
Kayı Boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan, Kaşgarlı Mahmud'un Divân-ı Lügati't-Türk eserine göre ise 22 Oğuz boyundan ikincisi. Reşidüddin'nin listesinde sembolleri şahin, yani şahinlerin en büyüğü olan akdoğandır. Kayı güç, kuvvet ve kudret sahibi demektir. Kayı Boyu'nun damgası üç ok ve bir yaydan oluşur. Babası Gün Han ve dedesi Oğuz Han olan Kayı Han bu boyun ilk atasıdır. Divân-ı Lügati't-Türk'te damgaları;
olarak tanımlanmaktadır.

Karaevli boyu Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden onikincisi; "Karabölük"lerdir. Belgeleri şudur :
diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. Bu boyların Bozoklar kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Gün Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir.

Afşar boyu veya Avşar boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden
diye tanımladığı altıncısıdır. Bu boyların Bozoklar kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Yıldız Han'ın dört oğlundan en büyüğü olan Afşar'ın soyundan gelir.

Salur boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden beşincisi; " صاَلغُر Salgur"lardır. Belgeleri şudur :
diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. Bu boyların Üçoklar kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Dağ Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir.

Oğuzlar Türk dillerinin Oğuz kolunu konuşan bir batı Türk halkıydı. 8. yüzyılda Orta Asya'da Oğuz Yabgu Devleti adında bir konfederasyon kurdular. Oğuz ismi, "kabile" anlamına gelen yaygın bir Türkçe kelimedir. Oğuz isminin kaynağı en güvenilir görüşe göre Türkçe 'ok' isminin Z harfiyle çoğulu olan 'okuz' isminden türediği tezidir. Bizans kaynakları Oğuzlara Uzlar der.

Büğdüz boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden sekizincisi; "Büüdüz"lerdir. Belgeleri şudur :
diye tanımladığı bir Oğuz boyudur.

Oğuz Kağan Destanı Türk destanlarından, Hun-Oğuz destanları grubundandır. Oğuz Kağan Destanı'nın dört ayrı yazması vardır. Çağatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki Oğuz Kağan Destanı; Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir. Destan Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan'ın hayatını anlatır.

Damga bir şeyin üzerine bir işaret basmaya yarayan alet, mühür demektir. Ayrıca herhangi bir şeyin üzerine bu aletle bırakılmış olan işaret, iz anlamına da gelir. Türk halklarında ve Türk kökenli olmayan Kafkas halklarında boy/aşiret damgaları geleneği görülür.

Kimekler,, Kimeklerin eski tarihi "İyanmo" kavimi ile alakalıdır. Bu kavimin adı Çin kaynaklarında, VII. yüzyıl Batı Türk yurdunda vuku bulan olaylarla ilgili olarak geçer. Sinologlar İyanmo kavminin Yemek ya da İmek kavimi olduğunu sanmaktadırlar. Birçok araştırmacının da dediği gibi kelimenin ses değişikliği Kimek olabilir. Araştırmacıların Kimek ve Kıpçakların tamamen aynı kavim olduğu hakkındaki fikirleri yanlıştır. Çünkü Orta Çağ yazılı kaynaklara bakarak bunların köken akraba ama ayrı ayrı kavim olduklarını kabul etmeliyiz. İyanmo, topluluğu kuzey-batı Moğolistan'ın Kobdo bölgesinde VII. yüzyılda yaşamıştır. Onların doğusunda Oğuzlar, güneyinde Türkeşler ile Karluklar yaşamakta idi. VII. yüzyılın ortalarında İymekler (Kimekler) kuzey Altay dağlarına ve İrtiş ırmağı civarına doğru göç etmişlerdir. Bu kavimin güçlenmesi 656 senesinde Batı Göktürk devletinin yıkılışından sonradır. Asıl bu zaman Kimek kavim birliğinin esası oluşmuştur.

İgdir boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden ondördüncüsü; "İgdir"lerdir. Belgeleri şudur :
diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. Yazıcızāde ʿÂlì'nin, Tevārih-i Āl-i Selçuḳ adındaki eserinde “Yani eylük ve ululuk ve bahadırluk” anlamındadır ve ongunları Çakır’dır.

Çiğil veya Çiyil, 7.yüzyıldan beri Issık gölü etrafında oturan, Çinli tarihçilerin yazdıklarına göre "altı Chu(Çu) boyu"'na ait olan iki boy'dan veya Chumuhun, Chuyue ve Chumi boyları olabilirler, Çiğiller dine aşırı düşkünlükleri ile tanınırlar. İlk gelen bilgilere göre Çiğiller Mani dini, sonraki kaynaklara göre Nestûrî Hristiyanlığın etkisi altında kalmışlardır.

