İçeriğe atla

William Buckland

William Buckland
Buckland 1833'te
Genel bilgiler
Doğum12 Mart 1784(1784-03-12)
Devon, İngiltere
Ölüm14 Ağustos 1856 (72 yaşında)
Oxfordshire, İngiltere
Uyrukİngiliz
Evlilik(ler)iMary Buckland, 1825
EbeveyniElizabeth Buckland ve Charles Buckland
Alanıpaleontoloji, teoloji

William Buckland (12 Mart 1784- 14 Ağustos 1856) 19. yy'da yaşamış İngiliz yer bilimci ve teolog. Dünyanın ilk adlandırılan dinozoru Megalosaurus cinsini tanımlamasıyla bilinir.

Gençliği

William Buckland, 12 Mart 1784'te Anglikan bir din adamı olan Charles Buckland ve bir toprak sahibinin kızın olan Elizabeth Oke'un en büyük çocuğu olarak Axminster, Devon'da doğmuştur. Küçük yaşlarından başlayarak doğaya ve fosillere büyük ilgi göstermiştir, bunun ilk nedeni onun doğum yeri yakınındaki Erken Jura yaşlı kireçtaşı litostratigrafik birimin büyük oranda fosil barındırmasıdır. Küçüklüğünde babasının yürüyüşlerine katılıyor ve ammonit ve kabuklu fosilleri toplamıştır. William, ilk olarak evde babasının gözetiminde ve Axminster okulunda eğitim gördü, 1797 üniversiteye hazırlık için Tiverton'daki Blundell okuluna girdi. Bir yıl sonra dar örgün eğitim üzerinden yeterince ilerleyeceği St. Mary kolejine girdi. Boş zamanlarında doğa tarihine yönelik ilgisini geliştirmeye devam etti. 1801'de amcasının da yardımıyla Oxford Corpus Christi College'dan burs kazandı ve böylece onun Oxford kariyeri başladı. Buckland, 1808-1812 arasında Büyük Britanya'nın çoğu köşesinde jeolojik gezilere çıkmıştır. 1804'te lisans derecesini ve 1808'de yüksek lisans derecesini aldı, bu sürede resmi eğitimini hiç boşlamadan jeolojiyle yakından ilgilendi.[1]

Olgunluk çağı

Oxford'da derslerine katıldığı John Kidd'in mineraloji okutmanlığından istifa ettiğinde Bucklan onun halefi olarak atandı. Dersleri çok renkli olarak geçiyordu. Ashmolean binasının alt katında yaşamını geçiriyor, üst kattaki müzede de belli sorumlulukları vardı. Yerli veya yabancı konukları gezdirme ve bilgilendirme işini yapıyordu. William Buckland'ı bilim tarihinde ünlü bir figür haline gelmesi tanımlanan ve adlandırılan ilk dinozor olan Megalosaurus'u[2] konu alan Notice on the Megalosaurus on Great Fossil Lizard of Stonesfield[3] adlı çalışmanın sonucudur. Buckland bu canlının tanımlamasını bir alt çene parçası, eksik bir pelvis, birtakım omurlar, skapula ve arka ayak parçaları üzerinden 1824'te yaptı ve onun 12 metreyi aşkın uzunluğa ve bir fil kadar da yüksekliğe sahip olduğunu düşündü. Bu sarsıcı boyutlar onun için zamanın hiçbir sürüngeninde karşılık bulmuyordu.

