İçeriğe atla

Vera Rubin

Vera Rubin
2009'de Vera Rubin
DoğumVera Cooper
23 Temmuz 1928(1928-07-23)
Philadelphia, Pensilvanya, ABD
Ölüm25 Aralık 2016 (88 yaşında)
Princeton, New Jersey, ABD
MilliyetAmerikalı
Mezun olduğu okul(lar)Vassar College, Cornell University, Georgetown University
Tanınma nedeniGalaksi dönüş problemi, karanlık madde, Rubin–Ford etkisi
ÖdüllerBruce Madalyası, Dickson Prize in Science, Gold Medal of the Royal Astronomical Society, National Medal of Science
Kariyeri
DallarıAstronomi
Çalıştığı kurumlarGeorgetown University, Carnegie Institution of Washington
TezFluctuations in the Space Distribution of the Galaxies (1954)
Doktora
danışmanı
George Gamow
Akademik danışmanlarıWilliam Shaw, Martha Carpenter
Önemli öğrencileriSandra Faber, Rebecca Oppenheimer

Vera Florence Cooper Rubin (23 Temmuz 1928 - 26 Aralık 2016), galaksilerin dönüş hızlarıyla ilgili çalışmaların öncüsü sayılan Amerikalı astronom. Galaksilerin dönüş eğrileri üzerine çalışarak, galaksilerin açısal hareketinin tahmin edilen biçimiyle gözlemlenen biçimi arasındaki tutarsızlığı ortaya çıkardı. Bu olgu daha sonra galaktik dönüş problemi olarak anılmaya başladı.

Geçmişi ve eğitimi

Vera Rubin, 23 Temmuz 1928 tarihinde Philadelphia'da Yahudi bir ailede doğdu. Philip Cooper Pesach Kobchefski, Litvanya'nın Vilnius şehrinde doğmuş bir Yahudi elektrik elektronik mühendisiydi. Annesi Rose Applebaum, Bell Telefon Şirketi'nde hatlarda kullanılması gereken kablo uzunluğunu hesaplamakla görevliydi. Rubin’in bir de Ruth Cooper Burg adında bir ablası vardır. Ablası Amerikan Savunma Teşkilatında idari hâkim olarak çalışmaktaydı. Lisans eğitimini Vassar Üniversitesinde tamamlayan Rubin, lisansüstü eğitimi için Princeton Üniversitesine başvurdu. Ancak üniversitenin kataloglarına bile ulaşamadı çünkü Princeton Üniversitesinin lisansüstü astronomi programına kadınların girmesi o tarihte yasaktı. (bu yasak 1975’e dek sürdü.)

Bu nedenle Rubin lisansüstü eğitimi için Cornell Üniversitesi fizik bölümüne başvurdu. Burada Philip Morrison, Richard Feynman ve Hans Bethe gibi önemli fizikçilerle çalışma fırsatı buldu. 1951 yılında eğitimini tamamladı, master tezinde galaksilerin hareketine dair Hubble Teleskobu gözlemlerinden yararlanarak sapmaların ilk gözlemlerini yaptı. Galaksilerin, o zamanlar büyük patlama kuramının iddia ettiği gibi bir merkezden dışarıya doğru değil de, henüz bilinmeyen merkezler çevresinde dairesel hareket ettiğini iddia etti. Öne sürdüğü bu iddialar o zaman çok kabul görmedi.

Rubin doktorasını Georgetown Üniversitesinde, Profesör Doktor George Gamow’un yanında yaptı. Doktora tezini 1954’te bitirdi. Bu tezde, galaksilerin rastgele uzaya dağılmadığını bunun yerine gruplar halinde olduklarını göstermeye çalışıyordu. Bu galaksi topluluklarının var olduğu teorisi yayınlandıktan 20 yıl sonrasına kadar kabul görmeyecekti.

