İçeriğe atla

Vazospazm

Vazospazm
UzmanlıkKardiyoloji, nöroşirürji

Vazospazm, arteriyel yapıda spazm sonucu vazokonstriksiyon oluşmasını ifade etmektedir. Bu durum doku iskemisine ve ölümüne (nekroz) yol açabilir. Serebral vazospazm subaraknoid kanama sonucunda ortaya çıkabilir. Semptomatik vazospazm veya geç serebral iskeminin, özellikle anevrizmal subaraknoid kanamadan sonra inme ve ölüme önemli bir etkisi vardır. Vazospazm tipik olarak subaraknoid kanamadan 4 ila 10 gün sonra ortaya çıkar.

Fiziksel yapıdaki direncin yanı sıra vazospazm da iskeminin ana nedenidir. Fiziksel direnç durumlarında olduğu gibi ateroskleroz nedeniyle vazospazmlar oluşabilir. Vazospazm Prinzmetal anjinanın da başlıca nedenidir.

Patofizyoloji

Normalde endotel hücreleri, düz kas hücrelerinin gevşemesini indükleyen ve trombosit agregasyonunu azaltan prostasiklin ve nitrik oksit (NO) salgılar. Bölgede biriken trombositler, ADP'yi endotel hücreleri üzerinde etki göstermesi için uyarır ve düz kas hücrelerinin gevşemesini indüklemelerine yardımcı olur. Bununla birlikte, toplanan trombositler, düz kas hücrelerinin kasılmasını indükleyebilen tromboksan A2 ve serotonini de uyarır. Genel olarak, gevşeme yönündeki uyarılar kasılma uyarılarından daha ağır basar.

Aterosklerozda disfonksiyonel bir endotel vardır. Düz kas hücrelerinde gevşemeyi indüklemek için prostasiklin ve NO'yu uyarma kabiliyeti yoktur. Ayrıca trombosit agregasyonunun çok fazla inhibisyonu yoktur. Bu durumda, trombositlerin daha fazla birikimi ADP, serotonin ve tromboksan A2 üretir. Ancak serotonin ve tromboksan A2 düz kas hücrelerinin daha fazla kasılmasına neden olur ve bunun sonucunda kasılmalar gevşemelerden daha ağır basar.

Komplikasyonlar

Vazospazm, tam olarak anlaşılamayan mekanizmalar altında çok çeşitli periferik vasküler alanlarda ortaya çıkabilir. Prinzmetal anjina, Buerger hastalığı, kontrast ilişkili selektif renal vazospazm, hiperkoagülopati ve kriyoglobulinemi muhtemelen bu durumun bilinen örneklerdem sadece birkaçıdır. Uzun süreli koroner vazospazm nedeniyle kalpte oluşan iskemi, anjina, miyokard enfarktüsü ve hatta ölüme yol açabilir. Titreşime uzun süre maruz kalma nedeniyle ellerde ve parmaklarda vazospazm (30 - 300 MHz) ve soğuk tarafından tetiklenen, duygu ve el becerisinin kaybolduğu El-kol titreşim sendromuna yol açabilir.[1]

Anjiyografi

Anjiyografi için vazospazma daha az eğilimli oldukları için femoral ve aksiller arterler tercih edilir. Bu arada, brakiyal arter, girişimler sırasında vazospazma daha yatkındır.[2]

Tedavi

Vazospazm oluşumu ateroskleroz oluşumunu engelleyerek azaltılabilir. Bu, birkaç yolla yapılabilir ki en önemlisi yaşam tarzı değişiklikleridir. Bunun içinde düşük yoğunluklu lipoproteini (LDL) azaltmak, sigarayı bırakmak, fiziksel aktivite yapmak, diyabet, obezite ve hipertansiyon gibi diğer risk faktörlerinin kontrolünü sağlamak vardır. Farmakolojik tedaviler arasında hipolipidemik ajanlar, trombolitikler ve antikoagülanlar yer alır . İskemik atakların şiddetini ve oluşumunu azaltmaya yönelik farmakolojik seçenekler, uzun etkili (yani izosorbid dinitrat gibi ) ve kısa etkili (yani nitrogliserin gibi) olan organik nitratları içerir.

