İçeriğe atla

Yapısalcılık (bilim felsefesi)

Yapısalcılık[not 1] (bilimsel yapısalcılık[1] veya yapısalcı teori, yapısalcı kavram olarak da bilinir)[2] ilk olarak 1960'ların sonlarında, daha sonra da 1970'ler boyunca birçok analitik filozof tarafından geliştirilen bilim felsefesindeki aktif bir araştırma alanıdır.

Genel bakış

Yapısalcılık, gerçekliğin bütün yönlerinin kendi içlerinde değişmez ve sabit varlıklar açısından değil, varlıkların deneye dayalı bilimsel yapıları ve ilişkileri açısından en iyi şekilde anlaşılacağını öne sürer.[3] Örneğin yapısalcılığa göre madde kavramı, doğanın içinde var olan mutlak bir özellik olarak değil, bilim temelli matematiksel ilişkilerin madde kavramının diğer özelliklerle nasıl etkileşime girdiğini açıklama şekli olarak değerlendirilir. Bu açıklama şekli, kütlenin oluşturduğu kütleçekimsel dalgalar gibi geniş anlamda veya maddenin duyu sistemleriyle etkileşime girerek ağırlık hissini oluşturması gibi daha deneysel anlamda olabilir.[4] Yapısalcılığın amacı, bir deneysel teorinin tüm önemli yönlerini tek bir düzgün çerçevede toplamaktır. Bu üst kuramsal teorinin savunucuları arasında Bas van Fraassen, Frederick Suppe, Patrick Suppes, Ronald Giere,[5][6] Joseph D. Sneed, Wolfgang Stegmüller, Carlos Ulises Moulines, Wolfgang Balzer, John Worrall, Elie Georges Zahar, Pablo Lorenzano, Otávio Bueno, Anjan Chakravartty, Tian Yu Cao, Steven French ve Michael Redhead gibi isimler sayılabilir.

Yapısalcı argümanlarla gerekçelendirilmiş bilimsel gerçekçilik türü için "yapısal gerçekçilik" terimi, 1968'de Grover Maxwell tarafından ortaya konmuştur.[7] 1998'de İngiliz yapısal gerçekçi filozof James Ladyman, yapısal gerçekçiliğin epistemik ve ontik biçimlerini birbirinden ayırdı.[6][8]

Farklılıklar

Epistemik yapısal gerçekçilik

Bilimsel yapısalcılığın felsefi kavramı, "epistemik yapısal gerçekçilikle" (epistemik yapısal realizmin kısaltması olan EYR ile de anılabilir)[9] ilişkilidir.[3] Birbirlerinden bağımsız olarak ilk kez Henri Poincaré (1902),[10][not 2] Bertrand Russell (1927)[11] ve Rudof Carnap (1928)[12] tarafından desteklenen bir görüş olan epistemik yapısal gerçekçilik, teorilerin değişimi boyunca yapının korunduğunu öne süren John Worall tarafından yeniden canlandırılmıştır. Örneğin Worrall, Fresnel denklemlerinin ışığın bir yapısı olduğuna işaret ettiğini, Fresnel denklemlerinin yerini alan Maxwell denklemlerinin de buna işaret ettiğini, ikisin de ışığı bir titreşim olarak tanımladığını savundu. Fresnel, titreşimlerin "eter" adı verilen mekanik bir ortam içinde gerçekleştiğini öne sürerken Maxwell, titreşimlerin elektrik ve manyetik alanlardan oluştuğunu öne sürdü. Her iki teoride de "yapı" titreşimlerdir ve Maxwell'in teorisi Fresnel'in teorisinin yerine geçtiğinde bu yapı korunmaya devam etmiştir.[13] Yapı korunduğundan yapısal gerçekçilik hem kötümser meta-tümevarımdan[not 3] hem de bilimin başarısını mucizeviymiş gibi göstermekten kaçınmış olur; yani ortaya bir "mucizeler yoktur" argümanı koyar.[14]

Newman sorunu

Newman sorunu (Newman'ın sorunu, Newman itirazı, Newman'ın itirazı olarak da anılır), Russell'ın Max Newman tarafından 1928'de yayınlanmış The Analysis of Matter (Maddenin Analizi, 1927) adlı eserinin eleştirisidir.[3][15][16] Newman, epistemik yapısal gerçekçiliğin kişinin dış dünyanın yalnızca soyut yapısını bilebileceği yönündeki savının bilimsel bilgiyi önemsizleştirdiğini öne sürdü. Bu argümanın temeli, W'nin herhangi bir yapı olduğu varsayılırsa "doğru sayıda olması koşuluyla herhangi bir grup şeyin, W yapısına sahip olacak şekilde organize edilebileceği" kavrayışıdır.[17]

