İçeriğe atla

Yaptırım

Kontrol Edilmiş

Hukukun herkes bakımından bağlayıcı olması gerekir. Kişiler bazen olması gereken gibi davranırlar, bazen de bu düzeni bozarlar. Hukukun var oluş nedenlerinden biri de bu noktada başlar. Yani toplumun düzenini korunması durumu. Devreye giren hukuki kuralları çiğneyen kişilerin bu yanlış davranışlarına engel olunur ve o kişilere bu kurallara uymaya zorunlu kılınır. Yaptırım bir hukuk kuralına aykırı davranılmasının sonucunda yol açılan zararın ortadan kaldırılmasını amaçlar. Kısaca yaptırım "Bir hukuk kuralına aykırı davranılması halinde hukuk düzenince öngörülen sonuçtur.".[1] Yaptırım bir hukuk kuralını diğer sosyal düzen kurallarından ayırır.

Yaptırım Türleri

YAPTIRIM (Müeyyide)
Tür1. Ceza 2. Tazminat 3. Cebri İcra [Geçersizlik]
4. Hükümsüzlük 5. İptal
NedenSuç, Kabahat Haksız Fiil Direnim Şekle Uymama Yanlış Karar
[Hukuka Aykırılık]
Bunların dışında "Tehlikelilik Hali"nde Güvenlik Tedbirleri uygulanır.

Ayrıca Müsadere'de Türk hukukunda Güvenlik Tedbirleri arasında sayılır.[2]

Cebri İcra

Kelime anlamı zorla yaptırma demektir. Hukuk kuralına uymayan kişiye kuralın zorla uygulatılmasıdır. Ör: Yıkım emrine direnen kişilerin evlerinin zorla boşaltılması, boşanan eşin çocuğu mahkeme kararına rağmen diğer eşe vermemesi veya göstermemesi durumunda bu durumların zorla sağlanması. Cebri İcra yoluna gidebilmek için hukuk kuralına bir kez uymamak yeterli değildir. Kişinin uymamakta ısrar etmesi yani direnmesi gerekir. Direnimin anlaşılabilmesi içinse kişinin önce bir kez uyarılması gerekir. Ör-1: Elektrik faturasını ödemeyen kişiye yazı bırakılması. Ör-2: Askere gitmeyen bir kişiye çağrı yapılması gibi (Bu örnekte TRT’den ilanen herkese ortak çağrı duyurusu okunur.) Not: Cebri İcra bir ceza değildir. Ceza kimi durumlarda ayrıca ek olarak uygulanabilir.

Cebri İcra dar anlamda ise borcunu ya da mükellefiyetini ödemeyen borçlunun devlet gücü aracılığıyla zorla borcunu yerine getirmeye mecbur edilmesidir.[3] İki çeşit icra vardır.Bunlar bireysel icra ve toplu icralardır. Bireysel icrada alacaklının ya da alacaklıların talebi ile haciz yoluna gidilir. Borçlunun mallarına el koyularak satılır ve alacaklılara alacağı miktar ödenir para artarsa borçluya verilir. Toplu icrada ise alacaklılara tanınan ayrı bir yol kullanılır yani iflas yolu. Alacaklıların alacaklarını karşılayamayan borçlu müflis durumuna düşer ve eşyaları iflas masasına gider ve satışa çıkartılır. Borçlu ve alacaklı arasında mahkeme tarafından da onaylanan borcun miktarı ve ne şekilde ödeneceği gibi ayrıntıların var olduğu bir anlaşmaya konkordato denir.

İcra-i Takip: Borcunu ödemeyen borçlunun devlet gücü aracılığıyla borcunu ödemeye zorlanmasıdır. Haciz borcunu karşılayacak kadar mal varlığına el konulmasıdır. Haciz uygulaması Cebri İcra’nın bir türüdür.

İhtar: Borcunu ödemeyen kişinin uyarılmasıdır. İhtar için borcun vadesinin gelmiş olması şarttır. Vade dolmadan yapılan uyarılar hukuken sonuç doğurmaz. İhtardan sonra genel olarak 7 gün (veya sözleşmede önceden belirlenmiş farklı bir süre) beklenir. Bu süreden sonra ikinci bir ihtara gerek olmadan İcra-i Takip için İcra-İflas dairesine başvurulabilir. İhtar sözlü de olabilir ancak yazılı olması (“İhtarname”) ispatı kolaylaştırır. İhtarların tebliğinde Tebligat Kanunu geçerlidir. İhtar gerekli koşullarda kişinin adresindeki kapıya bırakılarak ve hatta ilanla bile yapılabilir. Örneğin yurtlarda kalan öğrencilere panoda ihtar kağıdını alması gerektiği duyurularak ihtar yapılmış sayılabilir.

