İçeriğe atla

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Doğum27 Mart 1889(1889-03-27)
Kahire, Mısır Hidivliği, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm13 Aralık 1974 (85 yaşında)
Ankara, Türkiye
Defin yeriYahya Efendi Tekkesi Haziresi, İstanbul
MeslekYazar · şair · diplomat · gazeteci
Eğitimİstanbul Hukuk Mektebi (terk)
DönemMillî Edebiyat · Cumhuriyet
TürRoman · şiir · öykü · anı
Edebî akımRealizm

Yakup Kadri Karaosmanoğlu (27 Mart 1889, Kahire - 13 Aralık 1974, Ankara), Türk yazar ve diplomattır. Türk Dil Kurumunun kurucularındandır.

Roman, öykü ve makaleleri ile Türk toplumunun Tanzimat’tan bu yana geçirdiği değişiklikleri anlatmış bir yazardır. Asıl ününü romanları ile sağlayan yazarın en tanınmış romanları Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban'dır. Edebiyat yaşamının başında Fecr-i Ati edebiyat topluluğunun kurucu üyeleri arasında yer almış, daha sonra bireyci düşüncelerden uzaklaşarak toplumculuğu kabul etmiş bir yazar olarak değerlendirilir.[1]

Millî Mücadele yıllarında ve sonrasında etkin bir siyasal yaşam sürmüştür.[1] Millî Mücadele'den itibaren Atatürk’ün yakın arkadaşları arasında yer almıştır.

TBMM II, III. Dönem Mardin, IV. Dönem (Tiran Elçiliğine atanması nedeni ile 27 Ekim 1934 tarihinde istifa) ve 1. (XII) Dönem Manisa Milletvekilliği, Kurucu Meclis Millî Birlik Komitesi Temsilciliği (6 Ocak 1961 – 15 Ekim 1961) yapmıştır.[2]

Kadro dergisinin kurucularındandır. Derginin, devrin yöneticileri ile fikir ayrılığına düşüp Kemalizm’i değiştirmekle suçlanarak kapanmasından sonra diplomat olarak yurt dışında çeşitli görevlerde bulunmuştur.

Anadolu Ajansının kurucularındandır, ömrünün son yıllarında ajansın yönetim kurulu başkanlığını yapmıştır.

Hayatı

1889 yılında Mısır'ın Kahire şehrinde dünyaya geldi. Babası, Manisa'nın tanınmış Karaosmanoğlu Ailesi’ne mensup Abdülkadir Bey, annesi İkbal Hanım’dır. Babası, 1833 yılında Kavalalı İbrahim Paşa’nın Manisa’yı işgali sırasında ona yakınlık göstermiş ve onun Mısır’daki konağına yerleşmişti.[3] Abdülkadir Bey’in konak halkından İkbal Hanım ile yaptığı evlilikten dünyaya gelen ikinci çocuğu Yakup Kadri idi.[4]

Ailesi, Mısırlı İbrahim Paşa’nın ölümü üzerine Türkiye’ye gelince ilköğrenimini Manisa’da Fevziye Mekteb-i İptidaisinde tamamladı.[4] 1903'te İzmir İdadisine girdi. Şahabettin Süleyman ile arkadaşlığı bu okulda iken başladı.[5] Çocukluk yıllarında başlayan edebiyat ilgisi, lise yıllarında daha da arttı.[6] Babasının ölümü üzerine İzmir İdadisi’ndeki eğitimini tamamlayamadı; 1905 yılında annesiyle Mısır'a döndü. Mısır’daki Jön Türkler ile tanıştı, İzmir’e dönme isteğinden vazgeçti.[5] Jön Türkler’in etkisiyle politikaya ilgi duymaya başladı. İskenderiye'deki bir Fransız okulunda ve İsviçre Lisesi’nde eğitim görerek iki yıl sonra ortaöğrenimini tamamladı. Bu yıllarda öğrendiği Fransızca ile Flaubert, Guy de Maupassant, Alphonse Daudet gibi ünlü batılı yazarları okudu.[6] Şerafettin Mağmumi’nin çıkardığı “Türk” adlı dergide Maupassant’tan yaptığı ilk çeviri öykülerini yayınladı.[7]

1908'de ailesiyle İstanbul’a döndü, Yeldeğirmeni semtine yerleşti ve Balkan Savaşı’na kadar burada yaşadı.[6] Bu arada İstanbul Hukuk Mektebine kaydoldu ancak okulu üçüncü sınıftan terk etti. 1909'da arkadaşı Şahabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı.[4] Aynı yıl Henrik Ibsen’den esinlenerek[6] yazdığı ilk oyunu “Nirvana”, Resimli Kitap Dergisi’nde yayımlandı. Edebiyat yaşamını Servet-i Fünûn dergisinde küçük öyküler yayımlayarak sürdürdü. Mensur şiirler de kaleme aldı.