Newman sorununa yanıt

John Worrall (2000), fiziksel teorilerin Ramsey cümlesi tarafından yeniden inşasıyla güçlendirilmiş bir epistemik yapısal gerçekçilik biçimini savunur[18] (Ramsey cümleleri, önermelerdeki gözlemlenebilir olmayan teorik terimleri gözlemlenebilir terimlerle değiştirerek açık hâle getirmeyi amaçlar). John Worrall ve Elie Georges Zahar (2001), Newman'ın itirazının ancak gözlemsel ve teorik terimler arasında bir ayrım yapılmadığında geçerli olduğunu öne sürer.[19]

Ramsey epistemik yapısal gerçekçiliği, orijinal Russellcı epistemik yapısal gerçekçilikten farklıdır ve birbirleriyle bağdaşmazlar[20] (ikisi arasındaki fark, Ramsey epistemik yapısal gerçekçiliğinin Ramsey cümlelerine bir epistemik bağlılığının bulunması ancak Russell epistemik yapısal gerçekçiliğinin soyut yapılara, yani (birinci düzey) fiziksel yapının kendisine değil, (ikinci düzey) dünyanın gözlemsel yapısının eşbiçimli sınıflarına bir epistemik bağlılığının bulunmasıdır).[21] Ioannis Votsis'e (2004) göre Newman, "belli bir soyut yapıyla bir ilişki vardır" şeklindeki bayağı bir iddiayı yanlış bir şekilde epistemik yapısal gerçekçiliğe atfeder ancak epistemik yapısal gerçekçilik, benzersiz bir gözlemsel ilişkiye nedensel olarak bağlı benzersiz bir fiziksel ilişkinin olduğu şeklinde anlaşılması kolay olmayan bir görüş öne sürer. Votsis, bu sebepten ötürü Russell epistemik yapısal gerçekçiliğinin Newman itirazından etkilenmediğini iddia eder.[22]

Başka eleştiriler

Geleneksel bilimsel gerçekçi ve yapısal gerçekçilik eleştirmeni[3] Stathis Psillos (1999), "yapısal gerçekçiliğin en iyi şekilde, neyin bilinebileceği ve bilimsel teorilerin neleri ortaya çıkarabileceğine dair epistemik bir kısıtlama olarak anlaşılabileceğini" belirtir.[23] Psillos, epistemik yapısal gerçekçiliğin bir dizi aşılmaz itirazla karşı karşıya olduğunu düşünmektedir.[24] Diğerleriyle birlikte bu itirazlar arasında, epistemik yapısal gerçekçiliğin tek epistemik bağlılığının tahmin üretmek için tek başına yeterli olmayan yorumlanmamış eşitlikler olduğu[16][25] ve başvurduğu "yapıya karşı doğa" ayrımının sürdürülemeyeceği gibi itirazlar bulunur.[26]

Ontik yapısal gerçekçilik

Epistemik yapısal gerçekçilik yalnızca gerçekliğin yapısının bilinebileceğini iddia ederken, "ontik yapısal gerçekçilik" daha ileri giderek var olan her şeyin yapıdan ibaret olduğunu öne sürer. Bu görüşe göre gerçekliğin gözlemlenen yapısı altında yatan bir "doğa" yoktur. Ontik yapısal gerçekçiliğin kimi çeşitleri tam olarak hangi yönlerinin ilksel olduğu konusunda anlaşmazlıkta olsa da, ontik yapısal gerçekçiliğe göre gerçeklik temelde yapısaldır. Ontik yapısal gerçekçilik güçlü bir şekilde modern fizikle, özellikle de içsel özelliklere sahip tanımlanabilir nesnelerin sezgisel kavramlarını sarsan kuantum alan teorisiyle güdülenmektedir.[3] Hermann Weyl (1931),[27] Ernst Cassirer (1936)[28] ve Arthur Eddington (1939)[29] gibi ilk kuantum fizikçilerinden bazıları bu görüşü benimsediler. Ontik yapısal gerçekçilik son zamanlarda "modern fizik için en revaçta olan ontolojik sistem" olarak adlandırıldı.[30]

