İçeriğe atla

Yılan

Yılan
Yaşadığı dönem aralığı: 94-0 myö
Üst kretase-Günümüz[1] 
Platyceps najadum
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem:Animalia
Şube:Chordata
Sınıf:Squamata
Alt takım:Serpentes
Linnaeus, 1758
Sınıflandırma
Metne bakınız.

Yılanlar (LatinceSerpentes), Pullular (LatinceSquamata) takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir.

Serpentes alt takımının üyeleri, ayaksız kertenkelelerden dış kulakların ve göz kapaklarının olmayışı ile ayırdedilirler. Bütün pullular gibi yılanlar da, vücudu üst üste binen pullarla kaplı ektotermik amniyot omurgalılardır. Çoğu yılan türü, ataları olan kertenkelelerinkinden çok daha fazla eklemi olan bir kafatasına sahiptir. Bu yılanlara son derece hareketli çeneleriyle kendi kafasından daha büyük avları yutma imkânı verir. Dar vücutlarına uygun bir şekilde yerleşebilmesi için yılanların çift organları (böbrekler gibi) yan yana yerine biri diğerinin üstünde görünür ve çoğu bir tane işlevsel akciğere sahiptir. Bazı türler, kloakın her iki tarafında artakalan bir çift pençeyle birlikte pelvik kemere sahiptir.

Yılanlar Antarktika ve çoğu ada dışında dünyanın her yerinde bulunur. 520 cins ve 3900'ün üzerinde türü kapsayan tanımlanmış on beş familyası bulunmaktadır.[2][3] Büyüklük aralığı 10 cm uzunluğundaki küçücük Leptotyphlops carlae türünden 7.6 metre uzunluğa erişebilen pitonlar ve anakondalara kadar değişiklik gösterir. Son keşfedilen Titanoboa cinsinin fosili 15 metre uzunluğundaydı. Yılanların Kretase döneminde hem kazıcı hem de sucul kertenkelerden evrimleştiği düşünülmektedir. Modern yılanların çeşitlenmesi ise Paleosen dönemde oldu. Yılanların Türkiye'de 47 türü bulunur.

Çoğu yılan zehirsizdir ve zehirli yılanlar da zehirlerini öncelikli olarak savunma amacından çok avı kontrol altına almak ve öldürmek için kullanırlar. Bazıları insanlarda acılı yaralanmalara ve ölüme sebep olabilecek denli güçlü zehire sahiptirler. Zehirsiz yılanlar da avlarını ya canlı olarak yutarlar ya da sıkarak öldürürler. Amatörler için yılanları görünüşüne göre zehirli zehirsiz olarak nitelendirmek zor olup onlardan uzak durmak ya da bir profesyonel ile yaklaşmak gerekir.

Etimoloji

Türkçedeki yılan kelimesinin kökeni Çincede aynı anlama gelen "lung" kelimesidir.[4]

