İçeriğe atla

Wimshurst makinesi

İki Leyden kavanoz lu bir Wirmshurst makinesi.
A1'in pozitif, B1'in negatif bölme olduğunu varsayalım. A1 sola ve B1 sağa doğru hareket eder, potansiyelleri çekime karşı onları ayıran işten dolayı artacaktır.
Çalışan Wimshurst makinesi.

Wimshurst etkisi makinesi, 1880-1883 yılları arasında İngiliz mucit James Wimshurst (1832-1903) tarafından, yüksek voltaj üretmesi için geliştirilmiş elektrostatik bir üretici dir.

Makine, iki büyük ters dönen diskler ile farklı bir görünüşe sahiptir. Ayrıca metal fırçalar monte edilmiş iki çapraz çubuk ve iki metal küreden oluşan kıvılcım boşluğu vardır.

Tanım

Bu makineler etki makineleri olarak adlandırılan elektrostatik jeneratörler sınıfına girmektedir. Etki makineleri, elektrostatik indüksiyon yoluyla ya da etkiyle, elektrik yükleri elde ederler. Çalışmaları sürtünmeden bağımsızdır. Bu sınıfta ilk yapılan makineler Wilhelm Holtz (1865-1867), August Toepler (1865), J.Robert Voss (1880) ve diğerleri tarafından geliştirildi. Daha sonra yapılan makineler daha verimsizdi ve öngörülemeyen kutuplaşma eğilimindeydiler. Wimshurst'un ise bu kusurları yoktur.

Wimshurst makinelerinde, iki yalıtılmış disk ve bunların metal kısımları, metal nötralizatör ve onların fırçaları ile ters yönde dönerler. Yük dengesizliği, her diskin yüzey kenarlarına yerleştirilmiş iki çift metal tarak ile indüklenir,güçlendirilir ve toplanır. Bu toplayıcılar, yalıtım destekler üzerine monte edilir ve çıkış terminallerine bağlanır. Geribeslenme, havanın dielektrik bozunma gerilimine ulaşıldığında ve elektrik kıvılcımı boşluğa atlayana kadar biriken yükleri katlayarak arttırır.

Teorik olarak, makine kendi kendine başlayamaz. Yani eğer diskler üzerindeki hiçbir kısım elektrik şarjına sahip değilse diğer kısımları indükleyebilecek herhangi bir şey yoktur. Pratik olarak ise, herhangi bir kısımda kalan küçük bir yük bile diskleri döndürüp süreci başlatmaya yeterlidir. Makine sadece kuru bir ortamda çok iyi şekilde çalışacaktır. Elektrik alana karşı diskleri çevirmek mekanik bir güç gerektirir ve bu enerji, makinenin elektrik enerjisine dönüştürdüğü enerjidir. Wimshurst makinesinin denge halindeki çıkışı doğru akımdır. Yani metal bölüm ile kaplanan alanla, dönme hızıyla ve başlangıç yük dağılımı fonksiyonuyla doğru orantılıdır. Yalıtım ve makinenin boyutu ulaşabileceği maksimum çıkış voltajını belirler. Biriken kıvılcım enerjisi Leyden kavanozu eşleriyle arttırılabilir. Leyden kavanozu yüksek voltajlar için uygun kapasitörün ilk halidir. Kavanozun içindeki levhalar birbirinden bağımsız bir şekilde her bir çıkış terminaline bağlanırlar. Dışındaki levhalar ise birbirine bağlıdırlar. Tipik bir Wimshurst makinesi diskin çap uzunluğunun üçte biri kadar kıvılcım ve onlarca mikroamper üretebilir.