Akademik hayatı

Rubin mezun olduktan sonra, Montgomery şehrindeki Junior College’da ders vermeye başladı. Aynı zamanda Georgetown Üniversitesinde de araştırma asistanı olarak çalışmaya başladı. 1962 yılında da yine Georgetown Üniversitesinde doçent oldu. 1965 yılında Palomar Gözlemevinin gözlem araçlarını kullanmasına izin verilen ilk kadın oldu. Bundan önce kadınların bu tür tesislere girme hakkı yoktu. Aynı yıl içinde Washington Carnegie Enstitüsünde, Yeryüzü Manyetizması bölümünde kendine bir iş buldu. O tarihten beri burada astronom olarak çalışmaktadır. Rubin şu anda DTM’nin kıdemli üyesi ve galaktik ve galaksiler üstü dinamikler olarak adlandırılan alanda çalışmakta. Bu alan evrenin büyük ölçekteki yapısını ve dinamiklerini inceler.

Galaksi hareketleri üzerine çalışmaları

Rubin, deney düzenekleri tasarlamasıyla ünlü Kent Ford ile birlikte daha önceki tartışmalı, kabul görmeyen galaksi kümeleri tezine benzer konularda yüzlerce gözlem yaparak çalışmaya başladı. Bu çalışmaların sonunda Rubin-Ford etkisi teorisi ortaya atıldı. Bu teori ortaya atıldığı günden beri yoğun tartışmaların merkezinde kaldı. Bu teori basitçe spiral galaksilerin dairesel eğrilerinin teorik eğrilerle neden uyuşmadığını açıklama amacındadır.

Rubin yoğun tartışmalardan bunalınca bunlardan uzaklaşma umuduyla çalışma alanını Andromeda Galaksisinden yola çıkarak galaksilerin dairesel eğrilerini incelenmesine kaydırdı. Galaksilerin dönüş hızıyla ilgili çalışmalarını yayınladı ve galaksilerin tahmini hareketleriyle gerçekteki hareketleri arasındaki uyuşmazlığı bu kez kesin olarak gösterdi. Galaksiler çok hızlı dönüyordu ve bunun yarattığı merkez kaç kuvveti, eğer onları bir arada tutan tek şey onları oluşturan yıldızların kütleçekim etkileri olsaydı, bu kuvvet bir arada kalmalarına yetmezdi ve galaksiler dağılırdı. Ancak, dağılmıyorlardı. Bunun açıklaması ancak göremediğimiz çok büyük miktardaki maddenin yarattığı kütleçekiminin etkisi olabilirdi. Bu göremediğimiz maddeye hakkında bilgi sahibi olmadığımız için ‘karanlık madde’ adını verildi. Bu fenomen galaksi dönüş problemi olarak adlandırıldı. Rubin’in hesaplamaları galaksilerde gözlemlediğimizin 10 katı kadar da gözlemleyemediğimiz, yani karanlık madde olması gerektiğini gösterdi. Galaksi dönüş problemini açıklama çabaları bizi karanlık madde teorisine götürdü.

Karanlık madde

1970’lerde Rubin karanlık maddenin varlığına dair o güne kadarki en güçlü kanıtı buldu. Karanlık maddenin yapısı hala tamamen bilinmez durumda ancak varlığı evrenin nihai kaderini anlamamız için ölümcül önemde.

Günümüzde karanlık madde teorisi, galaksi dönüş problemini çözmenin en uygun adayı gibi görünmektedir. Bilim dünyasında alternatif teori/açıklama olarak öne çıkan bir ikinci fikir olan MOND (Modified Newtonian Dynamics) yani modifiye edilmiş Newton dinamikleri fikri henüz bilim insanları arasında yeterli desteği bulabilmiş değil. Ancak Rubin, MOND yaklaşımını kendi teorisine tercih etmekte. Bu tercihini de; ‘’Eğer seçme şansım olsaydı, Newton’un yasalarını uzak mesafeler için modifiye ettiğimizde evrenin hareketini açıklayabilecek olmasını tercih ederdim. Bu evrenin yeni bir tür, bilinmeyen çekirdek altı parçacıkla dolu olduğunu düşünmekten çok daha çekici.’’ sözleriyle açıklamakta.

