İçeriğe atla

Vestibülokoklear sinir

Vestibulokohlear sinir
İnsan beyninin alttan görünüşü ve kranial sinirlerin görünümü
Latince isimnervus vestibulocochlearis
Tanımlayıcılar
Microsoft Academic2779570255
MeSHD000159
TA6307
FMA50869

Vestibülokohlear sinir sekizinci kranial sinir olarak bilinir ve iç kulaktan aldığı işitme ve denge ile ilgili bilgileri beyine aktarır.

Yapısı

Vestibulokoklear sinir bipolar nöronlardan oluşur ve koklear ve vestibuler sinir olarak 2 ana dala ayrılır. Sekizinci kranial sinir (CrN VIII) olan vestibulokoklaer sinir beyin sapındaki Pons'a gelir ve burada beyincik ile birçok bağlantı kurar. Bu sinirin bulunduğu köşe serebellopontin köşe olarak isimlendirilir ve beyin sapı, pons ve beyincik tarafından oluşturulur. Vestibulokoklear sinir labyrinthine arter ile seyreder ve anterior inferior serebellar arter seviyesine geldiğinde ayrılır ve buradan internal akustik kanala girerek iç kulağa ulaşır. Koklear sinir iç kulaktaki koklea

da bulunan spiral gangliondan başlar. korti organında oluşturulan duyusal ileti spiral gangliona iletilir. Koklea içerisinde ses tarafından oluşturulan basınç dalgaları koklear sinirin afferent reseptörlerini oluşturan tüysü sinir hücrelerine gelir. Vestibüler sinir iç kulağın vestibüler sisteminden çıkar. Vestibüler ganglion bipolar nöronlardan oluşur ve uyarıları 5 farklı yerden alır. Bunlardan 3 tanesi semisirküler kanalların ampulla kısmında bulunan kristalardan alır. Bu kristalardaki tüysü hücreler rotasyonel ivmelenme esnasında oluşan uyarıları algılar. Diğer 2 kaynak ise sakkulus ve utrikulusun makulalarıdır. Utrikulusdaki tüysü reseptörler lineer (yatay) ivmelenmeyi, sakkulusdaki tüysü reseptörler ise vertikal (dikey) ivmelenmeyi algılar.

Gelişimi

Vestibülokoklear sinir embriyonik otik plakottan gelişir.

Fonksiyonu

Bu sinirin afferen kısmını oluşturan nöronların uçlarında iç kulaktan aldıkları duyuları beyine ileten tüysü hücreler vardır. Koklear sinir iç kulaktan işitme ile ilgili uyarıları, vestibüler sinir ise yine iç kulaktan denge ile ilgili uyarıları beyin sapına taşır. Temporal kemiğin internal akustik kanalından çıkar ve pontoserebellar köşeden geçerek beyin sapına ulaşır. vestibulokoklear sinir özel somatik afferent liflerden oluşur. Duyu ve denge ile ilgili bilgi taşır.

Klinik özellikler

Vestibulokoklear sinirin hasar görmesi durumunda aşağıdaki bulgular ortaya çıkar:

  • İşitme kaybı
  • Vertigo
  • Hareket algısının bozulması
  • Karanlık alanlarda denge kaybı
  • Nistagmus
  • Hareket hastalığı
  • Hareketle değişen kulak çınlaması[1]

Galeri

Kaynakça

  1. ^ Coad, Coad (Eylül 2001). "Characteristics of patients with gaze-evoked tinnitus". Otology & neurotology : official publication of the American Otological Society, American Neurotology Society [and] European Academy of Otology and Neurotology. 22 (5). ss. 650-4. doi:10.1097/00129492-200109000-00016. PMID 11568674. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Beyin</span> vücudumuzun kontrolünü sağlayan sinir sisteminin merkezi beyin

