İçeriğe atla

Yaban (roman)

Yaban
Kitabın Ön Kapağı
YazarYakup Kadri Karaosmanoğlu
ÜlkeTürkiye
TürRoman
Yayım1. baskı 1932
9. baskı 1942
64. basım 2012 (İletişim yayınları)
Yayımcıİletişim
Sayfa198
ISBN9789754700060

Yaban, Türk edebiyatında aydın-halk arasındaki uçurumu açık ve kaygıdan uzak şekilde ele alan nadir romanlardan biridir.

Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun zincir romanları içinde bir yerde düşünülebilir ama farklılığı bu zincir içinde ilk defa Anadolu'dan bir bakışın romana hakim olmasıdır. Roman I. Dünya Savaşı yıllarından başlayarak Sakarya Meydan Muharebesi'ne kadar olan zamanı kapsar. İç Anadolu Bölgesi'nde Porsuk Çayı civarında bulunan bir köyde yaşanır. Ahmet Celal bir İstanbul çocuğudur ama Anadolu’nun bambaşka bir gerçeğini anlatır; alabildiğince fakirlik ve bunun verdiği daha büyük bir ruhsuzluk. Karaosmanoğlu'nun tanımıyla "Anadolu adeta barbarlar tarafından hırpalanmış körpe bir genç kız gibidir; gözü, kolu, bacağı veya herhangi uzuvlarından biri eksik insanların, hastaların ve yaşlıların yaşadığı bir mezarlığı andıran bir yerdir".[1]

Konusu

Bir paşa oğlu olan Ahmet Celal yedek subay olarak katıldığı I. Dünya Savaşı'nda bir kolunu kaybeder. Ahmet Celal bir kolunu kaybetmesinden ötürü büyük bir üzüntü duymaktadır ve bazı öğrenilmiş çaresizlikler içindedir. İstanbul'u İngiliz kuvvetlerinin işgal etmesi üzerine emireri Mehmet Ali'nin çağrısı ile Anadolu'nun Porsuk Çayı kıyılarındaki bir köye yerleşir. Ahmet Celal bu köyde Emine adlı bir kadını sevmeye başlamıştır. Fakat Ahmet Celal'in sevdiği kadın Mehmet Ali'nin kardeşi olan İsmail'in karısıdır. İlerleyen dönemlerde köyü Yunan kuvvetleri işgal eder. Köylü bu işgali umursamamaktadır. Yunan kuvvetleri köydeki evleri yakıp yıkarken köy ahalisi bazı şeylerin farkına varır. Ahmet Celal ise işgal altındaki köyden sevdiği kadın olan Emine ile kaçmak istemektedir fakat bir süre sonra bu ikili yaralanmıştır. Ahmet Celal ve Emine geceyi bir mezarlıkta geçirip sabah olunca da yola çıkmak isterler. Ahmet Celal, ağır yaralı ve kımıldayamayacak halde olan Emine'yi orada bırakır; kendisi bilinmeyen bir yöne doğru gider. Ahmet Celal bütün bu süreç boyunca yaşadığı olayları ve savaşların durumunu yazdığı defterini bir subayın bulup okuması umuduyla Emine'ye bırakır.[2]

Kaynakça

  1. ^ Yaban. 2018. s. 2-7. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  2. ^ Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Yaban 21 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Erişim tarihi: 11 Nisan 2016

İlgili Araştırma Makaleleri

Karaosmanoğlu ailesi veya Karaosmanoğulları 17. yüzyıl'dan itibaren ayan sıfatı ile tarih sahnesine çıkmış, Akhisar, Manisa ve çevresinden başlayarak zamanla Ege Bölgesi'nin tamamı üzerinde hakimiyet kurmuş, özellikle III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde Osmanlı Devleti ile zaman zaman çekişmelere girmiş, zaman zaman da işbirliği yapmış bir ailedir.