Paris’ten dönen Yahya Kemal ile birlikte edebiyatta, “Nev-Yunanilik” adını verdikleri yeni bir çığır açmak için uğraştı ancak çabaları ilgi görmedi.[6] Yunan ve Latin kaynakları dışında doğu mitolojisine de ilgi duydu. Bu ilgisi nedeniyle Çamlıca’daki Kısıklı Bektaşi tekkesine devam etti[8] ve gözlemlerinden yayımlanarak “Nur Baba” romanını yazdı ama karşılaşacağı tepkilerden çekinmesi ve İsviçre’ye gidecek olması nedeniyle romanını o dönemde kitap olarak yayımlamadı.[5]

Bergson ve Freud’un görüşlerinden yararlanarak ruh tahlillerine geniş yer veren öyküler yazdı.[6] İlk öykü kitabı “Bir Serencam”’ı 1913'te yayımlandı. Bu yıllarda Peyam Gazetesi’nde kadın sorunları, hayat, medeniyet ile ilgili birçok konuda makaleler yayımladı. Bir süre Üsküdar İdadisi’nde edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı.

1912’de tüberküloza yakalandığını öğrenen Yakup Kadri, tedavi olmak için ancak 1916'da İsviçre'ye gidebildi;[5] Mondros Mütarekesi’nin imzalanması üzerine yurda döndü.

Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı’nda yaşananlar Yakup Kadri’nin edebiyat anlayışını değiştirmesine neden oldu; sanatın "şahsi ve muhterem" olduğu düşüncesinden uzaklaştı.[5] "'Toplum için sanat" anlayışına yöneldi ve Millî Edebiyat akımının sade dil anlayışını benimsedi.

Kurtuluş Savaşı yılları

Mondros Mütarekesi’nden sonraki günlerde İkdam gazetesinde yazılar yazan Yakup Kadri, yazılarında Türk Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. Bir yandan da Yeni Mecmua'da Erenlerin Bağından adını verdiği nesirler yayımladı. Millî mücadele ile ilgili hikâyeler yazdı. Bu dönemdeki yazılarını daha sonra Ergenekon adlı eserinde kitaplaştırdı (1929).

1920'de Millî Mücadeleyi izlemek için bazı arkadaşlarıyla birlikte Ankara'ya çağrıldı. Batı cephesini dolaştı ve bu seyahatinden millî duyguları güçlenmiş, geleceğe dair ümit dolu olarak İstanbul’a döndü.[6] Gazetecilik çalışmaları devam ederken en büyük eserleri olan romanlarını yayımlamaya başladı. Kiralık Konak romanı İkdam'da tefrika edildi. 1921’de ise daha önce yazdığı Nur Baba romanı Akşam gazetesinde tefrika ettirdi;[9] ancak gelen tepkiler üzerine tefrika yarım kaldı. Eser, 1922’de kitap olarak yayımlandığında yazarının Türkiye’de ve ülke dışında tanınmasına büyük katkı sağladı.[9] Nur Baba, aynı yıl, Muhsin Ertuğrul tarafından filme de çekildi.[8]

Nur Baba’yı bastırdıktan sonra Ankara’ya giden yazar, kendisine Tetkik-i Mezalim Komisyonunda görev verilmesi üzerine Kütahya, Simav, Gediz, Eskişehir, Sakarya yörelerini dolaştı; gördüklerini belli bir zaman sonra kaleme alabildi. Bir yandan da Ankara’daki Hâkimiyet-i Milliye gazetesine makaleler ve İstanbul’daki Cumhuriyet gazetesine fıkralar yazdı.

9 Eylül zaferinden sonra TBMM’ye Mardin milletvekili olarak girdi. 1923’te Mutasarrıf Asaf Bey’in kızı, Burhan Asaf Bey’in kız kardeşi Leman Hanım ile evlendi.

