İçeriğe atla

XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi

XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi
YazarAhmet Hamdi Tanpınar
ÜlkeTürkiye
DilTürkçe
Yayım1949

XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Tanzimat Fermanı'nın 100. yıldönümü olan 1939 tarihinde yazdığı bir kitaptır.

Metot ve içerik

Tanpınar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulan Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsü'nün başına getirilmiştir. Bu tarihten itibaren hazırlamaya başladığı XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi'ni 1949 yılında ilk defa olarak yayımlamış bulunan Tanpınar, eserin ikinci cildini ömrü vefa etmediği için yetiştirememiştir. 1956 yılında eserini bazı değişiklik ve ilavelerle yeniden yayımlayan yazar, bu eseriyle edebiyat tarihçiliğinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Kendisinden önceki edebiyat tarihçilerinden, özellikle de, Fuat Köprülü'den farklı bir metot kullanarak kendine özgü üslûbuyla eserini oluşturan yazar, önsözde de belirttiği gibi A. Thibaudet ve H. Taine'in metodlarından yararlanmıştır.

XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Klasik Türk Edebiyatının farklı bir şekilde yorumlandığı uzunca bir "Giriş" kısmından sonra, "Garplılaşma Hareketine Umumi Bir Bakış" ismini taşıyan bölümle başlar. Burada Tanpınar, Türkiye'deki Batılılaşma hareketlerini, Lale Devri'nden başlayarak geniş bir perspektifte ve kendine özgü bakış açısıyla tahlil etmeye çalışır.

Eserde daha sonra, "XIX. Asrın İlk Yarısında Türk Edebiyatı", "Tanzimat Seneleri", "Yeniliğin Üç Büyük Muharriri", "Şinasi'den Sonra Yeni Osmanlılar Cemiyeti", "Şinasi'den Sonra Nevilerin Gelişmesi 1851-1885 Yılları Arası", "Şinasi'nin Yanı Başında Ziya Paşa", "Şinasi'den Sonra Namık Kemal", "Namık Kemal'in Yanı Başında Ahmed Midhat Efendi", "Namık Kemal'den Sonra Recaizade Mahmud Ekrem Bey", "Namık Kemal'den Sonra Abdülhak Hamid", "Eski ile Yeninin Arasında Muallim Naci Efendi" ismini taşıyan başlıklar altında, XIX.uncu asrın Türk Edebiyatı bütün yönleriyle okuyucuya tanıtılmaya çalışılır.

Hakkında diğer

Yazıldığı dönemden bugüne kadar hemen bütün edebiyat tarihçilerini derinden etkilemiş olan XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, 2012 yılında Prof. Dr. Abdullah Uçman'ın editörlüğünde Dergâh Yayınları tarafından tekrar basıldı ve bazı düzeltmelerle okuyucunun beğenisine sunuldu.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Hamdi Tanpınar</span> Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçii

Ahmet Hamdi Tanpınar ; Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat tarihçisi, siyasetçi ve akademisyendir.

Mizah ya da gülmece, hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sanat türüdür. İnsanı gülmeye sevk eden resim, karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme maksadıyla söylenip, yazılıp, çizilmediği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim Şinâsî</span> Türk gazeteci, yazar ve şair

İbrahim Şinasi Efendi, Türk gazeteci, yayımcı, şair ve oyun yazarı.

<span class="mw-page-title-main">Recaizade Mahmud Ekrem</span> Türk şair ve yazar (1847-1914)

Recaizade Mahmud Ekrem, Türk şair ve yazardır. 19. yüzyıl Osmanlı dönemi Türk edebiyatının önde gelen isimlerindendir.

Türk edebiyatında roman, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür. Roman, Tanzimat'la başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak Türk edebiyatına girmiş olup, Fransız edebiyatından eserler başta olmak üzere ilk Türkçe örnekleri çeviri eserlerde gözlemlenmiştir. Şemseddin Sâmi’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseri sıklıkla "ilk Türkçe roman" olarak adlandırılsa da daha önce yazılmış başka romanlar da mevcuttur. Fransız romantizm akımından etkilenmiş ve ağırlıklı olarak aşk ve "yanlış batılılaşma" konularını ele almış ilk Osmanlı romanları genellikle oldukça zayıf olup, karakterler yüzeysel işlenmiş ve karikatüre benzeyen tipler ortaya çıkarmıştır. Servet-i Fünûn edebiyatı döneminde romanlar gelişmeye başlamıştır.

