İçeriğe atla

Walter Kaufmann

Walter Arnold Kaufmann, (d. 1 Temmuz 1921, Freiburg im Breisgau, Almanya - ö. 4 Eylül 1980, Princeton, ABD), öncelikle Nietzsche'yi İngilizceye tercüme ederek ün kazanmış bir Alman-Amerikalı filozoftur.

Hayatı

Kaufmann, aslen Yahudi olan ve kısmen Hıristiyanlıka geçmiş bir aileye mensuptu. Kendisi de bir Lüteryen olarak büyümüş ve 12 yaşında Yahudilike geçmişti. Daha sonra ateist olduğunu ilan etmiştir. Kaufmann, 1939'da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti ve orada felsefe okudu. İkinci Dünya Savaşı sırasında 15 ay askerlik yaptıktan sonra Nietzsche'nin Değerler Teorisi üzerine tezini yazdı. 1947'de Princeton Üniversitesi'ne felsefe profesörü olarak atandı ve 1980'deki ölümüne kadar bu görevi sürdürdü. Zaten 1960 yılında Amerikan vatandaşlığına geçmişti.

Kaufmann, Anglosakson felsefesinin temsilcileri tarafından esas olarak Nietzsche'nin eserlerinin tercümeleriyle tanınır. Bununla birlikte, felsefî çalışmaları varoluşçuluk, antik tragedya ve felsefe arasındaki ilişki ve din ve felsefenin sınırları üzerine ayrıntılı çalışmalar gibi çok daha fazlasını içerir. Kaufmann, ayrıca Hegel ve Goethe'nin yanı sıra Almanca şairler antolojisini de İngilizceye tercüme etmiştir.

Eserleri

Tercümeleri

  • The Gay Science: With a Prelude in Rhymes and an Appendix of Songs, Friedrich Nietzsche, Vintage, 1974, ISBN 978-0394719856

Kaynakça

  • Walter Kaufmann, Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk, Çev. Akşit Göktürk, İstanbul 2001, Yapı Kredi Yay., s. 1.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Nietzsche</span> Alman filozof, filolog ve şair (1844–1900)

Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman klasik filolog ve filozoftur. Nietzsche'nin fikirleri ve üslubu, yerleşik düşünce kalıplarını kırmıştır, bu nedenle yaşadığı dönemde var olan bir klasik disipline sokulamamıştır. Nietzsche, günümüzde yepyeni bir felsefi ekol olarak yaşam felsefesi disiplininin kurucusu olarak kabul edilmektedir.

Panteizm ya da tüm tanrıcılık, her şeyi kapsayan içkin bir Tanrı'nın, Evren'in ya da doğanın Tanrı ile aynı olduğu görüşüdür. Panteistler kişileştirilmiş ya da antropomorfik bir Tanrıya inanmazlar.

Nihilizm, evrenin ve insan yaşamının özünde herhangi bir anlam taşımadığını savunan bir felsefi yaklaşımdır. Ancak bu, her türlü anlam ve değerin tamamen reddi gerektiği anlamına gelmez. Nihilizme göre, toplumsal, ahlaki ve kültürel değerler insan yapımıdır ve mutlak bir gerçeklik taşımaz.

<span class="mw-page-title-main">Karl Jaspers</span>

Karl Theodor Jaspers,, felsefede varoluşçu akımın teorisyenlerinden Alman filozof ve psikiyatrist. Modern psikiyatri, din felsefesi, tarih felsefesi ve siyaset felsefesinde önemli etkileri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Georg Wilhelm Friedrich Hegel</span> Alman filozof

Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Alman filozof.

<span class="mw-page-title-main">Varoluşçuluk</span> Felsefi ve edebi akım

Varoluşçuluk veya egzistansiyalizm, 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyılda kendi içlerindeki derin öğretisel farklılıklarına karşın felsefi düşüncenin salt düşünen özne ile değil eyleyen, duyumsayan, yaşayan bir birey olarak insan öznesi ile başladığı inancını paylaşan belli başlı Avrupalı filozofların çalışmalarına karşılık gelen terim. Varoluşçu düşüncede her ne kadar 'özgürlük' yaygın olarak tepe nokta kabul edilse de akımın ilksel erdemi, otantisitedir. Varoluşçuluğa göre bireyin başlangıç noktası "varoluşsal tutum" olarak adlandırılan tutumla, yani görünürde anlamsız veya absürt bir dünya karşısında bir kopma ve keşmekeşlik duygusu ile nitelenir. Pek çok Varoluşçu, geleneksel ya da akademik felsefeyi biçim ve biçemsel yönden gerçek insan deneyiminden fazlasıyla soyut ve uzak olarak görmüştür. Ruhbilimsel ve kültürel devinimlerin bireysel deneyimlerle birlikte var olabileceğini savunan bu felsefi akımda, erdemlilik ve bilimsel düşünce birlikteliğinin insan var oluşunu anlamlandırmak için yeterli olamayacağını, bundan dolayı mevcut birlikteliğin gerçek değer yargıları içinde yönetilen ileri düzey bir kategori olduğu düşünülmüştür. İnsanın varoluşunu anlamlandırma, kesin olarak bahsedilen bu otantik gerçeklikle mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Paul Sartre</span> Fransız filozof (1905-1980)

Jean-Paul Charles Aymard Sartre, Fransız yazar ve düşünür. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş; bunların yanında varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıl'a damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. Sartre, bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur.