Cumhuriyet yılları

Mardin milletvekili Yakup Kadri, 1925’te Anadolu Ajansı şirkete dönüştürüldüğünde ilk yönetim kurulu üyeleri arasında yer aldı ve “Harici Seksiyon Şefliği”ni üstlendi.[10] Yönetim kurulundan 1928'de ayrıldı.

1926’da tedavi için ikinci kez İsviçre’ye giden ve iki yıl kalan Yakup Kadri, izlenimlerini Milliyet gazetesine gönderdi. Bu yazılar daha sonra Alp Dağları’ndan başlığıyla kitaplaştırıldı.

1927’de Hüküm Gecesi, 1928’de Sodom ve Gomore adlı romanlarını yayımladı.

1931-1934 yıllarında Manisa milletvekili olarak mecliste yer aldı. Cumhuriyet ve Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde sürdürdü.

1932'de kurulan Türk Dil Kurumunun kurucularından biri olarak Türkçe için çalıştı.[11]

Kadro dergisi yazarlığı

1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. O yıl, Kurtuluş Savaşı gözlemlerinden ve Tetkik-i Mezalim Komisyonunda yer aldığı dönemden yararlanarak yazdığı Yaban adlı romanı Kadro dergisinde tefrika etti ve büyük yankılar uyandırdı. Romanda Türk milletinin büyük bir kurtuluş mücadelesi vermekte olduğu 1922 yılında aydın ile köylü arasındaki yabancılık ve uyuşmazlığı anlattı.[4] Derginin hemen her sayısında sanat ve edebiyat üzerine denemeler yazdı.

Kadro dergisinin savunduğu bazı görüşler devlet yetkilileri tarafından aşırı bulununca derginin imtiyaz sahibi Yakup Kadri, 1934’te Tiran’a elçi olarak atandı ve dergi kapatıldı.[5]

Diplomatlık yılları

1934 yılında Tiran elçiliğine atanan Yakup Kadri, 1935'te Prag, 1939'da Lahey, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi. 1955 yılında Bern elçisi iken emekli oldu. Zoraki Diplomat adlı eseri, diplomatlık yıllarının eseri olarak ortaya çıktı.

Emekli olduktan sonra kendi vatanına döndü ve gazete, dergi yazılarını sürdürdü. 1957'de Ulus gazetesinin başyazarlığını üstlendi.

1960’tan sonra

Yakup Kadri, 1960 İhtilali’nden sonra Kurucu Meclis Milli Birlik Komitesi Temsilciliği (6 Ocak 1961-15 Ekim 1961) yapmıştır.

Siyasal yaşamının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekili oldu. Bu dönemde İsmet İnönü'den sonra meclisin en yaşlı üyesi olarak Geçici Meclis Başkanı olarak görev yaptı. 1962 yılında partinin Atatürk ilkeleri ile ters düştüğünü iddia ederek CHP’den istifa etti.[5] 1965 yılında politikadan çekildi.1966 yılında Anadolu Ajansı yönetim kurulu başkanlığına seçildi.

13 Aralık 1974’te Ankara’da tedavi görmekte olduğu Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde[10] hayatını kaybetti. Cenazesi, İstanbul Beşiktaş’taki Yahya Efendi mezarlığında annesinin mezarı yanına defnedildi.[5]

Yazarlık yaşamı

Yazarlığa Ümit, Servet-i Fünûn, Resimli Kitap gibi dergilerde başladı. Fecr-i Âtîcilerin "sanat şahsî ve muhteremdir" görüşünü paylaştığı ve "sanat için sanat" yaptığı bu ilk döneminde Nirvana adlı bir oyun, makaleler, denemeler, düzyazı şiirler ve öyküler yazdı.

Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumu, sanat anlayışını değiştirmesine yol açtı. Asıl ününü romanları ile sağlayan yazar; Türk toplumunun çeşitli dönemlerdeki gerçekliğini sergilemek istediği için bir ikisi dışında yapıtlarında belli tarihsel dönemleri ele aldı. Bir Sürgün, II. Abdülhamid döneminin; Hüküm Gecesi, II. Meşrutiyet'in; Kiralık Konak, I. Dünya Savaşı öncesinin; Sodom ve Gomore, Mütareke döneminin; Yaban, Kurtuluş Savaşı yıllarının; Ankara Cumhuriyet'in ilk on yılının; Panorama ise 1923-1952 yıllarının işlendiği romanlarıdır.[12]

Romanlarında yarattığı karakterlerin gerçekçiliği nedeniyle "Türk romanında belki ilk defa tipleri toplumsal koşullara ve tarihsel sürece bağlamaya çalışırken, bu tiplere canlı ve gerçek bir kişilik kazandırma uğruna bilinçli bir çaba göstermiş bir yazar”[13] olarak nitelendirildi. Yaban, Ankara, Panorama romanlarında Milli Mücadele ve Anadolu ile ilgili konuları işleyerek edebiyatın Anadolu’ya açılmasında önemli rol oynadı.

