İçeriğe atla

Yüzey araştırması

Arkeolojik yüzey araştırmasında kullanılan bir radar aracı.

Yüzey araştırması, arkeolojide belirli bir bölge üzerinde ekip halinde ve sistematik bir biçimde yürüyerek ve yüzeydekileri gözlemleyerek yapılan alan araştırmalarının tümüne verilen isimdir. Bu çalışmalar günümüzde sıklıkla jeofiziksel yöntemler ve araçlardan da yararlanmaktadır.

Süreç

Hazırlık

Yüzey araştırmasına hazırlık sürecinde araştıralacak bölgenin sınırları belirlenerek amaçlar ve hedefler net bir biçimde formüle edilmeli ve bir projelendirme yapılmalıdır. Bölge hakkında daha önceden yapılmış araştırmalar toplanmalı ve mümkünse saha çalışması öncesinde değerlendirilmelidirler. Projelendirme süreci, ekibin tüm üyelerini ve bu üyelerin hangi işlerden sorumlu olduğu bilgisini aktarmanın yanı sıra, bütçe ve resmi izin gibi noktaları da aydınlatmalıdır. Bütçelendirme başlığında konaklama, taşıt ve yakıt ücretleri, uzman hizmet bedelleri ve yüzey araştırmasının yürütülmesi için elzem olan başta GPS ve takeometre olmak üzere bilgisayar ve kamera gibi tüm teçhizat giderleri listelenmelidir.

Aşağı Saksonya eyaletinde bir yüzey araştırması, beyazla işaretlenen yerler buluntu noktalarını göstermekte

Ayrıca belirlenen bölgeyi kaç kişinin, hangi aralıklarla ve ne kadar süre içerisinde yürüyecekleri tahminen önceden hesaplanmalıdır. Bu hesaplamalar yapılırken buluntu yoğunluğu, sayımı ve toplanması gibi farklı parametreler de gözetilmelidir. Belgeleme yöntemi net bir şekilde açıklanmalı ve elde edilecek verilerin hangi tür bir veri tabanında nasıl korunacağı bilgisi verilmelidir.

İlaveten araştırılacak bölgenin ölçeğinin sonuçlara ve uygulanacak metodolojiye doğrudan bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür. Bu sebepten ötürü ölçeği çok büyük olan bölgesel yüzey araştırmalarında örnekleme metodolojisi uygulanır.

Sonrası

Kayda geçirilen maddi buluntular (sikkeler, seramik kalıntıları, cam, metal ve bronz parçaları ya da mimari kalıntılar) genellikle bir haritaya işlenirler. Bu aşamada araştırma yapılan bölgeye bağlı olarak daha önce hazırlanmış topografik, eğim, bakı ve hidrolojik haritaları kullanılabilir. Türkiye özelinde bu tip haritalar Harita Genel Müdürlüğü ya da Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nden temin edilebilirler.[1] Belgeleme işlemleri yapılırken hava fotoğrafı arkeolojisinden de yararlanılabilir. Bu işlemler yapılırken iklim koşullarından arazinin eğimine değin çeşitli parametreler dikkate alınarak değerlendirilmelidirler.

Bir yüzey araştırması sonrası ele geçen bazı buluntular

Diğer bir yandan yüzey araştırmalarında yerleşim alanları dışında kalan bölgelerde de buluntular ele geçmektedir. Ele geçen bu buluntular kullanılarak yerleşim alanı olmayan bölgelerde uygulanmış aktiviteler hakkında bilgi sahibi olunabilir. Bilhassa iskan öncesi dönem araştırmalarında avcı-toplayıcı toplulukların gündelik hayatını aydınlatma noktasında bu buluntular çok önemli olmaktadır.

Kuramsal çerçeve

Yüzey araştırmalarında veri toplanmasından, toplanan verilerin yorumlanmasına kadar uzanan süreç zamanla analitik bir zemin üzerinde yükselmeye başlamış, bu durum örnekleme ve istatistik gibi bazı matematiksel yöntemlerin yüzey araştırmalarına entegre olmasına neden olmuştur. Bu durum arkeolojinin 80li yıllardan itibaren içine daldığı metodolojik tartışmalardan bağımsız değildir. Zira bir grup arkeolog arkeolojinin gitgide niceliksel bir hal almasından şikayetçiyken, süreçsel arkeologların başını çektiği diğer bir cephe bunun pozitif bilimlere yakın en doğru araştırma yöntemi olduğunu savunmuştur.

