İçeriğe atla

Yılan zehri

Yılan

Yılan zehri, belli yılan türlerinin modifiye olmuş tükürük bezlerinde ürettiği salyadır.[1] Zootoksin salgılayan salgı bezi, diğer omurgalılarda bulunan parotis bezinin değişikliğe uğramış halidir ve genellikle başın her iki yanında, gözlerin arkasında ve aşağısında yer alır. Bu zehrin, kılcal borular yoluyla oluklu veya borumsu dişlerden dışarı çıkıncaya kadar saklandığı alveolu sağlar. Yılan zehri birçok farklı enzim ve protein içerir. Bu proteinlerden çoğu insanlar için zararsızdır ancak bazıları toksindir.[2]

Yılan zehri öncelikli olarak avı öldürmeye ve sindirime, ayrıca avcılara karşı yılanın kendisini korumasına yardım eder. Her yıl dünya çapında çok sayıda insan zehirli yılanların sebep olduğu zehirlenmeler sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Bu konuda sağlam veriler olmasa da son tahminlere göre her yıl 21.000 ila 94.000 arasında ölüm gerçekleşmektedir.

Yılanlar hayvanlar alemindeki en kompleks zehre sahip hayvanlardır. Zehrin içeriği türden türe değişiklik gösterir. Tek türe ait zehrin bileşenleri de yılanın yaşına, mevsime ve sıcaklığa göre değişebilir. Kuru zehrin %90'ından fazlası proteinlerden oluşur. Bunlar çoğunlukla farklı enzimler, enzimatik olmayan polipeptidler, toksinler ve toksik olmayan Nerve Growth Factor (NGF) gibi proteinlerdir. Engerek zehri %80-90 oranında enzim barındırırken elapid zehrinde bu oran sadece %25-70 civarındadır. Zehirde yer alan bazı bileşenlerin fonksiyonu gizemini korumaktadır. Rita Levi-Montalcini ve Stanley Cohen tarafından keşfedilen Nerve Growth Factor'ün (NGF) yılan zehrinde neden bu kadar yüksek yoğunlukta bulunduğu konusu halen tartışmalıdır.[3]

Kimyası

Yılan zehri, proteinler, enzimler, sitotoksik etki gösteren maddeler, nörotoksinler ve koagülantlar içerir. Bilinen yılanlarının zehirleri yirmi beş farklı enzim içerirler. Bu enzimlerin on kadarı bütün yılanlar da ortak olarak bulunurken, diğerlerinin bulunma şekli yılanın türüne göre değişir.

  • Fosfodiesterazlar avın dolaşım sistemine karışır, ağırlıklı olarak kan basıncını düşürür.
  • Fosfalipaz A2, kırmızı kan hücrelerinin esterolizi yoluyla hemolize yol açar ve kas nekrozuna sebep olur. Neredeyse bütün yılan zehirlerinde bulunur.[4]
  • Yılan zehri kolinesterazı engelleyerek avın kas kontrolünü kaybetmesini sağlar.
  • Hiyalüronidaz, doku geçirgenliğini artırarak diğer enzimlerin avın dokusunda absorbe edilmesini kolaylaştırır.
  • Oksidaz ve proteaz sindirim için kullanılır. Oksidaz ayrıca diğer bazı enzimlerin tetiklenmesine de sebep olur ve bazı türlerdeki zehrin yeşil renginden sorumludur.
  • Yılan zehri genellikle ATP'nin çözülmesine ve avın enerji üretiminin bozulmasına yarayan ATPaz içerir.

Yılan zehri ayrıca sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve az miktarda çinko, demir, kobalt, manganez ve nikel gibi inorganik katyon iyonları içerir. Zehrin diğer bileşenleri glikoprotein, lipid ve histamin, serotonin ve nörotransmitter gibi biyojen aminlerdir.[5]

Sınıflandırma

Vücuda etkisine göre

Sitotoksik: Sitotoksinler pozitif yüklü polipeptidlerdir.[4] Bütün vücut yerine sadece belli türden hücrelere ya da organa membran lipidleri ve proteinlerle etkileşmeye girerek etki ederler.[6] Hücreler sitotoksinlerden birkaç farklı yolla etkilenir. Bunlardan biri nekroz diğeri de apoptosisdir (programlı hücre ölümü). İlerleyen safhalarda genellikle nekrozla apoptosis birbirlerine eşlik eder.[7] Sitotoksinler yutulmadan önce avın sindirilmeye başlamasını da sağlar.[8]

