İçeriğe atla

Verimsizlik

Verimsizlik terimi, kullanıldığı bağlama göre farklı anlamlar kazanabilmektedir.

  • Algoritmik verimsizlik - Yavaş çalışma ve aşırı kaynak tüketimi (bilgisayar belleği ve güç tüketimi) sorunlarının gözlendiği bilgisayar programlarının düşük başarımını ifade etmektedir.
  • Dağıtım verimsizliği - Dağıtım verimliliği kuramı, kaynakların kişilere dağılımının tüketici beklentileriyle (tutar ve yarar algılamaları) bağdaşmadığını vurgulamaktadır. Örneğin, tutarı görece düşük bir ürün her zaman için elde edilmek istenen mala karşılık gelmeyebilir.
  • Paylaşımsal verimsizlik - Bir toplumdaki gelir ve birikimlerin adil paylaşılmaması anlamına gelir. Paylaşımsal verimsizlik genellikle ekonomik eşitsizlikle birlikte ele alınmaktadır.
  • Ekonomik verimsizlik - Olanakların göz ardı edilip herkesin daha iyi bir işte çalışmasını sağlamaya yönelik durumu anlatmaktadır. Bu terim, kaynak ve teknoloji kısıtlamalarını göz önüne alan ekonomik verimliliğin tam karşısında yer almaktadır.
  • Keynesçi verimsizlik - Kaynakların (işgücü, ana mallar, özkaynaklar, vb.) yetersiz iç talepten ötürü yetersiz kullanımı olarak tanımlanabilir. Dönemsel işsizlik nedeniyle potansiyel üretim düzeyine ulaşamayan bu tür ekonomiler bütçe açığı vermeli ya da gevşek bir para politikasına geçmelidirler.
  • Pareto verimsizliği - Pareto verimliliği kuramına göre bir kişinin durumunu kötüleştirmeden başka bir kişinin durumunu iyileştirmek olasıdır. Ne var ki bu ölçüt, günümüzün değişken ekonomik yapısıyla pek uyumlu değildir. Bu nedenle, Kaldor-Hicks verimliliği ve verimsizlik terimleri daha sık kullanılmaktadır.
  • Üretim verimsizliği - Belirli bir tutara karşılık elde edilen ürün miktarının artmaması olarak ifade edilmektedir.
  • Kaynak-pazar verimsizliği - Kaynakların yanlış ya da eksik kullanımına yol açan bozukluklara neden olan engellerin genel adıdır. Çalışanların işgücüne gereksinim duyan bölgelere ulaşmasının engellendiği yapısal işsizlik bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
  • X-verimsizliği - Üretimin girdi ve çıktılarını birbirine bağlayan 'kara kutunun' yol açtığı verimsizlik olarak tanımlanmaktadır. 'Moral' ve 'bürokratik durağanlık', X-verimsizliğine yol açan ögeler arasındadır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi</span> belirli bir alandaki farklı temsilciler tarafından sınırlanmış mal veya hizmetlerin üretimi, dağıtımı veya ticaretinden oluşan sistem

Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

<span class="mw-page-title-main">Ekonomi (bilim dalı)</span> İktisat bilimi

Ekonomi veya İktisat, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimini inceleyen sosyal bilimdir. Ekonomi, ekonomik aktörlerin davranış ve etkileşimlerine ve ekonomilerin nasıl işlediğine odaklanır. Mikroekonomi, bireysel ajanlar ve piyasalar, bunların etkileşimleri ve etkileşimlerin sonuçları da dahil olmak üzere ekonomideki temel unsurlar olarak görülen şeyleri analiz eden bir alandır. Bireysel aracılar arasında örneğin hane halkı, firmalar, alıcılar ve satıcılar yer alabilir. Makroekonomi, üretim, tüketim, tasarruf ve yatırımın etkileşim içinde olduğu bir sistem olarak ekonomi ve emek, sermaye ve toprak kaynaklarının istihdamı, para birimi enflasyonu, ekonomik büyüme ve bu unsurlara etkisi olan kamu politikaları gibi ekonomiyi etkileyen faktörleri analiz eder.

<span class="mw-page-title-main">Makroekonomi</span> Bir bölge veya bir ülkenin toplam gider, gelirlerinin ve gelecek öngörüsünü yapmak ve irdelemek

Makroekonomi, ekonomi biliminin; toplam tüketim, toplam üretim, toplam tasarruf, toplam yatırım, toplam gelir ve istihdam gibi toplam büyüklüklerini inceleyen ve bunlar ile ilgili çözümleme ve çıkarımlar yapan alt dalı. Mikroekonomiden farklı olarak, ekonomiyi bir bütün olarak ele alarak, makro denge çözümlemeleri üzerinde çalışır. İşsizlik, enflasyon, toplam üretim ve tüketim, gelir dağılımı makroekonominin ana konuları olarak sayılabilir. Kurucusu John Maynard Keynes'dir. Keynes 1930 yılına kadar temel ekonomik karar birimleri seviyesinden bakılan ekonomi bilimine yeni bir boyut kazandırmış, toplam talep kavramını gündeme getirerek işsizlik ve toplam üretim konularını bununla açıklamaya çalışmıştır. Modern makroekonomideki düşünce okullarından bazıları şunlardır:

<span class="mw-page-title-main">Adam Smith</span> İskoç filozof ve ekonomist (1723–1790)

Adam Smith FRSA, "Ekonominin Babası" ve "Kapitalizmin Babası" olarak anılan İskoç ekonomist, ahlak filozofu, politik ekonominin öncüsü ve İskoç Aydınlanması sırasındaki önemli bir figürdü.