Beyin , sinir sisteminin merkezi olarak hizmet eden bir organıdır. Bütün omurgalı hayvanlar ve çoğu omurgasız hayvan -bazı süngerler, knidliler, tulumlular ve derisi dikenliler gibi omurgasızlar hariç- beyne sahiptir. Baş kısmında; duyma, tatma, görme, denge, koklama gibi duyulara hizmet eden organlara yakın bir noktada bulunan beyin omurgalıların vücudundaki en karmaşık organdır. Normal bir insanda serebral korteksin 15-33 milyar nörondan müteşekkil olduğu tahmin edilmektedir. Her biri birkaç bin nöronla sinaps denen bağlantılar yardımıyla bağlıdır. Bu nöronlar birbirleriyle akson denen uzun protoplazmik lifler yardımıyla iletişim kurar. Aksonlar bilgiyi beynin diğer kısımlarına yahut vücudun spesifik alıcı hücrelerine taşır.

<span class="mw-page-title-main">Kulak</span> İşitme ve denge organı

Kulak (auris), işitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran anatomik yapıdır. Vestibüler sistemi kullanarak işitmeyi ve vücut dengesini sağlar. Kulak; dış kulak, orta kulak ve iç kulak olacak şekilde üç kısımda incelenir.

Retina (latince:rete) ya da ağkatman çoğu omurgalı ve bazı yumuşakçaların gözünün en içindeki görmeyi sağlayan ışığa ve renge duyarlı hücrelerin bulunduğu göz doku tabakasıdır. Gözün optiği, retinadaki görsel dünyanın odaklanmış iki boyutlu bir görüntü oluşturur ve bu görüntüyü beyne elektriksel sinir uyarılarına çevirerek görsel algı oluşturur. Retina, bir kameradaki film veya görüntü sensörü 'ne benzer bir iş yapar.

Vertigo, halk dilinde, Baş dönmesi vücudun denge sisteminde yaşanan bir sorun nedeniyle ortaya çıkan baş dönmesidir. Belirtileri; baş dönmesi, halsizlik, şiddetli baş ağrısı, midede bulantı ve bayılma durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Reseptör (biyoloji)</span>

Reseptör ya da almaç, sinir veya epitel hücrelerden oluşan, ortamda bulunan çeşitli şekillerdeki enerjinin impulsa dönüştürülmesini sağlayan duyu tüyleri. Reseptörler dış ortamdaki değişimlerin yanı sıra iç ortamdaki değişimleri de algılayabilir. Dış çevreden gelen uyartıları alan reseptörlere dış reseptör, iç çevreden gelen uyartıları alan reseptörlere ise iç reseptör denir. Bu şekilde duyu organlarımızla alınarak sinir sistemine taşınırlar. Duyu organlarından gelen bilgilerin farklı algılanmasındaki neden, reseptörlerden gelen bilgilerin uç beyindeki değerlendirme merkezlerinin farklılık göstermesindendir.

<span class="mw-page-title-main">Omurilik soğanı</span> Soluk alış veriş hızını ve kalp ritmini düzenler.

Omurilik soğanı veya medulla oblongata, ya da basitçe medulla beyin sapının ayrılmaz bir parçasıdır. Beyin sapının alt segmenti olarak konumlanmış olup, beyinciğin önünde ve biraz altında yer alır. Koni şeklindeki bu nöron kümesi, çeşitli otonom (istemsiz) bedensel işlevler için çok önemlidir. Bunlar kusma, hapşırma ve daha fazlası gibi refleks eylemleri içerir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan beyni</span> insan sinir sisteminin ana organı

İnsan beyni, insan sinir sisteminin merkezi organıdır ve omurilikle birlikte merkezi sinir sistemini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Nörofibromatoz</span>

Nörofibromatoz, deri ve sinirlerde görülen doku bozuluklarının bulunduğu belirgilerin bir yelpazesidir. Nörofibromatoz Latince'de sinir lifliliği ya da sinir lifli olma durumu anlamına gelmektedir. Tıp dünyasında şimdiye dek bu belirgilerin en az sekiz türüne rastlanılmış olsa da, yalnızca ikisi belirgin bir biçimde ayırt edilebilmiştir. Bunlar Nörofibromatoz tip 1 ve Nörofibromatoz tip 2 (NF2) olarak adlandırılırlar. Nörofibromatoz 1'in sıklığı 3,000 doğumda 1'dir. Nörofibromatoz 2'ye ise her 50,000 doğumda 1 rastlanır. Nörofibromatoz tip 3 (NF3) ve Nörofibromatoz tip 4 (NF4) ender görülür.