Miyotoksik: Miyotoksinler çıngıraklı yılanların ve diğer çukur engereklerin zehirlerinde bulunur. En bilinenlerden biri miyotoksin-a özellikle kasların sarkoplazmik retikulumuna bağlanır ve onun iyon geçirgenliğini değiştirerek hem sarkoplazmik retikulumda hem de kas fibrillerinde bozulmalara yol açar.[9]

Hemorajik: Genellikle çıngıraklı yılanlarda bulunan hemorajik zehir kurbanın iç kanamayla ölmesine yol açar. Ayrıca yoğun doku yıkımına da sebep olabilir.[10]

Nörotoksik: Nörotoksinler sinir hücresinden kaslara giden uyarıcı transmisyonu bloke ederek paralize sebep olur.

Kökenine göre

Deniz yılanı zehri

Deniz yılanları en güçlü yılan zehrine sahiptirler. Bunun sebebi beslendikleri balık ve kafadanbacaklıların yılan zehrine karşı, memeliler ve kuşlardan daha dirençli olmasıdır. Deniz yılanlarının zehir dişleri üst çenede sabittir ve kara yılanlarınınkine göre bir miktar daha küçüktür. Buna rağmen çoğunun dişi insan tenine girebilecek yeterliliktedir. Ancak agresif olmayan doğaları ve enjekte ettikleri zehrin az olması sebebiyle çok tehlikeli olarak kabul edilmezler. Deniz yılanı ısırıkları acısızdır bu sebeple kurbanlar genellikle yılanın saldırdığını hissetmezler.[11] Bu yılanların ısırığında ölüm sebebi çoğu zaman solunum yetmezliğidir. Aipysurus duboisii en zehirli yılan olarak kabul edilmektedir. Bunu taipan ve kahverengi yılan takip eder.

Deniz yılanlarının zehirleri kara yılanlarına oranla çok daha basit bir bileşime sahiptir. Deniz yılanının zehrinde postsinaptik nörotoksinler bulunur. Bunlar neredeyse geri dönülmez bir şekilde nikotinik asetilkoline bağlanarak sinir-kas kavşağını işlevsiz hale getirir. Nörotoksinlerin yanı sıra miyotoksik posfolipaz A2 de bazı deniz yılanlarının zehrinde bulunur.[11]

Elapidae zehri

Bu familyadaki bütün türler zehirlidir. Bir çift zehir dişi üst çenenin önünde yer alır. Bu dişler diğer dişlerden önemli ölçüde daha büyüktür. Elapidae zehrinde, karakteristik klinik belirtiler gösteren nörotoksinler baskındır. Isırık bölgesinde neredeyse hiç lokal belirti görünmez (tümör ya da kızarıklık yoktur). Ancak, sinir sisteminin opresyonu sonucunda ölüm aniden ve hızlıca gelir. Ölüm çoğunlukla solunum yetmezliği kaynaklıdır. Dünyanın en zehirli kara yılanı olan Taipan da bu familyada yer alır.

Engerek zehri

Toksisite

Toksinlerin etkisi genellikle LD50 değeri temel alınarak belirlenir. Dünyanın en zehirli yılanları öncelikli olarak Avustralya yerlisi olan yılanlardır. Buna göre dünyanın en zehirli yılanı LD50 değeri 0,025 mg/kg olan Oxyuranus microlepidotus adlı Avustralya yılanıdır.

Olgulara ve ölüm oranlarına bağlı olarak en zehirli yılanların belirlenmesi ayrı bir konudur. Bir yılanın tehlikeli olduğunu gösterecek dört önemli faktör vardır. Zehrin gücü ve etkinliğinin yanı sıra diğer üç önemli faktör;

  • Enjekte edilen zehrin miktarı, çok zehirli yılanlar genellikle az miktar zehir enjekte eder, bununla birlikte daha az zehirli yılanların daha fazla zehir enjekte ettiği bilinmektedir.
  • Yılanın saldırganlığı.
  • Üçüncü faktör ısırılanın sağlık durumu, alerjisi olup olmaması, ağırlığıdır ve ayrıca ısırık sonrası uygulanan tedavi de önemlidir.

