İçeriğe atla

Vitiligo

Vitiligo bir siyahi bireyin elleri

Vitiligo, derideki melanin pigmentinin azalması ya da yokluğu nedeniyle ortaya çıkan soluk lekelerdir. Derisi koyu renkli olan bireylerde daha belirgindir. Açık renkli derisi olan bireylerde güneş etkisiyle bronzlaşmada belirginleşirler. Lekeler farklı büyüklüktedir. Eller, bilekler, ağız ve göz çevresi derisi, anüs ve dış genital organların derisi vitiligonun en sık rastlandığı alanlardır. Yerel albinizm olarak bilinir.[1][2][3]

Oluşumunda tirozinaze enzimi eksikliği yoktur; derinin dış katmanı epidermisteki melanin üreten hücrelerin yer yer azalması ya da kaybolması sonucunda ortaya çıkar (generalize albinizm’den fark). Otoimmunite ya da apoptozis, melanositlerin kaybolmasındaki başlıca nedenlerdir. Addison hastalığı, otoimmun tiroidit ve pernisiyöz anemi gibi otoimmun hastalıklarda vitiligo görülmesi, otoimmunite ile ilgili görüşü desteklemektedir.[1][2][3]

Vitiligoda ortaya çıkan değişik büyüklüklteki pigmentsiz (soluk) alanlar deride beyaz lekeler oluşturur. Yanık nedbelerideki melanosit kaybına bağlı lekeler en sık karşılaşıla örnektir (bu tür nedbelerde kıllar, ter ve yağ bezleri de görülmez). Enfeksiyon hastalıkları arasında lepranın tüberküloid tipi örnek verilebilir. Kimi zaman görünmeyecek kadar küçük olan bu bölgeler, kimi zaman büyük boyutlara ulaşabilir, deride geniş alanları etkileyebilir. Sıklıkla yüz, dudak, boyun, göğüs, genital organların derisi, diz, dirsek ve el ve kol bölgelerinde görülür.[1][2][3]

Sınıflandırma

Yaygın vitiligo

Vitiligo hastalığı, hastalığın gidişatı ve çeşitli varyasyonlarına göre farklı türlere ayrılmış ve sınıflandırılmıştır. Bu farklı türler; genelleştirilmiş vitiligo, segmentel vitiligo, fokal vitiligo, mukozal vitiligo ve trikrom vitiligodur. Genelleştirilmiş vitiligo en sık olarak rastlanan vitiligo türüdür ve ciltte parça parça renk açılmaları ile seyreder. Segmental vitiligoda vücudun bir tarafında dar küçük alanlarda vitiligo lekeleri vardır. Fokal vitiligoda da lekeler dar bir alandadır ve bu lekeler birkaç yıl içinde hızlı bir şekilde çoğalmazlar. Mukozal vitiligoda ağzı ve cinsel organlar etkilenir. Trikrom vitiligo ise önce pigmentasyonun kaybolduğu bir leke oluşur; daha sonra etrafında daha açık renk bir leke oluşur.[4]

Görülme Sıklığı

Toplumda görülme sıklığı %1 ile %4 arasındadır. Vücutta oluşan her beyaz leke kişinin vitiligo olduğu anlamına gelmez. Bazı durumlarda vitiligo sanılan kişiler belirli bir zaman sonra beyaz lekeleri kaybolabilir. Bu ayrımın yapılabilmesi için hastalıkla ilgili bir Uzman Dermatolog muayenesi şarttır. Birçok farklı rahatsızlığa bağlı lekeler vitiligo hastalığı sonucu oluşan lekeler ile karışabilir.

Tedavi Yöntemleri

  • Repigmentasyon tedavisi
    • Hücre Sprey
    • Fototerapi
    • Dar Bant UVB Tedavisi
    • PUVA Tedavisi
    • Mikrofototerapi (Lumera,BClear,Multiclear)
    • İlaç Tedavileri
    • Pimekrolimus ve takrolimus
    • Topikal kortikosteroid
    • Depigmentasyon tedavisi
    • Cerrahi (Deneysel) Tedaviler
    • Normal deriden sağlam renk hücresi nakli

Kaynakça

  1. ^ a b c Goljan EF. Rapid Review Pathology. 5th edt., Elsevier, Philadelphia, 2019
  2. ^ a b c Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  3. ^ a b c Dinulos JGH. Habif's Clinical Dermatology: A Color Guide to Diagnosis and Therapy 6th Edition. Elsevier, Amsterdam, 2016
  4. ^ "Vitiligo Nedir? – Vitiligo Hastalığının Belirtileri, Nedenleri, Teşhisi ve Tedavisi". Sağlık Yazarları. 19 Eylül 2020. 11 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2020. 

