İçeriğe atla

Virt (din)

Virt (Arapçaوِرْد), rutin hâlinde devamlı çekilen zikirdir.[1]

Tasavvufta belirli sayıda Allah denilerek kalbin Allah'ı zikretmesi hedefleyen zikir çeşidine denir. Kalbin ilacı 'zikir', nefsin tezkiyesi (terbiyesi) zikir', Nakşibendî tarikatında gizli zikir esasken Kādirî tarikatı açıktan zikri tercih etmiştir. Sâdât-ı Kirâm'ın ismini ezberlemeden İhlas suresi zikri yapılır. İsimler ezberlendikten sonra günde 5.000'den başlayan kalp zikri, 21.000'den sonra letâif zikri, 101.000'den sonraysa nefy-u ispat zikrine başlanır, yani "la ilahe illallah" denir. Bâzı kollarda nefy-u ispat zikrine geçmeden önce, bazılarında ise ondan sonra hatme-i tehlîl denilen "la ilahe illallah" zikri yapılır. Bu zikre genellikle hayat boyu devam edilir. Mürşitlerin vefatlarına kadar günde 30.000, 50.000 gibi yüksek sayılarda hatme-i tehlil yaptığı bilinmektedir.

Kalp zikri

Kalp zikrine 5.000 lafza-i celâl (Allah) diyerek başlanır, belirli zamanlarda 2.000 arttırılır. Bu zikirde dil damağa yapıştırılır, sükûnet içinde bulunularak ve sessiz olarak "Allah, Allah" denir. Bu zikirle ruhun güzel özellikleri ortaya çıkar, nefs yavaş yavaş ölür. Bu zikir yapılırken bâzı şartlara riayet etmek gerekir. Bunlar, vukuf-u kalbî (dikkati kalp bölgesinde toplamak), vukuf-u adedî (zikrin sayısına riayet etmek), nigahdaşt-ı havâtır (kalbe gelen düşünceleri kovmak) ve bâz-ı geşt'tir (her 100 adette bir "ilahî ente maksudî ve rizake matlubî" demek). Kalp zikrinden letâif zikrine geçmenin çeşitli belirtileri vardır. Bunlardan en yaygını kalp bölgesinde sancı ve şiddetli yanma olmasıdır. Ancak bu belirtilerin olması, kişinin kendi kendisine letâif zikrine geçmesini gerektirmez, mutlaka mürşidin izni ve talimatıyla geçmek gerekir.

Letaif zikri, kalp dersi 5.000'de başlar ve her artırma dört ayda 2.000 olmak üzere 21.000'e kadar gelir. 21.000'den sonra 23.000'e atlanır ve letâif zikri başlar. Letâif zikri 101.000'de son bulur (düzenli olarak artırılırsa 3 yılda kalp zikrinden letaif zikrine geçilir ve düzenli olarak arttırılırsa letaif zikri de 13 yılda tamamlanarak toplam 16 yılda seyr-i sulük tamamlanır).

Kalp dersi yapılırken sağ el kalbin üzerinde durur. Letaif zikrinde ise kalp de dahil olmak üzere altı bölgede bulundurulur. Bu altı bölgeyi kısaca şöyle belirtebilir: Kalp, ruh, sır, hafa, ahfa ve nefstir. Bunların yerleri ise şöyledir: Kalp, sol memenin dört parmak altında, ruh sağ memenin dört parmak altında, sır sol memenin iki parmak üzerinde, hafa sağ memenin iki parmak üzerinde, ahfa gırtlak çukurunun iki parmak altında, nefs ise iki kaşın ortasındadır. Meselâ salik 37.000 çekiyor bu sayıyı altı letaifesi üzerinde tamamlar ve 101.000'e yaklaştığında bu letaifeler "Allah!" demeye, 101.000'e geldiğinde ise vücudunun her yeri "Allah!" diyerek zikretmeye başlar. Buna sultânî zikir denilir. Sultânî zikir hasıl olduktan sonra sâlike nefyu ispat zikri telkin olunur. Bu zikir şekli, Nakşibendî'nin Hâlidiye koluna aittir.

Nefy-u isbat zikri

Letâif zikrinde başarılı olan müride nefy-u ispat zikri tarif edilir. Bu zikir, zikirlerin en faziletlisi olan “lâ ilâhe illallah, muhammed-ür rasulullah” zikridir. Çekilişinde "lâ" derken göbekten yukarıya, "ilâhe" derken buradan sağ omza, "illallah" derken buradan da kalbe giden bir hat tasavvur edilir, nihayet lafza-i celâl kalbe vurulur. Nefy-u ispat zikri yaparken bâzı hususlara dikkat etmek gerekir. Haps-i nefes, vukuf-u adedî bunlardan bazılarıdır.

Kaynakça

  1. ^ "VİRD". TDV İslâm Ansiklopedisi. 30 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Necip Fazıl Kısakürek</span> Türk yazar, İslamcı ideolog ve komplo teorisyeni

Ahmet Necip Kısakürek, Türk şair, romancı, oyun yazarı, İslamcı ideolog ve komplo teorisyeni.