Evrim

Archaeophis proavus fosili

Ağacın evrimsel dallanma zamanlarını değil sadece akrabalıkları gösterdiği dikkate alınmalıdır.[] |} Yılanların fosil kayıtları göreli olarak zayıftır, çünkü yılan iskeletleri genellikle küçük ve kırılgan olduğundan fosilleşme nadiren görülür. Yine de Güney Amerika ve Afrika'da henüz günyüzüne çıkarılan kertenkele benzeri iskeletsel yapılarla 150 milyon yaşındaki türler kolaylıkla yılan olarak tarif edilebilmektedir.[5]:11 Karşılaştırmalı anatomi temelinde yılanların kertenkelerin soyundan geldiğine dair konsensus bulunmaktadır.[5]:11[6] Fosil kanıtları yılanların varan gibi çukur kazan kertenkelelerden veya Kretase dönemindeki buna benzer bir gruptan evrimleştiğini göstermektedir.[7] İlkel bir fosil yılan Najash rionegrina, sakrumlu ve tamamen karasal olan iki bacaklı bir çukur kazan hayvandı.[8] Bu varsayımsal ataların günümüzdeki bir benzeri, yarı sucul olmasına rağmen Borneo'nun kulaksız monitör kertenkelesi Lanthanotus'dur.[9] Toprak altı formları, çukur kazmak için gelişmiş ve dış uzuvlarını kaybetmiş vücutlara evrimleşmiştir.[9] Bu hipoteze göre, şeffaf, kaynaşmış göz kapakları ve dış kulakların kaybolması gibi özellikler, korneaların çizilmesi ya da kulakların toprakla dolması gibi toprak altı zorluklarının üstesinden gelebilmek üzere evrimleşti.[7][9] Bazı ilkel yılanların arka ekstremitelere sahip oldukları bilinmektedir, ancak bunların pelvis kemikleri, omurgaya doğrudan bir bağlantıdan yoksundur. Najash'tan bir miktar daha eski olan Haasiophis, Pachyrhachis ve Eupodophis gibi fosil türlerinde arka ekstremiteler görülmüştür.[10] Modern yılanlar arasındaki ilkel gruplar, pitonlar ve boaların işlevini yitirmiş arka ekstremiteleri (çiftleşme esnasında kavramaya yarayan pelvis çıkıntısı) bulunur.[5]:11[10] Leptotyphlopidae ve Typhlopidae pelvik kemerden arta kalanların bulunduğu diğer gruplardır. Bu kısımlar bazen sert bir çıkıntı gibi görünür. Ön ekstremitiler hiçbir yılanda bulunmaz ve bunların kaybolması ekstremiti morfojenezini kontrol eden Hox genlerindeki evrimle ilgilidir. Yılanların ortak atasının aksiyal iskeleti, diğer çoğu tetrapod gibi, servikal (boyun), torasik (göğüs), lomber (alt sırt), sakral (pelvis) ve kaudal (kuyruk) omurga gibi bölgesel olarak özelleşmiş yapılara sahipti.

Günümüze kadar gelen gruplara filogenetik bir genel bakış
Modern yılanlar
Scolecophidia

Leptotyphlopidae

 

Anomalepididae

Typhlopidae

Alethinophidia

Anilius

Core Alethinophidia
Uropeltidae

Cylindrophis

 

Anomochilus

Uropeltinae

Macrostomata
Pythonidae

Pythoninae

Xenopeltis

Loxocemus

Caenophidia

Colubroidea

Acrochordidae

Boidae

Erycinae

Boinae

Calabaria

Ungaliophiinae

Tropidophiinae

Genel bilgiler

Yılanlar omurgalıdır, genellikle üç metre öteyi göremezler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

Yılanlar dış kulakları olmadığından uzun zaman sağır zannedilmiştir. Aslında çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulundukları toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini bile kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arâzilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. Bazı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sayesinde avlarını karanlıkta bile bularak takip ederler.

Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. Her yılanı zehirli kabul ederek onlardan sakınmak gerekir.

Üreme

Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Bunlar hemen başlarının çaresine bakarlar. Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna “ovoviviparite” denir. Gebelik süresi 2 aydır.

Anadolu'da çiftleşen ya da çiftleşmeye hazırlanan yılanların erekte olmuş hemipenisleri çift yapılarından dolayı halk arasında sıklıkla "ayak" sanılarak "yılanların ayakları var"[11] inancının oluşmasına sebep olur.

Sınıflandırma

Yılan derisi.