Protesto: Tacirlerin ticari işlerinde ihtarı yazılı yapmaları gerekir. Noter kanalıyla yapılan bu ihtara Protesto adı verilir. (Protesto Çekmek)

  • Müecceliyet: “Eceli gelmemiş” olma durumudur. Borcun henüz ödeme olgunluğuna erişmemiş olmasıdır. Ödenmesi istenemez. Örneğin; Vadesi dolmamış (zamanı gelmemiş) borçlar. “Müeccel Borç” denir.
  • Muacceliyet: “Eceli gelmiş” olma durumudur. Borcun ödeme olgunluğuna erişmiş olmasıdır. Bu borçların ödenmesi istenebilir. Örneğin; Vadesi dolmuş (zamanı gelmiş) borçlar. “Muaccel Borç” denir. Bazen vadesi dolmayan borçlar da muaccel hale gelebilir. Örneğin, iki taksit ödenmediğinde geri kalan borcun tamamı istenebilir hale gelir.

Tazminat

Tazminat, bir kişinin bir hukuk kuralına veya yaptığı herhangi bir sözleşmeye uymama sonucunda sebep olduğu maddi zararı ödeme yükümüdür. Karşı tarafa verilen bir zararla belirginleşen ve Haksız Fiil olarak adlandırılan bir davranış sonucu ortaya çıkar, Maddi tazminat, zarar gören kişinin mal varlığındaki irade dışı eksilmenin zarar veren tarafından ayni veya nakdi olarak ödenmesi yükümlülüğüdür. (Bir kimsenin vücut tamlığına verilen zararın giderilmesi sadece nakdi yolla giderilebilir.) Manevi tazminat ise zarar görenin iradesi dışında meydana gelen eksilme sebebiyle çekilen manevi üzüntülerin, ıstırap ve acıların dindirilmesi ve telafisi için zarar veren tarafından ödenmesi gerekli bir miktar paradan ibaret bir tazmin şeklidir. Manevi tazminat toptan ödenir.

Geçersizlik

Bir işlemin hukuk kurallarının öngördüğü şekil ve şartlara uyulmadan yapılması halinde karşılaşılan yaptırımdır. Kurulmuş olan bir hukuki işleme, kanun koyucunun tarafların istediği hüküm ve neticeleri bağlamamasıdır.

Bazı kaynaklarda iki farklı başlık altında incelenir.

Hükümsüzlük

Hukukun yapılmasını istediği şekilden farklı bir şekilde yapılan hukuka aykırı bir işlemin sonuçlarının kısmen veya tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Hükümsüzlüğün yaptırımı sebeplerinin ağırlığına göre çeşitli türlere ayrılmıştır:

a. Yokluk: İşlem hiç oluşmamış kabul edilir yani yok sayılır. Hukuki işlemin kurucu unsurları eksiktir. Yokluk en ağır geçersizlik türüdür. Ör: Resmî görevliden başkasının kıydığı nikah. Tapu dairesinden başka bir yerde satışı yapılan ev.

b. Butlan: Bir hukuki işlemin kurucu unsurlarının tamam olması fakat işlemin geçerlilik şartlarından bazılarının olmamasıdır. Bir sözleşmenin, emredici hukuk kurallarına veya ahlaka, kamu düzenine veya kişilik haklarına aykırı bulunması halinde söz konusu olur. Ayırt etme gücü olamayanın yapmış olduğu sözleşme de butlanla sakattır. Hukuki işlem oluşmuş sayılır ama sonuçları ortadan kaldırılır. Ör: Yaşı küçük kişilerin yaptığı resmî evlilik. Bu durumda işlem yapılmıştır ama açılan dava ile evlilik sonlandırılır. Butlan 2’ye (bazı kaynaklara göre 3’e) ayrılır.

- Mutlak Butlan: İşlemin (veya sözleşmenin) tamamının geçersiz olmasıdır. Fark edildiğinde kamu otoritesi tarafında isteğe bağlı olmadan ortadan kaldırılır.

