Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.
Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.
Biyometri, yaşayan organizmaların ölçümlerine verilen genel isimdir. Kimlik doğrulama ve erişim kontrolü için insan vücudunun biyolojik özelliklerini kullanan sistemlerdir. Bu sistemler, parmak izi, yüz, göz, ses ve damar örüntüsü gibi çeşitli biyolojik veri türlerini tarayarak ve analiz ederek çalışır. Biyometri, gelişmekte olan bir teknolojidir ve gelecekte daha da yaygın olarak kullanılması muhtemeldir. Biyometrik sistemler daha ucuz ve daha güvenilir hale geldikçe, kimlik doğrulama ve erişim kontrolü için tercih edilen yöntem haline gelebilir.
Ergenlik, adolesans veya puberte, insanlarda meydana gelen, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışların yerini yetişkince tutum ve davranışların aldığı, cinsiyet karakterlerinin kazanıldığı, bireyin yetişkin rolüne psikolojik ve bedensel olarak hazırlandığı dönemdir. Ergenliğe giriş için kesin bir zaman olmasa da genel olarak kızlar 10-14 yaş arasında ve erkekler 12-16 yaş arasında yaşlarında ergenliğe girebilirler.
Toplum ya da cemiyet, bir arada yaşayan canlıların oluşturduğu topluluktur. Sosyolojide toplum, onu oluşturan canlıların basit bir toplamından ziyade, farklı biçimler ve özellikler gösterip özgün olan ve nesnel yasalar gereğince insanların maddi üretim içindeki gündelik hayat faaliyetleriyle ve sınıfsal savaşımıyla değiştirilen ve gelişen ilişkilerden oluşan sisteme denir. Bir nevi örgütlenmedir.
İstismar, Türkçeye Arapçadan geçen ve sözlük anlamı olarak iyi niyeti kötüye kullanma, sömürme anlamına gelen bir sözcüktür.
Baskı, en genel anlamda, bireylerin kişisel özgürlüklerini engelleyen, onları kendi iradeleri ve istekleri hilafına düşünmeye ve davranmaya itmeyi hedefleyen bir fiil ve suç unsurudur.
Bilgi güvenliği, bilgilerin izinsiz kullanımından, izinsiz ifşa edilmesinden, izinsiz yok edilmesinden, izinsiz değiştirilmesinden, bilgilere hasar verilmesinden koruma veya bilgilere yapılacak olan izinsiz erişimleri engelleme işlemi. Bilgi güvenliği, bilgisayar güvenliği ve bilgi sigortası terimleri, sık olarak birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu alanlar alakalıdırlar ve mahremiyetin, bütünlüğün ve bilginin ulaşılabilirliğinin korunması hususunda ortak hedefleri paylaşırlar.
LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.
Toplumsal sözleşme veya sosyal sözleşme; bireylerin karşılıklı uzlaşma, bazı kurallara uymak üzerinde anlaşma ve birbirlerini şiddet, sahtekarlık veya dikkatsizlikten korumak için birleştirdiğini varsayan bir kavramdır. İnsanlar arasındaki kullanımı, insanların bir devlete ya da otoriteye bağımsızlıklarının bir kısmından hukukun üstünlüğü anlayışı ile vazgeçmeleridir. Yönetilenler tarafından, bir takım bazı kurallar ile yönetilme üzerine anlaşma olarak da düşünülebilir.
Varoluşçu bunalım, bireyin kendi yaşamının temelini; yaşamının herhangi bir anlamının, amacının ya da değerinin olup olmadığını sorguladığı bir andır. Varoluşun anlamı ve amacı sorunu varoluşçuluk felsefe okulunun konusudur. Buna karşın, önce varoluşçu olduğu sanılan pek çok bunalımın depresyon ya da temel karşılanmamış güvenlik, yakınlık, vb. gereksinimler gibi başka bir nedenden kaynaklandığı ortaya çıkabilir.
Sosyal kimlik kuramı, grup olgusunun analizinde iç grup dinamikleri, gruplar arası ilişkiler ve kolektif benliğe yönelik açıklamalar getiren bir sosyal psikoloji kuramıdır. Sosyal psikologlar Henri Tajfel ve John Turner tarafından geliştirilmiştir. Kişisel bilişsel süreçleri, kişiler arası etkileşimleri ve sosyolojik süreçleri bir arada ele alarak sosyal kimlik kavramının farklı analiz düzeylerinden incelenmesini mümkün kılmaktadır.