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. ^ Hsiang, Allison Y; Field, Daniel J; Webster, Timothy H; Behlke, Adam DB; Davis, Matthew B; Racicot, Rachel A; Gauthier, Jacques A (20 Mayıs 2015). "The origin of snakes: revealing the ecology, behavior, and evolutionary history of early snakes using genomics, phenomics, and the fossil record". BMC Evolutionary Biology. 15. doi:10.1186/s12862-015-0358-5. ISSN 1471-2148. PMC 4438441 $2. PMID 25989795. 
  2. ^ Serpentes. ITIS - Integrated Taxonomic Information System. (Erişim tarihi: 3 Aralık 2008)
  3. ^ Colubridae species list at the TIGR Reptile Database 10 Mart 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. 4 Aralık 2008 tarihinde erişildi.
  4. ^ Hancı, Hamit (Eylül-Ekim 2005). "Yılan Hikâyesi" (PDF). Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED). 14 (8). Ankara: Türk Tabipleri Birliği. ss. VI. 9 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Temmuz 2016. 
  5. ^ a b c Mehrtens JM. 1987. Living Snakes of the World in Color. New York: Sterling Publishers. 480 pp. ISBN 0-8069-6460-X.
  6. ^ Sanchez, Alejandro. "Diapsids III: Snakes". Father Sanchez's Web Site of West Indian Natural History. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2007. 
  7. ^ a b Mc Dowell, Samuel (1972). "The evolution of the tongue of snakes and its bearing on snake origins". Evolutionary Biology. Cilt 6. ss. 191-273. 
  8. ^ Apesteguía, Sebastián (Nisan 2006). "A Cretaceous terrestrial snake with robust hindlimbs and a sacrum". Nature. Cilt 440 (7087 bas.). ss. 1037-1040. doi:10.1038/nature04413. PMID 16625194. 18 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Kasım 2007. 
  9. ^ a b c Mertens, Robert (1961). "Lanthanotus: an important lizard in evolution". Sarawak Museum Journal. Cilt 10. ss. 320-322. 
  10. ^ a b "New Fossil Snake With Legs". UNEP WCMC Database. Washington: American Association For The Advancement Of Science. 25 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Kasım 2007. 
  11. ^ "Boğazlıyan TV: Ayaklı yılanın sırrı çözüldü (video görüntülü)". 30 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2012. 

Dış bağlantılar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sürüngenler</span> Lepidosaurialar, kaplumbağalar ve arkozorları içeren hayvan sınıfı

Sürüngenler, omurgalıların soğukkanlı, yumurtlayarak çoğalan, büyük bir sınıftır. Basitçe yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, timsahlar ve tuataralardan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Yüzgeçayaklılar</span>

Yüzgeçayaklılar (Pinnipedia), etçiller (Carnivora) takımının köpeğimsiler alt takımına ait, üyelerinin ayakları yüzgeç şeklinde evrimleşerek suda yaşama adapte olmuş deniz memelileridir. Yaşayan tek üyesi mors olan Odobenidae, deniz aslanlarından oluşan Otariidae ve gerçek foklardan oluşan Phocidae familyalarını barındırır. Yüzgeçayaklıların yaşayan 33 türü bulunur ve fosillerden 50'den fazla türü tanımlanmıştır. Yüzgeçayaklıların iki ayrı atadan evrimleştiği düşünülmüş olsa da, moleküler kanıtlar yüzgeçayaklıların monofiletik olduğunu yani tek bir atadan evrimleştiğini gösterir. En yakın yaşayan akrabaları ayıgiller, sansargiller, rakungiller, kokarcagiller ve kızıl pandalardır. Soylarının, en yakın akrabaları ile yaklaşık 50 milyon yıl önce ayrıldığı düşünülür.

<span class="mw-page-title-main">Omurgalılar</span> kordalılar alt şubesi

Omurgalılar, hayvanlar aleminin kordalılar şubesine ait bir alt şubedir.

<span class="mw-page-title-main">Kertenkele</span> parafiletik sürüngen grubu

Kertenkeleler veya kelerler (Lacertilia), çoğu okyanus ada zincirinin yanı sıra Antarktika hariç tüm kıtalarda yaşayan 6.000'den fazla türü olan, yaygın bir pullu sürüngen grubudur. Grup, yılanları ve Amphisbaenia'yı kapsamadığı için parafiletiktir; bazı kelerler, bu iki dışlanan grupla diğer kelerlerden daha yakından ilişkilidir. Kelerlerin boyutları, birkaç santimetre uzunluğundaki bukalemun ve gekolardan 3 metre uzunluğundaki Komodo ejderine kadar değişir.

<span class="mw-page-title-main">Denizaslanıgiller</span>

Denizaslanıgiller, Kulaklıfokgiller, İrikulaklıgiller (Otariidae), etçiller (Carnivora) takımının Pinnipedia (yüzgeçayaklılar) kladından bir familya.

