İçeriğe atla

Yılgayak

Yılgayak – Türk ve Altay halk kültüründe yeni yıl başlangıcı. Nevruz. Nevruzla eşanlamlı olarak kullanılsa da Yılgayak kavramının Nevruzdan en önemli farkı, sadece bir anlık olmasıdır.[1] Cılgayak da denir.[2]

Önemi

Yılın ilk günüdür. Bahar bayramı olarak kutlanır. 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gece gündönümüdür. Gece ve Gündüz eşitlenmiştir. Dünyanın yeniden doğumu olarak algılanabilir. O gece tam o anda bütün doğa ve tüm kainat bir anlık bir uykuya dalar. Irmaklar bir an için durur sonra yeniden akmaya başlar.[3] “Evrenin Uyuduğu Bille” (Alemin Yattığı Zaman)[4] adı verilen bu anda canlı cansız tüm varlıklar bir anlık bir uykuya dalarlar. Başka bir deyişle bir an için ölüp geri dirilirler. O bir anlık vakit aslında yaradılıştan bu yana o anda geçen tüm zamanları içinde barındıran bir andır. Dünya sanki yeni baştan yaratılır. Yaratılıştaki kaosun bitip düzenin başladığı için bir anlamda mutluluk duyulur. Dünyanın soluğu ısınır, yeryüzüne yemyeşil ipek bir halı serilir. Nevruz sözcüğü Farsçada Yenigün demektir. Uluğ Bey takviminde de yılın ilk günüdür. Diğer adı Uluğgün (Ulu Gün)’dür. Gündüz ve Gece eşitlenir. O gece evdeki tüm kap kacak taze su ile yıkanır. Gün doğarken insanlar gidip akarsuda veya pınarlarda ellerini yüzlerini yıkarlar veya İslam inancıyla bağlantılandırarak yunup kılarlar (abdest alırlar). İnanışa göre Tanrı insanı bu günde yaratmıştır. Adem ile Havva bugünde yeryüzünde kavuşmuştur. Ali’nin bugün doğduğu varsayılır. Ergenekondan Bozkurtun önderliğinde bugün çıkılmıştır. Yeni yılın ilk ayına Oşlak Ay adı verilir. Daha başka pek çok isim kullanılır: Ekin Bayramı, Gollu,[5] Gutan, Tagrıtoy, Ulus Günü, Yazbaş, Mereke,[6] Yılsırtı, Yışak, Ihıyah, Isıyah, Bozkurt Bayramı, Ölüler Bayramı gibi… Türk tarihinde ve kültüründe köklü bir geçmişi bulunmaktadır. Türklerin Ergenekon’dan çıkış gününün yirmi bir marta rastladığı kabul edilmektedir. On İki Hayvanlı Türk Takviminde yılbaşı da aynı güne rastlamaktadır. Oğuz Kağan’ın bu günü kutsal saydığını ve bayram gibi törenlerle karşıladığı bilinmektedir. Selçuklu Sultanı Celaleddin Melikşah, devrin uzay bilimcilerini başkenti İsfahan’da toplamış, kendi adıyla anılan Celali Takvimi’ni yaptırmıştır. Bu takvime göre yılbaşı yirmi bir marttır. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan, Nevruz gününü yılbaşı kabul etmiş, vergileri buna göre düzenlemiştir. İskitlerin İlk İnsan olarak kabul ettikleri Targutay’ın oğlu olan Kolaksay’ın düğün gününün yani yeryüzünün ilk toyunun (şenliğinin) nevruzda yapıldığına inandıkları ve bu yüzden bugünü kutladıkları bilinmektedir. Türklere göre Navruz gününde şu olaylar gerçekleşmiştir.

  1. Dünya bugünde yaratılmıştır.
  2. İlk insan bugün yaratılmıştır.
  3. Nuh’un gemisi bugün karaya oturmuştur.
  4. Muhammed’e bugün peygamberlik verilmiştir.
  5. Şii ve Alevi inancına göre Ali bugün doğmuştur.

