İçeriğe atla

Yapısal işlevselcilik

Yapısal-işlevselcilik (İngilizce: Structural-functionalism): Öncelikle yapısal işlevselcilik ontolojik olarak Holistik paradigma içerisinde değerlendirilebilir. Esas itibarıyla metodolojik bir araç olarak sosyoloji disiplini içerisinde kullanılmakta olan bu yaklaşım; siyaset bilimi, antropoloji, psikoloji, sosyobiyoloji, sosyal psikoloji gibi disiplinler ve alt disiplinler bünyesinde sosyal bilimler alanında önemli bir hareket noktası konumundadır. 19. yy.da Herbert Spencer'ın organizmacı toplum yapısı yaklaşımı ile bağlantılı olarak gelişen, ama asıl olarak işlevselci yaklaşımın devamı niteliğindeki bu metodolojik yaklaşım, özellikle 20. yüzyılda Talcott Parsons ile şekillenmiştir. Kuramsal çerçeve açısından antropoloji disiplinindeki en önemli kuramcıları Bronislaw Malinowski ve Alfred Radcliffe-Brown'dır. Sosyolojik gelişim çizgisinde bu yaklaşımın en önemli kuramcıları Herbert Spencer, Auguste Comte, Emile Durkheim, Talcott Parsons, Robert K. Merton ve David Keen'dir.

Kuramsal arka plan

"İnsan, gözü olduğu için görmez, görme işlevini yerine getirmek için göz oluşur."

Emile Durkheim

Üzerine düşünülen konu öncelikle toplum ve yapısıdır. Sosyal fenomenlerin tahlilinde toplum yapısı ve işlevleri ortaya konulur. Başlıca şu sorulara verilebilecek cevaplar çerçevesinde bilimsel nitelik bu bakış açısıyla şekillenir: Sistem ne üzerinde yoğunlaşmıştır, işleyiş biçimi, değişimin nasıl gerçekleştiği ve üretilenin ne yönde çıktılar verdiği. Bu kuram çerçevesinde toplumun yapısı ve işlevleri dikkate alınır. Önemli olan ve ortaya konulmaya çalışılan, toplumun bir bütünlük içerisinde kendi sürekliliğini sağlamasının izahıdır. Bu durum organik toplum modeli baz alınarak izah edilmektedir. İşlevselci yaklaşım statükodan yana olmaktan öte, daha çok değişimi vurgulamak istemez. Değişim; toplumsal sistemi, parçalar arasındaki bütünleyici ahengi yıpratabilir hatta bozabilir. Bu durumda toplumsal işlev yıpranacak ve kendisini yeniden inşa edecek ve düzene oturtacaktır. Çatışma durumu da benzer şekilde sistemin işleyişi, düzeni ve sürekliliği için kaçınılması gereken bir durumdur. İşlevselcilik bu temel düşünüş üzerinden hareket ettiği için statükocu olarak nitelendirilmektedir.

Toplum

Yapısal işlevselci yaklaşıma göre toplumun çekirdeği bireydir. Toplumun alt sistemleri bireylerin bir aradalığı ile oluşur. Tek tek bireylerin bütünlüğü alt sistemleri, alt sistemlerin işlevsel bütünlüğü ise sistemi meydana getirir. Birey, toplumsal bir rol içerisinde ele alınır ve yapısal işlevselcilik bu role sahip bireye "aktör" demektedir. Birey aynı zamanda sahip olduğu role uygun bir statü içerisinde yer alır ve rol kavramı statü ile birlikte anlam kazanır.[1] Durkheim büyük oranda Auguste Comte'un organizmacı pozitivizminden dayanak bularak toplumsal yapıyı organizma benzeri bir hal ile açıklamıştır. Yapısal işlevselci yaklaşımın en büyük temsilcilerinden Talcott Parsons'a göre de bu örnekten yola çıkılabilir.

Toplumsal değişim

Toplumsal değişme, Parsons'un belirttiği şekilde, toplumsal sistemin bir bütün halinde çalıştığı ve bu bütünün karmaşık yapısının kendi içerisinde bir uyumu barındırdığı savından yola çıkılarak değerlendirilmektedir. Sistem, kusursuz biçimde işleyebilmenin yöntemlerini kendine içkin biçimde meydana getirmektedir. Herhangi bir "kusursuzluk"tan sapma hali, hızlı biçimde tekrar düzenli hale geçişi ve uyumu ardında taşır.