Kenan Akyüz,, Türk, akademisyen, edebiyat tarihçisi ve yazarı.

<span class="mw-page-title-main">Ziya Paşa</span> Osmanlı Türkü şair, mütefekkir ve devlet adamı

Ziya Paşa doğum adıyla Abdülhamid Ziyâeddin, Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci ve şairdir. Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. yüzyılın en önemli devlet adamlarından birisidir ve Tanzimat edebiyatının en fazla eser veren yazarlarındandır. Şinasi ve Namık Kemal ile birlikte “Batılılaşma” kavramını ilk defa ortaya atan Osmanlı aydınları arasında yer alır.

Tanzimat edebiyatı, Tanzimat döneminin kültürel ve siyasi hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkmış edebiyat akımı. 3 Kasım 1839'da Mustafa Reşid Paşa tarafından ilan edilen Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak, gerek siyasi alanda gerek edebî ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Şinasi ile Agah Efendi'nin birlikte çıkarmış olduğu Tercüman-ı Ahval bu edebiyatın başlangıcı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Namık Kemal</span> Osmanlı yazar ve gazeteci

Namık Kemal, Türk milliyetçiliğine esin kaynağı olmuş, Genç Osmanlı hareketine bağlı yazar, gazeteci, devlet adamı ve şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Ebüzziya Tevfik Bey</span> yazar, gazeteci

Ebüzziya Mehmet Tevfik Bey, Türk gazeteci, yazar, yayıncı, hattat.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Türkiye'de genel olarak tüm alanlarda batılılaşma süreci, 1839 yılında ilân edilen Tanzimat Fermanı ile başlamıştır. 1838 - 1860 yılları arasında yetişmiş gençler 1860 yılında sonra Edebiyat alanında batılaşmayı sağlamışlardır. Bu dönem edebiyatına Tanzimat Edebiyatı denmektedir.

Mehmet Kaplan,, Türk edebiyat kuramcısı, eleştirmen, edebiyat tarihçisi, yazardır.

Encümen-i Şuara Topluluğu, 19. yüzyıl eski şiir zevkini devam ettirmeyi amaçlamış şairler topluluğudur. Bazı edebiyat araştırmacıları tarafından Türk edebiyatının ilk edebî grubu kabul edilir. Leskofçalı Galip topluluğun başkanı konumundadır.

Türk edebiyatı'nda hem sözlü hem yazılı, manzum ve mensur hikâye geleneğine sahip olmasına rağmen Tanzimat'tan sonra farklı yapısal özellikler taşıyan bir anlatı türü olarak yeni bir hikâye tarzı oluşmuştur. Giritli Ali Aziz Efendi tarafından 1796-97'de yazılan ve ilk defa 1852 tarihinde basılan Muhayyelât, Batı tesiri olmadan gerçekçi anlatıma olan yakınlığı noktasında modern Türk hikâyesinin başlangıcı sayılmaktadır. Bunun dışında, XIX. yüzyılda basımları yapılarak yaygınlık kazanmış olan meddah hikâyeleri "yeni hikâyeye" zemin hazırlayan eserler olarak görülmektedir. 1875-1890 yılları arasında Ahmed Midhat Efendi'nin devam eden Letâif-i Rivâyât serisinin dışında Mehmet Celal'in Venüs, Cemile gibi uzun hikâyeleri ile Nabizâde Nâzım'ın ilk dönem hikâyeleri bulunmaktadır. Samipaşazade Sezai'nin Küçük Şeyler adlı eseri Türk edebiyatında modern anlamda kısa hikâyenin başlangıcı kabul edilmektedir. Halid Ziya Uşaklıgil'in 1888'de yazdığı Bir Muhtıranın Son Yaprakları ile Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası adlı çalışmaları Avrupaî tarzda ilk hikâyeler kabul edilmektedir.

<i>Müsâmeretnâme</i> Emin Nihat Beyin kaleme aldığı hikâye kitabı

Müsâmeretnâme, Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir. 1871-1875 yılları arasında yayımlanan ve toplamda yedi hikâyeden oluşan eser, kış gecelerinde bir araya gelen dostların iyi vakit geçirmek ve eğlenmek üzere gençliklerinde başlarından geçenlerle ilgili anlatımlarına dayanmaktadır. Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır. Mustafa Uzun eseri sadeleştirerek Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla günümüz Türkçesine çevirmiştir; bugüne kadar yeni harflere birden fazla aktarımı yapılmıştır. Çerçeve anlatının kullanıldığı Müsâmeretnâme'de Decameron ile Binbir Gece Masalları'ndan izler mevcuttur.