Evrenin uykusu

"Alemin Yattığı Vakit" de denir. Azerbaycan halk inancında, kışın sonu ve yazın başlangıç anını gösteren mistik bir zamandır. Azeri kültüründe âlemin yatma vakti yılın son çarşambasına denk düşer. Başka bir görüşe göre Nevruz Bayramı'na açılacak gecenin gündüze dönüştüğü anda gerçekleşir. Irmaklar, dereler, çaylar yani akarsular bir anlığına durur, sonra tekrar akmaya başlarlar.[7]

Isıyah

Baharda doğanın yenilenmesini, gücünün çoğalmasını gösteren bir bayram. Yakutlar çok eski zamanlardan beri, bahar merasimleri yaparlar. Bu bayram Ulu Gök Tanrısı'nın şerefine yapılır. Yeryüzü yeşilliğe büründüğü zaman ağaç altına toplanılıp kurbanlar kesilir. Sonra daire şeklinde toplanılıp kımız içilir ve meydanda yakılan odunun üzerinden atlanır. "Isıyah"ın birkaç amacı vardır: Yer Ruhlarını memnun kılmak. Ulu Ana'dan merhamet istemek gibi... Yakutlara göre, bu bayram ilk ata olan "Elley" ile ilintilidir. O, başlatıcısı olduğu bu bayramı kendi yurdunda kutlamıştır.[8]

Etimoloji

(Yıl/Cıl) kökünden türemiştir. Yıl sözcüğünden gelmektedir. Yılın geçişi demektir. Yıl ve kaymak sözcüklerinin bileşimi olduğu da dikkate alınmalıdır.

Kaynakça

  1. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa-430)
  2. ^ "Türklüğün En Eski Bayramı Nevruz, Necati Demir" (PDF). 13 Eylül 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Aralık 2011. 
  3. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa-42, "Alemin Yattığı Vakit")
  5. ^ "Nevruz Geleneği ve Kırgızlarda Nevruz, Doğan Kaya" (PDF). 19 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Aralık 2011. 
  6. ^ "Türk Kültüründe Yenigün / Nevruz Bayramı, Bayram Durbilmez" (PDF). 2 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Aralık 2011. 
  7. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 42)
  8. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 254)

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

  • Nevruz
  • Türk kültüründe nevruz

İlgili Araştırma Makaleleri

Cemre, İlkbahar başlangıcında yedişer gün arayla; önce havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışı. Arapça olan sözcük kor durumunda ateş anlamına gelir. Mina Vadisi'nde Arafat'tan gelecek taşlarla oluşan yığınlara da "cemre" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Kırklar</span>

Kırklar, Türk halk inancında Kırk Evliya. Kırkavlan da denilir. Bilinmeyen bir yerlerde yaşayan kırk kutlu kişidir.

<span class="mw-page-title-main">Bayanay</span> Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası

Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.

Papay, Türk, Altay ve İskit mitolojilerinde Yıldırım Tanrısı.

<span class="mw-page-title-main">Semeni</span>

Semeni, Türk halk kültüründe yaşam otu. Kosa töreninin son gününde semeni (sem/som) adı verilen bir tören yapılır. Som aynı zamanda yula denilen ruhun koruyucusudur. Semeni bazı yörelerde aynı zamanda bir çeşit helva olup pişirildikten sonra nevruz gecesi bir kısmı suya bırakılır. Pişirilmesi ve toplu olarak yapılmasına çocuklu bir kadın önderlik eder. Kadınlar kazan başında şarkı söyleyip dans ederler. Ayrıca ölü törenlerinde de misafirlere dağıtılması, aslında yeniden dirilişle olan bağlantısını ortaya koymaktadır. Sümerlerdeki ölümsüzlük otu bu kavramla ilintilidir. Bir kaba konularak ıslatılan buğdayların yeşermesi sonucu oluşan ve etrafına kırmızı kurdele bağlanan bir demettir. Toprağın yeşermesinin sembolüdür. Samanu adlı muhallebi türü de bu çimlendirilen tahıllardan yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Ak Ana</span> Mitolojik karakter

Ak Ana - Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan Ece olarak anarlar.