İşleyiş

İki tane birbirine zıt yönde dönen genelde camdan yapılmış diskler içi metal ile doldurulmuş bölümlere sahiptir. Makinede dört küçük topraklanmış fırça (makinenin her iki tarafında 90° ile bağlanan iletken miller üzerinde) beraber yük toplama tarak çiftleri bulunur. Tipik bir Wimshurt makinesindeki fırçaları tutan iletken miller 'X-ışını' fotoğrafındaki 'X' i biçimlendirirdi ; şarj toplama tarakları genellikle yatay olarak monte edilir ve ön ve arka disklerin dış kenarlarına eşit olarak temas kurulur. Her bir taraftaki toplama tarakları genellikle Leyden kavanozu ile tek tek bağlanır.

Animasyon

Herhangi iki diskin üzerindeki küçük bir yük şarj işlemini başlatmak için yeterlidir. Bu yüzden, arkadaki diskin küçük, net bir yüke sahip olduğunu varsayalım. Kesin olması için, bu yükün pozitif (kırmızı) olduğunu ve arkadaki diskin saat yönünün tersine döndüğünü varsayalım. Yüklü kısım (hareket eden kırmızı kareler) fırçanın pozisyonundan ([Y] aşağı ok) B ([B] yukarıdaki merkeze yakın olan zincir) nin yanına kadar döndüğü için, fırçayı tutan iletken milin ([Y-Y1] yukarıdaki yatay siyah çizgi) yükünü polarize eder. Yan tarafını ([Y] yukarıda karelerin yeşil olduğu kısım) negatif (yeşil) yükler böylece uzak tarafında(diskin karşısında,180° uzağında) pozitif yük birikmiş olur. ([Y1] yukarıda karelerin kırmızı olduğu kısım). Milin polarize yükleri B diskinin yakın kısımlarına bağlanır. B [Y] nin negatif yüklenmesi sonucunda kendiliğinden pozitif yüklü A'ya ve pozitif yüklü B 'nin karşı tarafı B [Y1] e yaklaşır. 45° daha döndükten sonra, A (aşağı zincir) daki pozitif yük(kırmızı) B nin pozitif yüklü ([Z] üst zincir) kısmına yaklaştıkça pozitif yük (kırmızı) tarafından itilir. Karşılanan ilk toplayıcı tarak([Z] üçgen çizgileri) hem pozitif yüklerin nötr kısımdan ayrılmasına hem de Leyden kavanozunun katot kısmından etkilenen anot kısmında birikmesine izin verir. Kıvılcım Leyden kavanozunu geri yüklediğinde yükün disk etrafındaki döngüsünü tamamlar.

B saat yönünde 90° döndürüldüğünde, yükler A diskinin yanındaki fırçalarla aynı hizada indüklenir. B deki yükler A daki fırçalı millerin zıt polarizasyonunu indükler ve milerin polarizasyonu disktekilere dönüştürülür. B diski yönünü sabit tutar ve onun yükü en yakındaki yük biriktirme tarağı ile biriktirilir.

A diskinin 90° döndürülmesi ile yükü B diskinin fırçaları ile aynı hizaya gelir. Bu hiza iki paragraf yukarıda anlatıldığına benzer olarak, B nin en yakın kısmı ve B nin iletken milinin üstünde indüklenen zıt yük polarizasyonunun olduğu yerdir.

A daki her yük polarizasyonunun B deki polarizasyonu indüklemesiyle ve A daki polarizasyonun indüklenmesiyle bu süreç tekrarlanır. Tüm bu pozitif ve negatif indüklenmiş yükler Leyden kavanozu yük tarakları tarafından toplanır. Bu elektrik yük ve depolama cihazı kapasitörlerle benzerdir. Birbirlerine komşu olan kısımlardaki zıt yükleri birbirinden ayırmak için gerekli olan enerji, elektrik çıkışı için enerji kaynağı olmasını sağlar.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Atom</span> tüm maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini taşıyan en küçük yapıtaşı