<i>Kuyucaklı Yusuf</i> 1937de yayımlanan bir Sabahattin Ali romanı

Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar bir öykü yazarı olarak tanınan Sabahattin Ali'nin 1937 yılında kaleme aldığı ve yayımladığı ilk romanıdır. Romanın baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden birisi olarak kabul edilir. Roman, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği "100 Temel Eser" listesinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Fecr-i Âtî</span> Türk edebiyatının 1910-1912 arasındaki kısmı olan edebî topluluk

Fecr-i Ati bir edebi topluluktur. Fecr-i Ati'nin Edebiyat-ı Cedide’ye tepki olarak doğan bir akım olduğu savunulmuştur. Fecr-i Ati batıdaki benzerlerinde olduğu gibi belli ilkeler çevresinde birleşen bir yazın topluluğu biçiminde ortaya çıkmıştır. 1908 özgürlük bildirisiyle Servet-i Fünûn dergisinin çevresinde toplanan gençlerin açtığı bu çığır; en fazla "Fransız sembolizmi" üzerinde çalışarak Ahmet Haşim gibi büyük bir şairin doğmasına olanak hazırlar.

Kesme işareti ya da apostrof, bir noktalama işareti. Türkçede başlıca özel isimlerden sonra gelen ekleri ayırmada kullanılır.

<i>Ateşten Gömlek</i> Halide Edib Adıvar tarafından yazılan roman

Ateşten Gömlek, Halide Edip Adıvar'ın savaş sırasında yaşanan bir aşk öyküsünü konu edinen ve 1922 yılında Kurtuluş Savaşı devam ederken tefrika edilmiş olan romanı.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Haşim</span> Türk şair

Ahmed Haşim, Fecr-i Ati topluluğu üyesi Türk şair ve yazar.

<i>Ankara</i> (roman) Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan roman

Ankara, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1934 yılında yayımladığı romanının adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yakup Kadri Karaosmanoğlu</span> Türk yazar, diplomat

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Türk yazar ve diplomattır. Türk Dil Kurumunun kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">İzmir'in Kurtuluşu</span> İzmirin Yunan işgalinden kurtuluşu

İzmir'in Kurtuluşu, 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e 9 Eylül 1922'de girmesini belirten tarih terimidir.

<i>Kadro</i> (dergi)

Kadro, Ocak 1932-Ocak 1935 arasında yayınlanan aylık fikir dergisi. Kadrocular olarak da anılan Kadro dergisinin kurucuları Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge, İsmail Hüsrev Tökin'dir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı konulu romanlar</span>

Türk edebiyatında Kurtuluş Savaşı konulu romanlar, 1919-1922 yılları arasında gerçekleşen Türk Kurtuluş Savaşı'nın sosyal, ekonomik, kültürel, askeri ve edebi etkileri olmuştur. Bu savaşlar, Türk edebiyatında özellikle Millî Edebiyat dönemine denk gelen eseler için bir konu seçimi olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nı konu edinen bazı romanlar o dönemde geçmektedir fakat doğrudan Kurtuluş Savaşı'nı anlatmamaktadır. Bazı eserlerde ise ateşkes dönemi ile işgal altındaki İstanbul yüzeysel olarak ele alınmıştır.

Kadrocular ya da Kadro hareketi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge, İsmail Hüsrev Tökin tarafından Ankara'da 3 yıl süreyle çıkarılan Kadro dergisi etrafındaki harekettir.

<i>Sodom ve Gomore</i> (roman)

Sodom ve Gomore, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun bir romanı. Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu kitapta Türk Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’da yaşayan bir zümreyi ve bu zümre içindeki insanların ilişkileri anlatarak ahlak ve toplum değerlerini anlatır ve sorgular. Kronolojik sırada “Hüküm Gecesi”nden sonra gelir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

Atilla Özkırımlı,, Türk edebiyat tarihçisi ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Samim</span> Osmanlı Türkü gazeteci

Ahmet Samim,, Türk gazeteci ve yazar. Türkiye'de öldürülen ikinci gazetecidir.

Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ayşe Leman Karaosmanoğlu</span>

Ayşe Leman Karaosmanoğlu, Türk yazar, sefire.

Zevât-ı Mûtade , Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya Köşkünde verdiği yemekli toplantılara sürekli katılan kişilere verilen genel addır. Bu isimlendirme dönemin basınında sürekli olarak kullanılmıştır.

Yaban, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun aynı adlı romanından uyarlanan 1996 yapımı tv film.