Tıpta kullanımı

Diğer birçok zehir gibi küçük dozlardaki yılan zehri de tıbbi amaçlar için kullanılabilir. Yılan zehrinin iyileştirici etkisi yüzyıllardır bilinmektedir.[12] Yılan zehri antik çağlardan beri melankoli, öksürük, egzama, iktidarsızlık ve veba gibi çok çeşitli problemlerin tedavisinde kullanılmaktadır. İlaç olarak doğrudan kullanımın yanı sıra zehir yeni ilaçların araştırılmasında da kullanılır. Yani fizyolojik süreçlerin araştırılmasında yeni ajanların bulunmasında ve anlaşılmasına yardım eder. Bugün kabaca bir düzine tanısal testte ve ilaçta yılan zehri kullanılmaktadır.[13]

Yılan zehri doğal sitotoksik bileşiklerden biridir. Bu yüzden farklı türden tümörlerin tedavisinde kullanılabilmektedir. Özellikle meme kanserindeki pozitif etkisi son birkaç on yılda rapor edilmiştir.[14] İlk olarak 1933'te adi kobra zehrinin adenokarsinom ve sarkom hücreleri üzerindeki antitümör etkisinin kanıtlanmasının ardından gelen dönemde yapılan pek çok çalışmada Viperidae ve Elapidae zehirlerinin de antitümör etkisi ortaya konuldu.[15] Özellikle DNAaz, RNAaz ve diğer enzimler olmak üzere kobra zehrindeki bileşenler kanserin büyümesini engellemektedir. Kobra zehrindeki sitotoksinin kanser hücrelerine normal hücrelerden daha fazla oranda sitotoksik etki gösterdiği de bulunmuştur.[16]

1998'de Amerikalı ilaç firması Merck ve Temple Üniversitesi'nin araştırmacıları, çöl engereğinde bulunan ve kanın pıhtılaşmasını engelleyen proteinleri izole ederek kalp hastalıklarında kullanılan Aggrastat molekülünü geliştirdiler. Vasküler tromboz tedavisinde kullanılan Protac bakır kafalının zehrinden elde edilir.

Zehrin sağılması

Yılanın dişlerini kauçuk veya parafilm zara geçirerek, zehrin bir kaba gönüllü olarak boşaltılmasını sağlamak, zehir bezlerine masaj yaparak zehrin manuel boşaltımı ve elektrik şokuyla çıkan zehir miktarının artırılması gibi, yılanın zehrini çıkarılması için birçok yöntem bulunmaktadır.[17]

