
Ekoloji ya da doğa bilimi, canlıların hem kendi aralarında hem de fiziksel çevreleri ile olan ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji canlıları birey, popülasyon, komünite, ekosistem ve biyosfer düzeylerinde inceler. Ekoloji çok yakından ilişkili olduğu biyocoğrafya, evrimsel biyoloji, genetik, etoloji ve doğa tarihi dallarıyla örtüşür. Ekoloji, biyoloji biliminin bir dalıdır.

Etçiller ya da yırtıcı memeliler, memeliler sınıfına ait bir takımdır.

Bit yaklaşık olarak Phthiraptera takımından, 5.000 türü bulunan kanatsız böceklerdir. Bitler tek delikliler, pangolinler, yarasalar ve memeli deniz hayvanları dışındaki her tür kuşlar ve memelilerde yaşayabilen sıcakkanlı zorunlu parazitlerdir. Bitler tifüs gibi hastalıkların taşıyıcısıdırlar.
Biyolojide adaptasyonun birbiriyle ilişkili üç anlamı vardır. İlk olarak, organizmaları çevrelerine uyduran ve evrimsel uygunluklarını artıran dinamik evrimsel doğal seçilim sürecidir. İkinci olarak, bu süreç sırasında popülasyonun ulaştığı bir durumdur. Üçüncü olarak, her bir organizmada işlevsel bir role sahip olan, doğal seçilim yoluyla korunan ve evrimleşen fenotipik bir özellik veya adaptif bir özelliktir.

Sığırcık ya da bayağı sığırcık ; ötücü kuşlar (Passeri) takımından, sığırcıkgiller (Sturnidae) familyasına ait bir kuş türüdür. Yaklaşık 20 cm uzunluğunda ve metalik parıltılı parlak siyah tüylere sahip olan sığırcığın tüy örtüsünde, yılın bazı dönemlerinde beyaz benekler görülür. Genç bireylerin tüy örtüleri, erişkin bireylerinkinden daha kahverengi tonlardadır. Bacakları pembe olan türün gagası kışları siyah yazları ise sarı renklidir. Özellikle toplu tüneme durumlarında gürültücü olan bu kuşun şakıması, müzikal bir tonda olmasa da çeşitlilik arz eder. Türün taklitçilik yetisine, çeşitli edebi eserlerde atıflar verilmiştir.
Mutualizm, farklı türlerden iki canlının karşılıklı yardımlaşarak her iki tarafa da yarar sağlamasına dayalı olan bir ortak yaşam biçimidir. Kendi başlarına da hayatlarını devam ettirme becerisine sahip olan iki canlı bir araya gelerek daha kolay besin bulmasına dayanan bir simbiyotik yaşam biçimidir. Mantarlar ve alglerin oluşturdukları liken birlikleri bunun en bilinen örneğidir. Mantarlar ve algler bir arada bulunurlar ve mantarın gereksinim duyduğu glikoz sağlanırken, algin glikoz sentezlemede ihtiyaç duyduğu karbondioksit sağlamış olur. Termitler odunla beslendikleri halde kendi başlarına bunu hazmedemezler, ancak bağırsaklarında yaşayan kamçılılar salgıladıkları enzimlerle odunu parçalayarak hem kendilerinin hem de termitlerin beslenmesini sağlarlar.
Yaşamın evrimsel tarihi kronolojisi, gezegenimiz Dünya'daki yaşamın gelişmesini ve önemli başlıca olayları özetlemektedir. Daha ayrıntılı bir açıklama için Yerküre tarihi ve Jeolojik devir maddelerine bakınız. Bu makalede verilen tarihler bilimsel kanıta dayalı tahminlerdir.

Biyolojide, daha küçük canlıları parazitizm, mutualism veya kommensalism gibi simbiyotik bir ilişki içerisinde vücudunda barındıran canlılara konak denir. Konak canlı, misafirine genellikle besin ve barınma imkanı sağlar. Virüslerin konak hücreleri, köklerinde azot bağlayan bakterileri barındıran baklagiller ve parazit kurtlara konak sağlayan hayvanlar örnek olarak sayılabilir. Botanikte daha spesifik bir örnek ise, bir tür ektoparazit olan mikropredatörlere besin kaynağı sağlayan konak bitkilerdir.