<span class="mw-page-title-main">Çift toynaklılar</span> memeli takımı

Çift toynaklılar, memelilerin eteneliler (Placentalia) infra sınıfına ait bir takım. Takım, su aygırları, domuzlar, pekariler, geyikler, koyun ve keçiler gibi karasal canlıların yanında balinaları da içerir. Yaklaşık 270 adet karada yaşayan çift toynaklı türü mevcuttur. Bunlardan özellikle boynuzlugiller familyasına ait türler, insanlar için ticari açıdan çok önemlidir. Çift toynaklılar, günümüzün en başarılı otçul kara canlılarındanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Kral kobra</span>

Kral kobra, dünyanın en uzun zehirli yılanı.Uzunluğu ortalama 3.5-4 metreye gelebilir ancak 5.5-6 metreye gelenler olmuştur. Ağırlığı da 9 kilograma kadar çıkabilir. Bu tür Güneydoğu Asya'dan Hindistan'a kadar çok geniş bir yaşam alanına sahiptir. Ayrıca doğada farklı renk ve desenlerde Kral Kobralar vardır. Örneğin Tayland'daki Kral Kobralar zeytin yeşili bir renge sahipken, Çin'dekiler daha koyu renge ve altın sarısı desenlere sahiptir. Kral kobranın cins ismi olan Ophiophagus "yılan yiyici" anlamına gelir. Bu yılanların diyetinde diğer yılanlar da bulunur. Özellikle pitonlar, sıçan yılanları ve hatta kendi türünün daha küçük üyeleri başta gelir. bulunduğu bölgedeki diğer yılanları yer. Kral kobra, gerçek bir kobra değildir. İlk keşfedildiği zaman öyle sanılmış ancak sonrasında ayrı bir aileye özgü bir yılan olarak kabul edilmiştir. Ayrıca dişi bireyler yumurtlamadan önce, tıpkı kuşlar gibi etraftaki nesneleri kullanıp yuva hazırlar. Bunu yapan tek yılandır. Dişiler yuva başında 80-90 gün nöbet tutar ve zamanı gelince oradan ayrılırlar. Kral kobralar Hinduizmde yok oluşun ve yeniden oluşumun tanrısı Shiva'nın habercisi olarak görülür. Bu yılanlar 15-20 yıl civarı yaşayabilir. Esaret altında bu süre daha fazla olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Çıngıraklı yılanlar</span>

Çıngıraklı yılanlar (Crotalinae), engerekgillerin Asya ve Amerika'da bulunan bir alt familyasıdır. Bu alt familya, başın her iki tarafında, burun deliği ve göz arasında bulunan çukur şeklindeki ısı sensörü organlarının varlığı ile ayrılırlar. Çıngıraklı yılanlar tanımlanmış 18 cinsi ve 150 türü bulunur. Bunlardan 7 cins ve 54 türü Eski Dünya'da, 11 cins ve 97 tür Yeni Dünya'dadır. Bunlar ayrıca Amerika kıtasında bulunan tek engerek alt familyasıdır. Bu alt familyanın tip cinsi Crotalustur, bunun tip türü C. horridustur.

<span class="mw-page-title-main">Avustralya faunası</span>

Avustralya direyi, nadir hayvanlar bakımından oldukça zengindir; bu ülkedeki memelilerin %83'ü, sürüngenlerin % 89'u, balık ve böceklerin % 90'ı ve amfibilerin % 93'ü endemiktir. Bu yüksek endemizm oranı ülkenin uzun coğrafik ayrımına, tektonik durağanlığına, jeolojik zamandaki bitki örtüsüne ve toprak üzerindeki iklim değişikliğinin anormal özelliklerinden kaynaklanıyor olabilir. Avustralya biteyinin eşsiz özelliği yerel Placentalia özgünlüğüdür. Sonuç olarak Marsupialia ekolojik nişlerin birçoğunu, Placentalia da yerkürede başka alanları işgal etmişlerdir. Avustralya bilinen 5 Macropodidaenin 2 türüne, Ornithorhynchus anatinus, Araneae, Scorpiones, Octopoda, Medusozoa, Mollusca, Synanceia ve Myliobatoidei gibi canlıların sayısız zehirli türlerine ev sahipliği yapar. İlginçtir ki Avustralya zehirli yılanlardan daha fazla zehirsiz yılan türlerini barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz yılanı</span> Sürüngenlerin alt familyası