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. ^ Mamak, N (12 Ağustos 2008). "Köpek ve Kedilerde Yılan Sokması" (PDF). Veteriner Cerrahi Dergisi. Cilt 14 (1 bas.). s. 31. Erişim tarihi: 17 Ocak 2010. []
  2. ^ Anuradhani Kasturiratne, A. Rajitha Wickremasinghe, Nilanthi de Silva, N. Kithsiri Gunawardena, Arunasalam Pathmeswaran, Ranjan Premaratna, Lorenzo Savioli, David G. Lalloo, H. Janaka de Silva: The Global Burden of Snakebite: A Literature Analysis and Modelling Based on Regional Estimates of Envenoming and Deaths. PLoS Medicine Vol. 5, No. 11, e218 doi:10.1371/journal.pmed.0050218
  3. ^ Van den Enden, Erwin (2004). "Snake Venom". Illustrated Lecture Notes on Tropical Medicine (İngilizce). Antwerp: Institute of Tropical Medicine Antwerp. 13 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2011. 
  4. ^ a b Feofanov, A. V.; Sharonov, G. V.; Dubinnyi, M. A.; Astapova, M. V.; Kudelina, I. A.; Dubovskii, P. V.; Rodionov, D. I.; Utkin, Yu. N.; Arseniev, A. S. (18 Mart 2010). "Comparative Study of Structure and Activity of Cytotoxins from Venom of the Cobras Naja oxiana, Naja kaouthia, and Naja haje" (PDF). Biochemistry (Moscow). Cilt 69 (10 bas.). ss. 1148-1157. Erişim tarihi: 15 Ağustos 2010. []
  5. ^ Ananda1, K. J.; Mohan, K.; Kamran, Ansar; Sharada, R. (Şubat 2009). "Snake bite in dogs and its successful treatment" (PDF). Veterinary World. Cilt 2 (2 bas.). s. 67. Erişim tarihi: 3 Nisan 2010. []
  6. ^ Panda, Subhamay; Panda, Sathamay; Sinha, Jayanta (Temmuz 2009). "The saga of cytotoxin-Switching of destructive role to a constructive role" (PDF). Indian Journal of Biotechnology. Cilt 8. ss. 259-265. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Ağustos 2010. 
  7. ^ Bonderud, Douglas. "What Is a Cytotoxin?" (İngilizce). wiseGEEK. 5 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ağustos 2010. 
  8. ^ "How Snake Venom Works (Cytotoxin: Chewing Starts Digestion)". Popular Science. s. 1. 20 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ağustos 2010. 
  9. ^ Koh., D. C. I.; Armugam, A.; Jeyaseelan, K. (2006). "Snake venom components and their applications in biomedicine" (PDF). Cellular and Molecular Life Sciences. Cilt 63. ss. 3030-3041. doi:10.1007/s00018-006-6315-0. []
  10. ^ "Understanding Snake Venom and How It Works" (İngilizce). snakesandspiders.com. 3 Kasım 2009. 22 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2011. 
  11. ^ a b http://pdfserve.informaworld.com/394557_758064766_904241380.pdf[]
  12. ^ Pal, Sanjoy Kumar; Gomes, Aparna; SC Dasgupta; Gomes, Antony (Aralık 2002). "Snake venom as therapeutic agents: From toxin to drug development" (PDF). Indian Journal of Experimental Biology. Cilt 40. ss. 1353-1358. 20 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Ağustos 2010. 
  13. ^ Hile, Jennifer (1 Haziran 2004). "Snake Venom May Slow Cancer Growth, Studies Hint". News (İngilizce). National Geographic Channel. 19 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2010. Today roughly a dozen diagnostic tests and drugs are derived from snake venom, according to Zoltan Takacs, a toxinologist (natural-toxins scientist) and herpetologist based at the Yale University School of Medicine in New Haven, Connecticut. 
  14. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 5 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2010. 
  15. ^ Kelle, İlker (2007). "Kanser Tedavisinde Biyotoksinler" (PDF). Dicle Tıp Dergisi. Cilt 34 (3 bas.). ss. 226-232. Erişim tarihi: 12 Haziran 2011. []
  16. ^ Jokhio, Rukhsana; Ansari, Ahmed Farooq. "Cobra Snake Venom reduces significantly tissue nucleic acid levels in Human Breast Cancer" (PDF). University of Sindh. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Haziran 2011. 
  17. ^ Chippaux, J. P.; Williams, V; White, J. (19 Mart 1991). "Snake Venom Variability: Methods of Study, Results and Interpretation" (PDF). Toxicon. Cilt 29 (11 bas.). ss. 1279-1303. 30 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Haziran 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yılan</span> pullular alt takımı

Yılanlar, Pullular takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Herpestes ichneumon</span>

Firavun faresi, kuyruksürengiller (Herpestesidae) familyasından Afrika dışında yaşayan bir kuyruksüren türü.

<span class="mw-page-title-main">Kral kobra</span>

Kral kobra, dünyanın en uzun zehirli yılanı.Uzunluğu ortalama 3.5-4 metreye gelebilir ancak 5.5-6 metreye gelenler olmuştur. Ağırlığı da 9 kilograma kadar çıkabilir. Bu tür Güneydoğu Asya'dan Hindistan'a kadar çok geniş bir yaşam alanına sahiptir. Ayrıca doğada farklı renk ve desenlerde Kral Kobralar vardır. Örneğin Tayland'daki Kral Kobralar zeytin yeşili bir renge sahipken, Çin'dekiler daha koyu renge ve altın sarısı desenlere sahiptir. Kral kobranın cins ismi olan Ophiophagus "yılan yiyici" anlamına gelir. Bu yılanların diyetinde diğer yılanlar da bulunur. Özellikle pitonlar, sıçan yılanları ve hatta kendi türünün daha küçük üyeleri başta gelir. bulunduğu bölgedeki diğer yılanları yer. Kral kobra, gerçek bir kobra değildir. İlk keşfedildiği zaman öyle sanılmış ancak sonrasında ayrı bir aileye özgü bir yılan olarak kabul edilmiştir. Ayrıca dişi bireyler yumurtlamadan önce, tıpkı kuşlar gibi etraftaki nesneleri kullanıp yuva hazırlar. Bunu yapan tek yılandır. Dişiler yuva başında 80-90 gün nöbet tutar ve zamanı gelince oradan ayrılırlar. Kral kobralar Hinduizmde yok oluşun ve yeniden oluşumun tanrısı Shiva'nın habercisi olarak görülür. Bu yılanlar 15-20 yıl civarı yaşayabilir. Esaret altında bu süre daha fazla olabilir.