Atom veya ögecik, bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır. Atom Yunancada "bölünemez" anlamına gelen "atomos"tan türemiştir. Atomus sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur. Gözle görülmesi imkânsız, çok küçük bir parçacıktır ve sadece taramalı tünelleme mikroskobu vb. ile incelenebilir. Bir atomda, çekirdeği saran negatif yüklü bir elektron bulutu vardır. Çekirdek ise pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşur. Atomdaki proton sayısı elektron sayısına eşit olduğunda atom elektriksel olarak yüksüzdür. Elektron ve proton sayıları eşit değilse bu parçacık iyon olarak adlandırılır. İyonlar oldukça kararsız yapılardır ve yüksek enerjilerinden kurtulmak için ortamdaki başka iyon ve atomlarla etkileşime girerler.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik</span> elektrik yükünün varlığı ve akışı ile ilgili fiziksel olaylar

Elektrik, elektrik yüklerinin akışına dayanan bir dizi fiziksel olaya verilen isimdir. Elektrik sözcüğü Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Elektriğin Türkçe eş anlamlısı çıngı sözcüğüdür. Ayrıca Anadolu ağızlarında elektrik anlamında yaldırayık sözcüğü tespit edilmiştir. Elektrik, pek çok farklı şekillerde var olabilir. Örneğin, yıldırımlar, durgun elektrik, elektromanyetik indüksiyon ve elektrik akımı gibi. Ek olarak, elektriğin elektromanyetik radyasyon, radyo dalgaları gibi oluşumları olduğu bilinmektedir.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda ortaya çıkan elektronlar, fotoelektronlar olarak adlandırılır. Bu olay genellikle elektronik fiziğinde hatta kuantum kimyası ya da elektrokimya gibi alanlarda çalışılır.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik yükü</span> bir nesnenin elektriksel alan ile etkileşimi neticesinde ölçülebilen fiziksel özelliği

Elektrik yükü veya elektriksel yük, bir maddenin elektrik yüklü diğer bir maddeyle yakınlaştığı zaman meydana gelen kuvvetten etkilenmesine sebep olan fiziksel özelliktir. Pozitif ve Negatif olmak üzere iki tür elektriksel yük vardır. Pozitif yüklü maddeler, diğer pozitif yüklü maddeler tarafından itilirken, negatif yüklü olanlar tarafından çekilir; negatif yüklü maddeler de negatif yüklüler tarafından itilir ve pozitif olanlar tarafından çekilir. Bir cisimde negatif yükler pozitif yüklere dominantsa, negatif yüklüdür; tersi durumdaysa pozitif yüklüdür; dominantlık söz konusu değilse yüksüzdür. Uluslararası Birim Sistemi (SI) elektrik yükünü coulomb (C) olarak adlandırırken, elektrik mühendisliğinde amper-saat (Ah) olarak ve kimyada da elemanter yük (e) olarak adlandırmak mümkündür. Q sembolü genellikle yükü ifade etmek için kullanılır. Yüklü cisimlerin birbirleriyle nasıl iletişimde olduklarını anlatan çalışma klasik elektromanyetizmadır ve kuantum mekaniğinin göz ardı edilebildiği ölçüde doğrudur.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik akımı</span> elektrik yükü akışı

Elektrik akımı, elektriksel akım veya cereyan, en kısa tanımıyla elektriksel yük taşıyan parçacıkların hareketidir. Bu yük genellikle elektrik devrelerindeki kabloların içerisinde hareket eden elektronlar tarafından taşınmaktadır. Ayrıca, elektrolit içerisindeki iyonlar tarafından ya da plazma içindeki hem iyonlar hem de elektronlar tarafından taşınabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik alanı</span>

Elektriksel alan, kıvıl alan, elektrik alan veya elektrik alanı, elektriksel yükü veya manyetik alanı çevreleyen uzayın bir özelliği olup, içerisinde bulunan yüklü nesnelere elektriksel güç aracılığı ile etki eder. Kavram fiziğe Michael Faraday tarafından kazandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Elektromotor kuvvet</span>