1816'da bir Avrupa turuna çıkıp müze koleksiyonunu genişletti. 1818'de Georges Cuvier tarafından Oxford'da ziyaret edildi.[1]

Buckland ve sırtlan mağarası

Bunun yanında fosil memelilere ait pek çok kalıntı da buldu. Özellikle Kirkdale mağarasından çıkan sırtlan, ayı, geyik, fil, su aygırı, kaplan ve gergedan kalıntılarını tanımlaması ve bir insan iskeletini Red Lady of Paviland adıyla bir cadı olarak tanımladı. Din adamı da olduğundan bir yanıyla bilim ile dini uyuşturma çabası vardır, özellikle Nuh Tufanı ile çok ilgileniyor ve çok sayıda gözlem ve çalışmayla hipotezlerini bağdaştırmaya çalışıyordu. Yine de zamanının kutsal kitabı baz alan jeologlarından farklı olarak Yaratılışın motamot bir yorumunu takip etmiyordu. Reliquiae Diluvianae adlı yapıtında Kirkdale mağarasında çokça sırtlan bulunması ve diğer kemiklerin de kırık veya ezik olmaları onu bu mağaranın Nuh Tufanı öncesi bir yaşam alanı olduğunu işaret edip evrimi kabul etmese de Yerkürenin insandan çok önce de yaşamı desteklediğini düşünüyordu.[4]

1825'te Buckland kolej üyeliğinden istifa etti ve Stoke Charity Hampshire'da yaşamaya başladı. Birkaç aylık boşluktan sonra Christ Church'e rahip olarak atandı ki o zamanlarda akademik olarak en saygın işlerden biriydi. Buckland 41 yaşındayken, Oxfordshire'dan 28 yaşındaki Mary Morland ile evlendi. Bu ikili çok uyumlu ve güzel bir çift olmuştu. Ayrıca geniş bir aile oldular çünkü sadece 5'i yetişkinliğe ulaşan 9 çocukları olmuştur. Mary özellikle bilimsel çalışmalarda eşine çok fazla yardım etmişti (fosil koleksiyonculuğu, not tutma ve teknik resim).[1][4]

Son yılları

1837'de Buckland bilimsel olarak Oxford'un çok ötesinde bir ün elde etti. Başta Royal Society olmak üzere çeşitli kurumlarda (British Association ve Geological Society) öne çıktı. İsviçre'ye gidip Agassiz'i ziyaret etti ve buzullarca taşınan ve aşınan kayaları gördü ve sonunda tufan teorisi yerine Buzul çağı teorisini destekledi. 1845'te Westminster dekanı olarak atandı ve Oxford'dan Londra'ya taşındı. Westminster okulunda reformlar yaptı, çevre yerleşimlerdeki temizliği iyileştirmek ve bozulan duvar işçiliğini yenilemeye büyük ilgi gösterdi.[1][4][5]

1849 yılının sonlarına doğru Buckland halsizlik ve çöküntüyle belli olan bir hastalığa yakalandı. Doktorlar kendisine Islip'in temiz ve sakin havasının iyi geleceğini söylediler ve Buckland'da orada favorisi olan bahçelerde iyi bir zaman geçirdi, ancak belirtiler kötüleşiyordu ve sonraki zamanlarını kötü bir durumda geçirdi. Yaklaşık 6 yıl sonra da 14 Ağustos 1856'da yaşama gözlerini yumdu.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e Editors, Editors. "William Buckland". www.oum.ox.ac.uk/. Oxford. 19 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2022. 
  2. ^ Clark, Neil; Lindsay, William (1995). Pockets Dinosaurs. New York: Dorling Kindersly. s. 138. ISBN 1-56458-662-6. 
  3. ^ Gayrard-Valy, Yvette (1994). The Story of Fossils. Londra: New Horizons. s. 84. ISBN 0 500 300399. 
  4. ^ a b c Editors, Editors. "William Buckland". www.strangescience.net/. Strange Science. 15 Nisan 2002 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ Editors, Editors. "William Buckland". www.westminster-abbey.org. Westminster-abbey. 24 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Atlantis</span> efsanevi kıta

Atlantis, Platon'un Timeos ve Critias diyaloglarında ulusların kibirlerini alegorik bir şekilde anlatmak için kullandığı efsanevi bir ada.

