İçeriğe atla

Yörük Ali Efe

Yörük Ali Efe
Doğum1895
Sultanhisar, Aydın, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm23 Eylül 1951
Bursa, Türkiye

Yörük Ali Efe veya (Soyadı Kanunu'ndan sonra) Ali Efe Yörük (d. 1895, Sultanhisar – ö. 23 Eylül 1951, Bursa), Türk Kurtuluş Savaşı sırasında 16 Haziran 1919'da Malgaç Baskını ile düşmana ilk darbeyi vurmak suretiyle Aydın yöresinde düşman kuvvetlerinin ilerlemesini durdurmuş olan efe.[a]

Babası Sarıtekeli aşiretinden İbrahim oğlu Abdi, annesi yine Yörüklerin Atmaca Aşireti'nden Fatma'dır.

19 yaşına geldiğinde, Aydın dağlarında dolaşan Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin grubuna katılmak istedi. Ağır bir sınavdan geçirilerek gruba alındı. Kısa zamanda Efe'nin ve tüm zeybeklerin güven ve sevgisini kazanarak grupta ikinci adam konumuna yükseldi. Alanyalı Molla Ahmet Efe'nin Bozdoğan Kavaklıdere baskınında ölmesi üzerine Yörük Ali Efe olarak grubun başına geçti.

Dört yıldan fazla dağlarda dolaştı. Bu süre içinde daima ezilenin, mağdur edilenin, güçsüzün yanında oldu. Haklı olarak halk tarafından sevildi, itibar ve destek gördü.

Yörük Ali Efe ve Torbalılı Abdullah Efe. Resim alıntısı: İstiklal Harbi Gazetesi, sayı: 79, tarih: 12 Ağustos 1919

1919 senesinde grubu ile birlikte dağdan indi. O sıralar Yunan Ordusu İzmir'in ardından Aydın ve Nazilli'yi de işgal etmişti.

Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe ve bazı arkadaşları ile birlikte Aydın ilinin Çine ilçesi Yağcılar köyünde toplanarak 16 Haziran 1919 tarihinde Sultanhisar ve Atça arasındaki Malgaç deresinin üstünden geçen Malgaç demiryolu köprüsü yanındaki Yunan karakoluna baskın yaptı. Baskın sonunda karakol tümüyle imha edildi, cephane ve erzaklar ele geçirildi. Bu baskın Batı ve Güney Anadolu'da düzenli, bilinçli ve millî şuurla işgalcilere yapılan ilk baskın olarak kabul edilmektedir. Bu önemli başarı halka ümit ve cesaret vererek, düşmanın yurttan atılabileceğine olan inancını arttırarak Yörük Ali Efe'nin liderliğini perçinledi. Yunan Ordusu ise beklemediği bu baskın karşısında paniğe kapılarak Nazilli'deki kuvvetlerini yakıp yıkarak Aydın istikametine geri çekti.

Daha sonra 7. Tümen kumandanı Miralay Şefik Aker'in başkanlığında kurulan halk meclisinde oy birliğince alınan karar uyarınca Yörük Ali Efe'ye Aydın'ın kurtarılması emredildi. Emrindeki kuvvetlerle birlikte Aydın'ı geri aldı. Ancak takviye kuvvetlerle güçlenen Yunan ordusu Aydın’ı ikinci kez işgal etti. Köşk, Umurlu ve Dörtyol cephesi kurularak olağanüstü cesaretle, donanımlı ve sayıca çok fazla olan düşman kuvvetleri büyük kayıplara uğratıldı. Böylece düzenli ordu kurulana kadar yirmi aylık bir süre düşman kuvvetlerinin Aydın kanadından Anadolu içlerine ilerlemesi engellendi.

Düzenli ordunun kurulması üzerine Yörük Ali Efe, emrindeki savaş deneyimi çok iyi olan büyük bir grubu ile birlikte TBMM Ordusu'na katıldı. Milis Miralay rütbesiyle Millî Aydın Cephesi Komutanı olarak atandı. Savaş sonunda başarılarından dolayı TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirildi.