Parsons'a göre yapısal işlevselci kuramsal perspektif ile bağlantılı olarak 4 görünüm ışığında toplumsal değişim tartışılabilir:

  1. Farklılaştırma
  2. Uyumlu yükseltme
  3. Kapsama
  4. Gerçek değerleme

Kıtalararası yaklaşım farkı

Amerikan sosyolojisinde yapısal işlevselcilik

Talcott Parsons

Amerikan sosyolojisi esas olarak, tarihsel olaylara hapsolmak yerine olanı betimlemeyi, güncel toplumsalı çözümlemeyi amaçlar. Toplumsal bütünü parçalar halinde bütünden soyutlanmış biçimde analiz eder. Bu çözümlemeler esnasında analizler bireylere kadar indirgenir. Bireylere indirgenen güncel sosyolojik analizler ortaya psikolojik yaklaşımı çıkartır. Toplum bir işlevler bütünüyse, işlevler de incelenmelidir. Toplumdaki uyumun algılanabilmesi ve sürdürülebilmesi işlevsel yaklaşım ile mümkündür. Değişim farklılaşmadır. Toplum büyüyerek farklılaşır, fakat özünde değişmez. Farklılaşma:Yapıların değişmeye başlamasıyla,değişen işlevlere uygun yapıların oluşturulması veya işlevlerin o yeni yapılara uygun hale getirilmesidir.[2]

Kıta Avrupası'nda yapısal işlevselcilik

Max Weber, 1894

Weber’in tesiriyle rasyonelleşmeye önem verilmiştir. Bu, bilim ve teknolojiden ve düşünce sisteminden kaynaklanır. Rasyonalizasyon, toplumsal sistemin temelindeki değer yargısı sisteminin oluşturduğu süreçtir. Değer yargısı sistemi bu yaklaşımda karizmatik niteliktedir. Mevcut toplumsal sistemin korunmasını amaçlar. Rasyonelleşme, değişimi zorlayan bir iç yönelmedir. Bununla birlikte toplumsal sistemin temelinde yatan değer yargısı sisteminin oluşturduğu ve biçimlediği uyum ve denge koşulları içinde yönlenen ve aynı zamanda koşullarla sınırlanan bir süreçtir. Denge ve uyum değişime karşıdır. Oysa çatışmacı bir yapı anlayışı değişimi gerekli kılar ve izahını kolaylaştırır.

Fransız orijinli post yapısalcı (postmodern) düşün dünyasına kadar uzanan bir işlev ve yapı sentezi özellikle dil, mikro olanın izahı ve genel soyutlamalara ulaşma, parçalı düşün gibi kuramsal tartışmalarda sıklıkla kullanılmaktadır. Ferdinand de Saussure, Gilles Deleuze, Jacques Derrida, Jacques Lacan, Jean Baudrillard, Michel Foucault gibi dil ve yapı bütünlüğünden parçalı mikro iktidar alanına kadar ulaşan varsayımlar ve kuramlar bütününe şahit olmaktayız.

Dipnotlar

  1. ^ Kongar, Emre., "Toplumsal Değişme", Remzi kitabevi, 4. Basım, sayfa 153-154, 1985, İstanbul.
  2. ^ "Hacettepe.edu.tr, Toplum bilim kuramları, işlevselcilik". 15 Mart 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2008. 