<i>Oxyuranus</i>

Oxyuranus, Elapidae familyasına bağlı zehirli bir yılan cinsidir. Cins adı Oxyuranus Yunancadaki oxys (sivri) ve oura (kuyruk) kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bir türü O. microlepidotus en ölümcülü olmamasına rağmen dünyada karada yaşayan yılanlar arasında en güçlü zehire sahip olanıdır.

<i>Bothrops asper</i>

Bothrops asper Orta Amerika'da ve Güney Amerika'nın kuzeyinde bulunan zehirli bir Yeni Dünya engereği türüdür. B. asper iki metreden daha fazla uzunluğa ulaşabilir, oldukça hızlıdır, çok kolay heyecanlanır ve son derece zehirlidir. Bu yılanlar düşük rakımlı bölgelerde çoğunlukla insanların yaşadığı yerlerde geniş ölçüde yayılmışlardır ve yaşadığı bölgelerdeki yılan ısırığı vakalarının temel sorumlusudur. Isırıktan sonra hayatta kalanların büyük çoğunluğu da nekroz sonucu organ kaybına maruz kalır. Türün şu ana kadar herhangi bir alttürü tanımlanmamıştır.

Isırıklar, hayvanların ya da insanların neden olduğu dişlerle yaralanma biçimidir. Komplikasyonlar ortaya çıkmaması için bu tür yaralara gerekli tıbbi müdahale yapılmalıdır.

<i>Laticaudata semifasciata</i>

Kara kuşaklı deniz yılanı, Elapidae ya da Hydrophiidae familyasında denizlerde yaşayan yılan türüdür. Laticauda, Hydrophiidae üyeleri içinde deniz yaşamına en az adapte olmuş cinstir. Genel olarak Geniş şeritli mavi deniz yılanı olarak bilinir. Bu türü Reinwardt 1837 yılında keşfetmiştir. Tıpkı karayılanlarında olduğu gibi ventralinde geniş pullar bulunur ve bir tane az gelişmiş kuyruk yüzgeci vardır. Laticulada kıyıya yakın ve kısa zamanlı olarak karada yaşarlar çünkü karada hareket etmeleri kolaydır. Dillerinin etrafını çevreleyen tuz bezleri, deniz suyunca hayvanın ozmotik dengesini sağlamasına yardımcı olur. Tüm yılanlar gibi karnivordurlar. Gerçek deniz yılanları genelde balıklarla, çoğunlukla da belirli balık türleriyle beslenirler. Akciğerleri yüzünden nefes almak için yüzeye çıkmaları gerekmektedir. Deniz yılanlarında deri ile oksijen alınımı olduğu kanıtlanmıştır. Deniz yılanları dünyada en çok bulunan ve tüm zehirli sürüngenlerin %70’ini oluşturan, geniş yayılım gösteren bir gruptur.

<span class="mw-page-title-main">Yılan ısırığı</span> Yılan Isırığı ve etkileri

Yılan ısırığı veya yılan sokması, yılanın dişleri ile sebep olduğu yaralanmadır. Yılanlar çoğu zaman avlarını ısırırlar, ancak sık görülmese de, genellikle savunma amaçlı olarak insanları ısırdıkları da olur. Çoğu yılan zehirsizdir ve avlarını genellikle zehir kullanmadan boğarak öldürürler. Bununla birlikte zehirli yılanlar -Antarktika haricinde- her kıtada bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kırbaç yılanıgiller</span>

Kırbaç yılanıgiller (Colubridae), kolubridler veya su yılanıgiller bir yılan familyasıdır. Tüm dünyadaki yılan türlerinin üçte ikisi kapsayan geniş bir familya olan kırbaç yılanları Antarktika haricinde bütün kıtalarda bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Crotalus atrox</span>

Batı elmas sırtlı çıngıraklı yılanı veya baklava sırtlı ABD ve Meksika'da bulunan bir çukur engerek türüdür. Meksika'nın kuzeyinde yılan ısırığı sonucu meydana gelen ölümlerin birinci ve ABD'de doğulu elmas sırtlının ardından ikinci sorumlusudur. Şimdiye kadar tanınmış herhangi bir alt türü bulunmamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Zehirli yılan</span>

Zehirli yılanlar, modifiye olmuş salya (zehir) kullanan yılanlardır. Yılan avını hareketsizleştirmek ya da kendisini savunmak için, içi boş zehir dişler gibi özelleşmiş dişlerinden bu zehiri salgılar. Zehirli yılanlar, zehirsiz yılanlardan evrimleşmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Tüküren kobra</span>

Tüküren kobra birçok kobra türüne verilen ortak addır. Avcılara karşı kendilerini savunurken dişlerinden zehir püskürtebilme yeteneğine sahiptirler. Püskürtülen zehrin deriyle teması zararsızdır. Ancak gözle temasının ardından müdahale edilmezse kalıcı körlüğe sebep olabilir.