<span class="mw-page-title-main">Çerkesler</span> Kafkas halkı

Çerkesler ya da Adigeler, Kuzey Kafkasya'da, tarihi Çerkesya'nın yerli halkı olan etnik grup. Rus İmparatorluğu tarafından işlenen Çerkes Soykırımı'nın sonucunda Çerkeslerin çoğu öldürülmüş, kalanlar ise Osmanlı topraklarına sürülmüştür. Çerkesler Çerkesçe konuşur ve neredeyse tamamı Sünni Müslümandır. Çerkesya eski zamanlardan beri istilalara maruz kalmıştır; izole edilmiş arazisi, bitmeyen savaşlarla birlikte Çerkes ulusal kimliğini büyük ölçüde etkilemiştir. Çerkes bayrağı Çerkeslerin millî bayrağıdır ve yeşil zemin üzerinde dokuzu yay, üçü yatay şekilde on iki altunî yıldız ve üç çapraz oktan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tasavvuf</span> İslamın içsel, mistik boyutu

Tasavvuf veya Sûfîzm ya da Sûfîlik, İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kur'an</span> İslamın temel dinî metni

Kur'an veya yaygın kullanılan adıyla Kur'an-ı Kerim, Müslüman inancına göre, yaklaşık 23 yıllık bir süreçte ayetleri Allah tarafından Cebrâil adındaki melek aracılığıyla Muhammed'e parça parça vahiyler hâlinde indirilen bir kutsal kitaptır. İslam inancına göre Kur'an, Muhammed'in gerçek bir peygamber olduğunu kanıtlayan en önemli ve en büyük mucizedir. Müslümanlar, namaz başta olmak üzere belli başlı ibadetlerinde Kur'an'dan çeşitli bölümler okurlar.

<span class="mw-page-title-main">İslam</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

İslam (Arapça: اَلْإِسْلَامُ, romanize:

<span class="mw-page-title-main">Timur</span> Timur İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı (1336–1405)

Timur sonrasında Timur Küregen, Timurlu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk veya Türk-Moğol asker ve komutan. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Ortadoğu ve Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Çağatay ulusunu oluşturan boylardan Barlaslar'ın önderi olan Turagay ile Tekina Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehr-i-Sebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını denetim altına alan askeri bir lider olarak kendini göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yarasa</span> Chiroptera takımında sınıflandırılan memeliler

Yarasalar, ön ayakları kanat olarak uyarlanmış ve doğal olarak gerçekten uçabilen Chiroptera takımında sınıflandırılan memelilerdir. Yarasalar, üzerleri zar ve patagium ile kaplı çok uzun ve yayılmış parmaklarıyla kuşlardan daha kolay manevra yaparak uçabilirler. En küçük yaşayan memeli olduğu da iddia edilen yabanarısı yarasası 29 ila 34 mm. boyunda, 15 cm. kanat açıklığına sahip ve 2 ila 2,6 gram ağırlığındadır. En büyük yarasalar da "uçan tilki" adı verilen Pteropus cinsi yarasalardır. Acerodon jubatus türü 1,6 kg ağırlığındadır ve kanat açıklığı 1,7 m'yi bulur.

<span class="mw-page-title-main">Köpek</span> evcil, etçil ve memeli bir hayvan

Köpek ; köpekgiller (Canidae) familyasına ait, görünüş ve büyüklükleri farklı 400'den fazla ırkı olan, etçil bir memelidir. Bozkurt'un alt türlerinden biri olan köpek, tilki ve çakallarla da yakın akrabalardır. Kedilerle birlikte dünyanın en geniş coğrafyaya yayılan ve en çok beslenen iki evcil hayvanından biridir. 2001 yılı tahminlerine göre dünyada 400 milyondan fazla köpek vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kânûn-ı Esâsî</span> Osmanlı Devletinin ilk ve son anayasası (1876–1878, 1908–1921)

Kânûn-ı Esâsî veya 1876 Anayasası, Kânûn-ı Esâsî çeviri olarak "temel kanun" ya da "anayasa" anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk ve son anayasasıdır. 23 Aralık 1876'da ilan edilmiş, 1878'de II. Abdülhamid tarafından askıya alınmış, 24 Temmuz 1908 II. Meşrutiyet’in ilanı sonucunda yeniden yürürlüğe girmiştir. 1921 Anayasası'nın kabul edildiği 20 Ocak 1921 tarihi ile 1924 Anayasası'nın yürürlüğe girdiği 24 Mayıs 1924 tarihi arasında ise kısmen yürürlükte kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ruh</span> yaşayan bir varlığın manevi özü

Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır. Teolojide ruh kişinin tanrısallığa ortak olan kısmı olarak tanımlanır ve genellikle bedenin ölümünden sonra kişinin varlığını sürdüren kısmı olarak ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Mantra</span>

Mantra, genellikle Sanskritçe olan dini hece veya şiirdir. Kullanımı mantra ile ilişkili ve okul ve felsefesine göre değişiklik gösterir. Esasen ruhani kanallar olarak kullanılırlar, kelimeler ve oluşan titreşimlerden faydalanarak kişinin daha yüksek bir bilince ulaşmasını amaçlar. Diğer amaçları, dini törenlerde bolluğa sahip olmak, tehlikeden uzak olmak veya düşmanları elemek içindir. Mantralar Hindistan'da Vedik Hinduizmi ile çıkmıştır ve daha sonra Budistler, Sikhler ve Jainler tarafından benimsenmiştir.