Karaosmanoğlu 1920'lerden sonra iyimser bir devrimci görünümündeyken, sonra umutlarını yitirerek romancılığını devrimci yönde kullanmaktan vazgeçmiştir. 1955'ten sonra da anı kitaplarından başka bir şey yazmamıştır.

Romanları hakkında

Romanları arasında en tanınanları Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban'dır.[12]

Karaosmanoğlu'nun ilk romanı olan Nur Baba 1922'de kitap olarak çıkmadan önce Akşam gazetesinde tefrika edilmişti. Döneminde olumlu ve olumsuz eleştirilerle karşılanan bu roman edebi gücünden çok ele aldığı konu bakımından dikkat çeker.[14] Romanda, İstanbul’da bir Bektaşi tekkesinin şeyhiyle, evli bir kadın arasındaki tutkulu bir aşkın öyküsünü anlatır. Eser, kitap olarak basıldığında çok satılıp ve Karaosmanoğlu'nun ününü yaygınlaştırdı. Ancak Karaosmanoğlu Bektaşilik'in sırlarını açıklamak ve üstelik Bektaşilik'i küçük düşürmekle suçlandığı için romanın ilk ve ikinci baskılarına yazdığı "izah"larla bu suçlamalara karşı kendini savunmak gereğini duymuştur.[12]

Basılan ilk romanı Kiralık Konak oldu. Bu, bireyci sanattan vazgeçtikten sonra yazdığı ilk romandı. Roman, Tanzimat'tan sonra değişen Osmanlı sosyal hayatını konu edinir. “Toplumda meydana gelen sosyal değişmeler, aile hayatını olduğu kadar, nesiller arasındaki ilişkileri de olumsuz yönlerden etkiler” ana fikri etrafında gelişir[15]

1942'de CHP Roman Armağanı'nda ikinciliği kazanmış olan Yaban, Karaosmanoğlu'nun en başarılı romanı sayılır. Anadolu köylüsünün gerçeklerini dile getirdiği ve Türk aydını ile köylüsü arasındaki uçurumu gözler önüne serdiği için övülmüştür. Ancak bazı eleştirmenler de Karaosmanoğlu'nu, köylüye tepeden bakmak ve onu hor görmekle suçlamışlardır. Yeni ulusu yaratmak görevi de vatanı kurtaracak olan aydınlara düşmektedir. Yaban hem Anadolu'yu ve köylüyü konu edinen ilk önemli roman olmasıyla, hem de çirkin bir gerçekliği şiirsel bir üslupla dile getirmedeki başarısıyla Türk roman tarihinde saygın bir yere sahiptir.[12]

Karaosmanoğlu toplumsal sorunlara belli bir siyasal açıdan eğilmiş bir romancı olmakla birlikte, bu sorunlara yaklaşımını elden geldiğince sanatsal bir düzeyde tutmaya çalışmıştır.[12] Ona karşı yapılan eleştiriler daha çok romanlarının içeriğine ve bazen de diline yönelik olmuştur. Ruhsal çözümlemede, karakter yaratmada ve ele aldığı dönemin toplumsal gerçekliğini yansıtmadaki başarısı övgüyle karşılanmıştır.[12]

1910'dan 1974'e dek verdiği eserler, üslup özellikleri bakımından Türkçenin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Yakup Kadri'nin Fransız etkisinde başlayan yazarlığı 1920'lerden sonra özgün bir sese kavuşarak siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve birey psikolojisini irdelemeye yönelmiştir[16]

Siyasi etkileri

Karaosmanoğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün en güvendiği aydınlardan biri olarak görülmüş ve tavsiyeleriyle Cumhuriyet Halk Partisi'nin kimi politikalarının şekillenmesinde önemli etkileri olmuş bir aydındır. Karaosmanoğlu, bu etkileri, Türk Kurtuluş Savaşı sonrası, Atatürk dönemi, İsmet İnönü dönemi, Demokrat Parti iktidarı ve 27 Mayıs darbesini anlattığı Politikada 45 Yıl ve 1934'te Tiran’da başlayıp 1954'te Bern’de noktalanan diplomatlık günlerini anlattığı Zoraki Diplomat adlı eserlerinde detaylı bir biçimde aktarır.