<span class="mw-page-title-main">Dinozor</span> Mezozoik Çağa (kuşlar dahil) hâkim olan sauropsid omurgalılar kladı

Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Jura (dönem)</span> Mezozoyik Zamanın ikinci dönemi

Jura veya Jura dönemi, Mezozoyik Zaman'ın Triyas'tan sonra gelen, yani ikinci dönemidir. 200 milyon yıl öncesi ve 145 milyon yıl öncesi arasındadır. Jura, adını o döneme ait kireçtaşı tabakalarının ilk belirlendiği Avrupa Alplerindeki Jura Dağları'ndan almıştır. Jura döneminin başlangıcında, süper kıta Pangea iki kara kütlesine bölünmeye başlamıştı: kuzeyde Lavrasya ve güneyde Gondvana. Bu, daha fazla kıyı şeridi yarattı ve karasal iklimi kurudan nemliye kaydırdı; Triyas'ın kurak çöllerinin çoğunun yerini yemyeşil yağmur ormanları aldı.

<span class="mw-page-title-main">Tufan</span>

Tufan, birçok yerel efsaneye ve kutsal kitaplara göre Tanrı tarafından bir kavmi, milleti ya da tüm insanları cezalandırmak amacıyla gönderildiğine inanılan büyük felaket. Tufanın detayları farklı kültürlerde farklılıklar arz etmekle beraber en çok bilinen şekli Nuh Tufanı'dır.

<span class="mw-page-title-main">Louis Agassiz</span> İsviçre-Amerika paleontologu, jeolog

Jean Louis Rodolphe Agassiz İsviçre doğumlu Amerikalı zoolog, glasiyolog, ihtiyolog ve jeologdur. Eğitimci Elizabeth Cabot Cary Agassiz'in eşidir.

<span class="mw-page-title-main">J. J. Thomson</span> İngiliz fizikçi (1856-1940)

Sir Joseph John Thomson, çağdaş fiziğin gelişimine büyük katkılarıyla tanınan Britanyalı fizikçi. Elektronu ve izotop kavramını keşfetmesi ile kütle tayfölçerini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronu keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Fosil</span> Geçmiş bir jeolojik çağa ait organizmaların korunmuş kalıntıları veya izleri

Fosil veya taşıl, yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda, bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş, ölü organizma kalıntılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Whitehall Sarayı</span>

Whitehall Sarayı 1530 yılından 1689 yılına kadar İngiltere Kralları'nın ikâmetgâhı olan saraydır. Döneminde Avrupa'daki en büyük saray, 1.500 odası ile dünydadaki en büyük yapıydı. 1622 yılında çıkan bir yangında büyük bir bölümü zarar gören saray 1666 yılında çıkan Büyük Londra Yangını'ndan zarar görmeden çıkmıştır. Bu yangın döneminde tahtta bulunan II. Charles sarayda küçük değişiklikler yaptırmış ve babası gibi bu sarayda ölmüştür. Yerine geçen kardeşi II. James de dönemin tanınmış mimarı Christopher Wren'e verdiği emirler doğrultusunda, saraya aralarında bir şapel ve kraliçenin özel yaşamını sürdürebileceği daha geniş alanlar ekletmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Benekli sırtlan</span> crocuta cinsinin mevcut tek üyesi olarak sınıflandırılan bir sırtlan türü