Dış Bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çil</span>

Çil (ephelis), beyaz derili insanlarda çok sık karşılaşılan, pigmentli, birkaç milimetre çapında, açık kahverengi-kırmızımsı minik lekelerdir. Genellikle sarışın veya kızıl saçlı çocuklarda görece sık görülen melanin pigmenti birikimidir. özellikle güneşte kaldıklarında daha sık görülür. Güneşin az görüldüğü bölgelerde, kış aylarında silinirler ya da belli belirsizdirler ; ilkbahar ve yaz aylarında yeniden belirirler. Çillerdeki melanin üreten hücrelerin (melanositler) sayısı normaldir; ancak, melanin üretiminin fazla olduğu saptanır.

<span class="mw-page-title-main">Melanin</span>

Melanin, suda erimeyen genellikle kahverengi-sarı, fazla yoğunlaştığı bölgelerde kara renkli bir pigmenttir. Doğadaki üç kahverengi pigmentten biridir; öteki ikisi lipofuscin ve hemosiderin’dir. Gözün irisinde mavi ya da yeşil renkli olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Lupus</span>

Lupus, teknik adıyla Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) veya Yaygın Lupus Kızarıklığı, Otoimmun, Kelebek Hastalığı kökenli multisistem hastalıklarının en sık görülen tipik örneğidir. Lupus sözcüğü, Latincede “kurt” anlamında olup ciltte çıkan yaraların yıkıcı özelliğini ifade eder. 1872 yılında Kaposi, hastalığın sadece cildi değil vücudun değişik organlarını etkileyen bir hastalık olduğunu fark etmiştir. Otoimmun antikorların büyük bölümü ANA niteliğindedir. Sessizce gelişebilir ya da akut olarak başlar. Ateşli ataklar biçiminde alevlenmeler gösterir. Organizmanın tümünü etkileyebilir, ancak deri, eklemler, böbrekler ve seröz zarlar zarar gören başlıca dokulardır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan papilloma virüsü</span>

İnsan papilloma virüsü, insan papilloma virüs ya da human papillomavirus papillomavirus ailesine mensup, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal epitelyal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virüsüdür ve neden olduğu HPV enfeksiyonu, dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır.

Abse, irinli yangı bölgesinde doku erimesi vardır, oluşan boşluğu irin doldurur. Genellikle piyojen bakterilerin neden olduğu fokal bir yangı türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Histopatoloji</span> Hastalığı incelemek ve teşhis etmek için dokunun mikroskobik incelenmesi

Histopatoloji ya da patolojik histoloji, hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalıdır. Anatomik patoloji açısından önemli bir araç olan histopatoloji, aynı zamanda kanser ve diğer hastalıkların doğru ve kesin teşhisi için kullanılır ve bu açıdan çok önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Cüzzam</span> Mycobacteria leprae veya lepromatosisin neden olduğu kronik enfeksiyon

Cüzzam veya lepra, Hansen basili adı verilen bir mikroorganizmanın yol açtığı, çevresel sinir sistemi ve deri başta olmak üzere birçok sistem ve organı etkileyebilen, bulaşıcı bir hastalıktır. Ancak bulaşma ihtimali yok denecek kadar azdır, bu nedenle uzun yıllar bulaşıcı bir hastalık olarak kabul edilmemiş ancak halk arasında en az veba kadar bulaşmasından korkulan bir hastalık olmuştur. İnsandan insana bulaştığı düşüncesi temelde bir varsayımdır, zira henüz nasıl bulaştığı kanıtlanamamıştır. Hastalık eski dönemlerde miskin hastalığı olarak da adlandırılmıştır. Çağlar boyu çok korkulan bir hastalık olan cüzzam, birçok yazıya ve sinema yapıtına da konu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Albinizm</span> Ciltte pigment eksikliğine neden olan genetik bozukluk.

Albinizm ya da akşınlık, derideki melanositlerin melanin pigmentini üretebilmeleri için gerekli olan tirosinaze (tyrosinase) enziminin eksikliğinin sonucu ortaya çıkan doğumsal bir hastalıktır. Bu hastalığa albinizm, hastalara ise albino denir.