Amaç

Yüzey araştırması sonucu oluşturulan ön değerlendirme raporuna istinaden sonraları o bölgede arkeolojik kazının gerekliliğine karar verilebilir ancak arkeolojik kazı, yüzey araştırmasının temel amacı değildir.

Çağdaş arkeolojik kuram çerçevesinde bugün artık yüzey araştırması salt kazı öncesinde uygulanan bir yöntem olmanın ötesinde, kendi soruları ve hedefleri olan bir çalışma alanı olarak tanınmıştır.[2]

Yüzey araştırmaları sonucunda bölgenin coğrafyası tanınır ve tespit edilen buluntular kayda geçirilir. Yüzey araştırmaları daha sıklıkla peyzaj arkeologları tarafından uygulanan bir yöntemdir.

Türkiye'de yüzey araştırmaları

Türkiye'de yüzey araştırmalarının arkeolojik bir yöntem olarak yaygın bir biçimde uygulanışını GAP kapsamında inşa edilen baraj projeleri ile ilişkilendirmektedir. 1960'lı yıllardan itibaren bilhassa Keban (Baraj İnşası 1965-1975), Karkamış (Baraj İnşası 1996–2000) ve son olarak Ilısu (Baraj İnşası 2007-2017) bölgeleri yoğun biçimde yüzey araştırması yapılan bölgeler olagelmişlerdir. Koparal'a göre "GAP Projesi çerçevesinde yürütülen arkeolojik yüzey araştırmaları ve kurtarma kazıları Anadolu arkeolojisi tarihinde bir dönüm noktasıdır."[3]

Ayrıca Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi, "yayını yapılmış arkeolojik verilerin doğrulanması, buluntu yerlerinin, yerleşmelerin (höyükler, mağaralar, kaya sığınakları, düz yerleşmeler, tümülüsler, anıtlar vd.) o günkü durumlarının ve tahribatın boyutlarının belgelenmesi ve görsel bir Türkiye arkeolojik arşivinin oluşturulması"[4] amaçları ile yüzey araştırmaları yürütmüştür.

Günümüzde yüzey araştırmaları Kültür Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler genel müdürlüğü tarafından verilecek izin ve ruhsat dahilinde yürütülebilirler.[5]

Literatür

  • Elif Koparal, Arkeolojide Yüzey Araştırmaları: Yöntem, Tarihçe ve Uygulama, içinde: S. Ünlüsoy - C. Çakırlar - Ç. Çilingiroğlu, Arkeolojide Temel Yöntemler (İstanbul 2018) 109-158

Dipnotlar

Kaynakça

  1. ^ Koparal 2018, 124
  2. ^ Koparal 2018, 111.
  3. ^ Koparal 2018, 117
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Aralık 2021. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Arkeoloji</span> Geçmişin, insanlık tarihinin maddi kültür yoluyla incelenmesi

Arkeoloji, arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji, antropoloji, nümizmatik, filoloji, gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

Pleistosen, yaklaşık 2,5 milyon yıl önce başlayan ve yine yaklaşık 10-14 bin yıl önce bugün içinde bulunduğumuz ve Holosen olarak adlandırdığımız dönemin başlamasıyla biten buzul çağları dönemidir. Bu dönemde insan evrimsel gelişmesinde belki de en büyük değişimlerden birisi olan taş aletler yapmaya başlamıştır. Bu döneme ait arkeolojik buluntuları Paleolitik Çağ arkeolojisi, yani Pleistosen arkeolojisi inceler. Paleolitik bu dönemin kültürel adıyken, Pleistosen, aynı dönemi ifade etmek için jeolojik bir adlandırmadır.