Kaynakça

  • Abrahamson,Mark., "Functionalism", Prentice-Hall Inc. 1976 NewJersey (Çev: Prof.Dr.Nilgun Celebi)
  • Canoglu, Ayse., "Talcott Parsons’in Amerikan Sosyolojisine Katkiları", 1989,Istanbul Üniversitesi (Basılmamış Yuksek Lisans Tezi)
  • Fine, Gray Alan., "Talking Sociology", Alllyn and Bacon Inc.3rd ed., 1993.
  • Johnson, Allan G., "Blackwell Dictionary of Sociology", Blackwell Company, 2000.
  • Kızılçelik, Sezgin., "Sosyoloji Teorileri-I", Nüve kültürmerkezi, 1994.
  • Kızılçelik, Sezgin., "Sosyoloji Teorileri-II", Anı Yayıncılık, Kasım 2000.
  • Kongar,Emre, "Toplumsal Degisme", Remzi kitabevi,4.Basim, 1985, İstanbul.
  • Turner, Jonathan H., "The Structure of Sociological Theory", Wadsworth, Publishing Company, 6th. Edition, 1998.
  • Alan Swingewood, "Sosyolojik Düşüncenin Kısa Tarihi", Bilim ve Sanat, Çev:Osman Akınhay, 1998, Ankara.
  • Poloma,Margaret M., "Çağdaş Sosyoloji Kuramları", Gündoğan Yay., Çev:Hayriye Erbaş, 1993, Ankara.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Émile Durkheim</span> Fransız toplum bilimci (1858 – 1917)

Émile Durkheim, Fransız sosyolog, sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Eğitim sosyolojisi</span> EĞİTİM

Eğitimsel toplum bilimi, eğitim kurumlarını ve okullaşma ile modern endüstri toplumlarında okullaşma sistemlerini, ‘okul ile toplumsal yapı arasındaki ilişkileri konu alan, eğitim kurumunun toplumun diğer büyük kurumsal düzenleriyle, yani iktisat, politika, din vb. ile olan ilişkilerini sosyolojinin yöntemleri ve bakış açısıyla araştıran sosyoloji dalı.

Gelenek ve görenekler; bir toplumda, bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar.

<span class="mw-page-title-main">C. Wright Mills</span> Amerikalı toplumbilimci (1916 – 1962)

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">Georg Simmel</span>

Georg Simmel, Ferdinand Tönnies ile birlikte Alman Sosyolojisi'nin kurucularından biri olan sosyolog, filozof ve eleştirmen.

Sosyolojik Yöntemin Kuralları, Emile Durkheim'in ilk kez 1895 yılında yayımlanan kitabı. Kitap, Durkheim'in Pozitivist yöntemlere bağlı kalarak toplumu inceleyip, yorumlayacak bir sosyoloji kurma düşüncesini yansıtır.

<span class="mw-page-title-main">İletişim sosyolojisi</span>

İletişim sosyolojisi, iletişimin sosyolojik açıdan incelenmesidir. Bu bağlamda iletişimin toplumsal anlamı, topluma etkileri, toplum-iletişim ilişkisi, toplumsal iletişimin tarihsel süreç içindeki gelişimi gibi konular iletişim sosyolojisinin inceleme alanları içerisinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">İşlevselcilik</span>

İşlevselcilik (İngilizce:Functionalism), Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde esas olarak en derinde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine; özellikle istikrarlı, kararlı toplum yapısı üzerine odaklanır. İşlevselcilik, yaklaşımın diğer öğretileri ile beraber ana sosyolojik yaklaşımdır. Tıpkı çatışmacı kuram ve etkileşimcilik gibi. İşlevselcilik, önce Emile Durkheim ile şekillenmiş daha sonra ise yakın yüzyılda Talcott Parsons tarafından geliştirilmiştir. Aynı zamanda 20. yy. sosyologları tarafından da kurama çok önemli katkılar yapılmıştır ve bu yaklaşım 1970'lere kadar, yani yeni ve eleştirel argümanlarla karşılaşıncaya kadar popüler etkinliğini sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji teorileri</span> Sosyoloji kuramları ve açıklamaları

Genel kuramlar olarak, başlıca genel toplum bilimi kuramlarından bazılarını içerecek şekilde;

Yunanca αὐτo- ve ποίησις sözcüklerinden türetilen bir neolojizmdir. Temel olarak kendi devamlılığını sağlayan ve kendini yeniden üreten sistemleri tarif etmek üzere ilk kez 1971'de iki Şilili biyolog Humberto R. Maturana ve Francisco J. Varela tarafından ortaya atılmıştır. Yeniden üretimlerini sağlayan bileşenlerin bizzat sistem tarafından üretildiği otopoietik sistemler, ilk olarak canlılığın organizasyonunu açıklamak ve canlı sistemlerin ayırt edici özelliğini ortaya koymak üzere kullanılmıştır. Sonrasında toplum, hukuk, şirketler gibi sistemleri tarif etmek için ele alınmış ve biyoloji yanında sosyoloji ve sistem teorisi gibi alanlara taşınmıştır.