Kişisel hayatı

Rubin 1948 yılından beri Robert Rubin ile evli. Tanıştıklarında kocası Robert henüz Cornell Üniversitesinde fizikokimya masterı yapıyordu. Çiftin 4 çocuğu oldu, hepsi, doğa bilimleri veya matematik alanında doktora derecesi aldı. 1950 doğumlu David, jeoloji doktorası yaptı ve şu anda Amerika jeolojik araştırmalar ekibinde jeolog olarak çalışmakta. 1952 doğumlu Judith Young, kozmik ışınım fiziğinde doktora yaptı şu anda ise Massachusetts Üniversitesinde astronom. 1965 doğumlu Karl, matematik alanında doktorasını yaptıktan sonra Irvine’daki California Üniversitesinde matematikçi oldu. En küçük çocukları 1960 doğumlu Allan ise, abisi gibi jeoloji doktorası yaptı ve Princeton Üniversitesinde çalışıyor.

Bir kadın astronom olarak verdiği kabul edilme ve var olma savaşımının da motivasyonuyla Rubin hala genç kadınları evreni araştırmaları ve hayallerinin peşinden gitmeleri için cesaretlendirmekte. Çalışma alanıyla ilgili olarak sürekli aldığı cesaret kırıcı yorumların üstesinden gelerek yoluna devam etmek onun için sürekli bir mücadeleydi ama o azmetti, babasının, kocasının ve ailesinin desteğiyle amaçlarına ulaştı. Astronomiye ilave olarak, Rubin kadınların bilim alanında daha aktif hale gelmesinde etkili bir güç oldu. Her zaman Ulusal Bilimler Akademisinde, panellerde, akademik araştırmalarda yani özetle akademik hayatın her yönünde kadınların daha etkin olmaları gerektiğini savundu. Sürekli Ulusal Bilimler Akademisiyle savaştığı halde, her yıl akademiye seçilen kadın sayısıyla hayal kırıklığına uğradığını belirtmekte. Bunun hayatında en çok üzüldüğü konulardan birisi olduğu söyler ve ‘’30 yıl önce her şeyin mümkün olduğunu düşünürdüm’’ der. Muhtemel vasiyeti olarak Rubin her zaman: ‘’Ün geçicidir, benim rakamlarım bana adımdan çok daha fazlasını ifade eder. Eğer bundan yıllar sonra astronotlar hala beni verilerimi kullanıyor olurlarsa, bu bana yapılabilinecek en büyük iltifat olacaktır.’’ der.

Dini görüşleri

Rubin inançlı bir Yahudidir ve bilim ile din arasında bir çelişki görmez. Bir röportajında ‘’benim kendi hayatımda din ve bilim ayrıdır. Ben Yahudiyim, yani benim için din bir tür ahlaki yol gösterici ve bir tür tarih. Bilimimi de ahlaki bir yoldan icra etmeye çalıştım ve bence bilim bize evrendeki rolümüzü açıklayan bir şey olmalı.’’ demiştir.

Ödüller ve başarılar

Üyelikler

Adıyla anılanlar

  • 5726 Rubin Asteroidi
  • Rubin-Ford Etkisi

Yayınları

Makaleleri

Kitapları

  • Rubin, Vera (1997). Bright galaxies, dark matters. Woodbury, NY: AIP Press. ISBN 1-56396-231-4. 

Popüler kültürde Rubin

  • Vera Rubin BBC Belgesel Most of Our Universe is Missing.[1] belgeselinde izlenebilir.
  • The Simpsons dizisinin ilk sezonun 22. bölümünde, Milhouse "Vers Rubin" (sic) ‘i 2010 Nobel ödülü için favorisi olarak seçer

Kaynakça

  1. ^ "Most of Our Universe is Missing". BBC Science & Nature: TV & Radio Follow-Up. BBC. 10 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2010. 