- Nisbi Butlan: [Bazı Kaynaklarda bir tür olarak yer almaz.] İşlemin, taraflardan birinin istediği takdirde ortadan kaldırılmasıdır. Talebe bağlıdır. Bu nedenle “İptal Edilebilirlik” de denir.

- Kısmi Butlan: Hukuki işlemin ve sözleşmenin sadece bir bölümü geçersizdir. Eksiklik de denilir ve yapılan sözleşmede, sözleşmenin tüm gereklerinin yerine getirmemesi durumudur.

İptal

Hukuka aykırı olarak (yanlış alınmış) idari bir kararın ortadan kaldırılmasıdır. Belli bir süre içinde istenmesi koşuluyla bir işlemin yapıldığı andan itibaren ortadan kaldırılmasına olanak tanıyan bir yaptırım şeklidir. İdare Mahkemelerine açılan İptal Davaları ile karara bağlanır. Ör: Disiplin Cezası alan bir öğrenci veya memur kararın yanlış olduğunu düşünüyorsa İdare Mahkemesine İptal Davası açabilir. İstisnalar hariç İdari Dava açma hakkı 60 gün içinde kullanılmalıdır. Aksi halde bu hak yitirilir. Hukuk kurallarına aykırı olarak yapılmış bir idari işlem, bu yüzden menfaatleri zedelenen kişilerin talep etmesiyle görevli yargı makamlarınca ortadan kaldırılır. İdare aleyhinde açılacak davalar iki grupta toplanır. Bunlar iptal ve tam yargı davalarıdır.

Ceza

Ceza, kanunun suç olarak nitelediği bir eylemin karşılığı olarak öngörülen caydırıcı yaptırımdır. Hukuk kurallarına aykırı davranışların bir kısmı suç sayılır. Bu davranışın yaptırımı kişilerin cezalandırılmasıdır. Suçların boyutlarına göre farklı cezalar mevcuttur.

Zoralım (Müsadere)

Suç işlenmesiyle ilişkisi olan eşyanın, suç işlenmesinde kullanılan ya da bu amaçla hazırlanan veya suçtan dolayı ortaya çıkan suç ürünü olan eşyanın mahkeme kararıyla Devlet hazinesine mal edilmesidir.

Kaynakça

  • Hukukun Temel Kavramları, Anadolu Üniversitesi - Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Prof.Dr. Ufuk AYDIN, Dr.Öğr.Üyesi Elvan SÜTKEN, Ağustos 2018, Eskişehir, AÜ Yayın No: 3783, E-ISBN 978-975-06-2732-3
  • Hukukun Temel Kavramları, Fatih Bilgili, Ertan Demirkapı, Dora Yayıncılık, Bursa 2012.
  • Hukukun Temel Kavramları, Kemal Gözler, Ekin Kitabevi, Bursa 2010.
  • Hukukun Temel Kavramları, Yahya Deryal, Derya Kitabevi, Trabzon, 2008
  • Norm und Sanktion, Gerd Spittler, Untersuchungen zum Sanktionsmechanismus, Walter, Olten-Freiburg, 1967 (Almanca)
  • Herbert L. A. Hart, The Concept of Law, Oxford University Press, London, 1961 (İngilizce)

Dipnotlar

  1. ^ "Hukuk Kavramı". www.docs.google.com. Erişim tarihi: 20 Nisan 2015. []
  2. ^ TÜRK CEZA HUKUKUNDA MÜSADERE 13 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Kemal GÜNLER, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XVIII, Y. 2014, Sa. 3-4
  3. ^ "Cebri icra nedir?". www.goktugbeser.com. 24 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2015. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Mevduat, bankalara ve benzeri kredi kurumlarına istenildiğinde ya da belli bir vade ya da ihbar süresi sonunda çekilmek üzere yatırılan paraya denir. Mevduatın izlendiği hesaplara yerine veya türüne göre, "mevduat hesapları", "alacaklı câri hesaplar", "küçük câri hesaplar" gibi adlar verilmektedir. Aynı zamanda "altın vadeli hesabı" gibi hesaplar da bulunmaktadır. Mevduat hesapları banka için borç olduğundan, pasifte gösterilir.