Letaif. Arapça Latife'nin çoğulu. Latifeler anlamına gelir. Lataif-e-sitta Sufi ruhani psikolojisinde özel algı organları, deneyim veya eylem için süptil insan kapasiteleridir. Bağlama bağlı olarak letaif, bu deneyimlere veya eylemlere karşılık gelen bilinç nitelikleri olarak da anlaşılır.

<span class="mw-page-title-main">Çocuk felci</span> poliovirüsün neden olduğu bulaşıcı hastalık

Genellikle çocuk felci veya polio olarak da bilinen poliomyelit, poliovirüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Vakaların yaklaşık %75'i asemptomatiktir; ortaya çıkabilecek hafif semptomlar arasında boğaz ağrısı ve ateş yer alır; vakaların bir kısmında baş ağrısı, ense sertliği ve parestezi gibi daha ciddi semptomlar gelişir. Bu semptomlar genellikle bir veya iki hafta içinde geçer. Daha az görülen bir belirti ise kalıcı felç ve aşırı vakalarda olası ölümdür. İyileşmeden yıllar sonra, kişinin ilk enfeksiyon sırasında sahip olduğu kas güçsüzlüğüne benzer şekilde yavaş bir gelişme ile postpolio sendromu ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü Haçlı Seferi</span> 1189–1192 yılları arasındaki Haçlı seferi

Üçüncü Haçlı Seferi, 1189-1192 yılları arasında gerçekleşmiş Haçlı seferi.

<span class="mw-page-title-main">Diyabet</span> Kandaki glikoz seviyesinin aşırı artmasından kaynaklanan metabolik bozukluk

Diabet ya da Diabetes mellitus, sıklıkla yalnızca diabet ya da diyabet veya halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kandaki glukoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesiyle (hiperglisemi) sonuçlanan metabolik bir bozukluktur. Vücutta kan şekerinin düzenlenmesi pek çok sayıda kimyasal madde ve hormonun karmaşık etkileşimi sonucunda sağlanır. Şeker metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynayan hormonlardan en önemlisi pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Diyabetes Mellitus ya insülin salgılanmasındaki yetersizlik ya da insülinin etkisindeki veya insülin cevabındaki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekerinin yol açtığı birkaç grup hastalığı tanımlamak için kullanılan ortak bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed</span> İslamın kurucu peygamberi (570–632)

Muhammed, dünyanın en kalabalık ikinci dini olan İslam'ın kurucusu ve merkezî figürü olan dinî, askerî ve siyasi Arap liderdir. Arap Yarımadası'nın tamamını ele geçirerek Müslüman hâkimiyetini tek bir yönetim altında birleştirmiş ve böylece İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'ın yanı sıra, öğretileri ile uygulamalarını güvence altına alarak İslami dinî inancın temelini oluşturmuştur. Müslümanlar tarafından Âdem, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerin daha sonradan tahrif edilmiş tek tanrılı dinlerini onaran ve tamamlayan kişi ve Allah'ın insanlara gönderdiği son peygamber olduğuna inanılır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da kadın</span> İslam toplumlarında kadının yeri

Müslüman kadınların deneyimleri farklı toplumlarda ve aynı toplum içinde büyük farklılıklar gösterir. Ortak yönleri ise, hayatlarını değişen derecelerde etkileyen, aralarındaki geniş kültürel, sosyal ve ekonomik farklılıklar arasında köprü kurmaya hizmet edebilecek ortak bir kimlik veren İslam dinine bağlılıklarıdır.

Şiîliğin kronolojik tarihi Nüfuslarına göre bir tahmin yapılacak olunursa, yaklaşık olarak Dünya'daki toplam Müslüman nüfusun %87-88'i Sünni ve yaklaşık %11-12'si de büyük bir ekseriyeti Onikiciler i'tikadına mensup olan Şiîler'den müteşekkildir. 12-15 Milyon arasında olan İsmaili nüfusu da Şiîliğin içerisinde yaklaşık olarak %10'nun üzerinde, tüm İslâm Dîni içerisinde ise %1'in hemen üzerindedir.

Tebliğ Cemaati Müslümanları Sünnî İslâm'a çağırmayı ve uyandırmayı hedefleyen küresel bir hareket olup bilhassa ibadet, kıyafet ve şahsî tavırlara ağırlık verir. Teşkilatın on iki ilâ 150 milyon taraftarı olup çoğu Güney Asya'da yaşamaktadır. 150 ilâ 213 ülke arasında varlığını sürdürmektedir. Teşkilat, "20. asır İslâmı'nın en etkileyici dînî hareketlerinden biri" olarak vasıflandırılmıştır.