Ayrıntılı okuma

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Astrofizik, gök fiziği ya da yıldız fiziği, gök cisimlerinin, uzaydaki konumu ile devinimlerindense yapılarını saptamak adına fizik ve kimya ilkelerini kullanan gökbilim dalı. Bu incelemeler için tek bilgi kaynağı gök cisimlerinden yayılan ışık ve diğer elektromanyetik dalgalardır. Bu dalgaları tespit eden aletler vasıtasıyla toplanan bilgiler, fizik ve kimya bilimlerinde elde edilen sonuçlarla karşılaştırılarak değerlendirilir ve yorumlanır.

<span class="mw-page-title-main">Galaksi</span> kütle çekimiyle bir arada duran yıldız ve gök cismi öbeği

Galaksi veya gök ada, kütle çekimi kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan maddesel bir sistemdir. Tipik galaksiler 10 milyon ile bir trilyon arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir galaksinin içerdiği yıldızların hepsi o galaksinin kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner. Galaksiler uzayda tek yönlü hareket ederler, galaksilerin yörüngeleri yoktur. Galaksiler çeşitli çoklu yıldız sistemlerini, yıldız kümelerini ve çeşitli nebulaları da içerebilirler. Çevresinde gezegenler ve asteroitler gibi çeşitli kozmik cisimler dönen Güneş, Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldızlardan yalnızca biridir.

<span class="mw-page-title-main">Karanlık madde</span> evrenin %23 kadarını oluşturan gizemli bir madde türü

Karanlık madde, astrofizikte, elektromanyetik dalgalarla etkileşime girmeyen, varlığı yalnız diğer maddeler üzerindeki kütleçekimsel etkisi ile belirlenebilen varsayımsal maddelere denir. Karanlık maddelerin varlığını belirlemek için gök adaların döngüsel hızlarından, gök adaların diğer gök adalar içerisindeki yörüngesel hızlarından, geri planda yer alan maddelere uyguladığı kütleçekimsel mercekleme özelliğinden ve gök adaların içerisindeki sıcak gazların sıcaklık dağılımından yararlanılır. İncelemeler, gök adalarda, gök ada gruplarında ve Evren'de, görülebilen maddelerden çok daha fazla karanlık madde olduğunu göstermektedir. Karanlık maddelerin bileşenleri tamamen bilinmemekle birlikte, WIMP'ler, aksiyonlar, sıradan ve ağır nötrinolar, gezegenler ve sönmüş yıldızlarla birlikte verilen isim MACHO'lar ile ışıma yapmayan gaz bulutlarından oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Yıldızlar öbeği</span> Gökadamızda gözlemlenen yıldızlar öbek I ve öbek II adında iki tür olarak sınıflandırılmaktadırlar

Yıldızlar öbeği veya yıldız popülasyonları, 1944 yılında Walter Baade tarafından Samanyolu Galaksisinde yer alan yıldızların gruplandırılmasıdır. Baade, söz konusu çalışmasının özet bölümünde, bu sınıflandırmanın esas itibarıyla Jan Oort tarafından 1926 yılında yapılan sınıflamaya dayandığını kabul etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Galaksiler listesi</span> Vikimedya Liste Maddesi

Aşağıda dikkate değer gökadaların bir listesi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Başak Süperkümesi</span>

Başak Süperkümesi veya Yerel Süperküme, Samanyolu ve Andromeda gökadaları ile diğerlerini de içeren Başak Kümesi ve Yerel Grup'u barındıran süperkümedir. Çapı yaklaşık 33 megaparsek olan bu süperkümede en az 100 adet gökada grubu ve kümesi bulunmaktadır. Gözlemlenebilir evrendeki yaklaşık 10 milyon süperkümeden biri olan Başak Süperkümesi, Balıklar-Balina Süperküme Kompleksi adı verilen bir gökada iplikçiği içinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Süperküme</span>

Süperkümeler küçük gökada kümelerinden ve gökada gruplarından oluşan büyük kümeler olup Evren'de şimdilik gözlemlenebilen en büyük yapı birimleridir. Süperkümelerin varlığı gökadaların Evren'de tek biçimli dağılmamış olduğunu gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Cüce galaksi</span> İçinde birkaç milyar yıldıza ev sahipliği yapan galaksilere verilen addır