Besin ağı ya da besin döngüsü besin zincirlerinin doğal olarak bağlaşmasıdır ve genellikle ekolojik bir topluluk içinde neyin ne ile beslendiğini gösteren grafiksel bir gösterimdir. Çevrebilimciler tüm yaşam biçimleri kabaca trofik düzey adı verilen iki kategoride sınıflandırırlar: ototroflar ve heterotroflar. Ototroflar büyümek, gelişmek ve üremek için mineraller ve karbon dioksit gibi gazlardan oluşan inorganik maddelerden organik madde üreterek kendi besinlerini sağlarlar. Bu kimyasal tepkimelerin gerektirdiği enerji güneşten çoğunlukla fotosentez yoluyla elde edilir. Hidrotermal bacalar ve kaplıcalar az da olsa güneşin yanında diğer enerji kaynaklarıdır. Trofik düzeyler karbon gereksinimlerini yalnızca atmosferden elde eden tam ototroflardan, organik maddeyi atmosferden elde etmenin yanı sıra diğer kaynakları da kullanan etçil bitkiler gibi miksotroflara ve organik madde elde etmek için beslenmek zorunda olan tam heterotroflara kadar uzanır. Besin ağında besin zincirleri heterotrofların hangi ototroflar ya da heterotroflar ile beslendiğini gösteren bağlantılar ile gösterilir. Besin ağı bir ekosistemi değiş-tokuş yapan birleşik bir sistem olarak çeşitli beslenme yöntemlerinin basit olarak tasvir edilmesidir. Kabaca otçul, etçil, leşçil ve parazitik olarak ayrılabilen değişik beslenme ilişkileri vardır. Heterotroflar tarafından yenilen şekerler gibi bazı organik maddeler enerji sağlar. Siyanobakterilerden sekoyaya ve virüslerden mavi balinaya kadar ototroflar ve heterotroflar mikroskobik boyuttan tonlarca ağırlığa kadar her boyutta bulunmaktadırlar.

Aposematizm bir av hayvanının olası yırtıcılara kendini avlamanın veya yemenin tehlikeli olduğunu duyurmasını sağlayan adaptasyondur. Av hayvanlarının uyarı sinyali, potansiyel avcıların hayvanı kazançsız olduğu için tercih etmemesine yol açar. Kazançsızlık, avı yemeyi zorlaştıran her türlü savunmadan oluşabilir; örnek olarak, hayvanın zehirli olması, kötü bir kokuya veya tada sahip olması, keskin dikenleri veya agresif yapısı verilebilir. Aposematik sinyaller hem yırtıcı hem de av için faydalıdır, çünkü her iki tarafın da zarar görmesini önler.

Kladogram, canlılar arasındaki evrimsel ilişkileri göstermek için kladistikte kullanılan diyagramlardır. Atalar ile soyundan gelenlerin nasıl ilişkili olduklarını ve ne kadar değiştiklerini göstermediğinden ötürü bir kladogram evrim ağacı değilse de birçok evrim ağacı tek bir kladogramdan çıkarılabilir. Kladogram farklı yönlerde dallanarak uzayan ve en son ortak atası olan bir grup organizma olan kladlarda sonlanan ve dal adı verilen çizgilerden oluşur. Çok çeşitli kladogram şekilleri olsa da hepsinin ortak özelliği diğer çizgilerden dallanan çizgilerdir. Çizgiler dallandıkları noktaya kadar izlenebilirler. Bu bağlantı noktaları üstündeki taksonlar tarafından paylaşılan ortak özellikleri gösterdiği sonucuna varılmış varsayımsal ataları temsil eder. Bu varsayımsal ata farklı özelliklerin, adaptasyonların ve diğer evrimsel özelliklerin evrimleşme sırası hakkında ipuçları verebilir. Her ne kadar böyle kladogramlar geleneksel olarak morfolojik özellikler temelinde şekillendirildiyse de DNA ve RNA dizileme verileri ile birlikte işlemsel filogenetik artık kladogramların oluşturulmasında tek başına ya da morfolojik özelliklerle bir arada kullanılmaktadır.

Yırtıcı kuş, avcı kuş veya alıcı kuş, başlıca besin kaynakları avladığı omurgalılar olan kuş türleridir. Görece keskin görüşleri ile daha uzak mesafelerden ya da uçuş esnasında avlarını tespit eder, pençeleriyle yakaladıkları ya da öldürdükleri avlarını, ucu kıvrımlı gagalarıyla parçalayarak yerler. Canlı avları dışında bir kısmı zaman zaman leşlerle de beslenirken akbaba ve kondorların ana besin kaynağı leşlerdir.

Örümceklerin evrimi, ilk gerçek örümcekler yengeç benzeri keliserli atalarından evrimleştiğinden beri, en az 380 milyon yıldır devam ediyor. 3,958 cins ve 114 familyada taksonomik olarak sınıflandırılmış 45.000'den fazla mevcut tür tanımlanmıştır. 120.000'den fazla tür olması da bir ihtimaldir. Fosil çeşitlilik oranları, bilinen 1.952 keliserli'den tanımlanan 1.593 örümceğimsi türü ile mevcut çeşitliliğin önerebileceğinden daha büyük bir oran oluşturmaktadır. Hem günümüze ulaşan hem de fosil türleri her yıl bu alandaki araştırmacılar tarafından tanımlanmaktadır. Örümcek evrimindeki önemli gelişmeler arasında örü memesi gelişimi ve proteinli ipek salgısı bulunmaktadır.
Yamyamlık veya kanibalizm, aynı türden başka bir bireyi yiyecek olarak tüketme eylemidir. Yamyamlık, hayvanlar aleminde yaygın bir ekolojik etkileşimdir ve 1500'den fazla tür içerisinde gözlemlenmiştir. İnsan yamyamlığı hem eski zamanlarda hem de günümüzde son derece iyi belgelenmiş bir davranıştır.
Ekolojik topluluk, aynı veya benzer kaynaklar için yerel bir alanda fiilen veya potansiyel olarak rekabet eden, trofik olarak benzer, sempatik türlerden oluşan bir gruptur. Bu türler arasındaki etkileşimler, ekosistemlerin daha karmaşık dinamiklerini analiz etmede ilk adımları oluşturmaktadır. Bu etkileşimler türlerin dağılımını ve dinamiklerini şekillendirmektedir. Bu etkileşimlerden yırtıcılık en yaygın nüfus faaliyetlerinden biridir. En genel anlamıyla avlanma, avcı-av, konak-patojen ve konak-parazitoid etkileşimlerini içermektedir.