<span class="mw-page-title-main">Al Ana</span> Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçası

Al Ana, Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçasıdır. Hal Ana olarak da bilinir. Kızıl renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır. Kötücül ruhlar olan Albıslar kendisine bağlıdır. Çirkin, saçları dağınık, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak tanımlanır. Deveyle güreşebilecek kadar uzun olduğu söylenir. Bazen Albıs ile özdeş olarak düşünülür fakat aslında tüm Albısların başı ve yöneticisidir. Türk halk anlayışında de Al Ana karşılığında Al Ata şeklinde eril bir varlık bulunmaz. Fakat Moğollaradaki Gal Han kökensel benzerlik itibarıyla Ala Ana'nın yansıması olarak düşünülebilir.

Asar - Türk, Altay, Moğol ve Tibet mitolojilerinde Tanrılar Yurdu. Azar olarak da söylenir. Tanrıların yaşadığı Gökyüzü demektir. Aynı sözcük ilah anlamına da gelir. Azeri ulus adının buradan türediğini ileri süren bazı görüşlerde mevcuttur. Tibet ve Moğol metinlerinde de yer alan, hatta İskandinav mitolojilerinde dahi benzer bir sözcükle “Aesir” şeklinde Tanrılar topluluğunu ifade eden ortak bir unsurdur. Asarı sözcüğü de Tibetçede Göksel Tanrıları tanımlamakta kullanılır. Moğolcada asar çadır demektir. Türklerde göğün büyük bir çadır olarak algılanması fikrinin bir başka örneğidir. Çok Tanrılı dinlerin neredeyse tamamında Tanrılar topluluğunun insanlardan uzak bir yerde yaşadığı inancı yaygındır.

Azna Han - Türk ve Altay mitolojisinde Fesat Tanrısı. Yaygın olarak Ayna Han adıyla da bilinir. Adna Han da denir. Yeryüzünde kargaşa çıkarır. Kötülüğe dair tüm nitelikleri bünyesinde barındırır. Fırsat bulduğunda İnsanlara ve yeryüzüne zarar verir. Yeraltında yaşar. Ayna Han'a bağlı kötü ruhlar vardır ve onlar da Aynalar (Aznalar) adıyla anılır. Yeryüzünde kötülük çıkarmak istediği zaman bu ruhları gönderir. Aynalar bu anlamda şeytan kavramı ile özdeşleşmişlerdir. İnsanların ruhlarını çalıp götürerek hastalık verirler. Bazen Ayna Han, çocukları çalar ve kaçırır. Bazı Türk boylarında Cuma veya Perşembe gününe Ayna Gün adı verilmiştir. Burada bu günlere yüklenen olumsuz bir anlamdan daha çok, yeraltındaki ruhların sadece o gün izin verilerek dünyadaki evlerini görmelerine izin verildiği için bu adı taşıdığı anlaşılmaktadır. Bazen destanlarda Ayına Hotun adlı dişi bir karaktere de rastlanır.

Bergü - Türk halk inanışında Vahiy veya İlham anlamına gelir. Esin almak demektir. Bergi veya Vergi de denir.

Ulu Ana - Türk ve Altay mitolojisinde Yaratıcı Tanrıça. Büyük Yaratıcı gücü ifade eder. Uluğ Ene olarak da bilinir.

Ulu Ata - Türk ve Altay mitolojisinde Yaratıcı Tanrı. Uluğ Ede olarak da bilinir. Ulu Toyun veya Ulu Tüyer olarak da anılır.