Elektromanyetizma ve elektronikte, elektromotor kuvvet, elektriksel olmayan bir kaynak tarafından üretilen elektriksel eylemdir. Cihazlar (dönüştürücüler); piller ya da jeneratörler gibi diğer enerji türlerini elektrik enerjisine dönüştürerek bir emf sağlar. Bazen elektromotor kuvveti tanımlamak için su basıncına bir analoji kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İyon</span> toplam elektron sayısının toplam proton sayısına eşit olmadığı, atoma net pozitif veya negatif elektrik yükü veren atom veya molekül

İyon ya da yerdeş, bir veya daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atomdan oluşmuş elektrik yüklü parçacıktır. Atomlar kararsız yapılarından kurtulmak ve kararlı hale gelebilmek için elektron alırlar ya da kaybederler. Bunun için de başka bir atomla ya da kökle bağ kurarlar.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik üreteci</span> Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren aygıt

Elektrik üretiminde jeneratör, harekete dayalı gücü veya yakıta dayalı gücü harici bir devrede kullanılmak üzere elektrik gücüne dönüştüren bir cihazdır. Mekanik enerji kaynakları arasında buhar türbinleri, gaz türbinleri, su türbinleri, içten yanmalı motorlar, rüzgar türbinleri ve hatta el krankları bulunur. İlk elektromanyetik jeneratör olan Faraday diski, 1831 yılında İngiliz bilim adamı Michael Faraday tarafından icat edildi. Jeneratörler elektrik şebekeleri için neredeyse tüm gücü sağlar.

<span class="mw-page-title-main">İyonik bağ</span> doğrudur

İyonik bağ, zıt yüklü iyonlar arasındaki elektrostatik kuvvetlere dayanan bir kimyasal bağ türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal bağ</span> atomları birbirine bağlanmasını ve bir arada kalmasını sağlayan kuvvet

Kimyasal bağ, atomların veya iyonların molekülleri, kristalleri ve diğer yapıları oluşturmak üzere birleşmesidir. Bağ, iyonik bağlar'da olduğu gibi zıt yüklü iyonlar arasındaki elektrostatik kuvvetten veya kovalent bağ'larda olduğu gibi elektronların paylaşılmasından veya bu etkilerin bazı kombinasyonlarından kaynaklanabilir. Açıklanan kimyasal bağların farklı mukavemetleri vardır: kovalent, iyonik ve metalik bağlar gibi "güçlü bağlar" veya "birincil bağlar" ve dipol-dipol etkileşimleri, London dağılım kuvveti ve hidrojen bağı gibi "zayıf bağlar" veya "ikincil bağlar" vardır.

<span class="mw-page-title-main">Elektrostatik</span> durağan elektrik yüklerinin incelenmesi

Elektrostatik, duran veya çok yavaş hareket eden elektrik yüklerini inceleyen bir bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Van de Graaff jeneratörü</span> yüksek gerilim biriktirmeye yarayan bir elektrostatik jeneratör

Van de Graaff jeneratörü hareket eden bir kayış yardımıyla içi boş bir kürede yüksek gerilim biriktirmeye yarayan bir elektrostatik jeneratördür. 1929 yılında Amerikalı fizikçi Robert Jemison Van de Graaff tarafından icat edilen bu jeneratörde potansiyel farkı 5 megavolta kadar çıkabilir. Bu araç bir üreteç ve ona paralel bağlı bir kondansatör ile çok büyük bir elektriksel direnç olarak da düşünülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Polarizörler</span>

Polarizörler belirli bir polarizasyondaki ışığı geçirip diğer polarizasyondaki dalgaları bloke eden optik filtrelerdir. Tanımlı olmayan veya karışık bir polarizasyona sahip bir ışık demetini iyi tanımlanmış polarizasyondaki bir demete dönüştürür. Yaygın polarizör çeşitleri lineer(doğrusal) polarizörler ve dairesel polarizörlerdir. Polarizörler birçok optik teknik ve alette kullanılır, polarize filtreler de fotoğrafçılıkta ve sıvı kristal ekranlarda uygulama sağlar. Polarizörler aynı zamanda ışıktan başka elektromanyetik dalgalar, örneğin radyo dalgaları, mikrodalgalar, X-ışınları için de yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Statik elektrik</span>