<span class="mw-page-title-main">Odyoloji</span> sağlık alanında bir bilim dalı

Odyoloji terimi Latince işitme anlamına gelen “audire” ve tanımlama anlamına gelen Yunanca son ek olan “logos” kelimesinden türemiştir. Odyoloji, işitme ve denge bozukluklarının araştırıldığı bir bilim dalıdır. Üniversitelerin sağlık bilimleri fakültesi bünyesinde lisans eğitimini başarıyla tamamlayanlar "Odyolog" ünvanı almaya hak kazanarak sağlık profesyoneli olur.

<span class="mw-page-title-main">Baş dönmesi</span>

Baş dönmesi, kişinin uzaydaki konumunu algılayamaması ve dengesini kaybetmesi. Baş dönmeleri çok çeşitli nedenlerle gerçekleşebilir. Büyük bir kısmı tıbbi nedenlerle meydana gelirken kendi ekseni etrafında bir süre dönmek gibi oryantasyonu bozucu suni nedenlerle de baş dönmesi tetiklenebilir. Bazen düşme hissi veya sersemleme ile birlikte görülebilir. Baş dönmeleri aşağıdaki başlıklar altında incelenir:

<span class="mw-page-title-main">Duyu sistemi</span>

Duyu organı, stimülasyonlar (uyarılmalar) sonucu çevreden aldığı bilgileri elektrik impulslarına çeviren organ. Bilgiler, sinirler aracılığıyla beyne iletilirken filtrelenirler; diğer organlardan gelen bilgilerle ve önceden beyinde depolanmış olanlarla karşılaştırılırlar ve beyinde algıya dönüşürler. Duyu organları bilgileri reseptörler (alıcılar) vasıtasıyla toplarlar. En çok bilinen duyu organları, en basit haliyle, "5 duyu" olarak da adlandırılan; görme, koklama, işitme, tat alma ve dokunma işlevlerini yerine getiren göz, burun, kulak, dil ve deridir.

Vestibüler sistem, çoğu memelilerde denge ve uzaysal oryantasyon duyusuyla ilişkili, motor koordinasyon ve denge duyusuna liderlik eden duyu sistemidir. İşitme sisteminin bir parçası olan koklea ile birlikte iç kulakta bulunan labirentte ve kulak vestibulumunda yerleşmiştir. Vestibüler sistem iki ana bileşenden oluşur: lineer ivmelenmeleri tanıyan otolitler ve dönme hareketlerini tanıyan semisirküler kanal sistemi. Vestibüler sistem öncelikli sinyallerini göz hareketlerini kontrol eden nöral yapılara ve dik bir duruş sağlamak için kaslara gönderir.

<span class="mw-page-title-main">Sinir</span> periferik sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri akson demeti

Sinir, çevresel sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri sinir lifleri demetidir.

<span class="mw-page-title-main">İç kulak</span> Ayrıntılı bilgi

İç kulak omurgalı kulağının en iç kısmıdır. Omurgalılarda, iç kulak temel olarak ses algılama ve dengeden sorumludur. Memelilerde iç kulak, kemik labirent denilen, kafatasındaki temporal kemikte (şakak) bulunan içi boş bir oyukta konumlanmış bir kanal sisteminden oluşur ve iki ana işlevsel görevi vardır:

<span class="mw-page-title-main">Nucleus solitarius</span>

İnsan beyin sapında, (SN) (soliter çekirdek, soliter nükleus, nucleus tractus solitarius) medulla oblongata içine gömülmüş gri madde sütunu oluşturan, tamamen duyusal nöronlardan oluşan bir çekirdektir (sinir hücresi gövdeleri kümeleri). SN'un merkezi boyunca, SN'u innerve eden fasial, glossoparingeal ve vagus sinir liflerine ait olan beyaz bir sinir lifi demeti bulunur. SN, diğer bölgelerin yanı sıra, retiküler formasyon, parasempatik preganglionik nöronlar, hipotalamus ve talamusaotonomik dengenin sağlanmasıyla ilgili bağlantılar gönderir. SN uzunluğu boyunca hücreler kabaca işleve göre düzenlenmiştir; örneğin, tada dahil olan hücreler rostrum (kafaya yakın) kısmında bulunurken, kardiyo-solunum ve gastrointestinal süreçlerden bilgi alan hücreler kaudal (kutuda yakın) kısımda bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Nucleus salivatorius</span> Kranial sinir çekirdekleri

Salivatuar çekirdekler 2 ayrı çekirdekten oluşur. Bunlar superior salivatuar çekirdek ve inferior salivatuar çekirdektir Salivatuar çekirdeklerin görevi tükürük bezlerini uyarmaktır. Beyin sapında tegmentum içerisinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Glossofaringeal sinir</span> 9. kraniyal sinir, afferent duyusal ve efferent motor bilgi taşıyan karışık sinir

Glossofaringeal sinir 9. kranial sinirdir. Afferent duyu ve efferent motor nöronlar içeren karma bir sinirdir. üst medulla oblangatadan, vagus sinirinin hemen önünden çıkar. Glossofaringeal sinirin motor dalları embriyonik dönemdeki medulla oblangatanın tabanından, duyu dalları ise kranial nöral katlantıdan köken alır.

Kohlear implant (KI) orta veya ağır şiddette sensörinöral işitme kaybı olan insanlara sesi modifiye ederek iletmeye yarayan bir nöroprotezdir. KI işitmenin kulak fazının atlanarak elektronik olarak gerçekleşmesini ve iletinin direkt olarak akustik sinire aktarılmasını sağlar. KI takılmış bir insan iyi bir ses eğitimi aldıktan sonra bu cihaz ile gelen duyuları ses ve konuşma olarak algılar. Bu hastaların yaklaşık üçte biri işaret dili eğitimi alamadıkları için KI takılsa bile anlamlı bir dil algıları oluşmamaktadır.

Mekanoseptör da denilen mekanoreseptör, mekanik basınç veya bozulmaya yanıt veren duyusal reseptör'dür. Mekanoreseptörler, mekanik basıncı, hayvanlarda merkezi sinir sistemine gönderilen elektrik sinyallerine dönüştüren duyu nöronları tarafından sinir sistemine bağlanır.

<span class="mw-page-title-main">Uyaran (fizyoloji)</span> fizyolojide, iç veya dış çevrede tespit edilebilir bir değişiklik

Fizyolojide uyaran, bir organizmanın iç veya dış çevresinin fiziksel veya kimyasal yapısında tespit edilebilir bir değişikliktir. Bir organizmanın veya organın uygun bir tepki verebilmesi için dış uyaranları tespit etme yeteneğine duyarlılık (uyarılabilirlik) denir. Duyusal reseptörler, deride bulunan dokunma reseptörleri veya gözdeki ışık reseptörlerinde olduğu gibi vücudun dışından ve kemoreseptörler ve mekanoreseptörlerde olduğu gibi vücudun içinden bilgi alabilir. Bir uyaran bir duyusal reseptör tarafından algılandığında, uyaran transdüksiyonu yoluyla bir refleks ortaya çıkarabilir. Bir iç uyaran genellikle homeostatik kontrol sisteminin ilk bileşenidir. Dış uyaranlar, savaş ya da kaç yanıtında olduğu gibi vücutta sistemik yanıtlar üretebilir. Bir uyaranın yüksek olasılıkla algılanabilmesi için güç seviyesinin mutlak eşiği aşması gerekir; eğer bir sinyal eşiğe ulaşırsa, bilgi merkezi sinir sistemine (MSS) iletilir, burada entegre edilir ve nasıl tepki verileceğine dair bir karar verilir. Uyaranlar genellikle vücudun tepki vermesine neden olsa da, bir sinyalin bir tepkiye neden olup olmayacağını nihai olarak belirleyen MSS'dir.