Vade ya da mühlet, günlük kullanımda; bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için, taraflarlarca belirlenen ya da mevzuat veya yetkili bir makam tarafından borçluya tanınan süreyi ve borcun doğumu ile ifa edileceği gün arasındaki zaman zarfını ifade eder. Bu anlamda ‘bir borcun vadesi’ denildiğinde, borcun ödenmesi için borçluya tanınan zaman aralığı ifade edilir.

Kefalet, hukuki işlem türleri yönünden bakıldığında, bir sözleşmedir. Kefalet güvence sağlama amacına yönelik sözleşmeler arasında yer alır.

Temyiz, ayırt etme, seçme, ayırma; hukukta, doğruyu yanlıştan ayıran kuruldur.

<span class="mw-page-title-main">Ceza</span>

Ceza ya da yaptırım, genel anlamıyla suç karşılığında insanlara veya kuruluşlara uygulanan bir yaptırımdır. Ceza Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı, yapılan kötü bir eylemin karşılığıdır.

Borçlar hukuku, bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisi adı verilen hukuki ilişkilerin incelendiği bir disiplindir. Borçlar Kanunu özel hukukta borçlar hukukuna kaynaklık eder ve borçlar hukuku alanına giren borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Borç ilişkisi kavramı, özel hukuk açısından tanımlandığında, alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği hukuki bir bağdır.

Af, genel anlamda, bir kişinin kusurunun bağışlanması demektir. Bütün toplumların aileden başlayarak, okulda ve toplum içinde nasıl davranılacağına ilişkin kuralları vardır. Bu kurallara aykırı hareket etmek suç ya da kabahat olarak kabul edilir. Bununla birlikte bir baba çocuğunun, bir öğretmen öğrencisinin bazı kuraldışı davranışlarını bağışlayabilir. Hukukta af ise, devletin suç işleyip hüküm giymiş bireyleri bazı durumlarda bağışlamasıdır. Bu durumda af, bir mahkemece verilmiş cezanın, hatta doğrudan doğruya suçun yok sayılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Borç</span> geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Borç, geniş anlamda, bir borç ilişkisini, dar anlamda ise borçlu tarafın ödemekle yükümlü olduğu parasal değeri ya da yerine getirme taahhüdünde olduğu edimi ifade eder. Hukuki alanda kullanılışı, geniş anlamıdır. Borç ilişkisi, borçlu ve alacaklı olmak üzere iki taraf arasında bir edimin yerine getirilmesine dayanan hukuki bağdır. Edim, borçlu açısından bakıldığında borç, alacaklı açısından bakıldığında ise alacaktır. İki farklı kelime aynı davranışın iki farklı açıdan bakılması ile oluşturulmuş adlandırmalardır. Edim fiili, yapma, yapmama veyâ verme olarak üç şekilde tezâhür edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kredi</span> ekonomi terimi

Kredi, bir tarafın diğer tarafa para veya kaynak sağlamasına izin veren ve ikinci tarafın birinci tarafa hemen geri ödeme yapmadığı borç ve güvendir. Bir kimseye belirli bir süre sonra geri almak kaydıyla satın alma gücü sağlanması veya bu gücün devredilmesi olarak tanımlanır. Bu sözü edilen nakdi kredi tanımıdır. Ancak bankalar bir tüzel ya da gerçek kişi lehine garanti ve kefalet vererek de kredilendirme yapabilir. Buna da gayrinakdi kredi denir.

Bir borç ilişkisinde borçlu, alacaklı olan tarafa karşı belli bir taahhütte bulunmuştur. Kendiliğinden bu taahhüdünü yerine getirmediği takdirde hukuk düzeni, alacaklının bu borç ilişkisinden doğan haklarını, borçlunun mal varlığına yönelerek karşılamasını sağlayacaktır. Buna hukuk düzeninde sorumluluk denilmektedir.

