Cemal Süreya, kimlik adıyla Cemalettin Seber, Türk şair, yazar ve çevirmen. Türk şiirinde modernist bir hareket olan İkinci Yeni şiirinin öncü şairlerinden biridir. İlk şiir denemelerini ortaokulda eskizlerle, lisede aruzla yapsa da asıl şiir çalışmaları üniversite yıllarında başlamıştır. Üvercinka (1958), Göçebe (1965), Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973), Uçurumda Açan (1984), Sıcak Nal (1988), Güz Bitigi (1988) ve Sevda Sözleri (1990) adlarındaki şiir kitaplarının yanı sıra deneme, eleştiri, günlük ve antoloji türlerinde de yazmıştır. Eserlerinde en sık işlediği temalar aşk, kadın, yalnızlık, sosyal ve siyasal eleştiriler, ölüm, tanrı düşüncesi, portreler ve manzum poetikadır. Ayrıca Fransızcadan kırka yakın kitabı Türkçeye çevirmiştir. Onüç Günün Mektupları (1990) dışında hiçbir yazısı veya şiiri, dergi ve gazetede yayımlanmadan kitaba dönüşmemiştir. Sosyalist bir dünya görüşüne sahip olan Süreya, Papirüs dergisini çıkarmış ve bu dergide edebî görüşlerini açıklamasının yanı sıra dergiyi bir aydın olarak fikirlerini ortaya koymak için araç olarak kullanmıştır.
Sabahattin Ali, Türk yazar ve şair. Edebî kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de romanlarıyla ön plana çıktı; romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temasını, zaman zaman siyasi tartışmalarına gönderme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerle destekledi. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940) ve Kürk Mantolu Madonna (1943) romanları Türkiye'deki edebiyat çevrelerinin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem 21. yüzyılda etkisini sürdürdü.
Edgar Allan Poe, Amerikalı şair, yazar, editör ve edebiyat eleştirmeni. Çoğunlukla şiir ve kısa öykü yazdı. Özellikle gizem ve macabre öyküleri ile tanınır. ABD'de ve Amerikan edebiyatında Romantizm akımının önemli figürlerinden biri olmasının yanı sıra ülkesinde kısa öykünün ilk yazarlarından sayılır. Genellikle polisiye türünün mucidi olarak kabul edilmesinin yanında ayrıca yeni ortaya çıkmakta olan bilimkurgu türüne de katkıda bulunduğu öne sürülür. Yaşamını yalnızca yazdıkları ile sürdürmeye çabalayan ilk tanınmış Amerikan yazarı olan Poe'nun yaşamı ve kariyeri ekonomik güçlükler içinde geçmiştir.
Jerome David Salinger ya da J. D. Salinger,, 1951 tarihli Çavdar Tarlasında Çocuklar başlıklı romanıyla ve münzevi yaşam tarzıyla tanınan Amerikalı yazar. Yayımlanmış son eseri 1965 tarihlidir ve son röportajını da 1980'de vermiştir.
Franz Kafka, Almanca konuşan Bohemyalı, roman ve hikâye yazarı. 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Gerçekçilik unsurlarını ve fantastik unsurları birleştiren eserleri tipik olarak tuhaf veya sürrealist ön yargılarla ve anlaşılmaz sosyal-bürokratik güçlerle karşı karşıya kalan izole kahramanlara sahiptir ve yabancılaşma, varoluşsal kaygı, suçluluk ve saçmalık temalarını keşfetme olarak yorumlanmıştır. "Dönüşüm", Dava ve Şato en bilinen eserleridir. "Kafkaesk" terimi, Kafka'nın yazdıklarındaki gibi durumları tanımlamak için üretilmiştir.