Bir cüce galaksi, yaklaşık 1000 ila birkaç milyar yıldızdan oluşan galaksilere verilen isimdir; Samanyolu'nun 200-400 milyar yıldızına kıyasla bu sayı oldukça sınırlıdır. Samanyolu'nun yakın çevresinde yer alan ve 30 milyardan fazla yıldız içeren Büyük Macellan Bulutu kimi zaman bir cüce galaksi olarak sınıflandırılırken, kimileri de onu tam anlamıyla bir galaksi olarak kabul etmektedir. Cüce galaksilerin oluşum ve faaliyetlerinin daha büyük galaksilerle olan etkileşimlerden büyük ölçüde etkilendiği düşünülmektedir. Gök bilimciler şekillerine ve bileşimlerine göre çok sayıda cüce galaksi türü tanımlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kutup-halkalı galaksi</span>

Kutup-halkalı gökada, gökada kutuplarının etrafında dönen, gaz ve yıldızların oluşturduğu halkasıyla bir gökada türüdür. Bu kutup halkalarının, iki gökadanın birbirleriyle etkileşime girdiklerinde ortaya çıkan kütleçekimsel etkiyle oluştuğu düşünülmektedir. Başka bir olasılık da çok yakından geçen bir gökadanın etkisiyle koparılmış olan maddeden oluştuğudur. Diğer bir olasılık ise, küçük bir gökadanın daha büyük bir gökadayla dönüş düzlemine dikey olarak çarpışması sonucu küçük gökadanın kutup-halkasına dönüşmüş olabileceğidir.

Big Bang kozmolojisinde reiyonizasyon, evrendeki “karanlık dönem”den sonra maddeyi reiyonize eden süreçtir ve büyük faz geçişinden ikincisidir. Baryonik maddelerin çoğunluğu hidrojen formunda olduğundan dolayı, reiyonizasyon genellikle “Hidrojen gazının reiyonizasyonu” olarak anılmaktadır. Evren tarihinde ilksel Helyum da aynı faz değişimine uğrasa da, farklı noktalarda gerçekleşen bu olaya Helyum reiyonizasyonu ismi verilir.

<span class="mw-page-title-main">Karanlık madde halesi</span>

Karanlık madde halesi galaksi düzlemini saran ve iyi görünür galaksinin kenarına ve ötesine uzanan galaksinin varsayımsal bir bileşenidir. Karanlık madde halesi karanlık maddeden oluşur. ΛCDM gibi modern kozmolojik modeller, karanlık madde halelerinin ve alt halelerin galaksiler içerebileceğini öne sürer. Bir galaksinin karanlık madde halesi, galaktik diski sarar ve görünür galaksinin kenarının çok ötesine uzanır. Hâleler doğrudan gözlenebilirse de varlıkları galaksilerdeki yıldızların hareketleri ve gaz üzerindeki etkileri yoluyla anlaşılmaktadır. Karanlık madde haleleri güncel modellerinde galaksi oluşumu ve evriminde önemli bir rol oynamaktadır. Karanlık madde halelerinin doğasını değişen derecelerde başarı ile açıklamaya çalışan teoriler arasında soğuk karanlık madde (CDM), sıcak karanlık madde ve büyük kütleli sıkı hale nesneleri (MACHO'lar) bulunur.

The Astrophysical Journal, sık kullanılan kısaltması ile ApJ, 1895 yılında Amerikalı astronomlar George Ellery Hale ve James Edward Keeler tarafından kurulan hakemli bir bilimsel astrofizik ve astronomi dergisidir. Dergi, 2015 yılında basılı yayıma son vermiş ve yalnızca elektronik bir dergi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Laura Ferrarese</span>

Laura Ferrarese, FRSC, Kanada Ulusal Araştırma Konseyi'nde çalışan bir uzay bilimi araştırmacısıdır. Birincil çalışması, Hubble Uzay Teleskobu ve Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu verileri kullanılarak gerçekleştirildi.

