William James, psikolojide işlevselcilik hareketinin öngörücüsü, pragmatizmin öncüsü Amerikalı filozof ve psikologdur.
Benin ya da resmî adı ile Benin Cumhuriyeti, Afrika kıtasının batı bölümünde yer alan bir ülkedir. Ülkenin sınır komşularını Nijer, Nijerya, Togo ve Burkina Faso oluşturmakta olup, ülkenin güneyinde Gine Körfezi içerisinde yer alan Benin Körfezi yer almaktadır. Geçmişte Fransa sömürgesi olan ülke 1960 yılında Dahomey Cumhuriyeti adı ile bağımsızlığa kavuşmuştur. 1975 yılında ülke içerisinde yaşanan siyasi gelişmeler neticesinde ülke adı Benin Halk Cumhuriyeti olarak değiştirilmiş, 1990 yılında da rejimin bir kez daha değişmesi ile ülkenin ismi günümüzde de kullanılan Benin Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir. Ülkenin başkenti Porto-Novo'dur.
Benlik yitimi, insanın kendini benliğinden sıyrılmış olarak görmesi, duymasıdır.
Mensiyüs ya da Mıngzi, MÖ 372-289 yılları arasında yaşamış ve insan doğası ve siyaset üzerine olan görüşleriyle Konfüçyusçuluğu temellendirmeye ve güçlendirmeye çalışmış olan Çinli düşünür. Mensiyüs, insanın eğiliminin iyiliğe doğru olduğunu, doğru yolu bulmak için, vicdanımızın sesine, bizde doğuştan var olan doğal bilgiye dayanmamız gerektiğini, uyum içinde yaşamamızın anahtarının kendi içimizde olduğunu ve bizim uyum içinde yaşadığımız takdirde, toplum düzeninin de, kendiliğinden en iyi bir biçimde kurulacağını söylemiştir.
Psikanalizde id, ego ve süper-ego, insan zihninde etkileşime giren üç katman kümesidir. İlk defa Sigmund Freud tarafından, yapısal psişe modellemesiyle tanımlandı. Bu üç katman, bir kişinin zihinsel yaşamının faaliyetlerini ve etkileşimlerini tanımlayan teorik yapılardır. Psişenin ego psikolojisi modelinde id, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesidir—temel ve en ilkel benliktir, ana kaynağı cinsellik ve açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır; süper-ego eleştirel ve ahlaki rolü oynar; ve ego, idin içgüdüsel arzuları ile eleştirel süper-egonun arasında aracılık eden gerçekçi bir katmandır—id, bu hayali istekleri gerçeklikle ölçüp mümkünatını değerlendiren katmandır. Freud, ego hakkında şunu dedi:
Ego, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. [Ego] İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.
Vicdan ya da duyunç, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır. Günümüzde kimileri "kamusal vicdan" ifadesini kullanmaktaysa da, dinsel, mistik vb. alanlarda böyle bir kavram bulunmaz, vicdan kavramı bu alanlarda hep bireysel vicdan anlamında kullanılmıştır. Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir. Felsefede metafizik anlayış, bu yeteneğin doğuştan var olduğunu ileri sürer, seküler anlayış ise insanın içinde bulunduğu toplumsal koşullarla belirlenmiş görgü ve bilgisinin sonucunda oluştuğunu ileri sürer. Friedrich Nietzsche'ye göre vicdan, borçlanma ahlakına bağlı olarak gelişmiş, "söz verebilen bir hayvan yetiştirme" amacıyla icat edilmiş bir kavramdır.
Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.
Dekatlon, atletizmde 10 pist ve saha yarışından oluşan etkinlik. Bu yarışma peş peşe iki gün içerisinde gerçekleşir ve atletlerin tüm branşlardaki performansı değerlendirilir. Performanslar IAAF'ın hazırladığı tüm branşların derecelerinin karşılığı olan bir puan cetveline göre yapılır. Atletin hangi branşta, kaçıncı olduğunun önemi yoktur. Önemli olan, 10 yarışma bittiğindeki toplam puandır. Dekatlon, 1912'de ortaya çıkıp aynı tarihte Olimpiyat Oyunları programına dâhil edildi. Oyunların sırası 1914'ten beri aynıdır. Erkekler dekatlona katılım gösterirken kadınlar heptatlon yarışmalarına katılırlar.