<span class="mw-page-title-main">Alacahöyük</span> ören yeri

Alacahöyük, Çorum'un Alaca ilçesinin 15 km kuzeybatısındaki Alacahüyük köyündeki bir höyüktür. Bu höyükte dört ayrı kültür evresinden kalma 15 yerleşim ya da yapı katı saptanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kantitatif araştırma yöntemi</span>

Kantitatif, Analitik kimyada maddenin analiz edilmesi için kullanılan iki işlemden bir tanesi. Kantitatif, sıfat olarak Fransızcadaki "quantitatif" kelimesinden gelmektedir. Analiz, kalitatif ve kantitatif diye ikiye ayrılır. Kantitatif (nicel) analiz ; bir maddenin içindekilerin ne olduğunu değil, bu maddenin içinde bulunanların ne kadar olduğunu analiz etmek için kullanılan bir analiz yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Kerkenes</span>

Kerkenes Dağı, Yozgat il merkezinin güneydoğusunda, Şahmuratlı köyünün 5 km batısında, Kapadokya Ovası'nın kuzey ucunda yer alan bir höyüktür. Anadolu platosunda MÖ 600 yılı dolaylarının en geniş yerleşimlerinden biri olarak bilinmektedir. Bir Demir Çağı başkenti olarak büyük olasılıkla Herodot'un yazmalarında belirtilen Pteria olmalıdır. Kent, MÖ 6. yüzyıl ortalarında yağmalanmış ve yakılmıştır. Yerleşmeyi çeviren 7 sur kapılı, toplam 7 km uzunluğundaki surları yıkılmıştır ve bu olaydan sonra kent bütünüyle terk edilmiştir. Kentin yıkımı MÖ 547 yılında Ahameniş İmparatorluğu Kralı Büyük Kiros ile Lidya Kralı Krezüs arasında yapılan Pteria Muharebesi'nin hemen ardından Kiros tarafından gerçekleştirilmiştir. Herodot'a göre kent halkı köle edilmiştir.

Pınarbaşı Höyüğü, Niğde ilinin Bor ilçesinin 3 km. kuzeybatısında bulunan 100 metre çapında, 8 metre yükseklikte bir höyüktür. Höyüğün bulunduğu tepenin kuzeybatı noktasında güçlü akışlı bir pınar bulunmaktadır. Höyük adını bu pınardan almıştır.

Bakla Tepe Höyüğü, İzmir il merkezinin 30 km. güneyinde, Menderes (Cumaovası) ilçesinde, Tahtalı Barajı nedeniyle terk edilen Bulgurca Çiftlik Köyü'nün hemen yakınında yer alan bir Höyüktür. Yıllardır bakla yetiştirilen bir alan olduğundan Köy'de Bakla Tepe olarak bilinmekteydi. Tarihöncesi bir yerleşimin höyükten köy altına kadar uzandığı, sapılan sondalardan anlaşılmaktadır.

Zank Höyük, Nevşehir İl merkezinin kuzeydoğusunda, Avanos İlçesi'nin Sarılar kasabasının yaklaşık 4 km. kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Tepe yaklaşık 300 metre çapında ve 30 metre yüksekliktedir. Höyüğün 20 dönüm kadar bir alana yayılmış olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Çukuriçi Höyüğü</span>

Çukuriçi Höyüğü, İzmir ilinin güneyinde, Selçuk ilçesinin 1 km güneyinde, Efes antik kentinin hemen güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Kentin Magnesia kapısından 500 metre mesafede, antik Smyrna olarak adlandırılan günümüzde Çukuriçi Mevkii olarak bilen yerdedir. Höyük'ün yanından Derbent Deresi akmaktadır. Selçuk – Aydın karayolunun Efes ayrımından sonra, karayolunun 100 metre batısındadır. Höyüğün adının Apasas olduğu ileri sürülmekle birlikte kazı ekibince bölgenin adı verilmiştir. Yerleşmenin MÖ 3. binyılda deniz kenarında olduğu hem jeomorfologlarca yapılan araştırmalarda, hem de kazılardaki çok sayıdaki deniz kabuğu buluntusuna dayanılarak ileri sürülmektedir. Tepe, günümüzde bile son derece verimli bir ovada yer almaktadır.

Aharköy Höyük, Bilecik il merkezinin güneydoğusunda, eski adı Aharköy olan Yeşilyurt Köy'nün 2 km kadar güneybatısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 100 metre çapında olup 4-5 metre yüksekliktedir. Bölgenin küçük höyüklerinden biridir. Bazı arkeolojik kaynaklarda Sarıket Mezarlığı olarak geçen Demircihöyük'ün 5 km kuzeyindedir. Doğalgaz hattı döşenmesi sırasında Höyük'ün batı kesimi kısmen tahrip edilmiştir.