<span class="mw-page-title-main">Enflasyon</span> mal ve hizmetlerin zaman içinde değerinin artması, hayat pahalılığı

Enflasyon veya parasal şişkinlik, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır. Bu genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılarak ölçülür. Genel fiyat seviyesi yükseldiğinde, her bir para birimi daha az mal ve hizmet satın alır; sonuç olarak, enflasyon paranın satın alma gücünde bir azalmaya karşılık gelir. TÜFE enflasyonunun tersi, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinde bir düşüş olan deflasyondur. Enflasyonun yaygın ölçüsü, genel bir fiyat endeksindekinin yıllık olarak yüzde değişimi olan enflasyon oranıdır. Hanelerin karşılaştığı fiyatların hepsi aynı oranda artmadığından, bu amaçla genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Deflasyon</span>

Deflasyon ya da para kısıtlaması, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Enflasyonun tersidir. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.

Pazarlama firmaların veya şirketlerin, herhangi ürün veya hizmet'lerin müşterilerinin ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve satış, hizmet, ticaret, reklam, iletişim ve işletme idaresi geliştirmeleri için stratejileri belirlemeleri sürecidir. Pazarlama süreci, bir bütünleştirilmiş süreç olup bunun vasıtasıyla firmalar müşterileri için değer yaratmakta ve bunun karşılığında müşterilerden deger kapabilmek için güçlü müşteri ilişkileri kurmaktadırlar.

Millî gelir ile ilgili iki temel kavram vardır. Bunlar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Millî Hasıla (GSMH) kavramlarıdır. GSYİH, bir ülkenin sınırları içerisinde hem o ülkenin yurttaşları hem de yabancılar tarafından elde edilen gelir, GSMH ise bir ülkenin yurttaşları tarafından o ülkenin sınırları içerisinde ve sınırları dışında elde edilen geliri ifade eder.

İhracat ya da dışsatım, bir malın veya hizmetin yurt dışındaki alıcılara satılmasıdır. Devletler, tüzel kişilikler ve gerçek kişilikler tarafından gerçekleştirilir. İthalatın karşıtıdır ve dış ticaret dengesini oluşturan etkenlerden biridir.

Serbest piyasa, ürün fiyatının alıcı ve satıcının karşılıklı anlaşmasıyla belirlendiği, arz ve talebe hükûmet tarafından müdahale edilmeyen piyasadır. Ekonomik faaliyet tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılır, ekonomik sorunların çözümünde müdahale değil, fiyat mekanizmasının kullanımı esastır. Fakat, her ne kadar serbest piyasa, hükûmetin arz, talep veya fiyatlar üzerine herhangi bir müdahale yapmamasını gerektirse de, tüccarların birbirlerini zorlamamasını ya da aldatmamasını da gerektirir. Bu yüzden tüm alım ve satımlar gönüllü olarak yapılır.

<span class="mw-page-title-main">Pareto verimliliği</span>

Pareto verimliliği, optimum pareto veya pareto optimumu toplumdaki üretici, tüketici ve faktör sahiplerinden birinin durumunu kötüleştirmeden bunlardan bir başkasınınkinin durumunu iyileştirmenin mümkün olmadığı kaynak tahsisi durumu. Yani toplumdaki bireylerden en az birinin refahını azaltmadan diğer birinin refahını artırma imkânı yoksa o toplumun refahı optimumdur. Pareto optimumunun gerçekleşmesi için hem üretimde hem de tüketimde etkinlik sağlanmalıdır. Kanun, İsviçre-İtalyan soyundan gelmiş bir iktisatçı ve sosyal bilimci olan Vilfredo Pareto'nun (1848-1923) adıyla anılır.

Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.

Verimlilik, şu anlamlara gelebilir:

İktisadi kıtlık ya da ekonomik kıtlık kâr amaçlı ekonomik sistem tarafından kar elde etmek amacıyla kasıtlı olarak yaratılan ve bir toplumun sahip olduğu üretim kaynaklarının, mevcut teknolojik gelişmişlik düzeyiyle işletilmesi ile ulaşılan üretim düzeyinin, sonsuz insan ihtiyaçları ve isteklerini karşılamakta yetersiz olduğunu ifade eden iktisadi bir terimdir. Gündelik hayatta kullanılan kıtlık kavramı somut bir yokluğu veya yetersizliği ifade ederken iktisadi anlamıyla kıtlık, mevcut kâr bazlı ekonomik sistem ve üretim teknolojisiyle ulaşılan üretim düzeyi ile ilgili bir yetersizliği ifade eder. Her adım başı üretilmiş envai çeşit ürünlerle dolup taşan çeşitli dükkân ve marketlerin boy gösterdiği günümüzde, ekonomi biliminin temeli olan kıtlığın anlamı üzerine derin düşünmek gereklidir.

