Deprem, yer sarsıntısı, seizma veya zelzele, yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Sismik aktivite ile kastedilen, meydana geldiği alandaki depremin frekansı, türü ve büyüklüğüdür. Depremler sismograf ile ölçülür. Bu olayları inceleyen bilim dalına da sismoloji denir. Depremin büyüklüğü Moment magnitüd ölçeği ile belirlenir. Bu ölçeğe göre 3 ve altı büyüklükteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü büyüklükteki depremler yıkıcı olabilir. Sarsıntının şiddeti Mercalli şiddet ölçeği ile ölçülür. Depremin meydana geldiği noktanın derinliği de yıkım kuvveti üzerinde etkilidir, bu sebepten yeryüzüne yakın noktalarda gerçekleşen depremler daha çok hasara neden olmaktadır.
Yanardağ ya da volkanik dağ, magmanın yeryüzünden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir. Güneş Sistemi'nde bulunan kayalık gezegen ve uydularda birçok yanardağ olmasına rağmen, bu olgu, en azından Dünya'da, genellikle tektonik plaka sınırlarında görülür. Ne var ki, sıcak nokta yanardağlarında önemli istisnalar vardır. Yanardağların araştırıldığı bilim dalına volkanoloji denir.
Levha tektoniği } Dünya'nın litosfer'inin yaklaşık 3,4 milyar yıl öncesinden beri yavaş hareket eden birçok büyük tektonik levha içerdiği düşünülen genel kabul görmüş bilimsel bir teoridir.
Charles Francis Richter, Amerikalı sismolog ve fizikçidir.
Tektonik, yer kabuğunun yapısını, özelliklerini ve zaman içindeki gelişimini kontrol eden süreçtir. Özellikle, dağ inşası süreçlerini, kratonlar olarak bilinen kıtaların güçlü, eski çekirdeklerinin büyümesini, davranışını ve Dünya'nın dış kabuğunu oluşturan nispeten sert plakaların birbirleriyle etkileşme yollarını açıklar. Tektonik ayrıca küresel nüfusu doğrudan etkileyen deprem ve volkanik kuşakları anlamak için bir çevre sunmaktadır. Tektonik çalışmalar, fosil yakıtları ve metalik ve metalik olmayan kaynakların maden yataklarını arayan ekonomik jeologlar için kılavuz olarak önemlidir. Erozyon kalıplarını ve diğer Dünya yüzey özelliklerini açıklamak için jeomorfologlar için tektonik prensiplerin anlaşılması şarttır.
Pasifik ateş çemberi veya Pasifik deprem kuşağı, birçok volkanik patlamanın ve depremin meydana geldiği Pasifik Okyanusu kıyısının büyük bir kısmını ve etrafını içine alan bir bölgedir. Ateş Çemberi, yaklaşık 40.000 km (25.000 mi) uzunluğunda ve yaklaşık 500 km (310 mi) genişliğinde ve at nalına benzer şekilde bir kemerdir.
Deprem bilimi uzmanı olarak da bilinen Sismologlar, jeolojik malzemelerde sismik dalgaların oluşumunu ve yayılmasını inceleyen jeofizik konusunda uzmanlaşmış yer bilim adamlarıdır. Bu jeolojik malzemeler, bir laboratuvar örneğinden Dünya'nın tamamına, yüzeyinden çekirdeğine kadar değişebilir.
Adalar dizisi (yayı); çoğunlukla birbirine yaklaşan iki tektonik plaka arasında bulunan sınıra, paralel ve yakın olarak konumlanan, yay şeklinde hizalanmış, volkan zincirlerinden oluşan takımada, yani içinde çok ada olan bir deniz türüdür.
Astenosfer kelimesinin kökeni Antik Yunan'dan gelmektedir. Mekanik olarak zayıf olduğundan ἀσθενός [asthenos] yani güçsüz kelimesinden türetilmiştir. Mekanik olarak zayıf ve üst mantoda ki sünek bölgedir. Litosferin altında, yüzeyin yaklaşık 80 ila 200 km derinliklerinde bulunur. Litosfer-astenosfer sınırı genellikle LAB olarak adlandırılır.
Pasifik levhası, çoğunluğu Pasifik Okyanusu'nun altında uzanan, 103.000.000 km² alanı ile en büyük okyanusal levhadır. Yıllık ortalama hızı 150 mm'dir. Dünyanın en aktif deprem ve volkanik bölgesi olarak adlandırılan Pasifik Ateş Çemberi levhanın sınır boyunca uzanır. Üzerinde Nazka levhası ve Juan de fuca Levhası bulunmaktadır. Antarktika levhasından ayrıldığı Pasifik-Antarktik sırtı da burada yer alır. Levhadaki dalma-batma hareketleri sonucu derin okyanus hendekleri oluşmuştur. Bunlardan en derini 11.000 m derinliğe ulaşan Mariana Çukuru'dur.