Sebepsiz zenginleşme veya haksız zenginleşme, bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın, başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir. Geçerli bir hukuksal neden bulunmadan, hukuksal bir neden gerçekleşmeden ya da hukuksal neden sona erdikten sonra bir işlem yapılması ve borç olmayan bir edimin ödenmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Sözleşme</span> birden fazla tarafça gönüllü olarak akdedilen yasal bir nesneye sahip anlaşma (açıkça yazılı veya sözlü olabilir)

Sözleşme ya da Kontrat, iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan hukukî işlemlere denir. Tarafların birbirine uygun irade açıklamalarıyla yapılan bir hukuki işlem olan sözleşmenin, genel olarak belirli bir biçimde yapılması zorunlu değildir ama bazı tür sözleşmelerin belirli biçimde yapılması yasalarda öngörülmüştür. Örneğin, taşınmaz malların satış sözleşmesinin resmi biçimde yapılması zorunludur. Sözleşmenin yazılı biçimde yapılması anlaşmazlık durumunda kanıtlamayı kolaylaştırmak için de yararlıdır.

12 Levha Kanunları, MÖ 451–MÖ 449, Roma Hukukunun gelişiminde, yazılı olmayan hususların yazılı biçimde hukuki kurallar haline getirilmesi devrine ait olan ve günümüz Avrupa Hukukunun temelini oluşturan hukuk kaynağıdır. Roma İmparatorluğu dönemine ait ilk yazılı kanunlar olan 12 Levha Kanunları, Roma toplumundaki Patrici ve Pleb arasındaki sınıf mücadelesi sonucu hazırlanmıştır.

Zaman aşımı hukuk kurallarının kişilere tanıdığı hakların, getirdiği yaptırımların yine hukuk kuralları ile belirlenen süreleri aşmasıdır. Bir diğer deyişle bir hak hukuk kuralında öngörülen sürede kullanılmadığında hukuk düzeninde bir takım sonuçlar doğmaktadır. Zaman aşımı, hak düşürücü süre bu sürelerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Hak</span> Kişinin hukuken korunan ve kendisine bu korumadan yararlanma yetkisi veren menfaat

Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir. Kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunması, bu korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunulması gibi yetkiler verir. Esasen Arapçada hukuk kelimesinin tekil hâli olan bu kelime, zamanla kişilerin hukuken korunan menfaatlerini tanımlamak için kullanılırken, hakların oluşturduğu düzene ise hukuk adı verilmiştir.

Tacir ya da tüccar, başkası tarafından üretilen malların ticaretini yapan kimse.

Basit şekliyle taksir bir kişinin kendisinden beklenen özen ve dikkati göstermeden sergilediği davranışın kanunda öngörülen sonuca yol açması durumudur.

Tazminat, hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedel, zarar ödencesidir. Tazminat zararların giderilmesini amacıyla sorumlu tarafından zarar görene ödenen veya mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen parasal veya bir değer veya edimdir. Mahkemelerce kişilik haklarının uğradığı zararları gidermek için manevi tazminat, hukuka aykırı eylem nedeniyle mal varlığında yaşanan eksilmeleri karşılamak üzere maddi tazminat veya bir hukuka aykırı eylemin yarattığı düşünülen tüm zararın ödetilmesi amacıyla cezalandırıcı tazminat ödenmesine karar verilebilir.

Hata, hukukta özellikle de borçlar hukukunda sözleşmeler meydana getirilirken gerçek iradenin bilmeden ve farkında olmadan farklılaşmasıdır. Hem hatayı yapan hem de hukuki işlemin karşı tarafı da bu durumun farkında değildir. Örneğin; bir borç senedindeki tutarın yanlış yazılması. Borçlu da alacaklı da bu durumun farkında değildir. Kasıt yoktur. Farkında olup susmak hata değil, hiledir. Hata anlaşıldıktan sonra bir yıl içinde sözleşme iptal edilebileceği gibi hata düzeltilerek devam da ettirilebilir. İptal hakkı için hatanın esaslı olması gerekir. Esaslı Hatalar:

<span class="mw-page-title-main">Borç esareti</span> borcun çalışarak ödenmesi

Borç köleliği ya da borç esareti, bir kölelik biçimi olarak bilinir. Bir kişinin borcunun ya da başka bir yükümlülüğünün geri ödenmesi için hizmetlerinin teminat olarak verilmesidir. Geri ödeme koşullarının açıkça belirtilmediği durumlarda, borcu elinde bulunduran kişi, özgürlüğü borcun geri ödenmesine bağlı olan işçi üzerinde bir miktar kontrole sahiptir. Borcun ödenmesi için gereken hizmetler ve bu hizmetlerin süresi tanımsız olduğu zaman, borcu olan kişinin süresiz olarak hizmet etmesi talep edilebilir. Borç esareti nesilden nesile aktarılabilir.