Alçakgönüllü bir insandı. Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki rolü ile ilgili olarak yapılan övgülere verdiği şu cevabı her zaman hatırlanacaktır:

Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin bir çoğunu bana ve başkalarına mal ederler. Bu yanlıştır. Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki? Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever o günlerde bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur. Millî mukavemette aslan payını kendine ayırmakta hata vardır. Bir elin sesi olur mu ki?
Yörük Ali Efe'nin mezarı

Türk Kurtuluş Savaşı'ndan sonra İzmir'e yerleşti. 1928 senesinde, Kurtuluş Savaşı'nda bir süre karargahı olan Yenipazar'a taşındı. 1934 yılında Soyadı Kanunu'nun çıkmasından sonra "Yörük" soyadını aldı. 1951 senesinde, İzmir'de geçirdiği talihsiz bir tramvay kazasında bacaklarını kaybetti. 1951 yılında tedavi için gittiği Bursa'da vefat etti.

Yörük Ali Efe vasiyetinde Yenipazar'da toprağa verilmesini istedi. Ayrıca "Halkı iyidir, toprağı sever, toprağı seven insan sever. Ben orada rahat ederim" dedi.

Kurtuluş Savaşı'ndaki destansı mücadelesi Türk halkı tarafından adına türkü yakılmasına vesile oldu.

Yenipazar'daki evi Kültür Bakanlığı tarafından müze olarak düzenlenerek 2001 yılında Yörük Ali Efe Müzesi adıyla ziyarete açıldı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Giydiği çizmeler meşhur körüklü Söke çizmesidir.

Alpkaya, Şükrü Oğuz (2009). Yörük Ali Efe. Derleyen: Atilla Oral. İstanbul: Demkar Yayınevleri. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Atça, Sultanhisar</span> Sultanhisarda bir mahalle

Atça, Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde bulunan Aydın ilinin Sultanhisar ilçesine bağlı bir mahalledir. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun öncesinde belde statüsündeydi. Mahallenin planı, Paris'teki Charles de Gaulle Meydanı'na benzemektedir. Yunan İşgali'nde yanan şehrin bu meydana benzetilerek tekrar imar edilmesinden dolayı kamuoyunda Türkiye'nin Paris'i, Türkiye'nin Modern İmarlı İlk Şehri gibi isimler ile anılmaktadır. Türkiye'de ışınsal kent formu ile tasarlanmış ilk ve tek yerleşim birimidir.

<span class="mw-page-title-main">Sultanhisar</span> Aydının ilçesi

Sultanhisar, Ege Bölgesi'nde Aydın iline bağlı bir ilçedir.

<span class="mw-page-title-main">Refet Bele</span> Türk asker ve siyasetçi

İbrahim Refet Bele, Türk asker ve siyasetçi. Kurtuluş Savaşı'na katılan ilk beş generalden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Çakırcalı Mehmet Efe, İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Türkönü köyünde doğmuş, Ege'deki efelik kültürünün en ünlü simalarından biridir. Çakırcalı Mehmet Efe'nin Hacı Mustafa tarafından öldürüldüğüne ve bir çatışma esnasında serseri kurşuna kurban gittiğine yönelik söylentiler bulunmaktadır. Belirtildiğine göre, zaptiyelerle başlayan müsademede öldürülmüştür. Kızanları başını keserek tanınmasını engellemişlerdir. Cesedi ilk karısı Iraz (Raziye) Hanım tarafından tanınmıştır. Başsız cesedi Nazilli'de gömülmüştür. 1948 senesinde en küçük kızı Hatice Akkaş tarafından Nazilli'den alınarak dedelerinin vakfı olan Ödemiş Kayaköy mezarlığına defnedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Demirci Mehmet Efe</span> Kuvâ-yi Milliye önderi

Demirci Mehmet Efe, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Kuvâ-yi Milliye önderi.

<span class="mw-page-title-main">Hafız İbrahim Demiralay</span>

Hafız İbrahim Demiralay, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Kuvâ-yi Milliye'de büyük yararlıklar göstermiş, TBMM'de 6 dönem Isparta milletvekilliği yapmış bir din adamıdır.

Kıllıoğlu Hüseyin Efe, aslen Aydın ilinin Çine İlçesinin Yağcılar köyunden olup Yörük Ali Efe'nin hem dava arkadaşı hem de dost çetesinin lideriydi.

<span class="mw-page-title-main">Nebiköy, Yatağan</span>

Nebiköy, Yatağan ilçesine 7 km mesafede, Yatağan ile Aydın Çine ilçesi arasında bulunan bir mahalledir.