Bu ilaçlar, kandaki nitrik oksit seviyelerini artırarak ve koroner vazodilatasyonu indükleyerek etki gösterir. Bu da azalmış koroner direnç nedeniyle daha fazla koroner kan akışına izin vererek hayati organlara (miyokard) artmış oksijen desteğini sağlar. Bu ilaçlardan kaynaklanan kandaki nitrik oksit artışı da sistemik damarların genişlemesine neden olarak venöz dönüşte, ventriküler iş yükünde ve ventriküler yarıçapta azalmaya neden olur. Tüm bu azalmalar, oksijen talebinin azalmasına neden olduğu için ventriküler duvar stresindeki azalmaya katkıda bulunur. Genel olarak organik nitratlar oksijen talebini azaltır ve oksijen dağılımını arttırır. İskemik semptomların, özellikle anginanın şiddetini azaltabilen, vücuttaki bu değişikliktir.

Vazospazm ve nihayetinde iskeminin oluşumunu ve şiddetini azaltmak için kullanılan diğer ilaçlar arasında L-tipi kalsiyum kanal blokerleri (özellikle nimodipinin yanı sıra verapamil, diltiazem, nifedipin ) ve beta-reseptör antagonistleri (daha yaygın olarak beta blokerler veya (β-blokerler olarak bilinir) örneğin propranolol gibi) bulunur.

L tipi kalsiyum kanal blokerleri, koroner arterlerin genişlemesini indüklerken, aynı zamanda kasılmayı, kalp atış hızını ve duvar stresini azaltarak kalbin oksijen talebini azaltır. Bu son üç faktörün azaltılması sayesinde kardiyak output elde etmek için miyokardın uygulamak zorunda olduğu kasılma kuvvetini azaltır.

Beta reseptör antagonistleri vazodilatasyona neden olmazlar, ancak L tipi kalsiyum kanal blokerleri gibi kalbin oksijen ihtiyacını azaltırlar. Bu azalma benzer şekilde kalp hızı, art yük ve duvar stresindeki azalmadan kaynaklanır.

Yan etkiler

Çoğu farmakolojik tedavi seçeneğinde olduğu gibi dikkate alınması gereken riskler vardır. Özellikle bu ilaçların vazodilatasyon, ortostatik hipotansiyon, refleks taşikardi, baş ağrıları ve çarpıntı gibi yan etkileri vardır. İlaç toleransı, vücudun telafi edici tepkisinin yanı sıra ilaçların aktif formlarına metabolizması için gerekli olan -SH glutatyon gruplarının tükenmesi nedeniyle de gelişebilir.

Potansiyel yan etkiler:

Kontrendikasyonlar

Hem NO hem de PDE5 inhibitörleri siklik GMP seviyelerini arttırdığından ve farmakodinamik etkilerinin toplamı optimal terapötik seviyeleri büyük ölçüde aşacağından, organik nitratlar, PDE5 inhibitörleri (yani sildenafil ) ile birlikte alınmamalıdır.

Astım ataklarını önlemek için reaktif akciğer hastalığı olan hastalarda beta reseptör antagonistlerinden kaçınılmalıdır. Ayrıca, AV düğüm disfonksiyonu olan hastalarda ve/veya bradikardiye neden olabilecek diğer ilaçları (yani kalsiyum kanal blokerleri) kullanan hastalarda Beta-reseptör antagonistlerinden kaçınılmalıdır. Bu durumda ilaç-ilaç etkileşimi asistoli ve kalp durmasına yol açabilir.

Bazı beta reseptör blokerleri ciddi bradikardi ve diğer potansiyel yan etkilere neden olabileceğinden bazı kalsiyum kanal blokerleri ile beraber uygulanmasından kaçınılmalıdır.

Düzeltici tedavi

Vazospazmlar aterosklerozdan kaynaklanabileceğinden ve iskeminin şiddetine katkıda bulunabileceğinden, bu iskemik bölgelere dolaşımı geri kazandırabilecek bazı cerrahi seçenekler vardır. Koroner vazospazm ile ilgili olarak, perkütan koroner müdahale veya anjiyoplasti olarak adlandırılan bir cerrahi müdahale yapılabilir. Bu girişim arterdeki darlık bölgesine bir stent yerleştirilmesini ve bir balon kateter kullanılarak stentin şişirilmesini içerir. Başka bir cerrahi müdahale ise koroner arter baypastır.