<span class="mw-page-title-main">Sandra Faber</span>

Sandra Moore Faber, galaksilerin evrimi üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan bir astrofizikçidir. Kaliforniya Üniversitesi, Santa Cruz'da Astronomi ve Astrofizik Profesörüdür ve Lick Gözlemevi'nde çalışmaktadır. Galaksilerin parlaklığını içlerindeki yıldızların hızına bağlayan önemli keşifler yaptı ve Faber-Jackson ilişkisinin ortak kaşiifi oldu. Faber, Hawaii'deki Keck teleskoplarının tasarımında da etkili oldu.

<span class="mw-page-title-main">Margaret Geller</span> Amerikalı gökbilimci

Margaret J. Geller, Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nde Amerikalı bir astrofizikçidir. Çalışmaları, yakın evrenin öncü haritalarını, galaksiler ve çevreleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı ve evrendeki maddenin dağılımını ölçmek için yöntemlerin geliştirilmesini ve uygulanmasını içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Barnard Kataloğu</span> Gökbilim kataloğu

Gök bilimci Edward Emerson Barnard tarafından derlenen, Barnard Catalogue of Dark Markings in the Sky veya kısaca Barnard Kataloğu olarak bilinen karanlık bulutsular listesidir. Barnard tarafından listelenen bu bulutsular artık Barnard cisimleri olarak bilinir hale gelmiştir. Kataloğun 1919 versiyonunda 182 bulutsu listelendi, ölümünden sonra yayınlanan 1927 versiyonunda 369 bulutsu listelenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Galaksi iplikçiği</span> evrendeki büyük boşluklar arasındaki sınırları oluşturan iplik benzeri yapılar

Gökada iplikçikleri kozmolojide kütleçekimsel olarak bağlı olan gökada süperkümelerinin duvarlarından oluşan evrendeki bilinen en büyük yapılardır. Bu devasa iplik benzeri oluşumlar, 80 megaparsek h−1'e ulaşabilir ve büyük boşluklar arasındaki sınırları oluşturur.

Vaşak–Büyük Ayı İplikçiği, bir gökada iplikçiğidir. Vaşak-Büyük Ayı Süperkümesi ile bağlantılı, iki ayrı yapı olmasına rağmen daha büyük bir yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Solgun galaksi</span> sarmal kolları ve diski arasındaki düşük kontrast ile karakterize edilen bir tür sarmal gökada

Solgun (anemik) gökada, sarmal kolları ve diski arasındaki düşük kontrast ile karakterize edilen bir tür sarmal gökadadır. Bu terim 1976 yılında Kanadalı gökbilimci Sidney van den Bergh tarafından gaz bakımından zengin, yıldız oluşturan sarmal gökadalar ile gaz bakımından fakir, etkin olmayan merceksi gökadalar arasında bir ara form olan gökadaları sınıflandırmak için icat edildi.

<span class="mw-page-title-main">Gökada dönüş eğrisi</span> birçok gökbilimcinin karanlık madde teorisini desteklediğine inandığı galaktik açısal momentumda gözlenen tutarsızlık

Bir disk gökadasının dönüş eğrisi , gökadadaki görünür yıldızlar veya gazın yörünge hızlarının, galaktik merkezden radyal mesafelerine göre oluşturulan bir grafiğidir. Sıklıkla grafiksel bir çizim şeklinde oluşturulur. Bir sarmal gökadanın her iki tarafından gözlemlenen veriler genellikle asimetriktir, böylece eğriyi oluşturmak için her iki taraftaki verilerin ortalaması alınır. Gözlemlenen deneysel eğriler ile bir gökadada gözlemlenen maddeye kütleçekim teorisi uygulanarak türetilen bir eğri arasında önemli bir tutarsızlık vardır. Karanlık maddeyi içeren teoriler, bu çelişkiyi açıklamak için öne sürülen ana çözümlerdir.