Dickinsonia, fosilleri şimdiki Avustralya, Çin, Hindistan, Rusya ve Ukrayna'da bulunan geç Ediyakaran döneminde yaşamış bir bazal hayvan cinsidir. Dickinsonia, tipik olarak iki taraflı simetrik yivli bir ovali andırır. Diğer canlılarla ilişkileri şu anda bilinmemektedir; büyüme şekli, bir kök grup bilaterian afinitesi ile tutarlıdır, ancak bazıları bunun mantarlara, hatta "soyu tükenmiş bir aleme" ait olduğunu öne sürmüşlerdir. Dickinsonia fosillerinde kolesterol moleküllerinin bulunması, Dickinsonia'nın bir hayvan olduğu fikrini desteklemektedir.

Ceratopsidae, Triceratops, Centrosaurus ve Styracosaurus gibi kuş kalçalı dinozorları içeren bir ceratopsian dinozor familyasıdır. Bilinen tüm türler, Geç Kretase'de yaşamış dört ayaklı otoburlardı. Çin'de yaşamış Sinoceratops dışındaki tüm türler, Geç Kretase'de Laramidia ada kıtasını oluşturan batı Kuzey Amerika'da yaşamıştır. Ceratopsidler, gagalar, çenenin arkasında sıralanan kesme dişleri, gösterişli burun boynuzları ile boyunda geriye ve yukarı uzanan kalkansı yapılar ile ayırt edilir. Familya, Chasmosaurinae ve Centrosaurinae olmak üzere iki alt familyaya ayrılmıştır. Chasmosaurineler genellikle uzun, üçgen kalkanlar ve iyi gelişmiş alın boynuzları ile nitelenir. Centrosaurinelerin iyi gelişmiş burun boynuzları veya burun çıkıntıları, daha kısa ve daha dikdörtgen biçimli kalkanları ve onun üstünde yer alan ayrıntılı dikenleri vardı.

Archosauriformes, Geç Permiyen'de bir süre önce arkozoromorf atalarından gelişen diapsid sürüngenlerin bir kladıdır. Jacques Gauthier (1994) tarafından, Proterosuchidae ve Archosauria'nın [timsahları, teruzorları ve dinozorları içeren grup] son ortak atası ve tüm soyundan gelenler olarak tanımlandı. Phil Senter (2005), onu Proterosuchus ve Archosauria'yı içeren özel klad olarak tanımlar.

Eciton burchellii, Eciton cinsine ait Yeni Dünya asker karıncası türüdür. Bu tür kendisine resmi olmayan Eciton asker karıncası adını veren geniş ve organize sürü baskınları gerçekleştirir. Ayrıca yüksek derecede işçi polimorfizmi sergiler. Kısır işçiler dört farklı kasttan oluşur: küçükler, ortalar, hamallar ve askerler (büyükler). Askerlerin savunma için çok daha büyük kafaları ve özel çeneleri vardır. E. burchellii kolonileri, yeraltında kazılan yuvalar yerine, bivouacs olarak bilinen, asılı canlı işçi bedenlerinden oluşan ve koloni göçleri sırasında parçalarına ayrılıp yeniden yerleştirilebilen geçici canlı yuvalar oluştururlar. Koloni her gece göç ettiğinde durağan fazlar ile göçebe fazlar arasında geçiş yaparlar. Göç sıklığının bu değişen aşamaları çakışan kuluçka gelişim aşamaları tarafından yönetilir. "Baskınlar" olarak bilinen grup yiyecek arama yöntemleri, feromonların kullanımıyla sürdürülür, 200 metre (660 ft) uzunluğunda ve 200.000 karıncaya kadar baskın görülebilir. İşçiler ayrıca yiyecek arama veya göç sırasında orman zemininde bir grup olarak hareket etme verimliliğini artırmak için kendi vücutlarından canlı yapılar yapma konusunda da ustalaşmışlardır. İşçiler yiyecek arama yolundaki "çukurları" kendi vücutlarıyla doldurabilir ve canlı köprüler oluşturabilirler. Çok sayıda karınca kuşu, baskınlarınını yaptıkları sırada besin kaynağı olarak Eciton burchellii'yi avlar. Coğrafi dağılım açısından bu tür Amazon ormanlarında ve Orta Amerika'da bulunur.

Richard Dawkins bibliyografyası, İngiliz etolog ve evrimsel biyolog Richard Dawkins tarafından yazılmış tüm kitapları, makaleleri ve denemeleri içeren kronolojik bir listedir.