Kaynakça

  1. ^ "Hand-Arm Vibration Syndrome (HAVS)". www.vibrosense.eu. 15 Ocak 2019. 16 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ocak 2019. 
  2. ^ Lindbom (June 1957). "Arterial spasm caused by puncture and catheterization". Acta Radiologica (İngilizce). 47 (6): 449-460. doi:10.3109/00016925709170919. ISSN 0001-6926. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Şok, kalbin aorta attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromdur. Şok olgusunda yaşamsal dokulara ve organlara yeterli kan gidemez. Dolaşan kanın azalması, dokuların oksijen ve enerji kaynaklarının kesilmesi, metabolizma artıklarının temizlenememesi anlamına gelir. Başlangıç belirtiler hipotansiyon, bilinç kaybı, ağızda kuruluk, deride solukluk, terleme, nabızda artma/azalma, laktik asidoz, parmak uçlarında ve dudaklarda siyanozdur.

<span class="mw-page-title-main">Düşük tansiyon</span> sistolik kan basıncının 90 mmHgdan az olması

Düşük tansiyon ya da hipotansiyon, düşük kan basıncı demektir; sistolik kan basıncının 90 mmHg'dan az olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ateroskleroz</span>

Ateroskleroz, atardamarları (arterleri) etkileyen bir hastalıktır. Yaygın olarak "damar sertleşmesi" olarak adlandırılan arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen "aterom" veya "plak" olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. Aterom, hangi safhada olduğuna bağlı olarak çeşitli yapılar barındırabilir:

<span class="mw-page-title-main">Kalp</span> vücuttaki kanın dolaşmasını sağlayan kendiliğinden kasılma özelliğine sahip organ

Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

<span class="mw-page-title-main">Trombosit</span> kanın pıhtılaşmaya yardımcı bileşeni

Trombosit veya kan pulcukları, kan pıhtılarının oluşumunda görev alan hücre parçalarına verilen isimdir. Platelet olarak da adlandırılır. Düşük trombosit seviyeleri veya fonksiyon anormallikleri (disfonksiyon) kanamaya yatkınlığı artırırken, yüksek trombosit seviyeleri -çoğunlukla asemptomatik- tromboz riskini yükseltir.

<span class="mw-page-title-main">Koroner arter hastalığı</span>

Koroner arter hastalığı, koroner arterlerin duvarlarında oluşan plaklardan ötürü ortaya çıkan bir hastalıktır. Koroner kalp hastalığı veya kısaca CHD olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Fenilefrin</span> İlaç

Fenilefrin hidroklorürü tansiyonu yükseltmek veya gözbebeğini genişletmek için veya dekonjestan olarak kullanılan bir maddedir.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Anjina pektoris</span> Kalp kaslarında meydana gelen beslenme bozukluğuna bağlı göğüste ağrı ve huzursuzluk hissi

Anjina pektoris, genellikle kalp kasındaki iskemi veya koroner arter spazmı nedeniyle oluşan göğüste ağrı, sıkışma ve baskı hissi. Anjinanın ana sebebi olan koroner arter hastalığı, kardiyak arterlerin ateroskleroza uğramasından kaynaklanır. Anjina pektoris terimi Latince angina, Yunanca ἀγχόνη ankhonē (boğulma) ve Latince pectus (göğüs) kelimelerinden türemiştir. Böylece "göğüste boğumlanma, sıkışma hissi" olarak Türkçeye çevrilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp krizi</span> Kalbin bir kısmına kan akışının kesilmesi

Kalp krizi, kalp enfarktüsü ya da akut miyokard enfarktüsü, kan akımının azalması veya durması sonucunda koroner arterlerden birinde meydana gelen enfarktüs ile karakterize edilir. Tipik belirtiler arasında, sıklıkla sol omuz, kol veya çeneye yayılan, göğüs kemiğinin arkasında (retrosternal) göğüs ağrısı veya rahatsızlığı bulunur. Bu ağrı, bazen mide yanması gibi algılanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Düz kas</span>

Düz kas, istem dışı olarak çalışan ve çizgili olmayan kas türüdür. Kasılmaları otonom sinir sisteminin nörotransmitter aracılığıyla uyarması, hormon veya ilaç etkisi doğrultusunda olabilir veya interstisyel Cajal hücrelerinde olduğu gibi kendiliğinden de gerçekleşebilir.