<span class="mw-page-title-main">Pentium M</span>

Pentium M, Mart 2003'te tanıtılan ve yeni Centrino markası altında Intel Carmel dizüstü bilgisayar platformunun bir parçasını oluşturan mobil 32-bit tek çekirdekli x86 mikroişlemcilerin bir ailesi. Pentium M işlemcilerin modeline bağlı olarak maksimum termal tasarım gücü (TDP) 5-27 W'dı ve dizüstü bilgisayarlarda kullanılması amaçlandı. Pentium 4'ün FSB arabirimini, gelişmiş yönerge kod çözme ve ön uç, şube tahminini geliştirme, SSE2 desteği ve çok daha büyük bir önbellek ekleyerek son Pentium III markalı CPU'nın çekirdeğinden gelişti. İlk Pentium M markalı CPU, kod adı Banias, onu Dothan izledi. Pentium M markalı işlemciler, Core marka çift çekirdekli mobil Yonah CPU ile modifiye edilmiş bir mikro mimari ile başarılı oldu.

<span class="mw-page-title-main">Gayrisafi yurt içi hasıla</span> Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin piyasa değeri toplamı

Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülke veya ülkeler tarafından belirli bir zaman diliminde üretilen ve satılan tüm nihai malların ve hizmetlerin piyasa değeri’nin parasal bir ölçü’südür.

<span class="mw-page-title-main">Bilgi ve iletişim teknolojileri</span> endüstri

Bilgi ve iletişim teknolojileri, bilgi teknolojileri ve iletişim teknolojileri terimlerini tek bir çatı altında toplayan ve bu teknolojiler arasındaki ilişkiyi vurgulayan bir terimdir. 1980'lerde başlayan dijital yakınsama sürecinde, metin, ses ve görüntü bilgisayarlar tarafından dijital ortamda işlenmeye başlamıştır. Buna paralel olarak telekomünikasyon sistemlerinin de dijitalleşmesi ile birlikte dijital verilerin ve enformasyonun iletimi olanaklı hale gelmiş; bilgi teknolojileri ile iletişim teknolojileri iç içe geçmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojileri terimi, bu yakınlık ve bağımlılığı belirtmek amacıyla kullanılmaktadır.

Saray ekonomisi, bir ekonomik düzenleme sistemi olarak toplumda yaratılan ekonomik değerlerin büyük bir bölümün merkezi otoritenin kontrolüne akmasıdır. Diğer ifadeyle halkın zorunlu olarak tükettiği dışında tüm malların üretimi ve dağıtımı güçlü, merkezi bir otoritenin kontrolündedir. Gerek “Doğu”da, gerek Minos Uygarlığı ve Miken Uygarlığı’nda saray, tüm krallıkta ekonomik faaliyetlerin, devlet protokolünün ve dini ritüellerin odağını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik değer</span> bir mal veya hizmetin ekonomik bir temsilciye sağladığı faydanın ölçüsü

Ekonomide ekonomik değer, bir mal veya hizmetin ekonomik aktöre sağladığı faydanın bir ölçüsüdür ve paranın değeri, bu tür bir faydayı güvence altına almak için finansal veya diğer kaynakların etkili bir şekilde kullanılıp kullanılmadığının değerlendirmesini temsil eder. Ekonomik değer genellikle para birimleriyle ölçülür ve bu nedenle yorum şu şekildedir: "Bir kişinin bir mal veya hizmet için ödemeye razı olduğu ve ödeyebileceği maksimum para miktarı nedir?" Paranın karşılığı genellikle "daha iyi" veya "paranın karşılığının en iyi değeri" gibi karşılaştırmalı terimlerle ifade edilir, ancak aynı zamanda bir anlaşmanın paranın karşılığını verip vermediği gibi mutlak terimlerle de ifade edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kamu giderleri</span>

Kamu giderleri veya Devlet masrafları, Hükümet ve diğer kamu tüzel kişilerinin, kamu yararına çalışmalarını finanse etmek üzere yaptıkları harcamalardır. Kamu giderleri ağırlıklı olarak eğitim, sağlık, adalet, ulaşım ve altyapı gibi alanlarda kullanılır. İnşa edilen köprüler, okullar, havalimanları veya herhangi bir devlet kurumu'nda çalışan bir memurun maaşı dar anlamlı kamu giderlerine örnek verilebilir. Devlet aynı zamanda büyüme ve kalkınma hızını artırmak, gelir dağılımını iyileştirmek, kaynak dağılımını düzeltmek için de çeşitli harcamalar yapar.