Max Tegmark, evrenimiz yalnızca belli bir yapıdan ibaretse, o halde diğer herhangi bir yapıdan daha gerçek olmadığını öne süren matematiksel evren hipoteziyle bu kavramı daha da ileri taşır.[31][32]

Ayrıca bakınız

  • İnşacı deneycilik, yapısalcılığa rakip ancak alakalı bir görüş[33]
  • Teorilere anlamsal bakış, sıklıkla yapısalcılıkla ilişkilendirilen bir bakış açısı

Notlar

  1. ^ Fransız (göstergebilimsel) yapısalcılığının farklı geleneğiyle karıştırılmamalıdır.
  2. ^ Poincaré'in yapısalcılığı, aritmetiğin doğası hakkındaki Yeni Kantçı görüşlerle birleşmiştir.
  3. ^ Teorik bilgi hakkında sözde "kötümser meta-tümevarımlar" temel olarak şu şekildedir: "p önermesine çoğu çağdaş uzman tarafından yaygın olarak inanılır, ancak aynı zamanda bu p önermesi geçmişte uzmanlar tarafından yaygın olarak inanılan ve çoğu çağdaş uzman tarafından inanılmayan diğer birçok hipotez gibidir. p'nin de bu hipotezlerin kaderini paylaşmasını beklemek için çokça nedenimiz var ancak aksi durum için de birçok nedenimiz var. Bu yüzden p önermesine aktif olarak inanmasak bile, en azından p hakkındaki yargılarımızı askıya almalıyız."

Kaynakça

  1. ^ Alisa Bokulich, Peter Bokulich (eds.), Scientific Structuralism, Springer, 2011, p. xi.
  2. ^ Wolfgang Balzer, C. Ulises Moulines (ed.), Structuralist Theory of Science: Focal Issues, New Results 17 Ağustos 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Walter de Gruyter, 1996, p. 226.
  3. ^ a b c d e Ladyman, James. "Structural Realism". Stanford Felsefe Ansiklopedisi. 3 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2017. 
  4. ^ Kuhlmann (August 2013). "What is Real?". Scientific American: 45. 
  5. ^ Alisa Bokulich, Peter Bokulich (eds.), Scientific Structuralism, Springer, p. 140 n. 52.
  6. ^ a b "Structural Realism". Stanford Encyclopedia of Philosophy. 3 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2017. 
  7. ^ Maxwell, G. (1968), "Scientific Methodology and the Causal Theory of Perception", in: Imre Lakatos and Alan Musgrave (eds.), Problems in the Philosophy of Science, Amsterdam: North-Holland Publishing Company.
  8. ^ Ladyman, J., 1998. "What is structural realism?" Studies in History and Philosophy of Science, 29: 409–424.
  9. ^ Irmak, Nurbay. "Her şey gitmeli mi?: Ontik Yapısal Realizmin Eleştirisi" (PDF). Erişim tarihi: 19 Ağustos 2021. []
  10. ^ Henri Poincaré, Science and Hypothesis. New York: Dover, 1952 [1902].
  11. ^ Bertrand Russell (1927). The Analysis of Matter, London: George Allen & Unwin.
  12. ^ Rudolf Carnap (1928). The Logical Structure of the World, Berkeley: University of California Press.
  13. ^ Worrall, J. (1989). "Structural realism: The best of both worlds?" 28 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dialectica, 43: s. 119.
  14. ^ Putnam, H., (1975). Mathematics, Matter and Method, Cambridge: Cambridge University Press, s. 73.
  15. ^ M. H. A. Newman, 1928. "Mr. Russell's causal theory of perception," Mind, 37: 137–148.
  16. ^ a b Psillos, Stathis. "Realism and Theory Change in Science". Stanford Felsefe Ansiklopedisi. 11 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2019. 
  17. ^ Frigg, R. & Votsis, I., (2011). "Everything you always wanted to know about structural realism but were afraid to ask," European Journal for Philosophy of Science 1(2): ss. 227–276, öz. s. 250.
  18. ^ Worrall, J. (2000), "Miracles and Models: Saving Structural Realism?", paper given to the Annual Meeting of the British Society for the Philosophy of Science, Sheffield, 2000.
  19. ^ Worrall, J. and Zahar, E. (2001), "Ramseyfication and Structural Realism", Appendix IV in E. Zahar, Poincare's Philosophy: From Conventionalism to Phenomenology, Chicago and La Salle (IL): Open Court.
  20. ^ Votsis, I. (2004), The Epistemological Status of Scientific Theories: An Investigation of the Structural Realist Account, University of London, London School of Economics, PhD Thesis, p. 122.
  21. ^ Votsis, I. (2004), The Epistemological Status of Scientific Theories: An Investigation of the Structural Realist Account, University of London, London School of Economics, PhD Thesis, pp. 43 and 122.
  22. ^ Votsis, I. (2004), The Epistemological Status of Scientific Theories: An Investigation of the Structural Realist Account, University of London, London School of Economics, PhD Thesis, p. 129.
  23. ^ Stathis Psillos, Scientific Realism: How Science Tracks Truth, Routledge, 1999, p. 142.
  24. ^ Votsis, I. (2004), The Epistemological Status of Scientific Theories: An Investigation of the Structural Realist Account, University of London, London School of Economics, PhD Thesis, pp. 68–9.
  25. ^ Stathis Psillos, Scientific Realism: How Science Tracks Truth, Routledge, 1999, p. 141.
  26. ^ Stathis Psillos, Scientific Realism: How Science Tracks Truth, Routledge, 1999, p. 148.
  27. ^ Hermann Weyl, 1950 [1931]. The Theory of Groups and Quantum Mechanics (translated by H. P. Robertson). New York: Dover.
  28. ^ Ernst Cassirer, 1956 [1936]. Determinism and Indeterminism in Modern Physics, New Haven: Yale University Press.
  29. ^ Arthur Eddington (1939), The Philosophy of Physical Science, Cambridge University Press.
  30. ^ Kuhlmann, Meinard, "Quantum Field Theory" 18 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2015 Edition), Edward N. Zalta (ed.).
  31. ^ Tegmark, Max (2014). "10: Physical Reality and Mathematical Reality". Our mathematical universe : my quest for the ultimate nature of reality (First bas.). ISBN 9780307744258. 
  32. ^ Berthold, Oswald. "Computational universes." Berlin: Humboldt Universitat zu Berlin, Institut fur Informatik (2009).
  33. ^ Votsis, I. (2004), The Epistemological Status of Scientific Theories: An Investigation of the Structural Realist Account, University of London, London School of Economics, PhD Thesis, p. 196.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Gerçeklik veya hakikat, günlük kullanımdaki anlamıyla, "var olan her şey" demektir. Bilimde, dinde ve felsefede farklı anlamları vardır. Düşünceden bağımsız olarak zamanda ve mekanda yer kaplayan her şey gerçektir. Herhangi bir şeyin gerçekliği insan zihnine bağlı olmaksızın var olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Charles Sanders Peirce</span> Amerikalı filozof, mantıkçı ve matematikçi (1839–1914)