Yayımlanmış eserleri

Roman

Öykü

  • Bir Serencam (1914)
  • Rahmet (1923)
  • Ceviz (1925)
  • Milli Savaş Hikâyeleri (1922)

Şiir

  • Erenlerin Bağından (1922)
  • Okun Ucundan (1940)

Oyun

  • Nirvana (1909)
  • Veda (1929)
  • Sağanak (1929)
  • Mağara (1934)

Anı

  • Zoraki Diplomat (1955)
  • Anamın Kitabı (1957)
  • Vatan Yolunda (1958)
  • Politikada 45 Yıl (1968)
  • Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1970)

Monografi

  • Ahmet Haşim (1934)
  • Atatürk (1946)

Makale

  • İzmir’den Bursa'ya (1922; Halide Edib Adıvar, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte)
  • Kadınlık ve Kadınlarımız (1923)
  • Seçme Yazılar (1928)
  • Ergenekon (1929)
  • Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin'in Albümünden (1942)

Hakkında yazılan kitaplar

  • Şerif Aktaş, Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU (2019)

Ayrıca bakınız

  • MEB 100 Türk Edebiyatçısı

Kaynakça

  1. ^ a b "Ali Serdar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Romanlarında Cinsellik, Bilkent Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2002" (PDF). 6 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Ağustos 2011. 
  2. ^ "TBMM Albümü". tbmm.gov.tr. 31 Ekim 2012. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2013. 
  3. ^ "Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Liseedebiyat.com sitesi, Erişim tarihi 29.07.2011". 16 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  4. ^ a b c d "Veysel Şahin, Roman Tekniği Bakımından Yaban, E-Journal of New World Sciences Academy, Cilt 2, Sayı 3, 2007" (PDF). 7 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  5. ^ a b c d e f g h "Atilla Özkırımlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Hayatı ve Eserleri, Erişim tarihi:29.07.2011". 2 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  6. ^ a b c d e f g "Deniz Sevinç Öztürk, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Metinleri Çerçevesinde Milli Mücadelenin Yorumlanması, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2007". 12 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  7. ^ "Abdülahlim Aydın, Yaşama Bakışta Guy de Maupassant'ın Yakup Kadri Karaosmanoğlu Üzerindeki Etkileri, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 12, Sayı 2, Elazığ 2002" (PDF). 11 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  8. ^ a b "Cafer Gariper, Yasemin Küçükcoşkun, II. Meşrutiyet Döneminde Yayımlanan Nur Baba Romanı ve Yarattığı Akisler" (PDF). 26 Haziran 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  9. ^ a b Gıyasettin Aytaş, Nur Baba Romanında Yozlaşan Bektaşi Tekkesi, Hacı Bektaşi Veli Dergisi, Sayı 9, Yıl:1999[]
  10. ^ a b Yakup Kadri Ölümünün 28. Yılında Anılıyor, Hürriyet Gazetesi, 13.12.2002
  11. ^ "Kurucularımız". 18 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  12. ^ a b c d e f "Kültür Bakanlığı web sitesi Yakup Kadri Karaosmanoğlu sayfası Erişim tarihi:29.07.2011". 4 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mayıs 2011. 
  13. ^ Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, İletişim Yayınları, İstanbul, 1983, s.113]
  14. ^ Gariper, C.,- Küçükcoşkun Y., Dionizyak Coşkunun İhtişam ve Sefaleti: Yakup Kadri'nin Nur Baba Romanına Psikanalitik Bir Yaklaşım, Akademik Kitaplar, İstanbul 2009, s.49-94
  15. ^ "Gıyasettin Aytaş, Batılılaşma Maceramızda Türk Romanına Yansıyan Tipler, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 22 Sayı 3 Yıl 2002". 28 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2011. 
  16. ^ İletişim Yayınları, Erişim tarihi:29.07.2011

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Orhan Kemal</span> Türk romancı ve oyun yazarı

Mehmet Raşit Öğütçü, yazar olarak Orhan Kemal, aydınlık gerçekçi Türk roman ve oyun yazarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Memduh Şevket Esendal</span> Türk yazar, diplomat, siyasetçi

Mustafa Memduh Şevket Esendal, Türk yazar, diplomat ve siyasetçi.