İlk modern Olimpiyat Oyunları olan 1896 Yaz Olimpiyatları, 6-15 Nisan tarihleri arasında Yunanistan'ın başkenti Atina'da düzenlendi. Oyunlarda verilen madalyalar Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından kaydedildi.
Bireysel psikoloji, Alfred Adler tarafından geliştirilen, psikanalizden ayrı olarak daha çok toplumsallık ve bütünlüğe önem veren psikolojik kuram.
Şüphe veya kuşku, bir insanın, bir olay karşısında duyduğu emin olamama duygusu veya güvensizlik duygusudur. Şüphenin en genel tanımı ise; "inanç ve inançsızlık arasında kalan duygu"dur. Şüphe, çoğu insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir. Aşırı şüphe duyan insanlara "paranoyak" veya "kuşkucu" adı verilir.
Aşağılama veya küçümseme, bir insanın, bir durumu veya bir kimseyi, kendinden daha az sahip olduğu sanısı değerler için kendinden küçük görmektir. Bu kavram çoğu zaman kibir ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Bir kimseyi aşağılayan insanlar için çoğu zaman "kibirli" sıfatı kullanılmaktadır.
Budist felsefede anatta (Pāli) ya da anātman (Sanskritçe) "bensizlik" veya "ayrı bir benliğin yokluğu" olarak tanımlanan kavramdır. Geçicilik (anicca) ve ızdırap (dukkha) ile birlikte olgular dünyasının üç özelliğinden biridir. Kimi araştırmacılara göre, "bensizlik, insanlarda ve nesnelerde kısıtlayıcı ben kimliğinin yokluğu" anlamına gelmektedir. Buda'nın açıkça reddettiği yeniden doğumdan sonra varlığını sürdüren bir ruh ya da Ben'in varlığı anlamına gelen atta (Pāli) ya da ātman (Sanskrit) kavramının tam karşıtıdır.
Hâlinden memnunluk, bir insanın bulunduğu fiziksel ve ruhsal durumdan hoşnut olma duygusudur. Bu duyguya sahip olan kişi kendini kaygı, ihtiyaç veya arzu duygularından arınmış hisseder. Sevinç ve mutluluk kavramlarına kıyasla daha kendi hâlinde bir hoşnutluk hâlidir. Kişiyi rahatsız edecek kuvvetler azaltılmış ve bir denge hâline ulaşılmıştır.
Pişmanlık, bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissetmesi; "Keşke öyle yapmasaydım!" diye düşünmesidir. Pişmanlık bir eylemi yerine getirmekten dolayı ortaya çıktığı gibi, eylemsizlikten dolayı da ortaya çıkabilir. "Keşke bir şey yapsaydım!" şeklindeki bir düşünce de pişmanlık olarak değerlendirilir.
Kendine acıma, bir insanın durumunu kabullenememesi ve etrafındaki olaylara uyum gösterememesi halinde ortaya çıkan bir duygudur. Bu kişilerde mağduriyet duygusu ve diğer kişilerden sempati beklentisi hakimdir.
Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.
Suçluluk, bir insanın benimsediği kurallara aykırı bir hareket yaptığına inanmasından dolayı ortaya çıkan bir ruh halidir. Pişmanlığa benzeyen bu duygu tamamen öznel bir duygudur. Suçluluk duygusu, kişinin gerçekliği yorumlamasına bağlıdır.
Karen Horney, Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur. Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.
Lusitana paixão, Dulce tarafından seslendirilen ve İtalya'nın başkenti Roma'da yapılan 1991 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Portekiz'i temsil eden şarkı. Şarkı Portekizce dilinde seslendirilmiştir. Şarkı Rosa Lobato de Faria tarafından yazılmıştır.