Yahudilikte Seçilmiş Halk inancı
Yahudiler, İbrahim'in putperestliğin ilahlarını değil tek Tanrı'yı arayışından dolayı onun kavminin Tanrı tarafından seçildiğine, onlarla ahit yapıldığına ve kendilerinin de bu kavmin devamı olduklarına inanırlar.
Musevilikteki seçilmişlik kavramı Yahudi halkını kapsar (İbranice: Am Yisrael עם ישׂראל) yani burada bahsedilen bir ırk değil Tanrı’nın emirlerini benimsemiş olan halktır. Bir başka deyişle sonradan Museviliği kabul etmiş bir kişi de hangi ırktan ve dinden olursa olsun artık İsrail Halkı’ndan sayılmaktadır.
Bu seçilmişlik Musevilere bir üstünlük değil tersine ek bir sorumluluk getirmektedir, çünkü Museviliğe göre cennete ulaşmak için Musevi olmak şart değildir. Tek Tanrı’ya inanan ve temel insani ahlak kurallarını çiğnememiş her kişi dini ne olursa olsun cennete gidebilecektir. Tevrat’ta bu temel 7 ilke, Nuh’un Evrensel Yasaları isminde anlatılmaktadır. Buna göre Nuh’un Evrensel Yasaları şunlardır:
- Puta tapmamak
- Tanrı’nın ismini mübarek kılmak ve bu isimle lanet etmemek
- Cinayet işlememek
- Cinsel ahlaksızlık yapmamak
- Hırsızlık etmemek
- Adil bir yargı sistemi oluşturmak ve uyulmasını sağlamak
- Canlı bir hayvanın etini kopartıp yememek
Talmud, Yahudi olmasalar bile tüm insanların Nuh’un Evrensel Yasaları’na uyması gerektiğini belirtir. Bu kurallara uyanları ise dürüst (İbranice: hasid) olarak adlandırır. Talmud’a göre bu Yedi Evrensel Yasa’ya uyanlar, Dünyanın Dürüst İnsanları (İbranice: Hasid Umot Ha’olam) olarak görülürler. Bu kişiler Yahudi şeriatının uygulandığı her yerde, Yahudilerin sahip olduğu tüm haklardan yararlanabilirler. Bu kişilere İbranicede "ger toşav" adı da verilir. Nuh’un Evrensel Yasaları’nı yürekten benimsemiş ve uygulayan insanlar her iki dünyada da kurtuluşa ulaşacaklardır. Musevi inancında kurtuluş sadece Yahudiler ya da sonradan Yahudilik dinine geçenler için değildir.
Eliyau Raba'da şöyle denilmektedir: Yer ve gök şahit olsun ki; ister Yahudi, ister gayr-ı Musevi (goy), kadın ya da erkek, köle ya da cariye her kişi kendi ameline göre (yaptığı işlere) değerlendirilecektir.
Musevilere göre, Musevi olmayan ama dürüst olanların kurtuluşuyla ilgili bu anlayış, Yahudiliğin sadece Yahudi ırkına ait olmasından kaynaklanmaz. Zira ırk olarak Yahudi olmayıp sonradan Yahudiliğe geçenler ile ırk olarak Yahudi olanlar arasında hiçbir fark yoktur.
Haham Yeremya "Tevrat hükümlerini uygulayan bir yabancının bir hahambaşına eşit düzeyde olduğunu bize bildiren nedir? Tevrat 'Bu, Kohenler’in, Levililer’in ve İsrail’in Tevratıdır' demez, 'Bu, tüm insanın Tevrat’ıdır' der. Ayrıca Tevrat 'Kapıları, sadece Levililer’e, Kohenler’e ve İsrailliler’e aç' değil 'İnançlı milletlerin girebilmesi için kapıları aç' buyurur demiştir.
Bu yüzden Yahudilikte Nuh’un Yedi Evrensel Yasası’nı benimsemek kurtuluşun en kolay yolu kabul edilir. Çünkü Yahudi olmayanlar, Nuh'un Yedi Evrensel Yasası’nı yerine getirerek, kolaylıkla kurtuluşa erebilir ve cennet nimetlerinden faydalanabilirler. Oysa Museviler için cennete gitmek sadece bu 7 maddeye uymakla gerçekleşecek kadar kolay değildir. Tanrı Tevrat’ta Musevi’nin yapması ve yapmaması gereken toplam 613 Mitsvot (emir) sıralar ve Yahudilerin bunlara uymasını zorunlu kılar.
Bu sebeple Yahudilikte seçilmişlik bir üstünlük değil, daha çok bir yükümlülük ve sorumluluk anlamına gelmektedir.