Sir Alfred Joseph Hitchcock CBE, Birleşik Krallık doğumlu Amerikalı gerilim filmleri yönetmenidir. Londra'da dünyaya gelen ve mühendislik eğitimi gören Hitchcock; Psycho, North by Northwest, Vertigo, Rear Window ve The Birds gibi klasikleşmiş filmleriyle tanınır. Tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri olarak kabul edilir. Gerilim ve cinayet filmleri ustasının 70'e yakın filmi mevcuttur.
Sevin Okyay Türk yazar, çevirmen, radyo programcısı.
Orhan Veli Kanık, daha çok Orhan Veli olarak tanınan Türk şairdir. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair otuz altı yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.
Sidarta Gotama, yaygın olarak Buda olarak bilinir, MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiştir. Sanskritçede "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir ünvandır.
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Celâleddin Muhammed Rumi, ayrıca Celaleddin Muhammed Belhî veya yaygın adlarıyla Mevlânâ veya Rumi, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşamış bir Fars tasavvufçu, ilahiyatçı ve Sufi bir mistik şairdir. Mevlana'nın etkisi ulusal sınırları ve etnik ayrımları aşar: onun manevi mirası son yedi yüzyıldır İranlılar, Tacikler, Türkler, Yunanlar, Peştunlar, Orta Asya ve Hint Yarımadası Müslümanları tarafından büyük ölçüde takdir edilmektedir. Şiirleri dünya dillerinin çoğuna geniş çapta çevrilmiş ve çeşitli biçimlere aktarılmıştır. Mevlana, Amerika Birleşik Devletleri'nde "en popüler şair" ve "en çok satan şair" olarak tanımlanmıştır.
Franny ve Zooey, Jerome David Salinger'ın ilk kez 1961 yılında yayımlanan kitabı. Kitap, Franny isimli öyküden ve Zooey isimli novelladan oluşmaktadır. Yirmili yaşlarda iki kardeş olan Franny ve Zooey Salinger'ın eserlerinde sıklıkla yer bulan Glass ailesinin en genç üyeleridir. Kitapta 1955 Kasım'ındaki uzun bir hafta sonu anlatılır.
Kirpinin Zarafeti, Fransız roman yazarı ve felsefe profesörü Muriel Barbery tarafından yazılan romandır. Eserde, aklını ve entelektüelliğini kasten gizleyen bir apartman kapıcısı olan Renée Michel'in bu özelliklerinin dengesiz fakat büyümüş de küçülmüş gibi görünen bir kız çocuğu olan Paloma Josse tarafından keşfedilmesi konu edilmiştir. Paloma, Renée'nin çalıştığı apartmanda yaşayan yüksek sınıf bir ailenin kızıdır.
Chartres Katedrali, Paris'in 80 km güneybatısında bulunan Chartres kentinde 13. yüzyılda kurulmuş olan; Romanesk mimari teknikleri ile yapılmış olmasına rağmen Gotik mimariyi en iyi temsil eden ve günümüze kadar özgün heykelleri, vitrayları ve döşemeleri ile en çok korunmuş olan bir anıt eserdir. Bu iki mimari tarzın birbirlerinden ayrı değil, ama birbirlerinin devamı olduğunu gösteren en iyi örnektir. Günümüze kadar korunarak gelen katedral, daha önce yangınla yok olan katedralin yerine 1193 ile 1250 yılları arasında yapılmış olan ve 4. yüzyıldan itibaren aynı yerde inşa edilen beşinci katedraldir.
Madison Dışındaki Küçük Ayaklanma Amerikalı yazar J. D. Salinger'ın ilk kez The New Yorker dergisinin 21 Aralık 1946 tarihinde yayımlanan sayısında çıkan öyküsüdür. Salinger'ın 1941 yılında yazdığı bu hikâye kahramanı Holden Caulfield olan ilk çalışmasıdır. The New Yorker'ın 1941'in Eylül ayında kabul ettiği Madison Dışındaki Küçük Ayaklanma 1946 yılına kadar basılamadı.