Biyolojik ve toplumsal cinsiyet ayrımı, biyolojik cinsiyet (eşey) ile toplumsal cinsiyet kavramları arasındaki farkı ortaya koyar. Biyolojik cinsiyet, bireyin üreme sistemi anatomisiyle ikincil cinsiyet özelliklerini ifade ederken; toplumsal cinsiyet, kişinin biyolojik cinsiyetine bağlı olarak toplumsal rollerini veya kişinin iç farkındalığına bağlı olarak kendi cinsiyetini tanımlamasını ifade eder. Bazı durumlarda, bireyin atanmış cinsiyeti ile toplumsal cinsiyeti aynı hizada olmayabilir ve kişi transcinsiyetli, ikili cinsiyet dışı veya cinsiyet uyumsuz olabilir. Bazı durumlarda ise, birey cinsiyet atamasını güçleştiren biyolojik cinsiyet özelliklerine sahip olabilir ve kişi erdişi olabilir.
Sosyal mesafe veya sosyal alan, kişisel alan ile kamusal alan arasında kalan, bir kişinin kendisinden 120 ile 200 santimetre arasında değişen uzaklık. Az tanınan ya da yeni tanışılan kişiler veya görece resmî görüşmelerde insanlar arasında bu mesafe bulunur. Herhangi bir olay veya gereklilik üzerine bu mesafenin korunması durumuna ise sosyal uzaklaşma adı verilir.
Hemşirelik etiği, uygulama etiğinin hemşirelik alanındaki faaliyetlerle ilgilenen bir dalıdır. Hemşirelik etiği, fayda, zarardan koruma ve özerkliğe saygı gibi tıp etiği ile birçok ilkeyi paylaşır. İlişkilere, insan onuruna ve işbirlikçi bakıma verdiği vurgu ile ayırt edilebilir.
Gözetim kapitalizmi temelinde kar elde etmeyi amaçlayan, kişisel verilerin metalaştırılması üzerine yoğunlaşmış bir ekonomik sistemdir. Kişisel veriler işlenerek alınıp satılacak bir meta haline geldiğinden beri dünyadaki en değerli kaynaklardan biri olmuştur. Gözetim kapitalizminin konsepti, Shoshana Zuboff’un tanımlamasına göre, GoogleAdWords’un liderliğinde yükselen reklam şirketlerinin müşterileri daha net olarak hedef alabilmek için kişisel verilerin kullanımının yaratacağı imkanları görmesi ile ortaya çıkmıştır.
Dijital teknolojiler ve internetin kullanımının artması ile birlikte verileşmiş bir toplum ortaya çıkmıştır. Öyle ki, kişisel veriler sağlık, eğitim, gündelik yaşam, ekonomi vb. tüm alanlarda kullanımdadır. Ancak verilerin bunun gibi süreçlerde kullanımı kişisel verilerin mahremiyeti ile ilgili problemleri de beraberinde getirmektedir. Bu problemler ise çoğu zaman kişinin kendisini etkileyen daha büyük problemlere neden olabilmektedir. Veri mahremiyetine yönelik akademik literatürde çalışmalar olsa da, bireylerin mahremiyet meselesi noktasında literatürde yer alan çalışmaların çıktılarıyla örtüşen davranışlar sergilemedikleri bilinmektedir. Üstelik akademik alanda yapılan çalışmalarda görüldüğü üzere kişisel veriler kurumsal ve ticari süreçler ile bağlantılı bir şekilde kullanılmaktadır. Bu kullanımda ise bireyin hakları göz ardı edilmektedir. Ancak bireyler de verileri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları gibi onların akıbetinde hak iddia etmek noktasında isteksiz davranmaktadırlar. Bu bağlamda “veri teslimiyetçiliği” bireyin kendi isteği doğrultusunda hiçbir mahremiyet kaygısı gütmeden kişisel verilerinin dijital ortamlarda dolaşıma girmesine izin vermesidir. Üstelik bu süreçte birey, verilerinin depolanıp, saklandığının, sonrasında tüm verilerinin işlendiğin ve belli amaçlar için kullanıldığının farkındadır. Bu haliyle veri teslimiyetçiliği, veri mahremiyeti yaklaşımlarının uğramadığı bir yaklaşım olmak ile birlikte, verilerinden kişinin kendi rızası ile sonucunu bilerek ya da bilmeyerek feragat etmesi anlamına gelmektedir.
Kişisel veri, kimliği belirli ya da belirlenebilir bir kişiyle ilgili herhangi bir bilgidir.
Saklanacak hiçbir şey yok argümanı, bireylerin kendi yasa dışı faaliyetlerini ortaya çıkaracağından korkmadıkça, gözetim programlarından korkmak veya bunlara karşı çıkmak için hiçbir nedenleri olmadığını belirtir. Bu argümanı kullanan bir kişi, ortalama bir insanın "saklayacak hiçbir şeyi olmayacağı" için devlet gözetimi konusunda endişelenmemesi gerektiğini iddia edebilir.
Hesaplamalı sosyal bilimler basitçe sosyal bilimler araştırmalarında büyük veri ve çeşitli bilgisayar programları kullanılarak incelemeler ve analizler yapmak şeklinde tanımlanabilir.