Yitim zonu, bir plakanın diğerinin altında hareket ettiği ve mantoda yüksek yerçekimi potansiyel enerjisi nedeniyle batmaya zorlandığı tektonik plakaların konverjan sınırlarında gerçekleşen jeolojik bir süreçtir. Bu işlemin gerçekleştiği bölgeler, batma bölgeleri olarak bilinir. Yitim oranları tipik olarak yılda santimetre cinsinden ölçülür, ortalama konverjan oranı çoğu plaka sınırı boyunca yılda yaklaşık iki ila sekiz santimetredir.
Volkanik yay. Adalar dizisi (yayı); çoğunlukla birbirine yaklaşan iki tektonik plaka arasında bulunan sınıra, paralel ve yakın olarak konumlanan, yay şeklinde hizalanmış, volkan zincirlerinden oluşan takımada, yani içinde çok ada olan bir deniz türüdür. Volkanik yay ada yayının alt başlığı altında incelenmektedir. Kısmen deniz seviyesinin altında olan ada yayları, tektonik olarak yay şeklindeki dağ kuşağını oluşturur. Aslında ada yayları, okyanusun altında kısmi olarak kalan bir dağ bendinde bulunan özel bir coğrafik-topoğrafik durumu simgeler. Bunların çoğu volkanlardan oluştuğu için volkanik ada yayları olarak da sınıflandırılabilir.
Sunda Çukuru ya da ilk zamanlar bilinen adıyla Cava Çukuru, Sumatra yakınlarındaki Hint Okyanusu'nda bulunan bir okyanus çukurudur. 3 bin 200 km uzunluğundadır. Maksimum derinliği 7 bin 725 metre olup Hint Okyanusu'nun en derin yerinde yer almaktadır. Çukur, Küçük Sunda Adaları'ndan Cava'yı geçerek Sumatra'nın güney kıyılarında Andaman Adaları'na kadar uzanmakta ve Hint-Avustralya levhası ile Avrasya levhası arasındaki sınırı oluşturmaktadır.
Yakınsak bir sınır Dünya üzerinde iki veya daha fazla litosfer plakasının çarpıştığı bir alandır. Bir plaka sonunda diğerinin altına kayar ve batma olarak bilinen bir işleme neden olur. Batırma bölgesi, Wadati – Benioff bölgesi adı verilen birçok depremin meydana geldiği bir düzlemle tanımlanabilir. Bu çarpışmalar milyonlarca ila on milyonlarca yıl arasında gerçekleşir ve volkanizmaya, depremlere, orojeneze, litosferin yok edilmesine ve deformasyona yol açabilir. Yakınsama sınırları okyanus-okyanus litosferi, okyanus-kıta litosferi ve kıta-kıta litosferi arasında meydana gelir. Yakınsak sınırlarla ilgili jeolojik özellikler kabuk türlerine bağlı olarak değişir.
2011 Fergana Vadisi depremi, 19 Temmuz 2011 tarihinde yerel saat ile sabaha karşı 01.35'te 6.1 büyüklüğünde meydana gelen Fergana Vadisi merkezli depremdir.
1810 Girit depremi 16 Şubat saat 22:15'te meydana geldi. Kandiye'de büyük yıkıma neden oldu, Malta'dan kuzey Mısır'a bir miktar zarar verdi ve orta İtalya'dan Suriye'ye kadar hissedildi. Candia'dan (Kandiye) 2.000 ölüm bildirildi.
2022 Fukuşima depremi 16 Mart 2022 tarihinde Japonya'nın doğusunda Fukuşima açıklarında yerel saatle 23.36 sularında 63.1 km derinlikte gerçekleşen 7.3 büyüklüğünde bir depremdir.
Bir orojenik kuşak veya orojen, yerkabuğunun orojenezden etkilenen bir bölgesidir. Bir kıtasal levha çöktüğünde ve bir veya daha fazla dağ silsilesi oluşturmak üzere yükseldiğinde bir orojenik kuşak ortaya çıkar. Bu orojenik kuşaklar, orojenez adı verilen bir dizi jeolojik süreç ile meydana gelirler.
Depremsellik, belirli bir coğrafi konumdaki deprem oluşumlarını, mekanizmalarını ve büyüklüğünü kapsayan bir ölçüdür. Terim, 1941'de Beno Gutenberg ve Charles Francis Richter tarafından icat edildi. Depremsellik jeofizikçiler tarafından incelenir.
Helenik yitim zonu (HYZ), Afrika Levhası ile Ege Denizi Levhası arasındaki Afrika'nın okyanusal kabuğunun Ege Denizi Levhası'nın altına doğru kuzey-kuzeydoğu yönünde battığı bir yakınlaşan levha sınırıdır. Bölgenin en güney kısımda bulunan en sığ bölüm Akdeniz Sırtını oluşturan deforme olmuş kalın tortul kayaçlar altında gizlenmiştir. Helen yayının volkanik olmayan kısmının kuzeyinde belirgin bir şekilde artan, güney kısmının nispeten sığ eğimini gösteren, iyi tanımlanmış bir Wadati-Benioff depresellik bölgesine sahiptir. Aşağı doğru inen levha, 410 km derinlikteki manto geçiş bölgesinin tepesine kadar sismik tomografi kullanılarak görüntülenmiştir.