Poliarteritis nodoza , orta çaplı atardamarlarda görülen bir vaskülit türüdür.

Özbağışıklık, otoimmünite, otoimmunite, bağışıklık sisteminde aşırıduyarlıkla oluşan tepkilere genel olarak verilen genel addır. Olağan koşullarda organizma kendi hücrelerinin antijenik yapılarına karşı tepki göstermez; buna “immun tolerans” ya da “doğal hoşgörü” tanımı yapılır. Bu toleransın aksadığı olağanüstü koşullarda otoimmun hastalıklar belirir; bağışıklık sisteminin tüm savunma sistemleri kendi antijenlerine karşı savaşım konumuna geçer. Otoimmun hastalıklardaki doku zararları II, III ve IV tiplerde aşırıduyarlık reaksiyonlarının sonucu olarak belirir.

Mantar hastalığı, 50 kadar mantar türünün sebep olduğu çeşitli cilt ve tırnak hastalıklarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nefrotik sendrom</span> İnsan hastalığı

Nefrotik sendrom, böbrek hasarına bağlı bir semptom topluluğudur. Günde 3.5 gramın üzerinde protein yitirilmesiyle karakterize masif proteinüri, kandaki albümin düzeyinin azalması (hipoalbuminemi), kan yağlarının düzeyinde artma (hiperlipidemi) ve idrarda yağ damlacıklarının bulunması (lipidüri) bulguları vardır. Protein kaybı nedeniyle ödemler saptanır.

<span class="mw-page-title-main">Michael Jackson'ın sağlığı ve görünümü</span>

Michael Jackson, Amerikalı bir şarkıcıydı. 1980'lerin ortalarından itibaren Jackson'ın görünümü değişmeye başladı. Yüzündeki değişiklikler, özellikle burnu, kapsamlı kozmetik cerrahinin yaygın spekülasyonunu tetikledi ve cilt tonu çok daha hafif hale geldi. Ciltte beyaz lekeler ve güneş ışığına duyarlılık ile sonuçlanan cilt bozukluğu vitiligo teşhisi kondu. Durumu tedavi etmek için, hastalığın neden olduğu düzensiz renk lekelerini örtmek için açık renkli makyaj ve muhtemelen cilt beyazlatıcı reçeteli kremler kullandı. Kremler cildini daha da hafifletirdi. Daha açık olan cilt beyaz görünmeye çalıştığı eleştirisine yol açtı. Jackson, cildini kasıtlı olarak ağartmadığını ve olmadığı bir şey olmaya çalışmadığını söyledi.

APECED sendromu, ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal dominant ya da otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. İlk belirtiler çocukluk yaşlarında ortaya çıkar. Primer immun yetmezlik sendromlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Ülser</span> Vikimedya anlam ayrımı sayfası

Erozyon (erosion) ve Ülser (ulcus), deri ve mukozaların nekrozlu yangısıdır. Deri ve mukozalardaki yüzeysel nekrozla erozyon (erosion) denir. Yalnız epitel tabakası or­tadan kalkmıştır. Rejenerasyonla iz bırakmadan iyileşir ya da derinleşerek ülser halini alır. Bir ülserde, deri ve mukozanın epitel örtüsüyle birlikte daha derin katmanlar da nekroza uğrar, erir ve yerinde defekt bırakır.

<span class="mw-page-title-main">Antrakoz</span>

Antrakoz (Antrakozis) en sık görülen pnömokonyoz türüdür. Kömür tozların (karbon partikülleri) solunmasıyla ortaya çıkar. Kömür madeni emekçileri ve büyük kentlerde yaşayanlarda görülür. Kömür tozları akciğerlerde ve lenf düğümlerinde birikir. Kömür madein emekçilerindeki etkilerine göre, 3 tip antrakoz saptanır:

  1. Antrakoz (belirti vermeyen tip ): Kömür madeni emekçilerinde, sigara içenlerde ve büyük kentlerde yaşayanlarda akciğer dokusunun yer yer kapkara olduğu görülür.
    Belirti vermeyen (asemptomatik) antrakoz: Klinik bulgu saptanmayan olgulardır. Kömür madeni emekçilerinin yanı sıra büyük kentlerde yaşayanlarda ve sigara içenlerde de görülür. Otopsilerde karbon partiküllerinin neden olduğu değişik şekillerde lekeler belirlenir. Akciğerlerin kömür rengini almasının nedeni solunum havasıyla gelen karbon partiküllerinin fagositoz yapan hücrelerde, lenf damarlarında ve bronşlar çevresinde birikmesidir.
  2. Basit tip antrakoz: Otopsilerde, akciğer yüzeyinde görülen kara çizgiler lenf yollarının boyandığını gösterir. Lenf düğümlerinin kapkara olduğu saptanır. İlk ve yoğun birikmelerin görüldüğü küçük hava geçitlerinde (bronşiyol) kalıcı genişlemeler yol açabilir (emfizem). Akciğer fonksiyonlarını düşük düzeyde azaltan hafif bir katılaşma (fibrozis) olabilir; bu tablo, kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) ilk adımlarıdır. Kömür ve silisyum tozlarının birlikte solunduğu ortamlarda çalışanlarda görece sık görülür.
  3. Progressif masif akciğer fibrozisi: Akciğerler kapkaradır; bu koyu renkli ortam içinde bazılarının çapları 2 cm’yi aşabilen, 10 cm'ye dek ulaşabilen fibröz nodüller ile bunların kaynaşmasından oluşan geniş katılaşma (fibrozis) alanları izlenir. İçinde silisyum kristalleri görülen nodüllere “silikotik nodül” tanımı yapılır. Bazı nodüllerin ortasında nekroz olabilir. Akciğer fonksiyonları oldukça azalır; prognozu kötüdür. Bazı olgulara otoimmun bir hastalık eşlik ederse oluşan tabloya “Caplan sendromu” adı verilir. En sık görülen otoimmun hastalık romatoid artrittir; skleroderma ya da SLE görece seyrektir. Bu tür toz hastalıklarında akciğerlerde fibrozis, pulmoner hipertansiyon ve bunlara bağlı cor pulmonale belirebilir. Tümör ve tüberküloz oluşumuna uygun bir ortamdır.
<span class="mw-page-title-main">Poliosis</span>

Poliosis sirkumscripta olarak da adlandırılan poliosis, kafa kıllarında, kaşlarda, kirpiklerde veya diğer herhangi bir kıllı bölgede melanin azalması veya yokluğudur.

<span class="mw-page-title-main">Lösizm</span> bir hayvanda pigmentasyonun kısmen kaybolması ile sonuçlanan, derinin, kılların, tüylerin, pulların, kutiküllerin beyaz, soluk ya da benekli bir görünüme sahip olmasına neden çok sayıda durum için kullanılan terimdir

Lösizm bir hayvanda pigmentasyonun kısmen kaybolması ile sonuçlanan, derinin, kılların, tüylerin, pulların, kutiküllerin beyaz, soluk ya da benekli bir görünüme sahip olmasına neden olan çok sayıda durum için kullanılan terimdir. "Lösistik" görünüşe neden olan genetik durumlar arasında piebaldizm, Waardenburg sendromu, vitiligo, Chédiak–Higashi sendromu, isabellinizm ve Melanofilin mutasyonları sayılabilir. Sıklıkla "depigmentasyon" (renksizleşme) olarak da adlandırılan deri, tüy ya da kürkün soluk renkli beneklenmesi yaralanma nedeniyle de oluşabilir.

Otoimmün hastalık, bir vücut kısmına anormal bir bağışıklık tepkisinden kaynaklanan bir durumdur. En az 80 otoimmün hastalık türü tanımlanmış olup, bazı kanıtlar 100'den fazla türün olabileceğini düşündürmektedir. Herhangi bir vücut parçası tutulabilir. Semptomlar çeşitlidir ve genellikle hafif ila şiddetli arasında değişen ve geçici olabilen düşük dereceli ateş ve yorgun hissetmeyi içerir.

Albinizm-siyah saç teli-hücre göç bozukluğu, bir bireyin fiziksel görünümünü ve fizyolojisini etkileyen durumları tanımlayan terim ve kavramların kısaltmasıdır: (1) A – albinizm, (2) B – siyah saç teli, (3) C – bağırsak nörositlerinin hücre göç bozukluğu ve (4) D – sinirsel tip işitme kaybı. Bu sendrom, endotelin B reseptör geni (EDNRB) mutasyonundan kaynaklanır.