<span class="mw-page-title-main">İnme</span> zayıf kan akışı nedeniyle beyin hücrelerinin bir bölgesinin ölümü

İnme, beyne giden zayıf kan akışının hücre ölümüne neden olduğu tıbbi bir durumdur. İnmenin iki ana türü vardır: kan akışının yetersizliğinden kaynaklanan iskemik ve kanamadan kaynaklanan hemorajik. Her ikisi de beynin bazı bölümlerinin düzgün çalışmamasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Koroner dolaşım</span> kalp kasının kan damarlarında (miyokard) kan dolaşımı​

Koroner dolaşım, kalp kası'nı (miyokard) besleyen atardamarlardaki ve toplardamarlardaki kan dolaşımı'dır. Koroner arterler kalp kasına oksijenli kan sağlar. Toplardamarlar oksijeni alındıktan sonra kanı boşaltır. Vücudun geri kalanı ve özellikle de beyin, en ufak bir kesinti dışında sürekli olarak oksijenli kana ihtiyaç duyduğundan kalbin sürekli çalışması gereklidir. Dolayısıyla dolaşımı sadece kendi dokuları için değil tüm vücut için, hatta beynin bilinç düzeyi için de an be an büyük önem taşır.

Endotelinler, 21 amino asitten oluşan vazokonstriktör peptidlerdir. Başlıca endotelde üretilirler ve damarların homeostazının düzenlenmesinde anahtar rol oynarlar. En güçlü vazokonstriktörlerden olan endotelinler, kalp, beyin ve genel kan dolaşımı dahil olmak üzere birçok organ ve sistemin hastalığında etkendirler.

<span class="mw-page-title-main">İskemi</span> Dokulara kan akışında eksiklik

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Beta blokör</span> kardiyak aritmileri yönetmek ve ilk kalp krizinden sonra kalbi ikinci bir kalp krizinden korumak için kullanılan ilaç sınıfı

Beta blokörler, aynı zamanda β-blokerler olarak da yazılır, çoğunlukla anormal kalp ritimlerini (aritmi) tedavi etmek ve ilk kalp krizinden sonra kalbi ikinci kalp krizinden korumak için kullanılan bir ilaç sınıfıdır. Ayrıca, yüksek tansiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılır ancak artık çoğu hastanın ilk tedavisi için ilk tercih değildirler.

Prazosin, ticari ismi Minipress, Vasoflex, Lentopres ve Hypovase olan, yüksek kan basıncı, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisinde kullanılan bir sempatolitik ilaçtır. Alfa-1 adrenerjik reseptör antagonisti olan bir α1 blokördür. Bu reseptörler, norepinefrinin vazokonstriktif etkisinden sorumlu olan vasküler düz kas hücrelerinde bulunur, Ayrıca merkezi sinir sinir sisteminde de bulunurlar. 2013 itibarıyla, Prazosin ABD'de patent dışıdır ve FDA en az bir jenerik üreticiyi onaylamıştır.

İnfarkt, dolaşım yetmezliğine bağlı yerel iskemik doku nekrozudur; bu olguya infarksiyon (infarction) nitelemsi yapılır. Kısa sürede oluşan güçlü iskemilerin büyük bölümü infarktla sonuçlanır. Çoğu infarktlar arterlerin bir embolus ya da trombusla tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Vena tıkanmaları ve bunlara ilgili infarktlar seyrektir. İnfarktlar genellikle koagülasyon nekrozu, beyindekiler kollikuasyon nekrozu biçimindedir.

Nebivolol, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliğini tedavi etmek için kullanılan bir beta blokerdir. Diğer β-blokerlerde olduğu gibi, Nebivolol da yüksek tansiyon için az tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Tek başına veya diğer tansiyon ilaçları ile birlikte kullanılabilir. Ağızdan alınır.

İvabradine, kalp pili akımı (If) inhibitörü olan ve kalple ilişkili göğüs ağrısı ve kalp yetmezliğinin semptomatik tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Koroner kalp yetmezliği için ivabradin kullanımına uygun hastalar, semptomatik kalp yetmezliği olan, ejeksiyon hacmi azalmış, kalp hızı en az 70 bpm olan ve bu durum beta blokerlerle tam olarak kontrol altına alınamayan hastalardır.