Charles Sanders Peirce, pragmatizm akımının isim babası olmuş, daha sonra da pragmatist yöntemin ana hatlarını çizmiş olan Amerikalı filozoftur. Felsefede bilgi konusuna öncelik vermiş başlamış ve Aristoteles'in düzeni doğada bulan nesnel yaklaşımı ile Kant'ın bilgideki düzenin zihnin eseri olduğunu dile getiren öznel yaklaşımının bir sentezini yapmıştır. Kavram, fikir ve kuramlarımızın doğruluklarını, onların yararlılıklarıyla özdeşleştiren Peirce'e göre, yöntem öncelikle düşüncelerimizi açık ve seçik hale getirmekten oluşur ve bu yöntem sayesinde felsefe bir bilime dönüşecektir.

<span class="mw-page-title-main">Câbir bin Hayyân</span> Fars bilim gıbı

Ebû Mûsa Câbir bin Hayyân (Arapça: ابو موسی جابربن حیان, Latince: "Geber" ya da "Geberus"; , Batıda daha ziyâde Geber olarak tanınan, Abbâsîler döneminde yaşamış ve İslâmiyet'te fen bilimlerinin temelini atmış olan Farsî çok yönlü bir fen bilgini; simyacı, kimyacı ve eczacı; fizikçi, astronom ve astrolog; tıp ve fizik tedavi uzmanı; mühendis, coğrafyacı, filozof ve sûfi.

Peter Frederick Strawson, Britanyalı filozof, gündelik dil felsefesinin en önemli temsilcilerinden olan çağdaş düşünür. 1968-1987 yılları arasında Oxford Üniversitesi'nde Waynflete metafizik felsefesi profesörü olarak çalıştı.

