüktuğrul 1974, ss. 238-239.
- ^ Büyüktuğrul 1974, ss. 258-261.
- ^ Emir, ss. 287-291.
- ^ Emir, ss. 297-311.
- ^ Erickson & Bush, s. 264.
- ^ Demirsoy, s. 15.
- ^ Erickson & Bush, s. 288.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 45.
- ^ Atabey, ss. 90-91.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 35.
- ^ Atabey, s. 242.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 37.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 38.
- ^ Çanakkale Deniz Savaşları 1915 - Çanakkale Boğaz Komutanlığı - Deniz Basımevi, Şubat 2008 - Sh.:25
- ^ a b Langensiepen & Güleryüz, s. 39.
- ^ Langensiepen & Güleryüz, s. 41.
- ^ Noppen, s. 38.
- ^ Atabey, ss. 235-236.
- ^ a b c Langensiepen & Güleryüz, s. 43.
- ^ a b Atabey, s. 236.
- Genel
- Atabey, Figen (2010). Çanakkale Savaşları'nın Deniz Cephesi (Doktora). Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih (Türkiye Cumhuriyeti Tarihi) Anabilim Dalı. Erişim tarihi: 4 Nisan 2021.
- Büyüktuğrul, Afif (1974). Osmanlı Deniz Harp Tarihi (PDF). 4. Genelkurmay Başkanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı. 8 Ekim 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2021.
- Demirsoy, İlyas (1942). Muhtelif Harplerdeki Sahil Çıkarmaları. İstanbul: İstanbul Askeri Matbaası.
- Emir, Ali Haydar (1932). Balkan Harbinde Türk Filosu (PDF). Deniz Matbaası. 13 Ekim 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2021.
- Erickson, Edward J.; Bush, Brighton C. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group. ISBN 0275978885.
- Gardiner, Robert (1985). Conway's All the World's Fighting Ships, 1906–1921. Londra: Conway Maritime Press. ISBN 978-0-87021-907-8. 22 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2021.
- Hergüner, Mustafa (2008). Kurtuluş Savaşı'nda Deniz Şehitlerimiz ve Kahraman Gemilerimiz (2 bas.). İstanbul: Denİz Basımevi Müdürlüğü. ISBN 978-975-409-488-6.
- Langensiepen, Bernd; Güleryüz, Ahmet (1995). The Ottoman Steam Navy 1828–1923 (İngilizce). Londra: Conway Maritime Press. ISBN 978-0-85177-610-1.
- Noppen, Ryan K. (2015). Ottoman Navy Warships 1914–18. Oxford: Osprey Books. ISBN 978-1-4728-0620-8.