Alman felsefesi, 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarından itibaren belirgin bir ağırlık kazanan, bir bakıma felsefenin yurdu hâline gelen Alman felsefe geleneğini ya da başka bir açıdan farklı felsefi eğilimlere sahip olan Alman felsefecilerinin bütünlüğünü ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Platonculuk</span>

Platonizm ya da Platonculuk, genel anlamda, Platon'un kurduğu ve daha sonra takipçileri tarafından geliştirilen felsefe öğretisi. Bu düşünce duyular dünyası ile gerçek dünya arasındaki karşıtlığa dayanır.

<span class="mw-page-title-main">Bilgicilik</span>

Bilgicilik veya sofizm, Antik çağ Yunan felsefesinde önemli bir felsefi düşünce akımı.

<span class="mw-page-title-main">Afrika felsefesi</span>

Yazılı bir geleneği pek bulunmamakla birlikte, Afrika'nın çoğunlukla sözlü gelenekleri ile örf ve adetlerinden beslenen bir felsefesi olduğundan bahsetmek mümkündür. Afrika'nın yazılı felsefesinin ilk ve ender ürünleri Eski Mısır'a aittir. Buna karşılık çağdaş Afrika felsefesine sözlü gelenek hakimdir.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe</span> soyut, genel ve temel birtakım probleme ilişkin yapılan sistematik çalışma

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

<span class="mw-page-title-main">Kıta felsefesi</span>

Kıta felsefesi, Avrupa'daki 19. ve 20. yüzyıl felsefe geleneklerini tanımlamakta kullanılan terim. 20. yüzyılın ikinci yarısında anadili İngilizce olan filozoflar tarafından, analitik felsefenin dışında kalan görüş ve düşünceler için kullanılmaya başlanmıştır. Kıta felsefesi, şu akımları içinde barındırır: Alman idealizmi, fenomenoloji, varoluşçuluk, yorumsama, yapısalcılık, postyapısalcı felsefe, Fransız feminizmi, Frankfurt Okulu'nun eleştirel teorisi ve Batı Marksizmi ile psikoanalitik teorinin ilgili alanları.

<span class="mw-page-title-main">Modern felsefe</span>

Modern felsefe, modern dönemde geliştirilen ve modernite ile alakalı felsefedir. Modern felsefe, büyük bölümü için ortak ve kendisinden önce gelen felsefelerden ayırmaya yardımcı olan belli varsayımlar olmasına rağmen belli bir doktrin veya ekol değildir.

Bu madde, 19. yüzyıl filozofu Friedrich Nietzsche hakkında yazılan eserlerin kaynak dizinidir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunanistan'da din</span>

Antik Yunanistan'da din, Antik Yunanistan kökenli alan inançlar, ritüeller ve mitolojinin hem popüler halk dini hem de kült uygulamaları biçiminde toplanmasını kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam felsefesi</span>

Yaşam felsefesi, yaşamın anlamı ya da yaşamın nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin herhangi bir genel tutum ya da felsefi görüştür.

Bazı gözlemciler[kim?] varoluşçuluğun anarşizm için felsefi bir zemin oluşturduğuna inanmaktadır. Anarşist tarihçi Peter Marshall, "varoluşçuların birey, özgür seçim ve ahlaki sorumluluk üzerindeki vurgusu ile anarşizmin temel prensipleri arasında yakın bir bağlantı olduğunu" iddia ediyor.

<span class="mw-page-title-main">Otantisite</span> varoluşçu felsefe ve psikolojide bir kavram

Otantiklik, otantisite veya özgünlük, psikoloji, varoluşçu psikoterapi, varoluşçu felsefe ve estetik alanlarında bir kişilik kavramıdır. Varoluşçulukta otantisite, sosyal uyuma yönelik dış baskılara rağmen bir kişinin eylemlerinin değerler ve arzularıyla uyumlu olma derecesidir. Bilinçli benlik, durumuyla, kendi yaratmadığı bir absürd dünya içine "atılmış" olma durumuyla, dolayısıyla Benlik'ten farklı ve başka dış güçler ve etkilerle karşılaşır. Bir kişinin özgünlükten yoksun olması, diğer insanlarla ve kişinin kendisiyle ilişkilerinde kötü inanç olarak kabul edilir; dolayısıyla özgünlük Delphi Okyanusu'nun talimatında yer alır: "Kendini tanı."

<span class="mw-page-title-main">Varoluş özden önce gelir</span>

Varoluşun özden önce gelir önermesi, bir şeyin özünün (doğasının), varoluşundan daha temel ve değişmez olduğu yönündeki geleneksel felsefi görüşün tam tersi olacak şekilde çeviren varoluşçuluğun merkezi bir iddiasıdır. Varoluşçulara göre insan bilinci kendi değerlerini yaratarak yaşamına bir anlam belirler çünkü insan, doğuştan gelen herhangi bir kimliğe veya değere sahip olarak dünyaya gelmez. Bu kimliğin veya değerin birey tarafından yaratılması gerekir. Kendilerini oluşturan eylemleri ortaya koyarak, varlıklarını daha anlamlı hale getirirler.