<span class="mw-page-title-main">Realizm (sanat)</span>

Realizm veya Gerçekçilik, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Bu yüzyılda gerçekleşen endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların belirginleşmesi, insanları duygular dünyasından gerçekler dünyasına itmiştir. Sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi) çalışmalar gerçekleştirmeye başladılar. Realizm, konuların idealist bir tarzda ele alındığı Romantizm’e bir tepki olarak başladı. Realistler sıradan veya gerçekçi temaları ortaya koyabilmek için teatral dramadan ve sanatın klasik formlarından uzaklaşma eğiliminde oldular.

<span class="mw-page-title-main">Yapı</span> bir nesne veya sistemdeki birbiriyle ilişkili unsurların düzenlenmesi ve organizasyonu veya bu şekilde organize edilmiş nesne veya sistem

Yapı, maddi bir nesne veya sistemdeki birbiriyle ilişkili unsurların düzenlenmesi ve organizasyonu veya bu şekilde organize edilmiş nesne veya sistemdir. Maddi yapılar, binalar ve makineler gibi insan yapımı nesneleri ve biyolojik organizmalar, mineraller ve kimyasallar gibi doğal nesneleri içerir. Soyut yapılar bilgisayar bilimlerindeki veri yapılarını ve müzik formunu içerir. Yapı türleri arasında bir hiyerarşi, çoktan çoğa bağlantılar içeren bir bağlantı veya uzayda komşu olan bileşenler arasındaki bağlantıları içeren bir kafes bulunur.

Mühendislik felsefesi, mühendisliğin ne olduğunu, mühendislerin ne yaptığını ve çalışmalarının toplumu nasıl etkilediğini ele alan ve bu nedenle etik ve estetik yönlerinin yanı sıra ontoloji, epistemoloji, vb. gibi bilim felsefesi veya teknoloji felsefesi'nde incelenebilecek konuları da içeren gelişmekte olan bir disiplindir.

<span class="mw-page-title-main">Uzay ve zamanın felsefesi</span>

Uzay ve zaman felsefesi, uzay ve zamanın ontolojisi, epistemolojisi ve karakterini çevreleyen konularla ilgilenen felsefe dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Algı felsefesi</span> Felsefi Yaklaşım

Algı felsefesi, algısal deneyimin doğası ve algısal verilerin durumuyla, özellikle de dünya hakkındaki inançlar veya dünya hakkındaki bilgilerle nasıl ilişkili olduklarıyla ilgilidir. Herhangi bir açık algı açıklaması, çeşitli ontolojik veya metafizik görüşlerden birine bağlılığı gerektirir. Filozoflar, nesnelerin algılarının ve bunlarla ilgili bilgi veya inançların bireyin zihninin yönleri olduğunu varsayan içselci açıklamaları ve bunların bireyin dışındaki dünyanın gerçek yönlerini oluşturduklarını belirten dışsalcı açıklamaları birbirinden ayırır. Son zamanlardaki felsefi çalışmalar, tek görme paradigmasının ötesine geçerek algının felsefi özelliklerini genişletmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Peter Lipton</span> Amerikalı filozof (1954 – 2007)

Peter Lipton, Amerikalı bilim filozofu ve epistemologdur. Kasım 2007'deki beklenmedik ölümüne kadar Cambridge Üniversitesi'nde Hans Rausing Profesörü ve Tarih ve Bilim Felsefesi Bölümü Başkanı ve King's College'ın bir üyesiydi. Cambridge web sitesindeki ölüm ilanına göre, "dünyanın önde gelen bilim filozoflarından ve epistemologlarından biri olarak tanındı."

<span class="mw-page-title-main">Ian Hacking</span>

Ian MacDougall Hacking, bilim felsefesinde uzmanlaşmış Kanadalı bir filozoftur. Kariyeri boyunca Killam Beşeri Bilimler Ödülü ve Balzan Ödülü de dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazandı ve Kanada Nişanı, Kanada Kraliyet Cemiyeti ve İngiliz Akademisi gibi birçok prestijli grubun üyesi oldu.

<span class="mw-page-title-main">Hasok Chang</span> Tarihçi ve bilim filozofu

Hasok Chang, Cambridge Üniversitesi Bilim Felsefesi ve Tarih Bölümü'nde Hans Rausing Profesörü ve Bilim Felsefesi Derneği'nin yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Kore doğumlu Amerikalı bir tarihçi ve bilim filozofudur. Daha önce 2012'den 2014'e kadar İngiliz Bilim Tarihi Derneği'nin başkanı olarak görev yaptı.