Deniz yılanı, hayatlarının tamamını veya çoğunu denizde geçiren elapidae ailesine dahil zehirli yılanlardır. Karasal atadan evrimleşmiş olmalarına rağmen, çoğu geniş ölçüde tamamen akuatik yaşama adapte olmuş ve hatta karada hareket edebilme yeteneğini tamamen kaybetmişlerdir. Deniz yılanları Hint Okyanusu'ndan Büyük Okyanus'a kadar ılık sahil sularında bulunurlar. Tamamının yüzgeç benzeri bir kuyruğu bulunur ve çoğu onlara yılan balığı benzeri bir görüntü kazandıran yandan basık bir vücuda sahiptirler. Ancak balıklardan farklı olarak deniz yılanlarının solungaçları bulunmaz ve nefes alabilmek için düzenli olarak yüzeye çıkmak zorunda kalırlar. Yine de hava soluyan omurgalılar arasındaki en noksansız sucul canlılardır. Bu gruba dahil olan türlerden bazıları bütün yılanlar arasındaki en güçlü zehire sahiptirler. Bazıları uysal yaradılışlı ve sadece provoke edildiklerinde ısırırlarken iken bazıları da daha fazla agresiftir. Şu ana kadar, deniz yılanı olarak tanımlanan 62 türü kapsayan 17 cins bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kırbaç yılanıgiller</span>

Kırbaç yılanıgiller (Colubridae), kolubridler veya su yılanıgiller bir yılan familyasıdır. Tüm dünyadaki yılan türlerinin üçte ikisi kapsayan geniş bir familya olan kırbaç yılanları Antarktika haricinde bütün kıtalarda bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Yılan zehri</span> zehir

Yılan zehri, belli yılan türlerinin modifiye olmuş tükürük bezlerinde ürettiği salyadır. Zootoksin salgılayan salgı bezi, diğer omurgalılarda bulunan parotis bezinin değişikliğe uğramış halidir ve genellikle başın her iki yanında, gözlerin arkasında ve aşağısında yer alır. Bu zehrin, kılcal borular yoluyla oluklu veya borumsu dişlerden dışarı çıkıncaya kadar saklandığı alveolu sağlar. Yılan zehri birçok farklı enzim ve protein içerir. Bu proteinlerden çoğu insanlar için zararsızdır ancak bazıları toksindir.

<span class="mw-page-title-main">Memelilerin evrimi</span>

Daha fazla bilgi için: Yaşamın evrimsel tarihi

<span class="mw-page-title-main">Kuş kalçalı dinozorlar</span> Dinozor takımı

Kuş kalçalı dinozorlar veya Ornithischia, kuşlarınkini andıran kalça yapılarıyla karakterize edilen ve çoğunlukla otçul dinozorlardan meydana gelen soyu tükenmiş bir klad. Ornithischia veya "kuş kalçalı" kelimesi Eski Yunanca "kuşa ait" anlamına gelen ornith- (ὀρνιθ-) ve "kalça eklemi" anlamına gelen ischion (ἴσχιον), çoğul haliyle ischia kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Ancak kuşlar teropod dinozorlardan olduğu için bu grupla yalnızca uzaktan akrabadır.

<span class="mw-page-title-main">Yılan ısırığı epidemiyolojisi</span>

Çoğu yılan ısırığı zehirli olmayan yılanlardan kaynaklanır. Dünyada kabaca 3000 yılan türü bulunur, bunların sadece %15 kadarının insanlar için tehlikeli olduğu kabul edilir. Yılanlar Antarktika dışında bütün kıtalarda bulunur. En çeşitli ve yaygın bulunan yılan ailesi, yaklaşık 700 türü zehirli olan kırbaç yılanlarıdır (Colubridae). Bu yılanların çoğu insanlar için tehlike oluşturabilecek kadar zehir üretemez, ancak familyanın en az beş cinsi insan ölümlerine sebep olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Brankial kemer</span>