Toplumdilbilim veya sosyodilbilim, kültürel normlar, beklentiler ve bağlam, dilin nasıl kullanıldığı ve toplumun dil üzerindeki etkisi gibi konuları inceleyen, dilbilimin sosyoloji ile kesiştiği disiplinler arası alan. İnsan topluluklarının sosyal sınıf, etnik köken, yaş ve cinsiyet gibi kendine ait faktörlerle girdiği etkileşimi ve bu etkileşimin sonucu olan değişimleri karma biçimde inceler.

<span class="mw-page-title-main">Kurumlar sosyolojisi</span>

Toplum, ortak bir coğrafi mekandan, kurumsallaşma davranış biçimleri sergileyen ve bir arada yaşayan bireylerden oluşmuş bir bütündür. Toplumu oluşturan bireyler arasında düzenli ilişkiler ve davranış kalıpları vardır. Davranış kalıpları, dil ve kültür sayesinde oluşur. Toplumun sahip olduğu bu davranış kalıpları zamanla değişebilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji maddeleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste sosyoloji maddelerinin dizinini içermektedir. Özet liste için Genel sosyoloji listesi.

<span class="mw-page-title-main">Sosyolojinin dalları</span>

Aşağıdakiler, sosyoloji disiplinine genel bakış ve güncel bir rehber olarak sunulmaktadır:

<span class="mw-page-title-main">Sosyolojide sapma</span>

Sapma veya sapma sosyolojisi, resmi kuralları ihlal eden davranışları, eylemleri araştırmaktadır. Örnek olarak sapma sosyolojisi, toplum kuralların ihlalini, suç vb. durumları ele almaktadır.[3]Sapma teriminin olumsuz bir anlamı olsa da, sosyal kuralların çiğnenmesi her zaman olumsuz bir eylem oluşturmamaktadır. Bazı durumlarda kuralların ihlal edilmesine rağmen, davranış olumlu veya toplum tarafından kabul edilebilir olarak adlandırılabilir.

Saf sosyoloji, rasyonel seçim teorisi, çatışma teorisi veya yapısal işlevselcilik gibi bir sosyolojik paradigmadır. Genellikle insan davranışı açıklamaya yönelmektedir. Donald Black tarafından geliştirilen saf sosyoloji, ilk başlarda yasal davranışlardaki çeşitliliği açıklamak ile uğraşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Terör sosyolojisi</span>

Terör sosyolojisi, terörizmi sosyal bir fenomen olarak anlamaya çalışan sosyolojinin bir alandır. Alan, terörizmi tanımlar, niçin gerçekleştiğini araştırır ve toplum üzerindeki etkisini değerlendirir. Terörizm sosyolojisi, siyaset bilimi, tarih, ekonomi ve psikoloji alanlarından meydana gelmektedir. Terörizm sosyolojisi, terörizmi meydana getiren sosyal koşullara vurgu yapması ile önemli terörizm araştırmalarından farklılık göstermektedir. Terörizm sosyolojisi ayrıca devletlerin böyle olaylara nasıl tepki gösterdiğini araştırır.

<span class="mw-page-title-main">Hümanistik sosyoloji</span>

Hümanist sosyoloji, ilk olarak Florian Znaniecki'nin ortaya koyduğu bir sosyoloji alanıdır. Bu alan insan değerlerini ele alarak, değer sistemi hakkında görüşler bildirmeye çalışmaktadır. Ayrıca Hümanist sosyoloji, belirli zamanlarda antipozitivizm gibi alanlar ile de iç içe çalışmaktadır.

Sosyolojik Tahayyül, Amerikalı sosyolog C. Wright Mills'in Oxford University Press tarafından yayınlanan 1959 tarihli bir kitabıdır. İçinde, benlik ve toplum arasındaki ilişkinin anlaşılabileceği araçlar olan sosyolojik tahayyül fikrini geliştirir.