Statik elektrik, bir maddenin içerisindeki ya da yüzeyindeki elektrik yüklerinin oransızlığı olarak tanımlanmaktadır. Yük, elektrik akımı ya da elektriksel deşarj tarafından uzağa hareket etmeye başlayacağı zamana kadar aynen kalır. Statik elektrik, elektrik telleri ya da diğer iletkenler boyunca akan ve enerji aktaran elektrik akımının tam aksi olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Elektrofor</span>

Elektrofor, elektrostatik indüksiyon süreci ile elektrostatik yük üretmek için kullanılan basit bir jeneratördür. İlk sürümü 1762 de İsveçli bilim insanı, Johan Carl Wilcke tarafından keşfedildi. Fakat bunu geliştiren ve yaygınlaştıran, 1775 yılında İtalyan bilim insanı Alessandro Volta oldu. Elektrofor kelimesi de onun tarafından kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">Elektrostatik endüksiyon</span>

Elektrostatik endüksiyon, bir cismin yakınındaki yüklerin etkilemesi sebebiyle elektriksel yükünün yeniden dağılmasıdır. Ortamda yüklü cisim bulunması sonucu izoleli iletkenin bir ucu negatif bir ucu ise pozitif yükle yüklenir. Endüksiyon, 1753 yılında İngiliz bilim insanı John Canton ve 1762 yılında İsveçli bilim insanı Profesör Johan Carl Wilcke tarafından bulunmuştur. Elektrostatik jeneratörler, Wimshurst makinesi, Van de Graff jeneratörü ve elektrofor gibi, bu prensiple çalışır. Endüksiyon sayesinde elektrostatik potansiyel (voltaj) iletken boyunca her noktada sabittir. Endüksiyon aynı zamanda balon, kâğıt veya strafor hırdavatlar gibi hafif ve yalıtkan maddelerin statik elektrik yükünü çekmesini sağlar. Elektrostatik endüksiyon, elektromanyetik endüksiyon ile karıştırılmamalıdır.

Elektrostatik boşalma, elektriksel yüklü iki nesnenin temasıyla gerçekleşen ani bir elektrik akımı, kısa devre veya dielektrik bozulması dır. Statik elektriğin artışı sürtünme ile yüklenmeden veya elektrostatik indüksiyondan kaynaklanabilir. ESD, farklı yüklü iki nesne bir araya getirildiğinde veya aralarındaki dielektrik bozulduğunda genellikle görülebilir bir kıvılcım yaratarak meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Korona deşarjı</span>

Korona deşarjı; yüksek gerilimli bir iletkenin, etrafını saran hava gibi akışkanların iyonlaşmasıyla oluşan elektriksel bir deşarjdır. Havanın elektriksel bir kırılım geçirip iletkenleşmesi ve yükün iletkenden akışkana sızmasını sağlar. Korona deşarjı, iletkenin etrafındaki elektrik alanın, havanın dielektrik dayanımını aştığı yerlerde oluşur. Genellikle nemli ve sisli havalarda görülen bu deşarj işlemi radyal olarak dışarıya mor renkli ışık halkaları emite eder. Kendiliğinden meydana gelen korona deşarjı doğal olarak eğer elektrik alanı şiddetinin limiti sonsuza gitmiyorsa yüksek voltajlı sistemlerde açığa çıkar. Genellikle yüksek voltaj taşıyan iletkenlerin havaya bitişik sivri noktalarında, mavimsi bir parıltı olarak görülür ve bir gaz deşarj lambasıyla aynı özellikte ışık yayar.

Elektromanyetik kuvvetlerin insan anlayışının zaman çizelgesi olduğu elektromanyetizma zaman çizelgesi, iki bin yıl öncesine dayanmaktadır. Bu çizelge, elektromanyetizma, ilgili teoriler, teknoloji ve olayların tarihinin içinde oluşumlarını listeler.