<i>Toxicofera</i>

Toxicofera, yaklaşık 4600 squamata (pullular) türünü temsil eden hipotetik soydur. Bütün zehirli sürüngen türlerini ve birçok zehirsiz türü kapsamaktadır.

Hemotoksinler kırmızı kan hücrelerini tahrip eden toksinlerdir. Kan pıhtılaşmasını bozar ve/veya organ dejenerasyonuna ve yaygın doku yıkımına sebep olur. Bu toksin diğer dokularda da bozulmalara yol açtığından hemotoksin adı yanlış isimlendirme olarak kabul edilebilir. Hemotoksik ajanların sebep olduğu yaralanma genellikle çok acı vericidir ve kalıcı hasara sebep olabilir. Gecikmeden yapılan bir tedavi sonrasında bile zarar görmüş organın kaybı mümkündür.

<i>Sarı karınlı deniz yılanı</i>

Sarı karınlı deniz yılanı tropikal okyanus sularında bulunan bir deniz yılanı türüdür. Pelamis cinsinde yer alan tek türdür.

<i>Pseudonaja</i> Elapidae familyasından, Avustralya yerlisi zehirli bir yılan cinsi

Pseudonaja, Elapidae familyasına bağlı zehirli bir yılan cinsidir.

<span class="mw-page-title-main">Örümcek ısırığı</span> Örümceğin avı dışında canlıları ısırması sonucunda meydana gelen yaralanma

Örümcek ısırığı, bir örümceğin avı dışında canlıları ısırması sonucunda meydana gelen ve tıbbi açıdan önemli komplikasyonlara yol açabilen yaralanmadır. Kurbanlar genellikle insanlar ve evcil hayvanlardır. Günlük hayatta karşılaşılan örümceklerin yarısı kadarı insan tenine girebilecek güçte kelisere sahiptirler. Isırıkların %98-99 kadarı zararsız olsa da daha nadiren semptomlar, nekrotik yaralara sistemik zehirlenmeye ve bazı durumlarda da ölüme kadar uzanabilmektedir. Potansiyel olarak ölümcül ısırıklara sebep olduğu bilinen dört cins bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yılan ısırığı epidemiyolojisi</span>

Çoğu yılan ısırığı zehirli olmayan yılanlardan kaynaklanır. Dünyada kabaca 3000 yılan türü bulunur, bunların sadece %15 kadarının insanlar için tehlikeli olduğu kabul edilir. Yılanlar Antarktika dışında bütün kıtalarda bulunur. En çeşitli ve yaygın bulunan yılan ailesi, yaklaşık 700 türü zehirli olan kırbaç yılanlarıdır (Colubridae). Bu yılanların çoğu insanlar için tehlike oluşturabilecek kadar zehir üretemez, ancak familyanın en az beş cinsi insan ölümlerine sebep olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan zehri</span> bir canlı tarafından salgılanan toksin

Hayvan zehri ya da venom, bir hayvanın bir diğerine zarar vermek için ürettiği bir veya daha fazla toksin içeren bir salgıdır. Venom, hem avcılarda hem de avlarda, hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda olmak üzere çeşitli hayvanlar arasında ortaya çıkmıştır.

Bungarotoksinler, yılanların ve kraitlerin zehirlerinde bulunan toksinlerdir. Bu hayvanların ısırıkları, uzuv kaybıyla sonuçlanabilecek kanama veya hemoraji, felç ve doku hasarı gibi ciddi durumlara neden olabilir. Zehrin felç edici etkileri, nefes almayı zorlaştırabilecekleri için özellikle tehlikelidir. Bu semptomlar zehirdeki bungarotoksinin varlığının bir sonucudur. Gerçekte zehir, her biri hangi reseptörler üzerinde etki ettikleri ve ne kadar güçlü olduklarına göre değişen birkaç farklı bungarotoksin türü içerir.