Gülen sırtlan olarak da bilinen benekli sırtlan, günümüzde Sahra Altı Afrika'ya özgü Crocuta cinsinin mevcut tek üyesi olarak sınıflandırılan bir sırtlan türüdür. Geniş çeşitliliği ve 27.000 ila 47.000 arasında tahmin edilen fazla popülasyonları nedeniyle IUCN tarafından asgari endişe sınıfında listelenmiştir. Bununla birlikte, türler, habitat kaybı ve kaçak avlanma nedeniyle korunan alanların dışında nüfus kaybı yaşamaktadır. Türler Asya'da ortaya çıkmış olabilir ve bir zamanlar Geç Pleistosen'in sonuna kadar en az bir milyon yıl boyunca Avrupa'da yer almış olabilir. Benekli sırtlan, Hyaenidae familyasının bilinen en büyük üyesidir ve belirsiz bir şekilde ayıya benzer yapısı, yuvarlak kulakları, daha az belirgin yelesi, benekli postu, çift amaçlı diş yapısı ve daha az meme başı ile diğer türlerden fiziksel olarak ayırt edilir. Ayrıca dişilerin dış genital organları da erkeklerinkine çok benzerlik göstermektedir. Dişi benekli sırtlanlar, dış vajinal açıklığı olmayan, bunun yerine pseudo-penis olarak adlandırılan sahte penise sahip olan tek memeli türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Anne (Büyük Britanya kraliçesi)</span>

Anne, 1702'den 1714'e değin Büyük Britanya kraliçesi. Ülkesini tek başına yönetmek istediyse de yetersizliği ve sağlığının bozuk olması nedeniyle büyük ölçüde bakanlarına dayanmak zorunda kaldı. Bakanları ise İspanyol Veraset Savaşı'nda (1701-1714) İngiltere'yi, Fransa ve İspanya karşısında yer almaya yöneltti. Hükümdarlık yıllarının belirleyici özelliği olan Whigler ile Toryler arasındaki amansız çekişmeler, tahtın varisinin belirsizliği nedeniyle daha da yoğunlaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">III. William</span> İngiltere, İrlanda ve İskoçya kralı (hd. 1689-1702)

III./II. William Haziran 1672'den 1689'a kadar Hollanda genel valisi (Stadtholder), 1689'dan 1694'e kadar eşi II. Mary ile birlikte İngiltere, İrlanda ve İskoçya kralı, eşinin ölümünde sonra ise tek başına İngiltere, İrlanda ve İskoçya kralı. Babası Hollanda Oranien-Nassau Hanedanı'ndan II. Wilhelm (Oranien), annesi ise İngiltere kraliyet ailesinden I. Charles'in kızı Prenses Mary'dir.

Katastrofizm veya kıyamet kuramı, paleontoloji'yi büyük oranda geliştiren Fransız anatomist Georges Cuvier (1769-1832) tarafından ileri sürülen ve katmanlar arasındaki her bir sınırın, zaman olarak, sel baskınları ve kuraklık gibi felaketlere karşılık geldiğini ve o dönemde yaşayan türlerin çoğunun ortadan kalkmış olduğunu savunan hipotezdir.

<span class="mw-page-title-main">Karadeniz tufanı hipotezi</span> MÖ 5600lü yıllarda Karadenizin taşıdığı varsayımı

Karadeniz tufanı hipotezi, MÖ 5600'lü yıllarda Karadeniz'in varsayımsal olarak taşması olayıdır. Bu olayın en büyük sebebi Akdeniz'den gelen suların İstanbul Boğazı üzerinden Karadeniz'e doğru bir patika izlemesidir. Bu hipotez Aralık 1996'da The New York Times'ta akademik yayınlar bölümünde yazılmıştır. Bu hipotez ortaya atıldıktan sonra birçok bilim kuruluşu tarafından onaylanmış ve birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Bu olayın gerçekleşmesinde iki farklı hipotez bulunmaktadır: su kademeli olarak yükseldi, su titreşim nedeniyle yükseldi. Titreşim hipotezine göre Karadeniz 30,000 yıl boyunca ileri geri olarak hareketi nedeniyle suyunu akıttı ve bu yüzden bir hacim boşluğu oluştu fakat bu hipotez nasıl yeniden doldurulduğuna dair bir bilgi vermiyor.