<i>Çengi</i> (roman) Türk Romanı

Çengi, 1877'de yayımlanan Ahmed Midhat Efendi romanı. İlkin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilmiş, ardından kitap olarak yayımlanmıştır. Eser her birine "kitap" adı verilen dört bölümden oluşur; her bir bölümünün başlı başına bir hikâye olduğu romanın ilk bölümü yedi yıl sonra 1884'te, olaylar Ahmet Mithat Efendi tarafından müzikli bir sahne eseri haline getirilmiş ve Çengi yahud, Daniş Çelebi adıyla kitap halinde basılmıştır. İspanyol yazar Miguel de Cervantes Saavedra'nın romanı Don Kişot'a öykünerek yazılmıştır. Cervantes'in Don Kişot'una mukabil Ahmet Mithat da romanının karakteri olan Danış Çelebi'yi bir "Türk Don Kişot"u olarak takdim etmiştir.

<i>Küçük Şeyler</i> Samipaşazade Sezainin 1891de yayımlanan hikâye kitabı

Küçük Şeyler, Samipaşazade Sezai'nin 1891'de yayımlanan hikâye kitabıdır. Kısa hikâyenin, Batı edebiyatındaki hikâyelerle benzer özellikler gösteren Türk edebiyatındaki ilk örneği olarak kabul edilmektedir. Edebiyat tarihçilerinin kısa değerlendirmeleri dışında pek fazla dikkat çekmemiş, ilk baskısından sonra bir daha basılma imkânı bulamamıştır. Yeni harflerle de ayrı bir basımı yapılmamış, yazarın bütün eserlerini bir araya toplayan Zeynep Kerman tarafından okuyucuya ulaştırılmıştır. Günümüzde farklı yayınevleri tarafından günümüz Türkçesiyle Küçük Şeyler adıyla yayımlanmaktadır. Eserin 1891 tarihli Matbaa-i Ebüzziya basımı nüshası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda yer almaktadır.

Fevziye Abdullah Tansel, Türk edebiyat tenkitçisi. Babası muhtelif doğu vilayetlerinde kadılık yapmış Abdullah Hulûsi Efendi annesi ise Dobriç müftüsü Yörükoğlu Mustafa Efendi sülalesinden Sârâ Hanım'dı. Fevziye Abdullah 1921'de kız kardeşleriyle beraber Fatih'e taşındı. 1931 yılında İstanbul Kız Lisesi’nden mezun oldu. 1934'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ve Yüksek Muallim Mektebi’nden mezun olduktan sonra Konya Kız Öğretmen Okulu, Ankara Erkek Lisesi (1935-1936) ve Ankara Atatürk Lisesi’nde (1936-1963) edebiyat muallimliği yaptı. Akademi yaşantısında ilk görev yerleri Gazi Eğitim Enstitüsü ve (1963) Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'ydi (1964). Kasım 1936 - Haziran 1941 tarihleri arasında Ülkü'nün yazı işleri müdürlüğü görevini yürüttü. Columbia Üniversitesi ve Near and Middle East Institute'de misafir öğretim üyeliğinde bulundu ve burada modern Türk edebiyatı üzerine derler verdi. Tansel 1978 yılında ise emekliye ayrıldı.

<i>Zafernâme</i> (Ziya Paşa) Ziya Paşa eseri

Zafernâme, Tanzimat Dönemi yazarı Ziya Paşa tarafından Girit İsyanı’ndaki olaylar nedeniyle Âli Paşa’yı yermek amacıyla 1869 ilâ 1870 yılları arasında yazılan hiciv türündeki eserdir. Kaside, tahmis ve şerh olmak üzere nazım-nesir karışık üç bölümden oluşmaktadır. 66 beyitlik kaside Fazıl Paşa imzasıyla tarihsiz bir biçimde yayımlanmıştır. Sonrasında bu kasidenin tahmisi yine tarihsiz bir biçimde Hayri Efendi imzasıyla yayınlamıştır. Eserin nesir şerhi de Hüsnü Paşa imzasıyla yayımlamıştır. Bu üç isim Ali Paşa'nın en yakınında bulunan ve güvendiği kişilerdir. Ziya Paşa eseri Ali Paşa'nın en yakınlarının elinden çıkmış gibi göstererek ironik bir tavır sergilemiştir.