Yağma, Orta Çağ'daki bir Türk boyudur, bu boy günümüz Uygurlar'ın ve Özbekler'in atalarıdır. Bu boy bir kolu olan ve Üç Oğuzlar denilen birlik, Yağma, Karluk ve Çiğil boylarından oluşmuştur. 7. yüzyıldan itibaren Karahanlılar dönemi boyunca Yağma boyu Müslüman Araplar ve Çinliler tarafından kuvvetli ve kudretli siyasi varlıklar olarak Tarım Havzası, Cungarya havzası ve Yedinehir (Yedisu) bölgesinde göze çarpmışlardır.

Ermeni mutfağı, Ermeni kültürü ve çevre kültürlere bağlı olarak gelişmiş Ermenilere özgü bir mutfaktır.

Ulayundluğ boyu veya Ulanyundluk boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden "Onyedincisi; "الايُندلُق Ulayundluğ"lardır. Belgeleri şudur :
" diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. Alayundluğ kelimesi "الا ala" "Ala tenli." + "يند yund" "At. Bu cins ismidir." + "luğ" ekinin birleşmesinden oluşmuştur.

Tüger boyu veya Döğer boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki 22 Oğuz bölüğünden 18.'si "Tüger"lerdir. Belgeleri şudur:
diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. "Beydili" olarak da adlandırılırlar. Tüger kelimesi günümüz Anadolu'da düver ve döğer şekillerini almıştır. Yuvarlak kereste, anlamında olarak Batı Anadolu'da kullanılır; sırıktan kalın, kirişten incedir. Afyonkarahisar'da Diyarbakır'da Kayseri'de Konya' da Burdur'da Sivas'ta ve Muğla'da Bolu Dörtdivan'da Yukarı Düğer bu adda bir köy vardır ve Dörtdivan'da Düğer yaylasında oğuz boylarına ait yazıtlar göze çarpmaktadır. Türkiye'nin dışında ise Suriye, Carablus ve Rakka şehirlerinde ise hâӀâ yer ismi olarak adlandırılır. Gittikleri yerlere "Döğer" ya da "Beydili" isimlerini vermişlerdir. Osmanlı devrinde Diyarbakır ile Halep arasındaki en güzel yaylaklar tamamen "Döğer" oymakları tarafından tutulmuştur.

Tevârih-i Âl-i Selçuk, Târîh-i Âli Selçûk, Selçuknâme ya da Oğuznâme, Yazıcıoğlu Ali tarafından Osmanlı Padişahı II. Murad'ın isteği üzerine kaleme alınmış bir tarih kitabıdır. Yazıcıoğlu Ali, Anadolu Selçuklu Devleti'nin tarih yazarı İbn Bîbî'nin el-Evâmirü'l-Alâiyye fi'l-umûri'l-Alâiyye adlı Farsça eserinin Türkçe çevirisini eklemiş, böylece Tevârih-i Al-i Selçuk'un en önemli bölümü oluşturmuştur. Ayrıca, Reşidüddin Hamedani'nin, Câmi'ut-Tevârîh adlı eserinden faydalanmakla birlikte, tarihi Oğuz efsanelerinden ve Uygurca Oğuznâme'den de istifade etmiştir.

Kınık boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuz Türklerinin Oğuz boyları listesi'nde gösterilen 24 boyundan biridir ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'te şöyle anlatılır;

Üçoklar, Türk mitolojisinde "yersel boylar"ı ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bunlar, Oğuz Han’ın ilk eşinden olan üç oğlu ve onlardan türeyen boylardır. Bunlar da Oğuz Boylarının 12'sini oluştururlar.
Tun Bağa Tarkan 779—789 yılları arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Uygur tarihindeki ilk siyasi darbe ile başa gelmiş ve kağanlığı yöneten Yaglakar uruğunun hâkimiyetine son vererek, Göktürk asilzadelerinden Aşide Beŋü ve Tonyukuk gibi devlet adamlarının nesli olan Arslanlar (Aşide) uruğu Uygur tahtını ele geçirmiştir. Ancak Yaglakar uruğundan bir kağan tarafından evlat edinildiği için Çin kaynaklarında Yaglakar uruğuna mensup olduğu kayıtlıdır.
Toy ya da kengeş, İslamiyet öncesinde Türk devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp ve tartışıldığı aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclistir. XIII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkçe kaynaklarda geçmeye başlayan kurultay kelimesi, toy yerine kullanılmaya başlanmış ve toy sadece yemekli eğlenceler için kullanılan bir kelime hâline gelmiştir.