<span class="mw-page-title-main">Pleistosen</span> halk dilinde Buz Devri olarak adlandırılan, yaklaşık 2.580.000 ila 11.700 yıl önce süren jeolojik dönem

Pleistosen ya da Pleyistosen, genellikle halk dilinde Buz Devri olarak adlandırılan, yaklaşık 2.580.000 ila 11.700 yıl öncesini kapsayan jeolojik çağdır. Dünyanın en son tekrarlanan buzullaşma dönemidir. Pleistosen'in sonu, son buzul döneminin sonuna ve arkeolojide kullanılan Paleolitik çağın sonuna karşılık gelir. Pleistosen, Kuvaterner Döneminin ilk dönemi veya Senozoik Çağın altıncı dönemidir. ICS zaman ölçeğinde, Pleistosen üç aşamaya ayrılır. Bunlar;

<i>Megalosaurus</i> teropod dinozor cinsi

Megalosaurus Güney İngiltere'de, Orta Jura döneminde yaşamış dev etçil teropod dinozorların soyu tükenmiş bir cinsidir. İlk bulunan ve betimlenen dinozordur. William Buckland isimli İngiliz doğa bilimci tarafından 1824'te adlandırıldı. Ayrıca 1676 yılında Robert Plot isimli bir kimya profesörü bir kemik numunesi bulmuştu ve bu kemikleri dinozor kavramı bilinmediğinden Roma döneminden kalma bir savaş filinin bir kemiği yahut Yeni Ahit'te de yer bulan dev canlılara ait bir testis olarak düşündü. Bu ifade Richard Brookes'un 1763 basımı doğa tarihi kitabından yer aldı.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Phillips</span> İngiliz ressam

Thomas Phillips önde gelen bir İngiliz portre ressamıydı. Bilim adamları, sanatçılar, yazarlar, şairler ve kâşifler dâhil olmak üzere gününün büyük adamlarının çoğunu resmetti.

<i>Coelodonta antiquitatis</i> soyu tükenmiş gergedan

Yünlü Gergedan, Pleistosen dönemi boyunca Avrasya'da yaşamış tek toynaklı memeli türü.

<i>Pachycrocuta</i> soyu tükenmiş sırtlan cinsi

Pachycrocuta brevirostris, Geç Miyosen ila Orta Pleyistosen dönemleri arasında yaşayan bir Eski Dünya etçiliydi. Dev sırtlanın yaklaşık 500.000 yıl önce neslinin tükendiği düşünülüyor. Dev sırtlanın kalıntıları Afrika, Avrupa ve Asya'dan Çin'e kadar dağılmış haldeydi.

<i>Megalosauridae</i>

Megalosauridae, Megalosauroidea grubu içindeki etobur theropod dinozorların monofiletik bir ailesidir. Orta Jura'da ortaya çıkan megalosauridler, büyük theropod dinozorlarının ilk büyük radyasyonu arasındaydı. Bunlar, Megalosaurinae ve Afrovenatorinae olmak üzere iki ana alt aileyi ve her iki alt aileden farklı olan çözülmemiş bir takson olan Eustreptospondylus bazal cinsini içeren nispeten ilkel bir bazal tetanuran grubuydu.

<i>Mağara sırtlanı</i>

Mağara sırtlanı; buzul çağı benekli sırtlanı olarak da bilinen, İber Yarımadası'ndan doğu Sibirya'ya dek yayılan ve Avrasya'daki benekli sırtlanın akrabası olan yok olmuş bir alt türdür. Buzul Çağı'nın en iyi bilinen memelilerinden biridir ve Avrupa'daki birçok kemik mağarasında iyi bir şekilde temsil edilmektedir. Mağara sırtlanı son derece uzmanlaşmış bir hayvandı; ilerleyici ve gerileyici özellikleri günümüzdeki Afrikalı akrabasından daha gelişmişti. Büyük memelileri avladı ve yatay mağaralar, obruklar, çamur çukurları ve çamurlu taşkın ovaları gibi alanlarda yüzlerce büyük Pleistosen memeli kemiğinin birikmesinden sorumluydu.