Brankial kemerler ya da solungaç kemerleri, balıklarda solungaçları destekleyen bir dizi kemikli "ilmek"dir. Solungaçlar omurgalıların ilkel bir haline ait olduğundan, tüm omurgalı embriyoları faringeal kemerler geliştirir, ancak bu kemerlerin nihai kaderi taksonlar arasında değişir. Çeneli balıklarda, ilk kemer çeneye, ikincisi hyomandibular komplekse dönüşür, arka kemerler de solungaçları destekler. Amfibiler ve sürüngenlerde, solungaç kemerleri de dahil olmak üzere birçok yapı kaybolur, bu da sadece oral çeneler ile hyoid düzeneğin kalmasına neden olur. Memelilerde ve kuşlarda, hyoid düzenek daha da yalın hale gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Örümceklerin evrimi</span> keliserli atasından köken ve jeolojik zaman içinde örümceklerin çeşitlenmesi

Örümceklerin evrimi, ilk gerçek örümcekler yengeç benzeri keliserli atalarından evrimleştiğinden beri, en az 380 milyon yıldır devam ediyor. 3,958 cins ve 114 familyada taksonomik olarak sınıflandırılmış 45.000'den fazla mevcut tür tanımlanmıştır. 120.000'den fazla tür olması da bir ihtimaldir. Fosil çeşitlilik oranları, bilinen 1.952 keliserli'den tanımlanan 1.593 örümceğimsi türü ile mevcut çeşitliliğin önerebileceğinden daha büyük bir oran oluşturmaktadır. Hem günümüze ulaşan hem de fosil türleri her yıl bu alandaki araştırmacılar tarafından tanımlanmaktadır. Örümcek evrimindeki önemli gelişmeler arasında örü memesi gelişimi ve proteinli ipek salgısı bulunmaktadır.

<i>Ambulocetus</i> soyu tükenmiş arkaik balina

Ambulocetus, Erken Eosen'de Kuzey Pakistan'da yaşamış bir arkaik balina cinsi. Cins, 1994 yılında tanımlanan, kalıntıları yaklaşık 47.5 milyon yıllık olan Ambulocetus natans tip türü ile bilinir. Ambulocetus, Pakicetus ve Himalayacetus'dan sonra, bilinen en eski balinalardandır.

Kordalıların evrimi, Kambriyen dönemde erken ikincil ağızlılardan başlamış bir süreçtir. Pek çok bilim insanı, kordalıların 590 milyon yıl önce ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu tür ilk temsilciler yumuşak gövdeliydi ve bu nedenle zayıf bir fosil kaydı bıraktı. Bilinen en eski kordalı fosillerin, yaklaşık 530 milyon yıl öncesine tarihlenir, bunlar Myllokunmingia, Haikouichthys ve Zhongjianichthys gibi, Myllokunmingiidae familyasına atanmış çenesiz balıklardır. Yunnanozoon lividum ve Haikouella gibi yaşlı hayvanların kordalı olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşmazlık var. Kapsamlı bir omurgalı fosil kaydı ise yaklaşık 400 milyon yıl önce (Devoniyen) başlar.

<span class="mw-page-title-main">Deniz ineklerinin evrimi</span>

Sirenia, modern "deniz inekleri" ve onların soyu tükenmiş akrabalarından oluşan plasentalı memeliler takımıdır. Onlar var olan tek otçul deniz memelileri ve tamamen suda yaşayan tek otçul memeli grubudur. Deniz ineklerinin 50 milyon yıllık bir fosil kaydına sahip olduğu düşünülüyor. Oligosen ve Miyosen sırasında mütevazı bir çeşitlilik elde ettiler, ancak o zamandan beri iklimsel soğuma, oşinografik değişiklikler ve insan müdahalesinin bir sonucu olarak azaldılar. Gruba dahil yaşayan iki cins ve dört tür mevcuttur: Atlantik kıyıları boyunca Amerika ve Batı Afrika'nın nehirleri ve kıyılarında yaşayan üç denizineği türünü içeren Trichechus ve Hint Okyanusu ile Pasifik okyanusunda bulunan Dugong.