Yel Ana - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde Rüzgâr Tanrıça. Cel Ana da denir. Macarlar Szélanya adı da verirler.

<span class="mw-page-title-main">Yel İyesi</span> mana

Yel İyesi - Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde Rüzgâr Ruhu. Çel İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da bilinir. Moğollar Salhın (Halhın) Ezen derler.

Kalgançı – Türk ve Altay halk inancında Kıyamet. “Kalgançı Çağ” da denir.

Payna veya Paynagan, Türk ve Altay halk kültüründe Bereket Töreni. Bu bayramın koruyucu ruhuna at kurban edilirdi. Bu ruh her boyu kaza ve beladan korur. Bu bayrama özellikle yaşlılar katılır. Ayrıca genç erkek ve kızlar burada birbirlerini beğenip çiçek vererek gönüllerini almaya çalışırlar. Böylece evlenecekleri kişiyi seçerler. Payna Bayramı adı verilen bu törende boyun nüfusunun artması için dua edilir çünkü boy ne kadar çok nüfuslu olursa Paynanın da o kadar güçlü olduğuna inanılırdı. Töreni yürüten şamanın doğaüstü yolculuğunda kullanacağı kılıcı yanında bulunurdu.

Urgun – Türk, Anadolu ve Altay halk kültüründe Cin. Orgun veya Vurgun da denir. Ateşten yaratılmıştır. Tek ağaçların altında, su kıyılarında yaşar. Hem iyisi hem kötüsü vardır. Müslüman olanı, vurduğunu çabuk affeder. Kafirin affetmesi ise zor olur. Bütün kötü ruhlar gibi karanlık çöktükten sonra harekete geçer. İnsanı karanlık yerde veya sudan geçerken vurur. Vurgun yeme denilen bu cin çarpmasına yakalan kişi bir süre ölü gibi yatar. Veya uzunca bir zaman sağır ve dilsiz dolaşır. Vurgun vurma olarak da adlandırılan bu rahatsızlık çok tehlikelidir. Bir Vurgun Ocağına götürülür. Vücudu kararmış veya bir tokat izi kadar bir yer kapkara olmuştur. Bazen büyüyerek bir kadın kılığına bürünürler. Kısa boyludur. Tersine ayaklıdır. Dalgıçların su altındaki basınç farkını doğru ayarlayamayıp hızlı çıktıklarında vücutlarında meydana gelen hasara da Vurgun denir ki, aslında sualtı ruhlarının verdiği zarar olarak düşünüldüğü için böyle denmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yer Tanrı</span>

Yer Tanrı - Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde yeryüzü ilahıdır. Yertengri veya Certenger olarak da söylenir. Bazen kötülükleri ve insani ve nefsani oluşumları temsil eder. Gök Tanrı yanında ikinci planda kalır. İnsan biçimli olarak çok fazla tasvir edilmemiştir. Ancak çoğu zaman dişil bir varlık olarak algılanır. Yeryüzü veya Dünya “Yertinç / Yerdinç” olarak ifade edilir.

Saya – Türk ve Altay halk kültüründe Bereket Töreni. Hayvancılıkla uğraşan toplumların bereketi artırmak için düzenledikleri bir törendir. Bu bayramın koruyucu ruhu olan Saya Han adına düzenlenir. Oyunu yürüten kişiye Sayacı denir. Koyunlar doğurmaya başladığında çobanlar köy köy ev ev gezip saya toplarlar. Sayacılar keçi derisine bürünürler. Saya adı verilen goşalar (maniler) okurlar. Saya Han ile ilişkili bir törendir. Ayrıca otlak, mera gibi anlamları da bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Isıyah</span>

Isıyah, Saha Cumhuriyeti'nde zorlu bir kışın ardından doğanın yeniden doğuşunu, yaşamın zaferini, yeni yılın başlangıcının kutlandığı bir bayramdır. Yaz gündönümü olan 21 Haziran'da tarihi kutlama yapılır.