Ahlatlıbel Düz Yerleşmesi, Ankara il merkezinin yaklaşık olarak 14 km. güneybatısında, ODTÜ arazisi içinde, eski Yalıncak Köyü'nün güney – güneybatısında, Haymana yolu üzerinde yer alan bir düz yerleşmedir. Bölgede geniş bir alanın yakın geçmişte toprakla doldurulmuş olması nedeniyle, 1933 yılında kazısı yapılmış olan yerleşmenin tam olarak yeri yakın zamana kadar saptanamamıştı. Ancak Gülçin İlgezdi Bertram ve Jan - K. Bertram'ın çalışmalarıyla yerleşmenin yeri 2010 yılında saptanmıştır. Kale olarak tanımlanan mimari kalıntılar ve konumu dikkate alınarak bir bey şatosu olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Arkeolojik kazı</span>

Arkeolojik kazı ya da kısaca kazı, asırlarca toprak ya da su altında kalan ya da başka kültür kalıntılarınca örtülen her türlü arkeolojik yapı, belge ve diğer kalıntıları arkeolojik sit alanında arkeoloji bilimine uygun biçimde günyüzüne çıkarmak için yapılan kazma işlemidir. Arkeolojik kazılar alan arkeolojisi adı verilen özel bir çalışma alanına girer.

Sızma Höyük, Konya ili'nin Selçuklu İlçesi'nin kuzeyinde, Sızma Köyü'nün hemen kuzeyinde, Konya kent merkezinin 30 km. kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Höyüğün kuzeybatısında Roma Dönemi'nden kalma Kurşunlu Kalesi, kuzeyinde ise yine aynı döneme ait Nevine Kalesi yer alır. Höyük, 150 x 150 boyutlarında olup 25 metre yüksekliktedir.

<span class="mw-page-title-main">Anıttepe</span> Çankaya, Ankara, Türkiyede mahalle

Anıttepe, Ankara ilinin Çankaya ilçesine bağlı bir mahalledir. Anıtkabir'in inşası sonrasında bu şekilde anılmaya başlanan bölgenin eski adı Rasattepe'dir.

Mahmut Akok müzeci, arkeolog ve restitüsyon uzmanı.

<span class="mw-page-title-main">Madnasa</span>

Madnasa, Muğla ili Bodrum ilçesi Türkbükü koyu, Aşağı göl tepesinde Leleg yerleşimi olarak kurulmuş antik kent'tir.

<span class="mw-page-title-main">Yerleşim arkeolojisi</span> Arkeolojinin alt dallarından biri

Yerleşim arkeolojisi, materyal kültürü verilerinin olabilecek tüm özelliklerini yerleşim bütününde araştırmayı temel alan arkeolojinin alt dallarından birisidir. Bu yaklaşım ile ele alınan arkeolojik çalışmalarda ilk kez uygulamalı fen ve doğa bilimlerinin işbirliğinden faydalanılmıştır.

Aççana Höyük - Alalah, Hatay ili Reyhanlı ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Höyük yerleşiminin tapınaklar bölgesinde bulunması imar tarihini 4000-3000 yıl öncesine uzandığı sanılmaktadır. Arkeolojik bilimsel yüzey ve kazı araştırma heyeti Kazılardan elde edilen buluntular, bölgenin inanç, kültür, yaşam biçimi ve ticaret trafiğine yön veren yerleşim yeri olduğu kanaatini güçlendirmektedir.

Gökhüyük arkeoloji alanı , Konya'nın 100 km güneyinde, Seydişehir ilçesindeki arkeolojik kazı alanı. Gökhüyük, bu alanın üzerinde kuruludur.

Hesaplamalı arkeoloji, uzun vadedeki insan davranışı ve davranışsal evrimin incelenmesi için bilgisayar tabanlı analitik yöntemleri ifade eder. Adlarının önüne 'hesaplamalı' sözcüğü eklenmiş olan diğer alt disiplinlerde olduğu gibi, terim, bilgisayar yardımı olmadan gerçekçi bir şekilde gerçekleştirilemeyen yöntemleri temsil etmektedir.