Aydın Savunması, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en erken aşamalarında Yunan işgalinin ilk dalgasına karşı gerçekleştirilmiştir. Başlarında Yörük Ali'nin bulunduğu efelerin 27 Haziran 1919 günü Sultanhisar'ın güneydoğusundaki Malgaç Çayı köprüsünün bitişiğindeki karakolu basmalarıyla başlamış, kaçan Yunan kuvvetlerini takiple Aydın şehrine girmeleri ve şehirdekileri de geri çekilmek zorunda bırakmaları ile sürmüştür. Efeler Aydın'ın kontrolünü bir hafta ellerinde tutmuşlar, 4 Temmuz günü takviye edilmiş Yunan birliklerinin dönmesiyle dağlara çekilmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Malgaç Baskını</span>

Malgaç Baskını, Yörük Ali Efe ve arkadaşlarının 16 Haziran 1919 tarihinde Sultanhisar ile Atça arasındaki Malgaç deresinin üzerinden geçen, Osmanlı'nın ilk Demiryolu olan İzmir-Aydın demiryolu üzerindeki Malgaç Demiryolu köprüsü yanındaki Yunan karakoluna yaptıkları baskındır.

Bergama Baskını, Yunan ordusunun Türk-Yunan Savaşı esnasında yaptığı bir baskındır. Yunan ordusu Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasından beri Ege Bölgesi'ndeki şehirleri işgal etmeye devam ediyordu. Yunan kuvvetlerinin 10 Haziran 1919'da Reşadiye'ye (Zeytindağ) ulaştığı haberi gelince sırada Bergama'nın olduğu anlaşılmış. Bergama Mühimmat Deposu memuru silah ve cephane Yunanların eline geçmesin diye depoyu havaya uçurdu.

<span class="mw-page-title-main">Gördesli Makbule</span> Kurtuluş Savaşı direniş gönüllüsü

Gördesli Makbule Hanım, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'yu işgal eden Yunan kuvvetleri ile savaşırken ölen bir Kuvay-ı Milliye neferidir.

Şükrü Oğuz Alpkaya, Kurtuluş Savaşı'nda Yörük Ali Efe'nin Yaveri olarak görev yapan, Yörük Ali Efe ile birlikte Aydın cephesinde düşman kuvvetleriyle yapılan savaşlara katılan Türk subayı.

Erbeyli Baskını, Kuvâ-yi Milliye tarafından Türk-Yunan Savaşı esnasında yapılan bir baskındır. Aydın ve Nazilli’yi işgal ettikten sonra Yunan kuvvetleri, bölgede yükselen direniş hareketlerinden endişe duyuyordu. Birkaç gün önce Malgaç köprüsüne yapılan baskın onların endişeleri için iyi bir örnekti.

Erikli Baskını, Türk-Yunan Savaşı'nda Kuvâ-yi Milliye üyelerince gerçekleştirildi. Malgaç Baskını Yunan tarafında şok etkisi yaratmıştı. Erikli'de Yunanların bir Evzon taburunun iki bölüğü bulunuyordu. Muğla Müfrezesi buradaki Yunan kuvvetlerine bir baskın düzenleyip, Malgaç Baskını'ndaki gibi Yunanların maneviyatını kırmak ve ahalinin mukavemetini teşvik etmeyi amaçlıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Çete Ayşe</span> Türk ulusal kahraman

Çete Ayşe, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Aydın'ın Yunan işgalinden kurtulmasında rol almış kuvâ-yı millîyeci.

Ali Osman Efe, Bergama yöresinin Afro-kökenli Kuvayı Milliye kahramanı.

Çiftlikli Çete Kübra Efe, Millî Mücadele yıllarında Aydın yöresinin kurtuluşu için mücadele etmiş kuvâ-yı millîyeci.

Sancaktarın Ali Efe. Milli mücadele döneminde mücadeleye katılıp kahramanlıklar göstermiş olan efe.

<span class="mw-page-title-main">Balkıcalı Hacı Hüseyinoğlu İbrahim Efe</span>

Ödemiş'te eşkıyalık yapan bir zeybekdir. Aslen Tavas ilçesinin Balkıca köyünden gelir ve Koçaroğlu Hasan Hüseyin çetesine mensuptur. 1917 yılında bölgede eşkıya takibatı sürerken, Jandarma Alay Komutanı Avni Bey eşkıyalığın bastırılmasında önemli aşamalar kaydetmiştir. Koçaroğlu Hasan Hüseyin çetesinden Hacı Hüseyinoğlu İbrahim ile Hüseyinoğlu Mustafa ve Nazilli'de meşhur olan Koca Ömeroğlu Ali, silahları ve cephaneleri ile birlikte 20 Mayıs 1917'de teslim olmuştur. Bu gelişme, Jandarma Alay Komutanı Avni Bey tarafından bir telgrafla bildirilmiştir.