"Esmé İçin - Sevgi ve Yoksunlukla" veya "Esmé İçin - Sevgi ve Sefaletle", Amerikalı yazar J. D. Salinger'ın en çok bilinen öykülerinden biridir. İlk kez The New Yorker dergisinin 8 Nisan 1950'de çıkan sayısında yayımlanan hikâyede; II. Dünya Savaşı'nda Avrupa'da savaşan Amerikalı Başçavuş X'in bu savaş yüzünden yaşadığı ruhsal denge bozukluğundan, Esmé ve Charles isimli iki İngiliz kardeşin kendisine gösterdiği çocukça sevgi sayesinde kurtulması ve iç huzuruna kavuşması anlatılır.
Teknede Amerikalı yazar J. D. Salinger'ın ilk kez Harper's dergisinin Nisan 1949'da çıkan sayısında yayımlanan öyküsüdür. Öykü, Salinger'ın ünlü kurgu ailesi Glass'lardan biri olan Boo Boo Glass Tannenbaum'u anlatır. Eserde ayrıca Boo Boo'nun iki ağabeyi Seymour Glass ve Webb “Buddy” Glass'tan bahsedilir.
Seymour Glass, J. D. Salinger'ın kurgusal ailesi Glass'ların en büyük oğlu. Seymour Glass, Franny ve Zooey (1961) ve Yükseltin Tavan Kirişini, Ustalar ve Seymour: Bir Giriş (1963) kitaplarında anlatılır. Hapworth 16, 1924 öyküsündeki mektubun yazarıdır. Ayrıca, Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün hikâyesini baş karakteridir.
Nigâr Hanım ile Çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak 1923 yılında dünyaya gelen Yaşar Kemal, hayatı boyunca öykü, roman, çeviri, deneme, derleme, şiir ve röportaj alanlarında eser vermiştir. On altı yaşındayken 1939'da ilk şiiri "Seyhan"ı Görüşler adlı Adana halkevleri dergisinde yayımladı. Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurova'dan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, 1943 yılında Adana Halkevi tarafından; 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayımladı. 1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı. Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir. Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54'te bitirdi. Dört ciltten oluşan seri, otuz dokuz yılda tamamlandı. Teneke (1955), Dağın Öte Yüzü serisi, Üç Anadolu Efsanesi (1967), Binboğalar Efsanesi (1971), Yılanı Öldürseler (1976), Hüyükteki Nar Ağacı (1982) dahil olmak üzere yazarın birçok eseri, Çukurova'da geçmektedir. Ayrıca eserlerden sekizi tiyatro oyununa, on ikisi sinemaya ve ikisi baleye uyarlanmıştır. Yaşar Kemal'in ayrıca senaryosunu yazdığı filmleri de mevcuttur.
Eleanor Farjeon, İngiliz çocuk öyküleri ve oyunları, şiir, biyografi, tarih ve hiciv yazarıdır. Çalışmalarının birçoğunda Edward Ardizzone'un illüstrasyonları bulunur. Bazı yazışmaları da yayınlanmıştır. Pek çok edebiyat ödülü kazandı ve çocuk edebiyatı için Eleanor Farjeon Ödülü, bir yayıncılar topluluğu olan Children's Book Circle tarafından anısına her yıl veriliyor. Gerilim yazarı Joseph Jefferson Farjeon'un kız kardeşidir.
Alistair MacLeod, Kanadalı bir akademisyen, roman ve kısa öykü yazarıydı. Onun güçlü ve dokunaklı öyküleri, Cape Breton Adası'nın engebeli manzarasının güzelliğini ve ada sakinlerinin çoğunun, atalarının hatıralarının peşini bırakmayan ve geçmişle bugünü uzlaştırmaya çalışan İskoç göçmenlerin torunlarının dirençli karakterini canlı bir şekilde çağrıştırıyor. MacLeod, hassas sözel anlatımı, lirik yoğunluğu ve kökleri sözlü bir geleneğe dayanan basit, doğrudan bir dil kullanması nedeniyle övgüyle karşılandı.