Ram Roy Bhaskar, eleştirel gerçekçilik (EG) olarak adlandırılan felsefi hareketin başlatıcısı olarak bilinen İngiliz bilim filozofuydu. Bhaskar, bilimin görevinin nicel yasaların keşfinden ziyade "dünyanın fenomenlerini üreten kalıcı ve sürekli aktif doğa mekanizmalarının bilgisinin üretimi" olduğunu savundu. Bu bağlamda deneysel bilimin yalnızca laboratuvarın içinde değil dışında da etki ediyorsa anlamlı olduğunu vurguladı. Mekanizmalar ve nedensel etkiler hakkındaki bu gerçekçiliği sosyal bilim felsefesine uygulamaya devam etti ve ayrıca felsefenin ve insani bilimlerin eleştirel rolünü desteklemek için bir dizi argüman geliştirdi. Bhaskar'a göre, toplum çalışmalarının bilimsel olması mümkündür ve öyle olması arzu edilir.

Stathis Psillos, bir Yunan bilim filozofudur. Yunanistan'ın Atina Üniversitesi'nde Bilim Felsefesi ve Metafizik Profesörüdür. Batı Ontario Üniversitesi Rotman Felsefe Enstitüsü üyesidir. 2013-15'te Kanada'da bulunan Batı Ontario Üniversitesi'nde Rotman, Kanada Bilim Felsefesi Araştırma Kürsüsü'nü yürütmüştür.

Larry Laudan, Amerikalı bir bilim filozofu ve epistemologdur. Pozitivizm, realizm ve rölativizm geleneklerini şiddetle eleştirdi ve popüler meydan okumalara karşı ayrıcalıklı ve ilerici bir kurum olarak bilim görüşünü savundu. Laudan'ın "araştırma gelenekleri"ne ilişkin felsefi görüşü, Imre Lakatos'un "araştırma programlarına" önemli bir alternatif olarak görülüyor.

Richard Bevan Braithwaite, bilim felsefesi, etik ve din felsefesi alanlarında uzmanlaşmış bir İngiliz filozofudur.

Peter Achinstein, Johns Hopkins Üniversitesi'nde Amerikalı bir bilim filozofudur.

Bilimsel gerçekçilik, bilim tarafından tanımlanan evrenin, nasıl yorumlanabileceğine bakmaksızın gerçek olduğunu savunan görüştür. Bilimsel gerçekçiliğe inanan bir kişi, bilimin evrendeki hem fiziksel hem de metafiziksel gerçekleri bulmak için kullanılabileceği yönündeki görüşleri nedeniyle, evrenin bilim tarafından tanımlandığı şekliyle doğru olduğunu kabul etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Klasik realizm (uluslararası ilişkiler)</span>

Klasik realizm, realist düşünce okulundan bir uluslararası ilişkiler teorisidir. Realizm şu varsayımlarda bulunur: devletler uluslararası ilişkiler sisteminin ana aktörleridir, uluslararası bir uluslararası otorite yoktur, devletler kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder ve devletler kendilerini korumak için güce ulaşmaya çalışır. Klasik realizm, devlet davranışını ve devletlerarası çatışmanın nedenlerini açıklamada insan doğasını ve iç politikayı özel bir vurgu yapmasından dolayı diğer realizm türlerinden ayrılır. Klasik realist teori, insan doğasına dair kötümser bir bakış açısını benimser ve insanların doğası gereği iyiliksever olmadığını ve bunun yerine çıkarcı olduklarını, korku ya da saldırganlıkla hareket ettiklerini savunur. Ayrıca, bu insan doğasının uluslararası anarşi nedeniyle devletler tarafından uluslararası politikaya yansıtıldığını vurgular.

<span class="mw-page-title-main">Doğrudan ve dolaylı gerçekçilik</span>

Doğrudan ya da saf gerçekçilik, dolaylı ya da temsili gerçekçiliğin aksine, algı felsefesi ve zihin felsefesinde, bilinçli deneyimlerin doğasını tanımlayan farklı yöntemlerdir. Bunlar, çevremizde gördüğümüz dünyanın gerçek dünyanın kendisi mi yoksa bilinçli deneyimlerimiz tarafından üretilen bu dünyanın içsel bir algısal kopyası mı olduğu metafizik sorusundan yola çıkmaktadır.