<i>Kiralık Konak</i> Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan roman

Kiralık Konak, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Osmanlı Devleti'nin çöküş döneminde, İstanbul'da Batılılaşma ile geleneksel değerlerin, kuşaklar arasında farklılaşan değer yargılarının, yaşam biçimlerinin çatışmasını irdeleyen bir romanıdır.

<i>Yaban</i> (roman) Yakup Kadri Karaosmanoğlunun romanı

Yaban, Türk edebiyatında aydın-halk arasındaki uçurumu açık ve kaygıdan uzak şekilde ele alan nadir romanlardan biridir.

<i>Kuyucaklı Yusuf</i> 1937de yayımlanan bir Sabahattin Ali romanı

Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar bir öykü yazarı olarak tanınan Sabahattin Ali'nin 1937 yılında kaleme aldığı ve yayımladığı ilk romanıdır. Romanın baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden birisi olarak kabul edilir. Roman, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği "100 Temel Eser" listesinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tarık Buğra</span> Türk yazar ve gazeteci (1918–1994)

Süleyman Tarık Buğra, Türk gazeteci ve roman, hikâye, oyun ve fıkra yazarı.

Oya Baydar, Türk yazar, gazeteci ve sosyolog.

<i>Ateşten Gömlek</i> Halide Edib Adıvar tarafından yazılan roman

Ateşten Gömlek, Halide Edip Adıvar'ın savaş sırasında yaşanan bir aşk öyküsünü konu edinen ve 1922 yılında Kurtuluş Savaşı devam ederken tefrika edilmiş olan romanı.

<i>Ankara</i> (roman) Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan roman

Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1934 yılında yayımladığı romanının adıdır.

Nur Baba 17. yüzyılda kurulduğu sanılan bir Bektaşi tekkesidir. Karacaahmet Sultanın himayelerindedir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı konulu romanlar</span>

Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı konulu romanlar, 1919-1922 yılları arasında gerçekleşen Türk Kurtuluş Savaşı'nın sosyal, ekonomik, kültürel, askeri ve edebi etkileri olmuştur. Bu savaşlar, Türk edebiyatında özellikle Millî Edebiyat dönemine denk gelen eseler için bir konu seçimi olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nı konu edinen bazı romanlar o dönemde geçmektedir fakat doğrudan Kurtuluş Savaşı'nı anlatmamaktadır. Bazı eserlerde ise ateşkes dönemi ile işgal altındaki İstanbul yüzeysel olarak ele alınmıştır.

Dr. Muzaffer Hacıhasanoğlu(d. 1924, Çankırı - ö. 17 Ocak 1985, İstanbul), Türk öykü, roman, şiir ve deneme yazarı.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

<i>Hep O Şarkı</i>

Hep O Şarkı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1956 tarihli son romanıdır. Ancak romanlarının taşıdığı zamansal bütünlük bakımından zincir romanlarından ilki olarak düşünülmelidir. Yakup Kadri, bu romanıyla diğer romanlarında tükettiği, defterini kapattığı saraya yakın, eski İstanbullu üst zümrenin hayatını anlatır ve zincirin diğer halkası romanları için giriş yapar. Bu romanı ön plana çok çıkmamıştır ama Yakup Kadri'nin bütünselliğini anlamak için Hep O Şarkı'yı okumak ve anlamak çok önemlidir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Erhan Bener</span> Türk yazar

Erhan Bener, Türk yazar ve bürokrattır.

<i>Bir Sürgün</i>

Bir Sürgün, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun 1937'de yayımlanan ve otobiyografik özellikler taşıyan romanı.

<i>Nur Baba</i> (roman) Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan roman

Nur Baba, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun, Kısıklı'daki Bektaşi Tekkesi'ne devam ettiği yıllardaki gözlemlerine dayanarak, 1913'te yazmaya başladığı ilk romanı.

Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.

Peyami Safa kronolojisi, Türk yazar ve gazeteci Peyami Safa'nın yıllara göre verilmiş yaşamını içerir. Kronoloji Beşir Ayvazoğlu'nun Peyami Safa hakkındaki eserinin kaynak alınmasıyla oluşturulmuştur. Tarih ve olaylar için ayrıntılı kaynaklar Peyami Safa maddesinde verilmiştir.